Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1134 E. 2020/148 K. 19.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/1134
KARAR NO: 2020/148
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/10/2017
KARAR TARİHİ: 19/02/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dilekçesinde özetle ; müvekkili şirketin ——— faaliyetinde bulunduğunu, bu kapsamda davalı şirketin ise ——- yaptığını ve davalı ile aralarında cari hesap ilişkisi bulunduğunu, müvekkilinin gemi inşa ve tamir -bakımında kullanmak üzere davalı şirketten sac almak üzere davalı şirkete———- çek nolu — vade tarihli— tutarlı ve ——- tutarlı avans çeklerini verdiğini, bu çeklerin ——- tarihli —— sıra nolu makbuz ile verildiğini, ancak davalı tarafın söz konusu bu avans çeklerine karşılık müvekkilinin herhangi bir mal teslim etmediği gibi avans çeklerini de iade etmediğini ve sözkonusu çekleri bankaya ibraz ederek çeklerin tahsil edildiğini, çeklerin cari hesaba işlendiğini , bu nedenle müvekkili şirketin cari hesap ilişkisinden kaynaklanan ———-borcu bulunduğunu, davalı şirketin—– alacağı mahsup edilerek davalı şirket aleyhine ——icra müdürlüğğünün ———- esas sayılı dosyası ile ————asıl alacak miktarı üzerinden icra takibi başlatıldığını ve orçlu şirket tarafından itiraz edildiğini, davalı şirketin itirazının hukuki mesnetten yoksun olduğunu , taraf defterlerinin incelenmesi sonucunda müvekkilinin haklı olduğunun ortaya ıkacağını belirterek davalının icra takibine vaki itirazının iptali ile takibin devamına, ayrıca asıl alacağa takip tarihinden itibaren ——- yıllık % 6 oranında azami faiz uygulanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle ; davacının müvekkili aleyhine yaptığı takibin haksız ve kötüniyetli olduğunu, müvekkilinin davacı şirketle olduğu gibi davacı şirketle bağlantılı diğer grup şirketleri olan ———– ticari ilişkisinin olduğunu, müvekkili davacıya borçlu iken, diğer grup şirketlerinden ise alacaklı olduğunu, davacının verdiği ——— tarihli talimatla müvekkilinin — alacağın ————hesabına aktarılmasını talep ettiğini, bu talimatlara göre müvekkilinin davacının alacağına mahsuben bu tutarları aktardığını, bu virmanlar sonrasında müvcekkilinin davacıya kalan — borcun ise davacıya verilen ————-olan senetlerle ödendiğini, davacının ticari defterleri incelendiğinde müvekkilinin davacı yana hiçbir borcu olmadığının görüleceğini, davacının alacağı olmadığını bilmesine rağmen icra takibi yaptığını belirterek haksız davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava, cari hesap ve avans olarak verilen çeklerden kaynaklanan alacağın tahsili için girişilen icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olup, İİK’nın 67 ve devamı maddelerine dayanmaktadır.
Tarafların tüm delilleri celp olunarak dava dosyası ve taraf şirketlere ait ticari defter kayıt ve dayanak belgeler üzerinde ve davalı tarafın savunmasına dayanak yaptığı ——–talimatı belgesi üzerinde uzman bilirkişiler aracılığıyla incelemeler yaptırılarak raporlar alınmıştır.
Davaya konu ——. İcra Müdürlüğü’nün —– Esas sayılı takip dosyası celp olunarak yapılan incelenmesinde davacı şirket tarafından davalı şirket aleyhine; ” taraflar arası ——- carilerinden kaynaklanan ve avans olarak verilen çeklerden doğan borcun tahsili talebidir ” açıklaması ile—– asıl alacak—– işlemiş faiz olmak üzere toplam —————– alacağın tahsili için genel haciz yolu ile icra takibi yapıldığı, davalı şirketin yasal süresi içerisinde borca itirazı üzerine takibin durduğu görülmüştür.
