Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1236 E. 2018/142 K. 13.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2017/1236
KARAR NO : 2018/142

DAVA : Ticari Şirket (Şirkete Özel Denetçi Tayin Edilmesi)
KARAR TARİHİ : 13/02/2018

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Şirkete Özel Denetçi Tayin Edilmesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin….’nin hisse paylarının %50 sine sahip olduğunu, şirketin 2016 tılına ilişkin olağan genel kurul toplantısının şirketin merkezi ….. İSTANBUL adresinde 20/10/2017 tarihinde yapıldığını, müvekkilinin ekre sunulan 10.10.2017 tarihli ihtarname ile şirketin yönetim kurulu faaliyet raporu ve finansal tablosu ile ilgili bilgi alma ve inceleme hakkını kullanmayı talep ettiklerini, Müvekkili şirketin 2016 dönemindeki mali yapısını incelediklerinde 1.049.000,00 TL zarar oluştuğunu gördüklerini, bu zararın nedeninin şirketin kötü yönetilmesi ve diğer ortalar tarafından şirketin bilerek zarara uğratılması olduğunu, yapılan mali incelemelerde şirketin kasasında görülen 263.648,41 TL’nin dikkat çekici bir şekilde fazla bir miktar olduğunu, perakende ticaretiyle uğraşan firmalarda bile bu miktarda nakidin kasada tutulmadığınıi şrketin banka hesabına yatırıldığını, şirket kasasında bu miktar bir paranın bulunduğu iddiasının paranın aslında yönetici ortak tarafından kullanıldığı hakkında şüphe uyandırdığını, yine bilançolar incelendiğinde şirket ortaklarının şirketten 1.500.000,00 TL para aldıklarının görüldüğünü, 136 kodlu hesapta görülen 673.846,12 TL lik borca ilişkin herhangi bir gerekçe bulunmadığını, bu hususun borcun gerçekliği hakkında şüphe uyandırdığını, 400 kodlu uzun vadeli kredi borçları hesabında görülen 6.223.640,38 TL borca ilişkin herhangi bir gerekçe de bulunmadığını bu hususun borcun gerçekliği hakkında şüphe uyandırdığını, borcun var olup olmadığının bankalar nezdinde incelenmesi gerektiğini, piyasanın incelendiğinde yapılan işin gereği maliyetin en çok 4.500.000,00 TL olması gerekirken üretim maliyetleri tabloda 6.650.000,00 TL görüldüğünü, bir başka deyişle 2.000.000,00 TL’den fazla masraf şüphe uyandırdığını, şirketin gerçek dışı faturalar kullanmış olma şüphesinin bulunduğunu, genel yönetim gideri olarak 1.234.000,00 TL gösterildiğini, bu rakamın yönetim gideri için fahiş olduğunu, 1.049.000,00 TL kur zararı oluştuğu iddia edilmişse de bu zararın miktarı gerçekliği hakkında şüphe uyandırdığını, özetle şirketin yöneticilerinin kar payı dağıtmamak için gerçek dışı zarar beyan ettikleri hakkında makul şüpheler oluştuğunu, müvekkilinin bilgi istedikleri şirketin finansal tablosu ve yönetim kurulu faaliyet raporuyla ilgili bilgi almış ve ilgili belgeleri incelemiş olduğunu, şirketin 20/10/2017 tarihli olağan genel kurul toplantısında bilgi istedikleri konuda bilgi aldıklarını ve inceleme yaptıklarını tutanağa geçirdiklerini, belirtmiş olmakla genel kurul tutanağının aynı maddesinde de görüleceği üzere müvekkilince özel denetim istendiğini ve fakat yeterli nisabı oluşmadığından karar alınamadığını belirtmiş olmakla 2016 ılına ait finansal tablo ve bilançoların ve yönetim faaliyet raporlarının incelenmesi amacıyla özel denetçi atanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı şirket mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davacının şirketinde %50 pay sahibi olduğunu, huzurdaki dava ile şirketinin 2016 yılı hesapları ile ilgili bilgi alma ve inceleme haklarını kullandıklarını, bu inceleme sonucunda bilançoda ve gelir tablosunda görülen borç tutarlarının gerçek olamayacağını, şirketin yöneticilerinin kar payı dağıtmamak için gerçek dışı zarar beyan ettiklerini iddia ederek şüpheli olduğunu belirttikleri hususların incelenmesi amacıyla özel denetçi atanması talebinde bulunduklarını davacının özel denetçi atanması talebinin haklı ve yerinde talepler olmadığını, davacının özel denetim talebine gerekçe olarak belirttiği hususların gerçekleri yansıtmadığını TTK 439/2 maddesindeki yasal koşulları taşımadığını, şirketlerinin 2016 yılı bilançosunda görülen kasa bakiyesi nakit olarak şirket kasasında mevcut olduğunu, diğer giderleri delilleri ile birlikte cevap dilekçesi ekinde sunduklarını, 1.234.877,13 TL genel yönetim giderinin ise 727.294,40 TL tutarındaki kısmı makine, demirbaş ve özel maliyet bedelleri üzerinden hesaplanan amortisman giderlerinden oluştuğunu, 195.925,00 TL ekskavatör kiralama bedeli, iş makineleri ve diğer araçlar için alınan akaryakıt giderlerinin 180.327,25 TL olarak gerçekleştiğini, kambiyo zararlarından oluşan 1.049.452,13 TL banka döviz kredileri ve leasing kredilerinin Vergi Usul Kanunu değerleme HÜkümleri gereği oluştuğunu, şirketinin mevcut yönetim kurulunca iyi yönetilmediğine, şirketin bilare zarara uğradığına dair davacı iddiarının sırf özel denetim talebinin altını doldurmak için ileri sürülen dayanaksız ve kötü niyetli iddialar olduğunu belirtmiş ve davanın reddini savunmuştur.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava, davacının hissedarı olduğu davalı şirkete özel denetçi atanması istemine ilişkin olup, 6102 sayılı TTK nun 438 ve 439. Maddesine dayanmaktadır.
