Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1161 E. 2019/1233 K. 12.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/1161 Esas
KARAR NO: 2019/1233
DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 07/11/2017
KARAR TARİHİ: 12/12/2019
DAVA:Davacı vekili Mahkememize sunduğu — havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; davalı tarafça İstanbul Anadolu-. İcra Müdürlüğünün —Esas sayılı dosyasına konu ettiği iki adet bonoda sahte keşide imzasından dolayı müvekkilinin borçlu olmadığının tespiti ile İİK 72. Maddesi kapsamında mahkemece uygun görülecek teminat karşılığında ihtayati tedbir kararı verilerek icra daireisine yatırılacak olan ödemenin alacaklı olan davalı tarafa ödenmemesi ve takibin müvekkili açısından durdurulması talebi ile alacaklının % 20′ den az olmamak kaydıyla tazminata mahkum edilmesini beyanla davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili Mahkememize sunduğu — havale tarihli cevaba cevap dilekçesinde özetle: dava tarihinden sonra müvekkili firmanın dosyasına ilişkin – tarihinde davalı vekiline —TL ödeme yaparak dosya haricen tahsil olarak kapatıldığını, İİK 72/6 maddesi uyarınca kambiyo evrakından kaynaklanan menfi tespit davasının istirdat davası olarak devam edilmesi gerektiğini, dava konusu kambiyo evrakında imzanın müvekkili firma yetkilisine ait olup olmadığının tespitine ilişkin olduğunu, bu nedenle davalının dava dışı —- arasında ticari ilişki olması sahte imza içeren kambiyo evraklarının müvekkilince kabul edilmesi anlamına gelmediğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili Mahkememize sunduğu – havale tarihli beyan dilekçesinde özetle: İİK’ nın 72/6 maddesi uyarınca davaya istirdat davası olarak devam edilmesi ve davalıya ödenen – TL’ nin ödeme tarihi olan — tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davacı vekili — tarihli duruşmada/esas hakkındaki beyanında; önceki beyanlarını tekrarla davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili Mahkememize sunduğu — havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: dava konusu senetlerin ilgili olduğu değişik vade tarihi ve değişik ödeme miktarları bulunan seri senetlerin bankadan ödendiğini, davacının ödeme emrine itiraz süresini kaçırdıktan sonra kötü niyetli olarak imzaların sahteliğini iddia ettiğini, dava konusu senetler vade tarihi geldiğinde ve davacı ve ciranta firmaya protesto edilmesine rağmen davacının herhangi bir itirazda bulunmadığını, davacı şirket ile ciranta —- arasında ticari ilişkinin mevcut olduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Usulüne uygun olarak tebliğ edilen cevaba cevap dilekçesine karşı ikinci cevap dilekçesi sunulmadığı gibi hüküm duruşmasına da davalı taraf katılmamıştır.
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde icra takibine konu bonolardaki keşideci imzasının davacı tarafa ait olup olmadığı, bonolar nedeni ile davacının davalı tarafa borçlu olup olmadığı, aynı seriden olan bonoların ödenip ödenmediği noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, icra takibine konu bonolar nedeniyle borçlu olmadığının tespiti(menfi tespit) davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: Menfi tespit davasını düzenleyen 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 72/1. Maddesindeki ” Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER :
Celp ve tetkik edilen İstanbul Anadolu -. İcra Müdürlüğü’nün – Esas sayılı dosyasında; davacı/takip borçlusu ve dava konusu senet lehdarı — tarihli takip talebi ile ilamsız takip başlatıldığı, davacı/takip borçlusunun süresinde takibe itiraz etmemesi nedeni ile takibin kesinleştiği anlaşılmıştır.
Dosyaya sunulan bonolar incelendiğinde; keşideci—- tarihinde – TL bedelli ve -tarihli bono ile yine — TL bedelli ve — tarihli bono düzenlendiği, her iki bononun hamilinin davalı — olduğu anlaşılmıştır.
Grafoloji Uzmanı Bilirkişi mahkememize sunduğu — havale tarihli raporunda özetle; İnceleme konusu belgelerdeki imzalar ile …’ in karşılaştırma belgelerindeki imzaları arasında grafolojik ve grafometrik tanı unsurları açısından saptanan yüksek derecedeki uyumsuzluk ve benzemezlikler nedeni ile alacaklısı —keşidecisi — Olan- düzenleme, — ve – ödeme tarihli — şer TL bedelli iki adet bonodaki keşideci imzalarının karşılaştırma belgelerindeki imzalarına kıyasla …’ in eli ürünü olmadığını beyan ve rapor edilmiştir.
Grafoloji Uzmanı Bilirkişi mahkememize sunduğu — havale tarihli raporunda özetle; İnceleme konusu senetlerde borçlu —- atfen atılmış imzalar ile davacı şirket yetkilisi …’ e ait karşılaştırma imzaları arasında imza incelemesinde kullanılan grafolojik ve kaligrafik tanı unsurları bakımından çok önemli farklılar saptandığından söz konusu borçluya atfen atılmış imzaların mevcut karşılaştırma imzalarına kıyasla davacı şirket yetkilisi …’ in eli ürünü olmadığını beyan ve rapor etmiştir.
Bilirkişi raporları taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, Türk Milleti adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. m.141); toplanan deliller, icra dosyası, senet suretleri, imza örnekleri, bilirkişi raporları, iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı takip borçlusu hakkında — ve — ödeme tarihli — er TL bedelli bonolara dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip başlatıldığı, davacının takibe konu senetteki keşideci imzasının kendisine ait olmadığını iddia ettiği, bunun üzerine yapılan grafoloji bilirkişisi incelemelerine göre bu senetlerdeki imzanın davacı tarafa ait olmadığı, bu nedenle davacının davalı takip alacaklısına takibe konu senetler nedeniyle borçlu olmadığı ancak icra takibi devam ederken — tarihinde borcun ödenmesine ilişkin icra müdürlüğünce haricen tahsil harcı kesildiği, davacı taraf her ne kadar takip nedeniyle — TL ödendiğini iddia etmiş ise de –TL’ nin üzerinde ödeme yapıldığı hususunun ispatlanamadığı, takip çıkışı olan – TL’ nin % – oranı üzerinden tahsil harcı – TL’ den icra peşin harcı – TL tenzil edildiğinde — TL haricen tahsil harcının davalı alacaklı vekilince icra dosyasına ödendiği, buna göre alınan haricen tahsil harcı nazara alındığında icra müdürlüğüne davalı takip alacaklısı tarafından — tarihinde takip çıkışı olan – TL’ nin ödendiğinin beyan edildiğinin anlaşıldığı, bu kapsamda haricen tahsil edilen bedelin –TL olduğu, bu miktar üzerinden istirdat isteminin kabulünün gerektiği, davalının takibe konu bonoları lehtar cirosuyla devralmış olmaları değerlendirildiğinde davalı tarafın takibinde kötü niyetli olduğu ispatlanamadığından davacının kötü niyet tazminatı talebinin yerinde olmadığı, sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE ile — TL’ nin — tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair taleplerin reddine,
2-Davacının şartları oluşmayan kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
3-Başlangıçta peşin olarak alınan 228,67 TL harcın tamamlama harcı 63,93 TL ile birlikte, alınması gerekli olan 914,65 TL harçtan mahsubu ile bakiye 622,05 TL karar ve ilam harcının davalı ‘dan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafın yargılama sırasında yapmış olduğu posta ve tebligat gideri 262,20 TL, bilirkişi ücreti 700,00 TL, olmak üzere toplam 962,20 TL yargılama masrafının, davacı yan davasında kısmen haklı çıktığından dava konusunun toplam değerinin kabulle sonuçlanan kısma oranı sonucu bulunan 752,00 TL yargılama masrafından, davalı tarafından yargılama sırasında yapılan bilirkişi ücreti 700,00 TL’den, kabul-ret oranına göre davacıya isabet eden 153,00 TL’nin mahsubu ile kalan 599,00 TL’ye peşin harç 228,67 TL, tamamlama harcı 63,93 TL ile birlikte, eklenerek sonuç olarak 891,60 TL’nin davalı ‘dan alınarak davacı tarafa verilmesine, dava konusunun toplam değerinin redle sonuçlanan kısma oranı sonucu bulunan 210,20 TL yargılama masrafının davacı yan üzerinde bırakılmasına, davalı ‘nın yapmış olduğu yargılama masrafından kalan 547,00 TL’nin davalı ‘nin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı taraf yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 2.725,00 TL avukatlık ücretinin davalı ‘dan alınarak davacı tarafa verilmesine,
6-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının davacı tarafa iadesine,
7-Karar kesinleştiğinde, İstanbul Anadolu – İcra Müdürlüğünün —– Esas sayılı dosyasının takibe konu bono asılları ile birlikte merciine iadesine,
8-Karar kesinleştiğinde, celbedilen belge asıllarının ilgili kurumlara iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda, reddedilen kısım yönünden kesin, kabulüne karar verilen kısım yönünden gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 12/12/2019