Davacı taraf faaliyet alanı olan gemi inşaatı, gemi tamir bakım ve onarım işlerinde kullanmak üzere davalı şirketten sac almak için davalı şirkete muhtelif keşide tarihli toplam ——– tutarlı avans çeklerini davalı şirketin düzenlediği ———– tarihli tahsilat makbuzu ile teslim ettiğini, davalı şirketin bu avans çeklerine karşılık kendisine herhangi bir mal teslim etmediğini, avans çeklerinin de iade edilmeyip bankaya ibrazı sonucunda çeklerin tahsil edildiğini, bu nedenle çeklerin davalı ile arasındaki cari hesaba alacak olarak kaydettiğini, davalı şirketten cari hesap ilişkisinden kaynaklı toplamda ——– alacağı, davalı şirkete de ——– borcu bulunduğunu, bu nedenle davalı şirketten takip tarihi itibariyle ——–bakiye alacağı bulunduğunu iddia etmekte olup, davalı yan ise verdiği cevapta davacı şirketin——tarihinde vermiş olduğu ———-talimatı ile kendisinde bulunan alacağın — kısmının dava dışı —- cari hesabına, — veya muadili ——– cari hesabına, ———– hesabına aktarılmasını talep ettiğini, bunun üzerine kendisinin de davacı şirketin talimatı doğrultusunda cari hesabındaki alacak bakiyesini ilgili şirketlerin hesabına aktardığını, yine davacının talimatında belirtilen meblağlar ilgili şirketlerin hesabına aktarıldıktan sonra cari hesapta kalan —– alacak bakiyesi yönünden de davacının lehtar olduğu, kendisinin keşide ettiği ————- vadeli – adet bononun senet çıkış bordrosu ile birlikte davacı şirkete verildiğini, bonoların vadesinde hamillerine ödenmek sureti ile bonoların iade alındığını dolayısıyla davacının talep edebileceği bir alacak bakiyesinin kalmadığını savunmuştur.
Davalı yanın savunmasına dayanak yaptığı ———-talimatının; —————— olan alacaklarımıza mahsup edilmek üzere, nezdinizdeki cari hesabınızda mevcut alacak bakiyemizin ; a)——- veya muadili——-b)———— nezdinizdeki cari hesabına, c)————— nezdinizdeki cari hesabına virman/havale yapılmasını rica ederiz. ” şeklinde düzenlendiği ve davacı şirket ile davalı şirket ve dava dışı———— tarafından kaşelenerek imzalanmak suretiyle düzenlendiği, evrakın aslının mahkememize ibraz edildiği, senet çıkış bordrosunun da teslim eden davalı şirket , teslim alan davacı şirket olmak üzere aralarında kaşelenerek imzalandığı, davalı tarafından davacıya toplam ——- –bedelli – adet bononun verildiğinin yazılı olduğu ve senetlerin asıllarının mahkememize davalı tarafça üzerlerinde ödendi ibaresi bulunmak suretiyle mahkememize sunulduğu anlaşılmıştır.
Davacı taraf öncelikle talimat evrakını düzenleyen ———– talimat evrakındaki imzasına itiraz etmeksizin sadece evrakın düzenlendiği tarihte — bulunmadığını, bu evrakın sonradan yani——— şirketin yetkilisi olmadığı bir dönemde sanki şirket yetkilisi imiş gibi şirketi zarara uğratmak amacıyla düzenlendiğini iddia ederek imzanın yaşının tespiti için bilirkişi incelemesi yapılmasını talep etmiştir. Mahkememizce talep doğrultusunda talimat evrakında ——- imzasının yaşının tespiti için uzman bilirkişi aracılığıyla inceleme yaptırılmış, düzenlenen ——–tarihli raporda ; ” … Mürekkep yaşı tayini ile ilgili olarak bugüne kadar birçok araştırma yapılmış olmasına ve kesin süre tayinini sağlayan herhangi bir yöntem geliştirilememiş olmasının yanı sıra; bu konuda labarotuvar ortamında ve standardize edilmiş koşullarda yapılmış sınırlı çalışmaların sonuçlarının rutin örneklerle uygulanabilirliği veya güvenilir, standart bir yöntem olarak kullanılabilirliği de mümkün görülmemektedir. Rutinde, kullanılan kağıt, kalem, mürekkep, bekleme koşulları gibi bir dizi değişken faktörün rolü ve halen standardizasyonunu sağlayacak bir yöntemin belirlenememiş olması beraberinde deneysel sonuçları da tartışılır hale getirmekte, dolayısıyla uygulamada, günümüz şartlarında ve teknolojisinde mürekkep yaşı tayini bilimsel çerçevede yapılamamakta, bu gerekçeler ile resmi bilirkişi kurullarında da uygulanmamaktadır… Günümüzde bilirkişi uygulamasında kullanılabilecek yeterlilik ve nitelikte mürekkep yaş tayinini sağlayan bir yöntem henüz geliştirilememiş olup, bu konuda yapılmış sınırlı çalışmaların dahi uygulamada güvenilir, standart bir yöntem olarak kullanılabilriliğinin bulunmadığı, bu gerekçeler nedeniyle resmi bilirkişi kurumlarında da ——————–böyle bir yöntemin uygulanmadığı kanaati ile takdiri mahkemeye ait olmak üzere.. ” şeklinde bildirilmiştir.
