Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1301 E. 2020/343 K. 10.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2017/1301 Esas
KARAR NO : 2020/343

DAVA : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/12/2017
KARAR TARİHİ : 10/09/2020

DAVA :
Davacı vekili Mahkememize sunduğu 12/12/2017 havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; davacı …,——————– yolları ve —- kapsamında ortak ihale teklifi vermek üzere —- davalının, keşide tarihinde münfesih olan ——-ortaklığı hesabına ait olan ve taraflarınca imzalanmayan bir çeke dayanarak, Konya—İcra Müdürlüğü’nün ——-. Nolu dosyası ile davacı aleyhine kambiyo senetlerine mahsus icra yoluyla takip başlatılmış olduğu, davacı tarafından süresi içerisinde yapılan itiraza binaen Konya —-. İcra Hukuk Mahkemesi’nin—— sayılı dosyası üzerinden verilen kararla — İcra Dairelerinin yetkisizliğine karar verilmesi üzerine İstanbul Anadolu —–. İcra Dairesi —-Esas sayılı dosyası ile takibe devam edilmiş olduğu ve ödeme emrinin taraflarına tebliğ edildiğini, davalı .—- ile davacı taraf arasında hiçbir borç ilişkisinin bulunmadığı, hiçbir ticari faaliyet bulunmadığından borç doğuracak her hangi bir mal veya hizmet aliminin da bulunmadığını, adi şirketin faaliyetine devam ettiği dönemde, Kadıköy —. Noterliği —yevmiye numaralı tadil sözleşmesi, — yevmiye numaralı karar metni ile keşideci adi ortaklığın temsilinde ————–müştereken yetkili olacaklarının karara bağlandığı, adi ortaklık sona erdikten sonra da bütün çeklerin iptal edilmiş olduğu, ancak gözden kaçmış ve zayi olmuş bir çek mevcutsa bu çekin kesinlikle davacı tarafından imzalanmamış olduğunu, takİp dosyasına konu çek incelendiğinde, alacaklının emrine yazıldığı, takibe bizzat alacaklının kendisi tarafından konulduğu, bu nedenle takip alacaklısı takibe konu çeki nereden aldığını, çek alacağına temel teşkil eden esas ilişkiyi alacağının oluşması için sunmuş olduğu mal veya hizmeti bilecek durumda olduğu, davalı-alacaklımn bu nedenle yapmış olduğu takipte haksız ve kötü niyette olduğunu, davanın diğer adi şirket ortağı———— olan,——- ihbarının talep edildiğini, karşı tarafa yöneltilen davanın menfi tespit davası olduğu, davacı tarafın borçlu olmadığı, kambiyo senetlerine mahsus takipte itiraz takibi durdurmadığı için haciz tehdidi altında oldukları, bu sebeple İstanbul —. icra Dairesi —.sayılt dosyası İle başlatılan takibin mahkemece uygun görülecek bir miktarın nakit veya teminat mektubu karşılığında teminat olarak yatırılması suretiyle takibin tedbiren durdurulmasına karar verilmesi gerektiğini beyan ve dava etmiştir.
Davacı vekili Mahkememize sunduğu 19/02/2018 havale tarihli cevaba cevap dilekçesinde özetle: konuya değer bir hukuki yararı olan herkesin bu davayı açması kanunen tanınan bir hak olmakla beraber borcun esasına yönelik İtirazların yöneltileceği yegâne davaların menfi tespit davaları olduğu, somut olayda çekin keşide tarihinden önce adi ortaklığın fiilen son bulduğu, fiilen mevcut olmayan tasfiye olmuş bir ortaklığa karşı icra takibine girişilmesinin düşünülemeyeceği yine tasfiye olmuş bir adi ortaklığın ortaklarının da birlikte dava açmaya zorlanmasının beklenemeyeceğini, davalı tarafın cevap dilekçesinde gerek adi ortaklığa gerekse davacı tarafa sunduğu bir hizmet ya da mal satışı varlığını belirte m ediği, çünkü böyle bir ilişkinin olmadığını, dava şartlarının mevcut olduğunun kabulü ile davanın esastan İncelenmesine ve davacının davalıya İstanbul Anadolu———- çek tazminatı, 94,64 TL İşlenmiş faiz, 63 TL komisyon olmak üzere toplamda 23.257,64 TL’nin ferileri ile birlikte borçlu olmadığının tespit edilerek takibin iptaline veya davacı açısından takibin durdurulmasına, davalı taraf aleyhine %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesi arz ve talep etmiştir.
