Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/125 E. 2019/78 K. 29.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2017/125 Esas
KARAR NO : 2019/78

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/02/2017
KARAR TARİHİ : 29/01/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı takip borçlularından———————– Müvekkil banka ile Genel Kredi Sözleşmesi imzaladığını ve kredi kullandığını, davalı ——————-ve dava dışı takip borçlusu —————– söz konusu kredi için müşterek borçlu müteselsil kefil imzalarının bulunduğunu, davalı ve dava dışı borçlular iş bu borçlarını gereği gibi ödemedikleri için kredi hesapları kat edilerek kredi borcunun ödenmesi talebiyle 20/10/2016 tarihinde Gebze ———— Noterliği’nin ———-yevmiye numaraları, hesap kat ihtarnamesi keşide edilmesini aksi halde yasal işlemlere başlatılacağının tebliğ edildiğini, davalı ve dava dışı borçlular ihtarnamelerin tebliğ edilmelerine rağmen borçlarını ödememiş oldukları için haklarında İstanbul Anadolu ————. İcra Müdürlüğü’nün 2017/341 Esas sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, takip tarihi itibariyle toplam borcun 183.459,80 TL olduğunu, ödeme emrini alan davalının itiraz ettiğini, borcun ödenmemiş olup devam ettiğini, davalının imzalamış bulunduğu sözleşmede 600.000,00 TL kadar müşterek borçlu müteselsil kefil imzasının bulunduğunu, davalıdan talep edilen temerrüt faizi yasaya ve sözleşmeye uygun olduğunu, temerrüt faiz oranının % 40.80 olduğunu, faiz oranının Genel Kredi Sözleşmesi uyarınca banka mevzuatına uygun olduğunu, davalının İstanbul Anadolu ———–. İcra Müdürlüğü’nün ———— Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın yasaya ve gerçeği aykırı olup haksız ve dayanaksız kötü niyetli olduğu sebepleriyle davanın kabulüne karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı müvekkilin, kötü niyeti gizlenemeyen davacı eylemleriyle TBK 599 madde hükmü üzere kefaletten dönme hakkının kullanılmasının açıkça engellendiği sabit vakıa karşısında davacı bankanın sorumluluğunun ve kötü niyetinin de tespitinin bu dava tahkikatı ile yapılacağı çerçevesinde müvekkil aleyhine başlatılan takibin tüm neticelerinin de sorumlusunun davacı banka olacağını, davalı müteriz müvekkilin icra takibine itiraz ile beyan ettiği üzere, kredinin asıl borçlusu olan ve İstanbul ticaret sicilinde———— sicil kaydındaki ——– Şirketindeki ortaklığındaki hisselerini diğer ortak ve ilgi ——- ikinci kefili olarak gösterilen——— Kadıköy ———. Noterliğinde 20/08/2014 tarihli ———–yevmiye sayılı pay devir sözleşmesi ile devrettiği ve bu pay devrinin de Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde —– tarihli ve —— sayılı nüshasında tescilin ilanının da yapıldığı kayıtlarla sabit olduğu ve ilan ile her kesin ve davacı bankanın da malumu olduğun tartışılmaz olduğunu, davacı bankanın haksız hukuksuz ve kefaletin müvekkil için geçersiz ollduğunu bilip gizlediği takibindeki istemlerinde yasal olmayan taleplerinin gözlendiğini tüm bu sebeplerle davanın reddini arz ve talep etmiştir.
Davalı vekili 10/04/2017 havale tarihli dilekçesinde özetle; davacı vekilinin dava dilekçesi ekinde gönderilen evrakların eksik ve okunaklı olmadığını, davacı vekili tarafından dava dilekçesinin ekindeki evrakların okunaklı ve eksiksiz olarak tarafına tebliğ edilmesi halinde detaylı cevap dilekçesi sunmak için ek süre talep etmiştir.
HMK 127 Maddesi “Cevap dilekçesini verme süresi, dava dilekçesinin davalıya tebliğinden itibaren iki haftadır. Ancak, durum ve koşullara göre cevap dilekçesinin bu süre içinde hazırlanmasının çok zor yahut imkânsız olduğu durumlarda, yine bu süre zarfında mahkemeye başvuran davalıya, bir defaya mahsus olmak ve bir ayı geçmemek üzere ek bir süre verilebilir. Ek cevap süresi talebi hakkında verilen karar taraflara derhâl bildirilir. ” hükmünü içermektedir.
Mahkememizin ——– Esas sayılı dosyasında 06/02/2017 tarihli tensip tutanağının davalıya 08/02/2017 tarihinde tebliğ edildiği, davalı vekilinin 22/02/2017 tarihli süre uzatım dilekçesi sunduğu, 01/03/2017 tarihli süre uzatım kararı verildiği, süre uzatım kararının davalı vekiline 24/03/2017 tarihinde tebliğ edildiği anlaşıldığından davalı vekilinin talebinin reddine karar verilmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, davacı bankanın ——- şubesinden dava dışı —— şirketinin kullanmış olduğu, genel kredi sözleşmesine müştereken ve müteselsilen kefil olan dava dışı ———— ve davalının, mevcut kredi borcunun ödenmemesi üzerine, alacağın tahsili için girişilen icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olup, İİK nun 67 vd maddelerine dayanmaktadır.
