Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1210 E. 2019/1098 K. 14.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/1210 Esas
KARAR NO : 2019/1098
DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 18/11/2017
KARAR TARİHİ: 14/11/2019
DAVA :Davacı vekili Mahkememize sunduğu — havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından müvekkilleri …, … ve … ile sair iki borçlu —-aleyhine İstanbul Anadolu 10. İcra Müdürlüğünün —- Esas sayılı dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla; İstanbul Anadolu 7. İcra Müdürlüğünün —- Esas, İstanbul Anadolu 7. İcra Müdürlüğünün —- Esas, İstanbul 13. İcra Müdürlüğünün—- Esas, İstanbul 16. İcra Müdürlüğünün — Esas, İstanbul 16. İcra Müdürlüğünün —- Esas sayılı dosyaları ile icra takibinde bulunulduğunu, müvekkillerinin de müteselsil borçlu gösterildiği bu icra takiplerin birisi müvekkillerinin müşterek malik olduğu bağımsız bölümün müvekkillerinin miras bırakanın vefatından önce yapmış olduğu ipotek sözleşmesine istinaden ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip olduğu dosya münderacatından anlaşıldığını, belirtilen diğer ilamsız icra takipleri ise müvekkillerinin miras bırakının bir kredi sözleşmesine olan kefaletine istinaden olduğu takip talebi ve ödeme emri belgelerinden anlaşıldığını, müvekkillerinin hukuki bilgi ve tecrübesizlikleri nedeniyle yolsuz işlemlere ve haksız icra takiplerine birisi dışında süresi içerisinde itiraz edemediklerini, ihalenin feshi yoluna da yine bilgi ve tecrübesizliklerinden dolayı gidemediklerini, müvekkillerinin basiretli bir tacir gibi davranması gereken davalı Kooperatifin basiretsiz, geçersiz iş ve işlemleri yüzünden hayattaki tek ekonomik malvarlıklarını kaybetmiş durumda olduklarını beyanla müvekkillerinin taşınmazın ihale ile satışı sonucu tahsilatı sağlanmış olan —— TL’ nin ticari avans faizi ile birlikte davalıya ödetilmesine, ihale bedelinin ise ortadan kalmayacak olan müvekkilinin maddi zararının taşınmazın güncel ve gerçek değerinin tespiti sonucunda HMK 107. Maddesi uyarınca arttırılmak üzere fazlaya ilişkin alacak hakları saklı tutularak şimdilik —- TL’ nin ticari avans faizi ile birlikte davalıya ödetilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili Mahkememize sunduğu —- havale tarihli cevaba cevap dilekçesinde özetle: kanunun iyiniyete hukuki sonuç bağlamdığı durumlarda asıl olan iyiniyetin varlığı olduğunu ancak durumun gereklerine göre kendisinden beklenen özeni göstermeyen kimse iyiniyet iddiasında bulunamayacağını, tacirlerin basiretli bir iş adamı giib hareket etme zorunluluğunun olduğunu, ipotek işlemlerinin tesisi esnasında dava konusu taşınmazın aile konutu olup olmadığı yönünde bir araştırma yapılmadığını, bu durumda ipotek işlemi tesis eden davalının basiretli bir iş adamı gibi hareket etttiği ve özen yükümlülüğüne uygun davrandığı söylenemeyeceğinden iyiniyet iddiasının dinlenemeyeceğini, basiretli tacir gibi hareket etme zarureti bulunan davalının bu minvaldeki savunmalarının dinlenmesinin yasal düzenlemeler ile yerleşik ve güncel Yargıtay kararları gereği mümkün olmadığını beyanla davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili —– tarihli duruşmada/esas hakkındaki beyanında; tüm tanık beyanlarına karşı yazılı beyanda bulunacaklarını, eksik hususlar giderilmesi gerektiğini, özellikle hastane kayıtlarını celp edilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili Mahkememize sunduğu — havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: – — yapılacak inceleme neticesinde miras bırakan …’ nın ipotek akdinin yapıldığı tarihte tasarruf ehliyetinin bulunduğu ve davacıların bu yöne ilişkin iddilarının yerinde olmadığının tespit edileceğini, davalı müvekkili tarafından davacılar hakkında İstanbul Anadolu 10. İcra Müdürlüğünün —-Esas sayılı ipoteğin paraya çevrilmesine ilişkin dosyası ile miras bırakan tarafından müvekkillerine intikal eden taşınmazın satışına gidildiğini, müvekkilinin iyi niyetli olarak ipotek sözleşmesini yapmış olduğundan hukuken geçerli olduğunun kabul edilmesi gerektiğini, davaya konu taşınmazın icra müdürlüğünce rayice uygun olarak satıldığını, bu nedenle yapılan satış işleminden zarara uğradıkları iddiasının yerinde olmadığını, bu nedenle yapılan satış işleminden zarara uğradıkları iddiasının yerinde olmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili Mahkememize sunduğu —– havale tarihli ikinci(2.) cevap dilekçesinde özetle: cevap dilekçesini tekrarla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili —tarihli duruşmada/esas hakkındaki beyanında; tüm tanık beyanlarına karşı beyanda bulunmak için süre talep ettiklerini beyan etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT
Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz.(TMK md.194/1)
Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, Türk Milleti adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. m.141); toplanan deliller, nüfus kaydı, tapu kaydı, ipotek, kredi evrakları, ihtarname, ölüm belgesi, İstanbul Anadolu 7. İcra Müdürlüğünün—- Esas sayılı dosyaları, İstanbul Anadolu 16. İcra Müdürlüğünün —– Esas sayılı dosyaları, iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; davacıların murisi …’ nın ——– sayılı taşınmaz üzerine—- tarihinde davalı kooperatif lehine —sis ettiği, davanın, aile konutu olduğu iddia edilen taşınmazın satış bedelinin tahsili ve zararın tazmini istemine ilişkin olduğu, 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun m.4,b.1 hükmü gereğince 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun Üçüncü kısım hariç olmak üzere ikinci kitabı ile 4722 sayılı Türk Medeni Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanuna göre aile hukukundan doğan dava ve işler —tarihinden sonra aile mahkemesinde görelecektir hükmünü içerdiği, bu sebeple konulan ipoteğe dayalı olarak yapılan cebri icra sonucu konutun devrine ilişkin aile konutu iddiasıyla açılan davalarda görevli mahkemenin aile mahkemesi olduğu——— mahkemenin görevli olmasının(HMK m.114/1-c) dava şartlarından olduğu, mahkemece, dava şartlarının mevcut olup olmadığının, davanın her aşamasında kendiliğinden(HMK m. 115/1) nazara alınacağı, tespit edilen dava şartı noksanlığının giderilmesinin mümkün olmadığı sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak yargılama harç ve giderleri görevli mahkemede değerlendirilmek üzere Mahkememizin görevsizliğine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, bu nedenle 6100 sayılı HMK’nın 115/2. Maddesi uyarınca dava şartı noksanlığından davanın usulden REDDİNE,
2-Taraflardan birinin, karar süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde dosyanın görevli İstanbul Anadolu Nöbetçi Aile Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3-Yasal süre içinde Mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği takdirde, Mahkememize davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin iş bu kararın tefhim/tebliği ile İHTARINA,
4-Dava dosyasının talep üzerine gönderilmesi halinde yargılama giderlerine görevli mahkemece hükmedilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/11/2019