Davacı vekili 10/09/2020 tarihli duruşmada/esas hakkındaki beyanında; önceki beyanlarını tekrarla davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili Mahkememize sunduğu 17/01/2018 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: davacının açmış olduğu davanın haksız ve yasaya aykırı olduğu reddi gerektiği, davacının aktif dava ehliyetinin olmadığı çünkü, davanın çeke dayalı menfi tespit davası olduğu, dava konusu çekin keşidecisi olarak—- olarak görüldüğü, davanın ise adi ortaklığın ortaklarından … tarafından açıldığı, keşidecinin sadece davacı olmayıp davacının da içinde yer aldığı adi ortaklığın olduğu, tek başına davacı aleyhine girişilen bir İcra takibinin olmadığı bu durumda davacının ayrı bir tüzel kişi olarak dava konusu çeke dayalı menfi tespit davası açma yönünden aktif dava ehliyetinin bulunmadığını, davalınm davaya konu çeki,—- tarafından verildiğini, çekin sebepten soyutlanmış bir ödeme vasıtası olduğu, ilke olarak keşidecinin mevcut bir borcunu İfa amacıyla keşide edildiği, aksini iteri süren keşidecinin bu iddiasını ancak kesin bir delil ile kanıtlamak külfeti altında olduğu, alacağı meşru hamili bulunduğu bir çeke dayanan davalının alacaklı olduğunu ayrıca ispat etmek mükellefiyetinde olmadığını, yersiz ve hukuka aykırı olarak açılan davanın reddi ile haksız ve kötü niyetli olarak açılan dava nedeniyle davacının %20’den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesi ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesi arz ve talep edilmediğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili hüküm duruşmasına katılmamıştır.
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde davacı ile ——imzalamış olduğu adi ortaklık sözleşmesinin sona erip ermediği, adi ortaklığı temsil yetkisinin kime ait olduğu, davaya konu çekin adi ortaklık sona erdikten sonra keşide edilip edilmediği, davacı tarafça çekin imzalanmamasının sorumluluğunu etkileyip etkilemediği, taraflar arasında ticari ilişki bulunup bulunmadığı, davanın adi ortaklar tarafından birlikte açılması gerekip gerekmediği bu nedenle davacının aktif dava ehliyetinin bulunup bulunmadığı noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, dava konusu takibe konu bonodan dolayı borçlu olmadığının tespiti(menfi tespit) davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: Menfi tespit davasını düzenleyen 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 72/1. Maddesindeki ” Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER :
Celp ve tetkik edilen İstanbul Anadolu ——-Esas sayılı dosyasında; davacı/takip borçlusu hakkında— tarihli takip talebi ile kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip başlatıldığı, davacı/takip borçlusunun süresinde takibe itiraz etmemesi nedeni ile takibin kesinleştiği anlaşılmıştır.
Dosyada mübrez——- sözleşmesi incelendiğinde; ———arasında imzalandığı, ihale konusunun ana——- kapsadığı anlaşılmıştır.
Dosyada mübrez Kadıköy —– yevmiye numaralı tadil sözleşmesi incelendiğinde; karar metni ile keşideci adi ortaklığın temsilinde————-..—- müştereken yetkili olacaklarının karara bağlandığı anlaşılmıştır.
Dosyada mübrez davaya konu çek sureti incelendiğinde—– bedelinin ise —- olduğu.anlaşılmıştır.
Konya——-. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne talimat olarak gönderilen ve mahkemece resen atanan bilirkişi — Havale tarihli raporunda özetle; davalı firma ile dava dışı———–arasında ticari ilişkinin mevcut olduğu, davacı firma nezdinde davalı firmaya herhangi bir cari hesap açılmadığı, fatura tutarı kadar çek kaydı yapıldığı, alınan çekin ciro yoluyla —- —– Sanayine çıkışı yapıldığı, borçlu olunmadığı tespiti istenen çek tutarının 21.000,00 Tl olduğu, kayda alınan çek tutarının ise 24.780,00 TL olduğu, firma kayıtlarında davacı … ile ilgili herhangi bir kayıt olmadığı, dolayısı ile davacı … ile davalı firma arasında herhangi bir ticari ilişki olmadığı, borç alacak bakiyesinin de olmadığını beyan ve rapor etmiştir.
