Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1220 E. 2019/16 K. 08.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/1220
KARAR NO : 2019/16
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/11/2017
KARAR TARİHİ : 08/01/2019
DAVA :
Davacı vekili Mahkememize sunduğu 21/11/2017 havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında müvekkili şirket tarafından satışı gerçekleştirilen emtilar bakımından ticari ilişkinin bulunduğunu, müvekkili tarafından, 2016 yılında davalı tarafa 208.816,68 TL tutarında emtia satışı gerçekleştirildiğini, davalı tarafından, müvekkil şirkete yapılan ödeme miktarının 201.667,34TL’ye tekabül edildiğini, bakiye borç miktarı olan 7.149,34TL’ nin müvekkili şirkete ödenmemesine müteakip davalıya —— Noterliğinin —– tarih ve —- yevmiye numaralı ihtarname gönderildiğini, devamında dayalı aleyhine İstanbul Anadolu 13. İcra Müdürlüğü’nün—Esas sayılı dosyası ile alacağın tahsili amacı ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalının somut içeriğe dayanmayan itirazı nedeniyle takibin durduğunu beyanla davalı tarafça icra takibine yapılan haksız itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın % 20 ‘sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili Mahkememize sunduğu 02/01/2018 havale tarihli cevaba cevap dilekçesinde özetle: davalı tarafından emtiaların ayıplı olduğuna dair yasal süresi içerisinde ayıp ihbarında bulunulmadığı gibi herhangi bir yazılı de belge sunulmadığını, davalı tarafın kötü niyetli olduğunu, ödeme yapılmadığının davalı tarafından da kabul ve ikrar edilmekte olduğunu beyanla davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 08/01/2019 tarihli duruşmada/esas hakkındaki beyanında; talepleri gibi davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili Mahkememize sunduğu 08/12/2017 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: davanın maddi ve hukuki olgu ve dayanaktan yoksun olduğunu, davacının tüm taleplerinin reddinin gerektiğini, davacı tarafından faturalara konu olan emtia bedellerini ödenmediğinin iddia edildiğini, başlatılan dava ve icra takibinin dayanaksız olduğunu, davacı tarafın üstlendiği edimini yerine getirmediğini, davaya ve icra takibine konu alacağın dayanağını oluşturan mal ve hizmetlerin şirkete teslim edildiğinde söz konusu malzemelerin ayıplı olduğunu, davacı tarafa durumun aktarıldığını fakat ayıplı ifanın gereği yerine getirilmediği belirterek davanın reddine, haksız takip nedeniyle % 20 ‘den aşağı olmamak kaydı ile kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı tarafça ikinci cevap dilekçesi sunulmamıştır.
Davalı vekili 08/01/2019 tarihli duruşmada/esas hakkındaki beyanında; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde davacının davalıdan fatura ve cari hesaba ilişkin alacağı bulunup bulunmadığı, teslim edilen mal ve hizmetin ayıplı olup olmadığı, ayıp ihbarında bulunulup bulunulmadığı noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: İtirazın iptalini düzenleyen 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 67/1. Maddesindeki “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER :
Celp ve tetkik edilen İstanbul Anadolu 13. İcra Müdürlüğü’nün ——– Esas sayılı dosyasında; davacı takip alacaklısı tarafından ——- tarihli takip talebi ile davalı takip borçlusu hakkında ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin davalı takip borçlusuna —- tarihinde tebliği üzerine davalı takip borçlusunun süresi içerisinde, borca ve ferilerine karşı itiraz ettiği ve bunun üzerine takibin durduğu, itiraz dilekçesinin ve takibin durdurulmasına ilişkin kararın davacı takip alacaklısına tebliğ edilmediği, eldeki davanın 1(bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Dosyaya sunulan ———Noterliği’nin —– tarih ve ——yevmiye sayılı ihtarname sureti incelendiğinde; sözleşmeden kaynaklanan alım-satım ilişkisine ilişkin olarak 201.67,34 TL ‘nin şirkete ödemesinin yapıldığı, faturalardan kaynaklanan bakiye alacak 7.149,34 TL ‘nin ödenmediği belirtilerek ihtarnamenin tebliğ tarihinden itibaren 3 gün içinde ödenme yapılmadığı takdirde tahsil amacıyla yasal yollara başvurulacağının ihtar edildiği, ihtarnamenin 14/09/2017 tarihinde davalı şirkete tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