Davalı yan yargılama aşamasında savunmasında bildirdiği talimat evrakındaki imzanın davalı şirket yetkilisi ——- ait olup olmadığının tespiti için imza incelemesi yapılmasını talep etmiş ise de davacı tarafın tevirli beyanlarında talimat evrakındaki imzanın şirket yetkilisi ——– ait olmadığı yönünde bir iddialarının bulunmadığını bildirerek sadece yetkilinin şirket yetkilisi olmadığı bir dönemde düzenlendiğinin, bu nedenle sahte olduğunun ileri sürülmesi nedeniyle imza incelemesi yapılmamıştır. Yine davacı taraf yargılama aşamasında ——- talimat evrakının düzenlendiği ———- tarihinde şirketin yetkilisi olmadığını, bu nedenle bu talimat evrakını düzenleme yetkisinin bulunmadığını iddia etmiştir.
Gerek davacı şirketin gerekse ———talimatında adı geçen dava dışı ————dosyaları celp edilmiştir. —dosyalarının incelenmesinde; davacı şirketin % 30 hissesinin dava dışı — % 20 hissesinin yine dava dışı ——– % 50 li hissesinin ise yine dava dış——– ait olduğu, davacı şirketin — tarihinde yapılan ———şirket müdürlüğüne tekrar ————- atanmasına, şirketin her hususta temsil ve ilzama münferiden yetkili kılınmasına, şirket müdürü olarak seçilen ———-Kararına istinaden şirkette temsil etmeye —- atanmasına karar verilmiş olduğu anlaşılmış ve bu hususta genel kurulumuzca oy birliği ile kabul edilmiştir… ” şeklinde karar verildiği, dolayısıyla ————talimat evrakının düzenlendiği tarihi de kapsamak suretiyle —- tarihine kadar davacı şirketin müdürlüğüne atanan————–yönünden verilen karar uyarınca ——– davacı şirketin münferiden imza ile temsil yetkilisi olduğu tespit edilmiştir. Kaldı ki taraflarca delil olarak sunulan — Asliye Hukuk Mahkemesi’nin —- Esas sayılı dava dosyasında mahkemece davacı şirketin——– dışındaki ortakları tarafından şirkete kayyım atanmasının talep edildiği, mahkemece —-tarihli kararında ; ” … Dosyaya ibraz edilen ticaret sicil gazetesi nüshası, ——- Noterliği vasıtasıyla gönderilen ihtarname, imza sirküleri, ——- İcra Müdürlüğü’nün ilamsız takipli ödeme emri, — İcra Dairesi’nin ——- takip sayılı dosyası ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davacılar ———– davalı şirketlerde hissedar bulunduğu, ———— % 50 oranlarında pay sahibi oldukları, müşterek imza ile tüm ticari ve hukuki işlemlerin yürütüldüğü, —— görev süresinin bitimi ile yeni şirket müdürlüğüne seçilemediği , dosyaya ibraz edilen belgelerden hissedar bulunan davalı ———-ilamsız takip yolu ile icra takipleri başlatıldığı … Şirketlerin devamı için ekonomik bakımdan da zarara uğramaması açısından şirkete TMK 427/4 maddesi ve TTK 530. Maddesine göre yönetim kayyımı atanmasına, yönetim kayyımı olarak ———– atanmasına … ” karar verildiği , bu karara göre de davacı şirketin temsil yetkisini kullanan —yetkisinin ——- tarihinde sona erdiği, bu tarihten sonra yeni bir yetkilinin seçilmediği anlaşılmıştır. Davacı taraf şirketin yetkilisi konusunda öne sürdüğü iddialarından bir diğerinde de şirketin ortağı ve yetkilisi olan dava dışı ——– ait hissenin talimat tarihi itibarıyla dava dışı————yetkilisi olarak da—-seçildiği, dolayısıyla ——- – tarihinde davacı şirketi temsil