Tarafların ticari defterlerinin incelenmesine karar verilmiş, inceleme gününde Mahkememize ibraz edilen ticari defterler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Mali Müşavir bilirkişi 19/02/2020 Havale tarihli raporunda özetle; yapılan inceleme sonucu davacının ticari defter ve belgelerine göre davalı ile arasında ticari bir ilişkinin bulunmadığı, davacının Ticari Defterlerini Türk Ticaret Kanunu’na ve ————————-göre usulüne uygun tuttuğu, davacının ——– tasdiklerini zamanında yaptığı, davalının ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan incelemede ——tarafından hazırlanan ——- arasında ticari itişki mevcut olup Davacı … ile davalı firma arasında herhangi bir ticari ilişki olmadığı için borç alacak bakiyesinin de olmadığı tespit edilmiştir” tespitinin yapıldığı, davacının ticari defter incelemesinde davacı … ———- adına herhangi bir kaydın bulunmadığından davacının davalıya borcunun olmadığının tespit edildiğini beyan ve rapor etmiştir.
Bilirkişi raporları taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, Türk Milleti adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. m.141); toplanan/sunulan deliller, ticaret sicil kayıtları, adi ortaklık sözleşmesi sureti, tadil sözleşmesi sureti talimat ve esas bilirkişi raporları, iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı ile dava dışı ——– arasında adi ortaklık kurulduğu, bu adi ortaklık hesabına ait olan ve———–seri nolu ——- bedelli çekin davalıya verildiği ve bu çekin davalı tarafından icra takibine konu edildiği, davacı tarafça çekten dolayı borçlu olmadığının tespiti talebiyle eldeki davanın açıldığı, ortaklığa konu işin sona ermesi ile ortaklık sözleşmesinin 8. Maddesi uyarınca adi ortaklığın sona ermesi ve davacının çekten dolayı borçlu olmadığının tespitini istemesi nedeniyle eldeki davayı tek başına açabileceği ve aktif husumet ehliyetinin bulunduğu, çekin keşide tarihinden önce —- tarihli tadil sözleşmesi ile adi ortaklığın ——birlikte atacakları imza ile temsil edileceğinin kararlaştırıldığı, davaya konu çekin incelenmesinden çekin üzerinde davacının imzasının bulunmadığı bu kapsamda dava dışı ———-tarafından adi ortaklık adına atılan imzanın yetkisiz temsil teşkil ettiği, yetkisiz temsilin mutlak defi olması sebebiyle herkese karşı ileri sürülebilecek defilerden olması ( —– bu kapsamda davaya konu çekten dolayı adi ortaklığın ve davacının sorumlu tutulamayacağı, takip haksız olmakla birlikte davalı/alacaklının kötü niyetli olduğu ispatlanamadığından kötü niyet tazminatı talebinin yerinde olmadığı(İİK m. 72/5), sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE,
2-Davacının İstanbul Anadolu —. İcra Dairesi’nin—- Esas numaralı takibi ve bu takibe konu —– ——— seri nolu ——bedelli çek nedeniyle davalıya borçlu olmadığının TESPİTİNE,
3-Davacının şartları oluşmayan kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,
4-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 1.434,51 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 397,19 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.037,32 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
5-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan——— vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafça yargılama boyunca 31,40 TL başvuru harcı, 397,19 TL peşin harç, 1.100,00 TL bilirkişi ücreti, 707,80 TL posta, tebligat ve diğer masraflar olmak üzere toplam 2.236,39 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Yatırılan gider avansından kullanılan kısmın mahsubu ile bakiye kısmın kararın kesinleşmesi ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf yoluna başvuru konusu edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, istinaf yoluna başvurulmasının İİK’nın 36. maddesi saklı kalmak kaydıyla kararın icrasını durdurmayacağı, süresi içerisinde karara karşı istinaf yoluna başvurulmaması halinde hükmün kesin hüküm ve kesin delil oluşturacağı açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.