Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1251 E. 2020/438 K. 29.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2017/1251 Esas
KARAR NO : 2020/438

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/11/2017
KARAR TARİHİ : 29/09/2020

DAVA :
Davacı vekili Mahkememize sunduğu 29/11/2017 havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkili şirket ile davalı şirket arasındaki ticari ilişkinin bulunduğu, davalı şirkete ait —– çeşitli zamanlarda yapıldığı, verilen bu hizmete ilişkin navlun faturalarının düzenlendiği, davalı tarafın ara ödemelerde bulunduğu, kalan borcunun ödenmediği, alacağın tahsili için İstanbul Anadolu —- İcra Müdürlüğünün — Esas sayılı dosyasında —- üzerinden takip yapıldığı, davalı tarafın icra takibinde yetkiye ve borca itiraz ettiği, itirazın haksız ve yerinde olmadığı, ticari defter ve belgelerin incelemesinde bu durumun ortaya çıkacağı, davalının kötü niyetli olduğunu beyanla davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili Mahkememize sunduğu 27/02/2018 havale tarihli cevaba cevap dilekçesinde özetle: dava dilekçesini tekrarla davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 29/09/2020 tarihli esas hakkındaki beyanında; önceki beyanlarını tekrarla davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili Mahkememize sunduğu 30/01/2018 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: davacı tarafın İstanbul Anadolu —. İcra Müdürlüğünde başlatmış olduğu — Esas sayılı icra dosyasında İcra müdürlüğünün yetkili olmadığından yetki itirazı yapıldığı, bu nedenle de icra dairesinin ve mahkemenin yetkisine itiraz ettiklerini, dava konusu takibe 16/11/2015 tarihinde itiraz edildiğini, davacı tarafın ——hak düşürücü süreye tabi olduğu, itirazın üzerinden 2 yıl geçtiği bu nedenle de davanın reddini talep ettiklerini, davanın zaman aşımına uğradığından reddini talep ettiklerini, davacının istediği alacağın —-cinsinden olduğu, davacının icra takibinde vade tarihindeki kuru seçtiği, dava tebliğ edilmediği, hizmetin dava dışı—— müvekkili tarafından yapılan işin iki tarafı bir araya getirmek olduğu, dolayısı ile müvekkili davalının borcunun bulunmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili hüküm duruşmasına katılmamıştır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: İtirazın iptalini düzenleyen 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 67/1. Maddesindeki “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER :
Celp ve tetkik edilen İstanbul Anadolu —-. İcra Müdürlüğü’nün —– Esas sayılı dosyasında; davacı takip alacaklısı tarafından 19/11/2015 tarihli takip talebi ile davalı takip borçlusu hakkında ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin davalı takip borçlusuna 26/11/2015 tarihinde tebliği üzerine davalı takip borçlusunun süresi içerisinde, borca ve ferilerine karşı itiraz ettiği ve bunun üzerine takibin durduğu, itiraz dilekçesinin ve/veya takibin durdurulmasına ilişkin kararın davacı takip alacaklısına tebliğ edilmediği, eldeki davanın 1(bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Tarafların ticari defterlerinin incelenmesine karar verilmiş, inceleme gününde Mahkememize ibraz edilen ticari defterler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Mali Müşavir bilirkişi ——–Havale tarihli raporunda özetle; davacının incelenen ticari defterlerine göre 31/12/2015 tarihli kapanış maddesinde davacı tarafın davalı taraftan 99.156,99 TL(32.388,37 Euro) alacaklı olduğu, bu tarihten itibaren bu konuda davalı tarafından davacı tarafa yapılan herhangi bir ödeme kaydı bulunmadığını, davalı tarafın bu yönde dava dosyasına somut bir delil sunmadığı, icra takip tarihi itibarı ile ve dava tarihi itibarı ile davacı tarafından davalı taraftan 99.156,99 TL alacaklı olduğunun kabul edilmesi gerekeceği, borcun sona erdiğinin ispat külfetinin davalı üzerinde olduğu, incelenen davalı taraf defterlerinde davacı tarafın toplam 15.273,50 TL faturasının kayıtlı bulunmadığı, bu konuda davalı tarafça dava dosyasına herhangi bir belge sunulmadığı, faturalarıyla kayıtları uyumlu olan davacı taraf 2014 ve 2015 hesap yılı defter ve kayıtlarına itibar edilmesi gerektiği, hizmetin dava dışı—– verildiği yönünde dava dosyasında herhangi bir belge tespit edilmediği, davalı tarafın dava dosyasına bu yönde somut herhangi bir belge sunmadığı, taraflar arasında ödeme tarihleri ve temerrüt ile ilgili herhangi bir sözleşme veya davacı tarafından davalı tarafa gönderilmiş herhangi bir borç ihbarnamesi olmadığı, davacının takip talebinde işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığı, temerrüdün takip tarihi itibarıyla oluştuğu, takip talebinde asıl alacağı işleyecek yıllık % 5 CMR m.27 gereği faiz talebinin yerinde olduğu ve uygulanabileceği ,alacağın itiraza uğramayan dayalı likit alacak olması husus gözetilerek davacının icra inkar tazminatı talebinin mahkemenin takdirinde olduğunu beyan ve rapor etmiştir.