İstanbul Ticaret Odasından davalı şirketin Ticaret Sicil Dosya örneği celp edilmiştir.
Dosya kapsamındaki delillere göre; davacılnın davalı anonim şirketin 1500 toplam hissesine karşılık 750 hisse oranında ortağı olduğu, 20/10/2017 tarihinde olağan genel kurul toplantısı yapıldığı, toplantı tutanağının 3. maddesi ile davacı vekilinin finansal tabloları inceleme hakkının kullanıldığı, gider ve zararlar ile ilgili özel denetim yapılmasını talep ettiği, talebin pay sahiplerinin onayına sunulduğu, 750 adet payı temsil eden dava dışı … ve ………e vekaleten … tarafından ret, 7 adet payı temsil eden davacı … vekili … tarafından kabul oyu verildiği, yeterli karar nisabı oluşmadığından karar alınamadığı anlaşılmıştır.
Davanın dayanağı TTK 438. Maddesinde; ” Her pay sahibi pay sahipliği haklarının kullanılabilmesi için gerekli olduğu takdirde ve bilgi alma veya inceleme hakkı daha önce kullanılmışsa, belirli olayların özel bir denetimle açıklığa kavuşturulmasını gündemde yer almasa bile genel kuruldan isteyebilir. Genel kurul istemi onaylarsa, şirket veya her pay sahibi 30 gün içinde şirket merkezinin bulunduğu yerdeki Asliye Ticaret Mahkemesinden bir özel denetçi atanmasını isteyebilir.” hükmü yer almaktadır. Davacı tarafça istemine dayanak yapılan 20/10/2017 tarihli genel kurul toplantısında özel denetim isteme hakkını kullanmış ancak karar nisabı sağlanamadığı için bu talep hakkında olumlu yada olumsuz bir karar verilmemiştir. Oysa ki TTK 438. Madde de açıkça genel kurul istemi onaylarsa koşulu yer almaktadır.
Keza özel denetçi atanmasının düzenlendiği TTK 439. Maddesinde de; “Genel kurul’un özel denetim istemini reddetmesi halinde, sermayenin en az 1/10’unu, halka açık anonim şirketlerde 1/20 sini oluşturan pay sahipleri veya paylarının itibari değeri toplamı en az bir milyon Türk Lirası olan pay sahipleri 3 ay içinde şirket merkezinin bulunduğu yer Asliye Ticaret Mahkemesi’nden özel denetçi atanmasını isteyebilir…” hükmü yer almaktadır. Burada da Asliye Ticaret Mahkemesi’nden özel denetçi atanması talebinin ön koşulu genel kurulun özel denetim istemini reddetmiş olmasıdır. Yukarıda da açıklandığı üzere isteme dayanak yapılan 20/10/2017 tarihli genel kurul toplantısında özel denetim istemi kabul edilmediği gibi ret de edilmemiştir.
Mevcut dosya kapsamına göre her ne kadar davacının sahibi olduğu pay oranına göre özel denetçi atanması isteme hakkı bulunmakta ise de; yasada düzenlenen istemin genel kurul tarafından kabul yada ret koşulu oluşmadığından yasal koşulu oluşmayan istemin aşağıdaki şekilde reddi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yazılı gerekçe ile ;
1-Yasal koşulları oluşmayan davanın REDDİNE
2-Harçlar Yasası uyarınca alınması gereken 35,90 TL karar ve ilam harcının peşin olarak yatırılan 31,40 TL den mahsubu ile eksik 4,5 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına
4-Kullanılmayan gider avansının da karar kesinleştikten ve davacı tarafça iadesi talep edildikten sonra davacıya iadesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda KESİN olmak üzere oybirliğiyle karar verildi..