Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1111 E. 2020/36 K. 16.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/1111 Esas
KARAR NO : 2020/36
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ: 24/10/2017
KARAR TARİHİ: 16/01/2020
DAVA:Davacı vekili Mahkememize sunduğu —— havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; müvekkili davacı şirketin davalı şirket ile arasında yapılan ticari mal alışverişi neticesinde doğan ——- TL alacağının tahsili için başlatmış olduğu icra takibine davalı borçlu şirketin haksız ve soyut iddialarla itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiğini, davalı tarafından yapılan bu itirazın sırf müvekkilin alacağına kavuşmasını önleme amacıyla kötü niyetli olarak yapıldığını, nitekim işbu takibin konusunun müvekkili ile davalı borçlu arasındaki ——— müstenit olduğu ve karşı tarafın müvekkili şirkete——- TL borcu bulunduğunu, bu hususun ticari defter kayıtlarıyla ve e-mail yoluyla karşılıklı yapılan yazışmalarla sabit olduğunu, bu hususta vergi dairesinden BA-BS bildirimlerinin istenmesini talep ettiklerini, dava konusu alacağın likit olduğunu beyanla davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili Mahkememize sunduğu ——- havale tarihli cevaba cevap dilekçesinde özetle: davalı şirketçe sunulan cevap dilekçesindeki iddiaların afaki ve mesnetsiz olduğu, bu nedenle itibar edilmesinin mümkün olmadığını, her şeyden önce davalı tarafın —– TL borcunu ödediğini, dolayısıyla borçlu olduğunu açıkça kabul ve ikrar etmekle ispat yükünü üzerine almış olduğu ortada olduğunu, ödeme yaptığı yönündeki afaki iddiasını yazılı delillerle ispat edemeyen karşı tarafın bu iddialarını ret edilerek davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili ———- tarihli duruşmada/esas hakkındaki beyanında; önceki beyanlarını tekrarla davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili Mahkememize sunduğu ——– havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: itiraz dilekçesinde de belirtildiği üzere ödeme emrinde borcun dayanağının açıkça gösterilmediği gibi ek belge de sunulmadığından işbu takibin kaynağına, miktarına ve faizine ilişkin hesaplama yapılabilmesinin mümkün olmadığından işbu icra takibine itiraz edilmek zorunda kalındığını, davacı tarafın borcun kaynağı olarak ——-tarihli C/H ekstresini gösterdiği ve söz konusu ekstrede yer alan bedellerin hangi ticari ilişki sonunda doğduğunun anlaşılamadığını, her ne kadar ödeme emrinde alacak miktarı——– TL olarak belirtildiyse de müvekkili şirketin ticari defter kayıtları ve belgeleri incelendiğinde işbu borç bedelinin ödendiğinin görüleceğini, müvekkili ticari defter kayıtları incelendiğinde görüleceği üzere müvekkili şirket tarafından yapılan ödemelerin davalı tarafa kötü niyetli olarak cari hesap ekstresine işlenmemiş olduklarını, müvekkilin tüm ödeme edimlerini zamanında ve düzenli olarak yerine getirmiş olduğundan davacı tarafa herhangi bir borcu bulunmamakta olduğunu, işbu hususun müvekkili ticari defterleri ve cari hesap ekstresi incelendiğinde açıkça görüleceğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili Mahkememize sunduğu ——havale tarihli ikinci(2.) cevap dilekçesinde özetle: cevap dilekçesini tekrarla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili —- tarihli dilekçesi mazeret bildirerek hüküm duruşmasına katılmamıştır.