Tarafların ticari defterlerinin incelenmesine karar verilmiş, inceleme gününde Mahkememize ibraz edilen ticari defterler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Mali Müşavir bilirkişi 08/10/2018 havale tarihli raporunda özetle; takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 7.149,34 Tl alacaklı olduğu, alacak için 66,84 TL işlemiş faiz talep edilebileceği beyan ve rapor edilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Ticari Defterlerin Delil Kabiliyeti
Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun, yargılamayı gerektiren davalarda hazırlık işlemlerine ilişkin hükümleriyle senetlerin ibrazı zorunluluğuna dair olan hükümleri ticari işlerde de uygulanır. (TTK m. 83)
Uyuşmazlık konusu vakıaları ispata elverişli yazılı veya basılı metin, senet, çizim, plan, kroki, fotoğraf, film, görüntü veya ses kaydı gibi veriler ile elektronik ortamdaki veriler ve bunlara benzer bilgi taşıyıcıları bu Kanuna göre belgedir. (HMK m. 199)
Taraflar, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmek zorundadırlar. Elektronik belgeler ise belgenin çıktısı alınarak ve talep edildiğinde incelemeye elverişli şekilde elektronik ortama kaydedilerek mahkemeye ibraz edilir. Ticari defterler gibi devamlı kullanılan belgelerin sadece ilgili kısımlarının onaylı örnekleri mahkemeye ibraz edilebilir. (HMK m. 219)
İbrazı istenen belgenin, ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahut belgenin var olduğu resmî bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin bir süre verir. (HMK m. 220/1)
Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır. (HMK m. 222/2-3-5)
Temerrüt
İfa zamanı taraflarca kararlaştırılmadıkça veya hukuki ilişkinin özelliğinden anlaşılmadıkça her borç, doğumu anında muaccel olur(TBK m. 90).
Karşılıklı borç yükleyen bir sözleşmenin ifası isteminde bulunan tarafın, sözleşmenin koşullarına ve özelliklerine göre daha sonra ifa etme hakkı olmadıkça, kendi borcunu ifa etmiş ya da ifasını önermiş olması gerekir(TBK m. 97).
Muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer(TBK m. 117/1).
Borcun ifa edileceği gün, birlikte belirlenmiş veya sözleşmede saklı tutulan bir hakka dayanarak taraflardan biri usulüne uygun bir bildirimde bulunmak suretiyle belirlemişse, bu günün geçmesiyle; ( …. ) borçlu temerrüde düşmüş olur. Ancak sebepsiz zenginleşenin iyiniyetli olduğu hâllerde temerrüt için bildirim şarttır(TBK m. 117/2).
Aksine sözleşme yoksa, ticari bir borcun faizi, vadenin bitiminden ve belli bir vade yoksa ihtar gününden itibaren işlemeye başlar(TTK m. 10).
Faiz
Bir miktar paranın ödenmesinde temerrüde düşen borçlu, sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça, geçmiş günler için 1 inci maddede belirlenen orana göre temerrüt faizi ödemeye mecburdur(3095 s.y. M. 2/1).
Bankasının önceki yılın 31 Aralık günü kısa vadeli avanslar için uyguladığı faiz oranı, yukarıda açıklanan miktardan fazla ise, arada sözleşme olmasa bile ticari işlerde temerrüt faizi bu oran üzerinden istenebilir. Söz konusu avans faiz oranı, 30 Haziran günü önceki yılın 31 Aralık günü uygulanan avans faiz oranından beş puan veya daha çok farklı ise yılın ikinci yarısında bu oran geçerli olur(3095 s.y. M. 2/2).
Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, Türk Milleti adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. m.141); toplanan/sunulan deliller, ticaret sicil kayıtları, ihtarname, takip dosyası, bilirkişi raporu, iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı/takip alacaklısının davalı/takip borçlusu hakkında cari hesaba/faturaya dayalı olarak takip başlattığı, davalı/takip borçlusunun tebliğ edilen ödeme emri üzerine takibe borca ve fer’ileri yönünden süresinde itiraz ettiği ve takibin durduğu, eldeki itirazın iptali davasının süresinde açıldığı, taraflar arasındaki ihtilafın takip dayanağı belgeye konu mal ve/veya hizmetin ayıptan ari olarak teslim edilip edilmediği ve/veya sunulup sunulmadığı hususundan kaynaklandığı, uyuşmazlığın halli ve taraflar arasındaki ticari ilişkinin tespiti için defter incelemesine karar verildiği, davacının ticari defterlerine göre davalıdan 7.149,34 TL alacaklı olduğu, davalının ticari defterlerine göre davacıya 7.149,24 TL bakiye borcunun bulunduğu, borçlunun faturaları kendi defterlerine kaydetmesi (faturaları deftere kayıt öncesinde ya da sonrasında süresi geçtikten sonra itiraz ve iade etmiş olması) halinde alacaklının (hizmet vermiş olsun ya da olmasın) HMK’nın 222. maddesi uyarınca alacağını ispatladığının kabul edilmesi gerektiği (Yargıtay 23. HD’nin 10/02/2016 tarih ve 2015/4576 Esas – 2016/621 Karar sayılı ilam) davalının ticari defterlerinin usulüne uygun tutulmuş olması nedeni ile davacı lehine delil teşkil edeceği, her ne kadar davalı taraf mal veya hizmetin ayıplı olduğunu iddia etmiş ise de cari hesaba dahil hangi ürünün ayıplı olduğunun belirtilmediği gibi ayıp ihbarı yapıldığı hususunun da iddia ve ispat edilemediği, davalınını ayıba ilişkin iddialarının soyut nitelikte olması nedeniyle bu yöndeki savunmaya itibar edilemeyeceği, bu nedenle davalı takip borçlusunun icra takibine itirazının haksız ve yersiz olduğu, ———– Noterliği’nin —– tarih ve ——yevmiye nolu ihtarnamesi ile davalıya üç gün süre verilmesine ilişkin ihtarın —— tarihinde tebliğ edildiği nazara alındığında temerrüt tarihinin —— tarihi olduğu, buna göre temerrüt tarihinden takip tarihine kadar işlemiş faizin ticari faiz oranına göre 68,75 TL olduğu, ancak davacının takipte 66,84 TL işlemiş faiz talep ettiği, talep edilen bu faizin yerinde olduğu, davacının tacir olması ve taraflar arasında ticari ilişki bulunması(TTK m. 19/2) nedeniyle alacağa takip tarihinden itibaren ticari faiz(3095 sy. m. 2/2) uygulanması gerektiği, alacağın likit olması nedeni ile kabulle sonuçlanan kısım üzerinden davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi şartlarının oluştuğu(İİK m. 67/2) sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE,
2-Davalı/takip borçlusunun, İstanbul Anadolu 13. İcra Müdürlüğünün ——–Esas sayılı dosyasına vaki itirazının İPTALİNE,
3-Takibe konu alacağın %20 ‘si olan 1.443,23 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Başlangıçta peşin olarak alınan 87,16 TL harcın ve icra takibi peşin harcı 36,08 TL’nin alınması gerekli olan 492,93 TL harçtan mahsubu ile bakiye 369,69 TL karar ve ilam harcının davalı taraftan alınarak hazineye irat kaydına,
5-Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu peşin harç 87,16 TL, posta ve tebligat gideri 106,90 TL, bilirkişi ücreti 600,00 TL olmak üzere toplam 794,06 TL yargılama masrafının davalı taraftan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 2.725,00 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının davacıya iadesine,
8-Karar kesinleştiğinde İstanbul Anadolu 13. İcra Müdürlüğünün ————– Esas sayılı dosyasının merciine iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/01/2019