Davaya konu İstanbul Anadolu ———— İcra müdürlüğünün 2017/341 Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, davacı banka tarafından dava dışı ———- kullandırılan kredi nedeniyle ——– ve davalı —— hakkında toplam 183.459,80 TL icra takibi yapıldığı, alacağın tahsili için genel haciz yolu ile icra takibi yapıldığı, davalının yasal süresi içerisinde takibe itirazı nedeniyle takibin durduğu görülmüştür.
Tarafların tüm delilleri celbolunarak dosya ve davacı bankaya ait tüm yasal defter , kayıt ve dayanak belgeler ile bilgisayar kayıtları üzerinde bankacılık konusunda uzman bilirkişi aracılığıyla inceleme yaptırılarak rapor alınmıştır. Alınan raporun dosyadaki verilere uygun , gerekçeli ve denetime açık bulunduğu anlaşılmakla, hükme esas alınmıştır.
Uzman bilirkişi aracılığıyla yaptırılan incelemede,
Davacı bankanın ————- şubesiyle asıl borçlu dava dışı —— şirketi ile müşterek borçlu müteselsil kefiller ———– arasında imzalanmış bulunan 10/09/2013 tarihinde 600.000,00 TL bedelli krediye davalı——- 10/09/2013 tarihinde 600.000,00 TL ye kefil olduğu, davacı banka ile imzalanan sözleşmenin temerrüt tarihinde uygulanacak temerrüt faizinin sözleşmenin 2.7.1 mad. 2. Paragrafına göre belirleneceği, sözleşme maddesine göre bankanın kısa ve orta vadeli kredilere uyguladığı en yüksek orandaki faiz oranı olan yıllık % 20.40 nispetindeki akdi faizin 2 katı üzerinden bulunacak yıllık % 40.80 oranındaki faiz oranı üzerinden temerrüt faizi ödeyeceğini kabul ve taahhüt edilmiş bulunacağı, taraflar arasındaki sözleşmedeki faiz mevduatı çerçevesinde kredi faiz oranları ile temerrüt faiz oranlarının sözleşme ile serbestçe belirlendiği, sözleşmede belirtilen faiz oranının yasaya ve sözleşmeye uygun olduğu, davalının bankadan toplam 1.253.388,09 TL nakdi kredi kullandığı ve banka tarafından kredi hesaplarından yapılan tahsilatlardan sonra kalan 178.663,74 TL kredi hesabı kat edilerek 20/10/2016 tarih ———— yevmiye nolu ihtarname ile Gebze —————– Noterliği’nden 18/10/2016 tarihi itibariyle sorumlu bulunan tutar, işlemiş akdi faiz, BSMV dahil 178.663,74 TL olan borcun ödenmesi için dava dışı asıl borçlu ve kefillere ihtarname göndererek borcun 7 gün içinde bankaya ödenmesini, ödenmediği takdirde tahsili için yasal takibe geçileceği ihtaren bildirildiği, banka şubesine yapılan incelemede ihtarname tebliğ şerhine göre davalının ihtarnameyi 24/10/2016 tarihinde tebliğ almış olduğu ve bankaca verilen süreye göre 31/10/2016 tarihinden itibaren temerrüt faizinin başladığı tespit edilmiştir.
İcra takip tarihindeki banka alacak miktarının hesaplanması yönünden yapılan değerlendirmede; davacı bankanın kredi kat tarihi itibariyle 173.269,77 TL faiz masraf ve BSMV ilavesi ile 178.663,74 TL olduğu, davacı banka tarafından yapılan icra takibinde asıl alacağın 170.428,99 TL, 12.306,10 işlemiş % 20.40 akdi faiz, 615,31 % 5 BSMV 109,40 ihtarname masrafı olmak üzere toplam 183.459,80 TL olduğu, davacı bankanın ————— şubesi tarafından asıl borçluya kullandırılan krediden kaynaklanan banka alacağının 06/01/2017 icra takibi itibariyle 20/10/2016 tarihli ihtarnamede ana para 173.269,77 TL , birikmiş akdi faiz 5.137,12 ve 256,85 TL % 5 BSMV olmak üzere toplam 178. 663,74 TL olarak görüldüğü, ancak davalı bankanın ihtarnamede yazdığı gibi 7 gün sonra yasal takibe başlamadığı, daha sonra 01/11/2016 tarihinde 3.338,84 TL ve 30/12/2016 tarihinde 498,06 TL tahsilat yapılmış ve asıl alacak tutarı 170.428,99 TL olduğu ve 170.428,99 TL asıl alacak üzerinden hesaplama yapıldığı, yapılan hesaplama sonucu davalıdan toplam alacağının 184.783,71 TL olduğu, ancak davacı bankanın takip talebini 183.459,80 TL olduğu rapor edilmiştir.
