Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1250 E. 2020/288 K. 07.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2017/1250 Esas
KARAR NO : 2020/288

DAVA : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/11/2017
KARAR TARİHİ : 07/07/2020

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirket ile —– arasında müvekkilimin — davalının da — yedek parçası satışı yapması nedeniyle müvekkil davalı yandan—– satın aldığını ve böylece taraflar arasında ticari ilişki kurulduğunu, bu ticari ilişki neticesinde müvekkil, davalıdan —- almak için davalıya peşin avans ödemesi yaptığını ve ödemeler karşılığında çeşitli zamanlarda davalıdan —- satın aldığını, davalı yanca müvekkile malzeme gönderildikçe avans miktarından satın alınan emtia bedeli düşüldüğünü, ancak, uzunca bir zamandır müvekkil şirketin davalıya sipariş vermesine rağmen davalı yan bu siparişleri müvekkile göndermediğini, karşılıklı yapılan görüşmeler de olumlu sonuç vermediğini, müvekkil de bunun üzerine halihazırda davalıya avans olarak ödenen ve şirket ticari kayıtları ile davalıya ödendiği tespit edilen 27.979,22TL fazla ödemenin iadesini talep ettiğini, ne yazık ki karşı yan bu talebe de olumlu yanıt vermediğini ve ne müvekkile malzeme gönderdiğini ne de kendisine müvekkil şirket muhasebe kayıtları incelendiğinde tespit edilen şu ana kadar ki 27.000TL fazla avansı da de iade etmediğini, davalıya bugün itibari ile tespit edilen 27.979,22 TL fazla ödeme yapıldığı ticari defter ve kayıtlardan tespit edildiğini, davalı bu ödeme karşılığı talep edilen malı müvekkile göndermediği gibi ödenen fazla avansı da iade etmediğini, tüm bu nedenlerle, fazlaya dair talep ve dava haklarımız saklı kalmak üzere, müvekkil davacının davalıya borcu olmadığının tespiti ile davalıya avans olarak ödenen ve karşılığında ne mal ne de nakden alacağını alamadığı 27.979,22 TL’nin ödeme gününden işleyecek ticari temerrüt faizi ve ferileri ile birlikte davalıdan istirdadına karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; bu davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, yetkili mahkemenin ise — Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, davacı tarafından şirket aleyhine mahkemenin — esas sayılı dosyası ile ayrıca bir istirdat davası ikame edildiğini, bu iki davanın konusu ve taraflarının aynı olduğunu, esasında davacı ile şirket arasında ticari ilişkiden kaynaklanan cari hesap ilişkisi bulunmakta olup bahsi geçen bu davalar da cari hesaptan kaynaklanan alacak vereceği dair olduğunu, işbu dava ile cari hesaba ilişkin talep edilen 27.979,22 TL ile diğer davada çekten kaynaklı talep edilen 80.000,00 TL iki farklı sebepten kaynaklanıyormuş gibi gösterilmişse de esasında böyle olmadığını, davacı ile girilen ticari ilişkiye binaen teslim alınan çeklerin ayrı bir davanın konusu olmayacağının aşikar olduğunu, her ne kadar davalar ayrı ayrı ikame edilmiş olsa da işbu davaların tarafları ve uyuşmazlık sebepleri aynı olup biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyeceğinden davalar arasında bağlantı olduğunu, bu sebeple işbu dosyanın ilk açılan dosyada İstanbul Anadolu ———. Asliye Ticaret Mahkemesinin —- esas sayılı dosyası ile birleştirilerek yargılamanın bu esas üstünden devam etmesini talep ettiklerini, şirket ile davacı arasında —–alım satımı hususnda ticari ilişki kurulduğunu, bu bağlamda davacıdan toplam 400.000,00 TL bedelli 5 adet ileri vadeli avans çekleri alınmış olduğunu, davacı ihtiyaç duyduğunda sipariş vererek şirketten ürün talep ettiğini, mal teslimi yerine getirildikçe de bu malın bedeli avans miktarından düşüleceğini, toplam 400.000,00 TL bedelli 5 adet çekin teslim belgesi ile davacıdan teslim alındığını, 2017 Mart ayında avans olarak teslim edilen bağlantılı çeklerin vadeleri 2017 Temmuz-kasım ayları arasında olmak üzere ileri vadeli olarak keşide edildiğini, davacı yan ile mal teslimlerinde hangi sürelere riayet edileceği konusunda yapılan görüşmelerde malların çek vadelerinde değil de ihtiyaç doğumunda teslim edileceği konusunda anlaşıldığını, inceleme yapıldığında davacıya çeklerde belirlenen vadelere riayet edilmeksizin —– mal teslimi yapıldığının anlaşılacağını, dolayısıyla da davacının şirketten mal siparişi verdiği ve bu siparişin yerine getirilmediği iddiasının mesnetsiz olduğunu, tüm bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında davacı tarafından davalıya verildiği iddia olunan avans çekleri karşılığında davalının çek karşılığı malı teslim etmediği iddiasına dayalı olarak davacının fazladan yapmış olduğunu iddia ettiği dava değeri bedeli davalıdan isteyip isteyemeyeceğine ilişkin alacak davasıdır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde yetki itirazında bulunmuş dosyanın yetkili —–Ticaret Mahkemesine gönderilmesini talep etmiştir.
HMK 6. Maddesine göre genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.
HMK 10. Maddesine göre sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılır.
Davalı vekili tarafından dosyaya sunulan sevk irsaliyelerinin incelenmesinde faturaların ve sevk irsaliyelerinin davalı tarafından davacı adına düzenlendiği, sevk irsaliyelerinde fatura içeriği malların teslim yerinin—-olduğu, davalının adresinin ise —– dava dilekçesinin incelenmesinde davacı ile davalı arasında akdi bir ilişki olmadığı gibi bu yönde bir iddiada da bulunmadığını, dava dilekçesinde de davalının adresinin —olarak belirlendiği, sözleşmenin ifa yerinin — olduğu, bu nedenle 6100 Sayılı HMK 6. Maddesinin uygulanması gerektiği, buna göre de genel yetkili mahkemenin davalının, dava tarihindeki yerleşim yeri mahkemesi olduğu ve davalının yerleşim yerinin—– Ticaret Mahkemeleri yetkisinde bulunduğu anlaşılmakla mahkememizin yetkisizliğine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda belirtildiği gibi;
1-Mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE, bu nedenle davanın usulden REDDİNE,
2-Taraflardan birinin, karar süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Mahkememize başvurarak, dava dosyasının yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde dosyanın yetkili İZMİR NÖBETÇİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NE gönderilmesine,
3-Yasal süre içinde Mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği takdirde, Mahkememize davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin iş bu kararın tefhim/tebliği ile İHTARINA,
4-Dava dosyasının talep üzerine gönderilmesi halinde yargılama giderlerine görevli mahkemece hükmedilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle oybirliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı