Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1148 E. 2018/2 K. 04.01.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2017/1148 Esas
KARAR NO : 2018/2

DAVA : Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi Uyarınca Yetki Verilmesi
KARAR TARİHİ : 04/01/2018

Mahkememizde görülmekte olan Kooperatif Üyeliğinin Tesbiti davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA : Davacı vekili dilekçesinde özetle; müvekkil kooperatifin davalının da bağımsız bölüm taşınmaz maliki olduğunu, ….. Mevkii, …… parselde ………… sitesinde ………….. nolu bağımsız bölüm taşınmazların maliki olduğunu, ayrıca müvekkil kooperatif kat karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca ana taşınmazda inşaat yapmak kat mülkiyeti kurma ve iskan izinlerini alma yükümlülüğü altında olduğunu, bunun yanında müvekkil yine tapu kaydından da tescil edilen yönetim planında site yönetimi ile görevlendirildiğini, davalılar ile müvekkil kooperatif arasında husumet bulunmakta olduğu, davalılar iskan için gerekli işlemleri tüm davetlere karşın yapmamakta ve gerekli yetki belgesini de kötüniyetli olarak vermediğini, davalılardan …’un aynı site içerisinde A Blok 1,2,3,4,5,6,7,8 nolu, B Blok 1,2,3,4,5,6,7,8,9,10,11,12 nolu, E Blok 12 nolu, I Blok 11 nolu, M Blok 6, F Blok 7,9,10,11 nolu taşınmazların maliki ve aynı zamanda kooperatif ortağı olduğunu, davalılar … aynı sitede I Blok 18, … ise I Blok 19 nolu bağımsız bölüm malikleri ve aynı zamanda kooperatif ortağı olduğunu, davalılar kendileri ile müvekkil kooperatif arasında sürmekte olan alacak davaları ve sair davalar nedeniyle, kötüniyetli olarak müvekkilin almakla yükümlü olduğu ruhsat ve izinleri engellemekte yetkilendirmesi ve muvafakati gereken konularda bunları yerine getirmekten kaçınarak müvekkili ve diğer kooperatif ortaklarını zararar uğratmakta olduğunu, davalıların bu davranışı nedeniyle müvekkil kooperatif gerekli izin ve ruhsatları alamamakta, kooperatif amacına ulaşılamamakta inşaat bitirilememekte ve kooperatif ortakları ise bu durumdan zarar gördüğünü, davalılar borçlu olduğu birçok icra dosyasında ve yine müvekkil kooperatif tarafından açılan ve kabulle sonuçlanan itirazın iptali ve sair davalarda müvekkil kooperatif ile hukuki husumet içerisinde olduğunu, ayrıca davalılardan … ve babası … müvekkil kooperatifin şikayetçisi ve katılanı olduğu İstanbul Anadolu …… Ağır Ceza mahkemesi 2015/8 Esas sayılı dosyada, davalı … ……… kooperatif yönetim kurulu başkanı olduğu dönemde kooperatif malvarlığından usulsüz ve karşılıksız olarak kendi malvarlığına geçirdiği 30 adet taşınmaz dükkan nedeniyle zimmet, emniyeti suistimal ve sair suçlardan yargılanmakta olduğu ve karar aşamısına gelen bu davada hapis cezası ile karşı karşıya olduğunu, davalılar hali hazırdaki icra dosyaları borcu olarak müvekkile yaklaşık 7.000.000,00 TL borçlu olduğunu, ayrıca davalı … hakkında devam eden tapu iptali davaları ve ceza davası nedeniyle müvekkille hukuki husumet içerisinde ve öte yanda davalı … kooperatif yöneticilerine de tehdit ve hakeret sucunu işlemiş bu sebeple hakkında açılan ceza davasında mahkum olmuş, bir diğer ceza davası da devam etmekte olup davalı … usulsüz olarak malvarlığına geçirdiği taşınmazların elinden çıkacak olması ve müvekkil kooperatife olan borçları nedeniyle de kooperatif yöneticilerine tehdit edegeldiğini, bu nedenlerle İstanbul İli …………..Başkanlığının talep edeceği miktardaki alanı yola bedelsiz terk etmeye yeşil alana bedelsiz terk etmeye, yoldan yeşil alandan, dereden ihdas etmeye, ihdas edilen alanı satın almaya, ifraz dileği şekilde taksim yapmaya, tevhit, cins değişikliği işlemleri yapmaya, kat irtifakını kurmaya, kurulmuş veya kurulacak kat irtifakını kurmaya, kurulmuş veya kurulaca kati irtifakını kat mülkiyetine çevirmeye, dilediği şekilde taksim yapmaya ve gerekli başvuruları yapmaya, aplikasyon belgesi almaya, ……. … Müdürlüğü Kadastro ve …….Müdürlüğünde çap almaya, Belediyeden İmar durumu ve İnşaat İstikamet rölevesi almaya, …… almaya, gerektiğinde yüzölçümü düzeltmesi yapmaya diğer başvuruları yapmaya, tescil evrak hazırlatmaya ve imzalamaya ……. Müdürlüğü’ne başvuruda bulunmaya evrak hazırlatmaya ve imzalamaya, vergi dairelerinde yapılacak müracaatları yapmaya ve imzalamaya, Vergi dairelerinde yapılacak müracaatları yapmaya ve imazalamaya, vekaletnameden vekaletname vermeye, münferit imzaları ile kooperatif yöneticileri ………. yetkili kalınmalarını arz ve talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili dilekçesinde özetle; müvekkillerinden ………. parselde kain ……… nolu bağımsız bölümde üyeliği bulunmayıp sadece kat maliki olduğunu, müvekkillerinden … ise I Blok 19 nolu bağımsız bölümde kooperatif üyesi aynı zamanda kat maliki olduğunu, davacı taraf tamamen haksız ve kötü niyetli olarak müvekkil davalılar ile davacı kooperatif arasında husumetin bulunduğu müvekkil davalıların iskan için gerekli işlemleri tüm davetlere karşın yapmamakla gerekli yetkileri kötü niyetli olarak verilmediği iddia ettiklerini, bu iddianın asla kabul edilemez olduğunu, davacı tarafından daha önce yine bu işlemler için muvafakatname istenmiş ve müvekkil davalılar tarafından noter tasdikli olarak 01/08/2017 tarihinde davacılara muvafakatname verildiğini, ayrıca davacı yönetim son denece haksız ve kötü niyetli bir şekilde neden vekaletname istediğini açıklaması gerekirken müvekkil davalılara hiçbir açıklama yapmadığını, ayrıca bu konuda bu konulara ilişkin kararların alınması genel kurulca belirlenmesi gerektiğini, genel kurulda bu konuda alınmış bir kararın söz konusu olmadığını, davacı yönetim kurulu tamamen usule aykırı bir şekilde ortaklarına bir mektup yazıp bize en kısa zamanda tarafımıza vekaletnaame vereceksiniz diye müvekkilleri ve üyeler üzerinden baskı ve yaptırım uygulamaya çalıştığını, dava dilekçesinde de belirtilen ve davalılardan istenilen vekaletname ile diğer ortaklardan alınan vekaletnamedeki içeriklerin farklılık göstermesi davacının kötü niyetini ortaya çıkardığını, bizzat davacı kooperatif yönetimi müvekkil davalılar ile husumeti kendileri yaratmaya çalıştığını, zira dava tarihi 02/11/2017 iken diğer ortaklardan alınan vekaletname tarihlerine bakıldığında 01/11/2017 tarihinde dahi noterden vekaletname düzenleyen ortaklar bulunurken kendileri zaten davalılar hakkında çoktan hüküm vreip dava dilekçelerini hazıryarak kötü niyetini ortaya koyduklarını, söz konusu kooperatifin 2004 yılında kurulmuş bir kat irtifakı bulunduğunu, fakat davacı taraf kötü niyetli olarak kat irtifakının bozup yenide kurmak suretiyle kooperatif hissesi üzerinde dilediği şekilde taksim yapmak için yetki istediğini, bu şekilde davacı yönetimin haksız kazanç elde etme peşinde olduğunu, sonuç olarak müvekkiller aleyhine açılan işbu davanın reddini ve mahkeme masraflarının ve ücret-i vekaletin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava; kat karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca davacı kooperatifin yükümlendiği edimlerini tamamlayabilmesi için yapılması gereken işlemler yönünden sözleşmenin diğer tarafı olan davalıların yapmaması nedeniyle onlar adına yapılmak üzere dava dışı kişilerin yetkili kılınmaları istemine ilişkindir.
Dava taraflar arasında yapıldığı hususunda uyuşmazlık konusu olmayan kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanmaktadır.
Bir örneği aynen aşağıya aktarılan Yargıtay ……. Hukuk Dairesinin 2014/483 esas 2014/844 karar sayılı 11/02/2014 tarihli kararı;
” Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedeli alacağının tespit ve tahsili ile TMK.’nın 893/3 maddesi uyarınca inşaatçı ipoteği tesciline ilişkindir.
Mahkemece, 6102 sayılı TTK.’nın 5/1 maddesine göre davaya bakmakla görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu, 6100 sayılı HMK’nın 114/1-c maddesine göre de mahkemenin görevli olmasının dava şartı olduğu gerekçesiyle mahkemenin görevsizliğine, davanın usulden reddine, dosyanın görevli Ankara Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
6102 sayılı TTK’nın 4/1 maddesinde ticari davalar tanımlanmış ve sayılmıştır. Bu maddeye göre “her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları”, “ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri” ve “tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın aynı maddenin (a),(b),(c),(d),(e) ve (f) bentlerinde sayılan davalar ticari dava sayılır. Bu maddeye göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için ya tarafların her ikisinin tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğması, ya ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi olması, ya da açılan davanın maddede 6 bent halinde sayılan davalardan olması gerekir. Taraflardan biri tacir değilse veya tacir olmasına rağmen uyuşmazlığın ticari işletmeyle ilgisi yoksa ticari davanın varlığından söz edilemez.
1163 sayılı Kooperatifler Kanunun’un 1. maddesinde kooperatifler “Tüzel kişiliği haiz olmak üzere ortaklarının belirli ekonomik menfaatlerini ve özellikle meslek veya geçimlerine ait ihtiyaçlarını iş gücü ve parasal katkılarıyla karşılıklı yardım, dayanışma ve kefalet suretiyle sağlayıp korumak amacıyla gerçek ve tüzel kişiler tarafından kurulan değişir ortaklı ve değişir sermayeli ortaklıklar” olarak tarif edilmiştir. Maddede kooperatifin ortaklık (şirket) olduğu belirtilmiş ise de, bu ortaklığın “ticari nitelikte bir ortaklık” olduğu yönünde bir açıklama ve belirleme yapılmamıştır.
Maddedeki tariften anlaşılacağı üzere kooperatiflerde amaç, diğer ticaret şirketlerinden farklı olarak kazanç elde etmek ve bunu ortakları arasında paylaşmak olmayıp, ortakların ekonomik menfaatlerini, özellikle meslek veya geçimlerine ait ihtiyaçlarını iş gücü ve parasal katkılarıyla karşılıklı yardım, dayanışma ve kefalet suretiyle sağlayıp korumak ve gidermektir. Kooperatifler, kâr zarar amacından ziyade sosyal yönü ağır basan ortaklıklardır. Bu tanıma göre yapı kooperatiflerini tacir kabul edip, tacir sıfatının sonuçlarıyla sorumlu tutmak mümkün değildir.
6102 sayılı TTK’nın 124/1 maddesinde “kooperatifler” ticaret şirketleri arasında sayılmış ise de, aynı maddenin 2. bendinde kooperatifler “şahıs şirketleri” ve “sermaye şirketleri” arasında gösterilmemiştir. TTK’nın 124. maddesinin 1 ve 2. bentleri ile 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 1. maddesi birlikte değerlendirildiğinde yapı kooperatiflerinin “ticaret şirketi” olmadığı, sosyal niteliği ağır basan kendine özgü bir ortaklık olduğu anlaşılmaktadır. Benzer hükümler, 6762 sayılı eski TTK’da da bulunmasına rağmen (md 18, 136), Yargıtay’ın kararlılık kazanan uygulamasında yapı kooperatifleri tacir olarak kabul edilmemiştir.
Yukarıda açıklandığı üzere, davalı yapı kooperatifi olup tacir niteliği taşımadığından, dava konusu da kanunda özel olarak düzenlenen hallere girmediğinden 6102 sayılı TTK’nın 4/1 maddesi hükmünce davayı ticari dava saymak ve asliye ticaret mahkemesini görevli kabul etmek mümkün değildir. Görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesi olduğundan mahkemece işin esasının incelenmesi gerekirken, davanın niteliğinde ve görevli mahkemenin tayininde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde mahkemenin görevsizliği nedeniyle davanın usulden reddi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 11.02.2014 gününde oyçokluğuyla karar verildi.” şeklindedir.
Yargıtay ……. Hukuk Dairesinin anılan bozma ilamında da belirtildiği üzere , davacı ve davalılar tacir değildirler. Ayrıca, Kooperatifler Kanunun’dan kaynaklanan yani kooperatif ile ortağı arasında ortaklıktan kaynaklı bir uyuşmazlık da mevcut değildir.
Davanın tarafları tacir değildir. Bu durumda işbu dava nispi ticari dava olmadığı gibi, davanın dayanağı kat karşılığı inşaat sözleşmesi nedeniyle mutlak ticari dava da değildir.
01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren TTK 5/3 mad. gereğince Asliye Ticaret ve Asliye Hukuk Mahk. Arasındaki ilişki görev ilişkisine dönüşmüştür. 6100 sayılı HMK’nun 114/1-c mad. göre görev dava şartları arasında sayılmış olup, aynı yasanın 115. mad uyarınca dava şartlarının yargılamanın her aşamasında mahkemelerce resen araştırılması gerektiği belirtildiğinden işbu davada mahkememizin görevsiz olduğu kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yazılı gerekçe ile ,
1.6100 sayılı HMK nın 114/1-c maddesinde düzenlenen ” Mahkemenin görevli olması ” dava şartı bulunmadığından aynı yasanın 115/2 maddesi uyarınca DAVANIN USULDEN REDDİNE
2.Mahkememiz kararı kesinleştikten sonra talep halinde dosyanın görevli ve yetkili İSTANBUL ANADOLU ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NE gönderilmesine,
3.HMK 331/2 maddesi uyarınca görevli ve yetkili mahkemede değerlendirilmesine
Dair, dosya üzerinden gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. …..