Mali Müşavir bilirkişi —- Havale tarihli raporunda özetle; davaya konu uyuşmazlığın temelde aynı yükün aynı yerler arasında yapılan taşımasından kaynaklandığını, bu kapsamda davalının asıl ve alt olmak üzer iki sözleşmenin tarafı olduğu, dava konusu alacağa yönelik ücretin davacı ile davalı arasında yapılmış olan alt taşıma sözleşmesinden kaynaklandığı, davacı defter kayıtlarından hareketle iş bu ücretin (32.388,37 Euro) ödenmediğini beyan ve rapor etmiştir.
Bilirkişi raporları taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, Türk Milleti adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan yargılama sonunda(Ay. m.141); sunulan deliller, bilirkişi raporları iddia ve beyanlar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; davanın — ücretine ilişkin faturaların ödenmediği iddiası ile yapılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkin olduğu, faturaların deniz taşımacılığından kaynaklı olarak kesildiği, davanın konusunun davacının dorse ve çekicilerinin deniz yolu ile taşıma işine ilişkin olduğu, TTK.nun 1138 ‘inci maddesinin, Kanunun 5’inci kitabının 4 ‘üncü kısmında Deniz Ticaretine ilişkin düzenlemeler arasında yer aldığı, anılan Kanunun 5/2 maddesine göre deniz ticaretine ve deniz sigortalarına ilişkin hukuk davalarına bakmakla asliye ticaret mahkemelerinin biri veya bir kaçının münhasıran HSYK tarafından görevlendirilebileceği, bu kapsamda HSYK ‘nın 20/07/2004 tarih ve 370 sayılı kararı ile İstanbul ‘da kurulup faaliyete geçirilen denizcilik ihtisas mahkemesinin yargı alanının İstanbul ili mülki sınırları olarak belirlendiği, yine 09/09/2014 tarihli Ticaret Mahkemesi hakimleri ile bazı yer adli yargı hakimlerinin müstemir yetkilerinin düzenlenmesine ilişkin yetki kararnamesi ile 6102 sayılı TTK 5/2 maddesi gereğince İstanbul— Asliye Ticaret Mahkemesi’nin TTK ‘dan ve diğer kanunlardan doğan deniz ticareti ve deniz sigortalarına ilişkin hukuk davalarına bakmak üzere münhasıran görevlendirildiği bu nedenle deniz ticaretine ilişkin bir uyuşmazlıktan kaynaklanan eldeki bu davada Mahkememizin görevli olmadığı, mahkemenin görevli olmasının(HMK m.114/1-c) dava şartlarından olduğu, mahkemece, dava şartlarının mevcut olup olmadığının, davanın her aşamasında kendiliğinden(HMK m. 115/1) nazara alınacağı, tespit edilen dava şartı noksanlığının giderilmesinin mümkün olmadığı sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak yargılama harç ve giderleri görevli mahkemede değerlendirilmek üzere Mahkememizin görevsizliğine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, bu nedenle 6100 sayılı HMK’nın 115/2. Maddesi uyarınca dava şartı noksanlığından davanın usulden REDDİNE,
2-Taraflardan birinin, karar süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde dosyanın görevli İstanbul —. Asliye Ticaret Mahkemesi(Denizcilik İhtisas Mahkemesi)’ne gönderilmesine,
3-Yasal süre içinde Mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği takdirde, Mahkememize davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin iş bu kararın tefhim/tebliği ile İHTARINA,
4-Dava dosyasının talep üzerine gönderilmesi halinde yargılama giderlerine görevli mahkemece hükmedilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.