Genel kredi sözleşmesinin 3.5 maddesinde “kredinin kefalet karşılığı kullandırılması ve kefillerin sorumluluğu başlıklı 3.5.1. Maddesinde ” sözleşmenin sonunda imzası bulunan kefiller müteselsil kefil sıfatıyla kefalet vermeyi kabul ederler. Kefiller müşterinin bankaya sözleşmeden doğan borçları için sözleşmede belirtilen kefalet limiti ile sınırlı olmak üzere sorumludurlar. Kefiller, kefalet limiti ile sınırlı olmak üzere müteselsil kefaletin, ana para ve akdi faizini bil cümle işlemiş/işleyecek temerrüt faizlerini, fonları, komisyonları, her türlü masrafı, vergi ve resimleri, dış işlemlerde kur artışı nedeniyle ortaya çıkacak ilave miktarları, kanuni takip giderlerini ve avukatlık ücretlerini de kapsadığını kabul ve taahhüt ederler.” şeklinde olduğu, 3.5.2.5. Madde TBK nın 598. Maddesi gereği işbu kefaletin süresiz olarak verildiği, bir gerçek kişi tarafından verilmiş olan kefaletin işbu kefalet sözleşmesinin kurulmasından başlayarak 10 yılın geçmesi ile kendiliğinden ortadan kalkacağını, kefalet süresi en erken kefaletin sona ermesinden 1 yıl önce yapılmak kaydıyla, kefillerin kefalet sözleşmesinin şekline uygun yazılı açıklamasıyla, azami 10 yıllık yeni bir dönem için uzatılabileceği, kefaletin tüzel kişi tarafından verilmesi durumunda 10 yıllık sürenin söz konusu olmadığı” şeklindedir.
Bilirkişi raporunda sonuç olarak tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla davalının alacağın tamamı olan 183.459,80 TL den sorumlu olduğu yönünde rapor tanzim edilmiş rapor usulüne uygun olarak taraflara tebliğ edilmiştir.
Yapılan yargılama sonucunda dosya kapsamındaki tüm deliller ve bilirkişi raporuna göre; davacı bankanın dava dışı ————–kullandırmış olduğu ve davalının kefil olduğu, sözleşme kapsamında kefalet süresinin 10 yıl geçerli olduğu, davalı her ne kadar şirketten ayrıldığını belirterek borca itiraz etmiş ve zaman aşımı def’inin de bulunmuş ise de genel kredi sözleşmesinin incelenmesinde kefil olarak imzası bulunan davalının kefil beyanındaki açıklamasının “——— firmasına genel kredi sözleşmesine istinaden kullandırılan ve kullandırılacak olan tüm kredilerden kaynaklı tüm borçlarından 600.000,00 TL ye kadar 10 yıl süre ile işbu genel kredi sözleşmesindeki hükümler çerçevesinde müteselsil kefil sıfatıyla sorumlu olmayı kabul beyan ve taahhüt ediyorum” şeklinde olduğu ve davalının imzasının bulunduğu, yine davalının 28/08/2014 tarih ————– nolu —— gazetesinden de anlaşıldığı gibi şirket ortağı olduğu, 6451 sayılı kanun’un 77. Maddesi ile TBK 584. Maddesine eklenen fıkra ile kefiller şirket ortağı ise ayrıca eş rızasına gerek olmadığı, alınan bilirkişi raporu ile davacı banka alacağının 171.138,82 TL asıl alacak, 12.995,14 TL temerrüt faizi ve 649,75 TL % 5 BSMV olmak üzere toplam 184.783,71 TL olduğu, ancak davalı bankanın icra takibindeki talebinin 183.459,80 TL olduğu, davacı banka tarafından uygulanan faiz oranının kredi sözleşmesine ve yasaya uygun olduğu, davalının müteselsil kefilliğinin devam ettiği ve borçtan sorumlu olduğu sonuç ve kanaatine varılmakla davanın kabulüne karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda belirtildiği gibi;
1-Davanın KABULÜNE;
Davalının İstanbul Anadolu ————. İcra Müdürlüğü’nün 2017/341 esas sayılı dosyasına vaki itirazın iptaline,
Alacağın % 20 si oranında hesap edilen 36.691,96 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Başlangıçta peşin olarak alınan 3.133,04 TL harcın ve icra takibi peşin harcı 917,30 TL’nin, alınması gerekli olan 12.532,13 TL harçtan mahsubu ile bakiye 8.481,79 TL karar ve ilam harcının davalı taraftan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu peşin harç 3.133,04 TL, posta ve tebligat gideri 95,00 TL, bilirkişi ücreti 1.000,00 TL, olmak üzere toplam 4.228,04 TL yargılama masrafının davalı taraftan davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan ———— uyarınca 16.957,58 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.