yetkisinin kalmadığını ileri sürmüştür. Her ne kadar ——– dosyasının incelenmesinde davacı tarafça ileri sürüldüğü gibi ———-talimatı tarihi itibariyla ——-devredildiği ve ——yetkilisi olarak seçildiği doğru olmakla birlikte ———- daha önce aldığı karar doğrultusunda davacı şirketin——— tarafından temsil edilmesi yönündeki kararı ortadan kaldıracak yeni bir karar alınmadığı, şirketin yetkili müdürü olabilmek için Ticaret Kanun’u kapsamına göre şirketin ortağı olmak zorunlu değildir. TTK 623. Maddesinde ; ” ( 1 ) şirketin yönetimi ve temsili şirket sözleşmesi ile düzenlenir. Şirketin sözleşmesi ile yönetimi ve temsili, müdür sıfatını taşıyan bir veya birden fazla ortağı veya tüm ortaklara ya da üçüncü kişilere verilebilir. En azından bir ortağın şirketi yönetim hakkının ve temsil yetkisinin bulunması gerekir. ( 2 ) şirketin müdürlerinden biri bir tüzel kişi olduğu takdirde bu kişi bu görevi tüzel kişi adına yerine getirecek bir gerçek kişiyi belirler. ( 3 ) müdürler, kanunla veya şirket sözleşmesi ile genel kurula bırakılmamış bulunan yönetime ilişkin tüm konularda karar almaya ve bu kararları yürütmeye yetkilidirler. ” hükmü düzenlenmiştir. Tüm bu anlatılanlara göre davacı şirketin davalının savunmasına dayanak yaptığı ————talimat tarihi itibariyle davacı şirketin yetkilisinin dava dışı ——–olduğu, bu şirketin de davacı şirkete temsile yetkili olarak — müdür olarak tayin ettiği ve bu kişinin de ——– tarihine kadar müdürlük yetkisinin bulunduğu anlaşılmaktadır.
Taraf şirketlere ait ticari defter kayıt ve dayanak belgelerinin mali bilirkişi aracılığıyla incelenmesi sonucunda düzenlenen — tarihli raporda ;-Davacının — takip tarihinde , davalıdan TL olarak — alacaklı olduğu, davacının ——- yılına devreden bu alacağının ——tarihinde hesaplar arasında yapılan virmanlar sonucunda — olarak ve ——–olarak davalı şirket hesabına ———–yolu ile aktarıldığı, —— alacağı yine aynı tarihte —– kur ile lehine ————- farkı tahakkuk ettiği ve davalı şirketin –hesabından davalıya olan borcu ——— mahsup edilmesi ile davacının ——— alacaklı olduğunun kayıtlı bulunduğu… , davalı şirketin ticari defter kayıtlarının da ; davalı ile davacı arasındaki ticari ilişkinin — öncesinde başladığı, davalının faturaları ve davacının banka yolu ile gönderdiği ödemeler sonrasında —- tarihinde davalının——— —— alacaklı olarak —- yılına devir ettiği, davalının muhasebe kayıtlarında — tarihli ——— açıklaması ile davalının —— karşılığı — davacıya olan —— borcundan mahsup etmesi ile davalının davacıya —–borçlu kaldığı,——– senet çıkış bordrosu ” açıklamalı davacıya ödeme kaydı olarak — karşılığı ——-muhasebe kaydının mahsup etmesi ile davalının davacıya ——- borçlu hale geldiği, — —– tarihli —- açıklaması ile davalının—– karşılığı ——- davacıya olan borcundan mahsup etmesi ile davalının davacıya — hesapta herhangi bir bakiye borcunun kalmadığı, ——— tarihinde davalının davacının kayıtlarıyla aynı tutarda yani ———-olarak mutabık oldukları görülmektedir.—- sonucunda davalının davacıya olan borcuna mahsup ———–yaparak borcunu sıfırladığının tespit edildiği … ” bildirilmiştir.
Yapılan yargılama sonucunda dosya kapsamındaki tüm delillere, alınan bilirkişi raporlarına göre; taraflar arasında ——-yılı öncesinden başlayıp devam eden ticari ilişki bulunduğu, davacı tarafından davalıya verilen avans çekleri, davalının düzenlediği faturalar, nihayetinde her iki tarafın birbirini doğrulayan defter kayıtlarına göre davacının——— alacağı bulunduğu, buna karşılık davalının da davacıdan — hesabından ——— alacağı bulunduğu, çapraz kur ile — çevrildiğinde davacının davalıya ——-borcu bulunduğu, bu borç mahsup edildiğinde davacının davalıdan ——- alacaklı bulunduğu, ancak takip ve davada davacı —— alacak talep ettiğinden taleple bağlılık ilkesi nazara alınarak, davacı şirketin yetkilisi olduğu anlaşılan ——- tarafından düzenlenen ——— tarihli ———–talimatı uyarınca talimatta bildirilen miktarlar ——– ———- davalının davacıya iki adet bono ile toplamda —– ödeme de davacının — alacak talebinden mahsup edilerek, davacının davalıdan neticeten takip tarihi itibariyle—————— alacağı bulunduğu vicdani kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yazılı gerekçe ile,
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile, tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile davalının; —— İcra Müdürlüğünün — Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın —— yönünden İPTALİ ile takibin bu miktar üzerinden takip tarihinden itibaren 1 yıllık —-cinsinden açılacak mavduat hesabına uygulanacak en yüksek faiz oranı uygulanmak sureti ile DEVAMINA,
2-Fazla istemin reddine ,
3-Alacak miktarı bilinir ve belirlenebilir olduğunda hükmolunan alacağın %20 si oranında —– TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-Davalının kötü niyet tazminat isteminin yasal koşulları oluşmadığından reddine,
5-Harçlar Yasası uyarınca davanın kabul edilen miktarı üzerinden alınması gereken 1.555.42 TL harcın peşin olarak yatırılmış olan 16.670,98 TL harçtan mahsubuna, fazla yatırıldığı anlaşılan 15.115.56 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istemi halinde davacıya iadesine,
6-Davacı tarafından yapılan 1.555.42 TL peşin harç giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından peşin harç gideri dışında yapmış olduğu 31.40 TL başvuru harcı, 4.60 TL vekaletname tasdik harcı ,1.000.00 TL bilirkişi ücreti, 1.000.00 TL mali bilirkişi için takdir edilen bilirkişi ücreti, 309.60 TL tebligat ve müzekkere gideri olmak üzere toplam 2.345,60 TL yargılama giderinin davanın kabul edilen kısmına isabet eden 38,22 TL sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Davalı tarafından yapılan 22.50 TL tebligat ve müzekkere giderinin davanın reddedilen kısmına isabet eden 22.14.-TL sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye giderin davalı üzerinde bırakılmasına,
9-Hüküm tarihinde yürürlükte olan avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca davanın kabul edilen miktarı üzerinden davacı yararına tayin ve takdir edilen 3.414.32 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
10-Davanın reddedilen miktarı üzerinden aynı tarife hükümleri uyarınca davalı yararına tayin ve takdir edilen 80.895,80 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
11-Taraflarca yatırılmış olan gider avanslarının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve istemi halinde yatıran taraflara iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile———–Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.19/02/2020