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde davacının cari hesaptan kaynaklanan alacağının bulunup bulunmadığı, davacı tarafça davalının ödemelerinin ticari defterlere kaydedilip kaydedilmediği noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: İtirazın iptalini düzenleyen 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 67/1. Maddesindeki “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER :
Celp ve tetkik edilen ——-. İcra Müdürlüğü’nün ——Esas sayılı dosyasında; davacı takip alacaklısı tarafından —— tarihli takip talebi ile davalı takip borçlusu hakkında ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin davalı takip borçlusuna —— tarihinde tebliği üzerine davalı takip borçlusunun süresi içerisinde, borca ve ferilerine karşı itiraz ettiği ve bunun üzerine takibin durduğu, itiraz dilekçesinin ve/veya takibin durdurulmasına ilişkin kararın davacı takip alacaklısına tebliğ edilmediği, eldeki davanın 1(bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Tarafların ticari defterlerinin incelenmesine karar verilmiş, inceleme gününde Mahkememize ibraz edilen ticari defterler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Mali Müşavir bilirkişi —- Havale tarihli raporunda özetle; davacı firmanın ——– TL asıl alacak üzerinden harçlandırarak itirazın iptali istemi ile ikame etmiş olduğu işbu itirazın iptali davasında; davacı şirketin davalı şirketten talep edebileceği asıl alacağının talepleri gibi —— TL asıl alacak olabileceğini beyan ve rapor etmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Ticari Defterlerin Delil Kabiliyeti
Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun, yargılamayı gerektiren davalarda hazırlık işlemlerine ilişkin hükümleriyle senetlerin ibrazı zorunluluğuna dair olan hükümleri ticari işlerde de uygulanır. (TTK m. 83)
Uyuşmazlık konusu vakıaları ispata elverişli yazılı veya basılı metin, senet, çizim, plan, kroki, fotoğraf, film, görüntü veya ses kaydı gibi veriler ile elektronik ortamdaki veriler ve bunlara benzer bilgi taşıyıcıları bu Kanuna göre belgedir. (HMK m. 199)
Taraflar, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmek zorundadırlar. Elektronik belgeler ise belgenin çıktısı alınarak ve talep edildiğinde incelemeye elverişli şekilde elektronik ortama kaydedilerek mahkemeye ibraz edilir. Ticari defterler gibi devamlı kullanılan belgelerin sadece ilgili kısımlarının onaylı örnekleri mahkemeye ibraz edilebilir. (HMK m. 219)
İbrazı istenen belgenin, ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahut belgenin var olduğu resmî bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin bir süre verir. (HMK m. 220/1)
Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır. (HMK m. 222/2-3-5)
Temerrüt
İfa zamanı taraflarca kararlaştırılmadıkça veya hukuki ilişkinin özelliğinden anlaşılmadıkça her borç, doğumu anında muaccel olur(TBK m. 90).
Karşılıklı borç yükleyen bir sözleşmenin ifası isteminde bulunan tarafın, sözleşmenin koşullarına ve özelliklerine göre daha sonra ifa etme hakkı olmadıkça, kendi borcunu ifa etmiş ya da ifasını önermiş olması gerekir(TBK m. 97).
Muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer. Borcun ifa edileceği gün, birlikte belirlenmiş veya sözleşmede saklı tutulan bir hakka dayanarak taraflardan biri usulüne uygun bir bildirimde bulunmak suretiyle belirlemişse, bu günün geçmesiyle; ( …. ) borçlu temerrüde düşmüş olur. Ancak sebepsiz zenginleşenin iyiniyetli olduğu hâllerde temerrüt için bildirim şarttır(TBK m. 117/1,2).
Aksine sözleşme yoksa, ticari bir borcun faizi, vadenin bitiminden ve belli bir vade yoksa ihtar gününden itibaren işlemeye başlar(TTK m. 10).
Faiz
Bir miktar paranın ödenmesinde temerrüde düşen borçlu, sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça, geçmiş günler için 1 inci maddede belirlenen orana göre temerrüt faizi ödemeye mecburdur(3095 s.y. M. 2/1).
————— önceki yılın 31 Aralık günü kısa vadeli avanslar için uyguladığı faiz oranı, yukarıda açıklanan miktardan fazla ise, arada sözleşme olmasa bile ticari işlerde temerrüt faizi bu oran üzerinden istenebilir. Söz konusu avans faiz oranı, 30 Haziran günü önceki yılın 31 Aralık günü uygulanan avans faiz oranından beş puan veya daha çok farklı ise yılın ikinci yarısında bu oran geçerli olur(3095 s.y. M. 2/2).
Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, Türk Milleti adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. m.141); toplanan/sunulan deliller, ticaret sicil kayıtları, takip dosyası, BA bildirimleri, bilirkişi raporu, iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı/takip alacaklısının davalı/takip borçlusu hakkında cari hesaba dayalı olarak takip başlattığı, davalı/takip borçlusunun tebliğ edilen ödeme emri üzerine takibe borca ve fer’ileri yönünden süresinde itiraz ettiği ve takibin durduğu, eldeki itirazın iptali davasının süresinde açıldığı, taraflar arasındaki ihtilafın takip konusu alacağın ödenip ödenmediği hususundan kaynaklandığı, uyuşmazlığın halli ve taraflar arasındaki ticari ilişkinin tespiti için defter incelemesine karar verildiği, davacının ticari defterlerine göre davalıdan ——– TL alacaklı olduğu, davalı tarafın cevap dilekçesinde takip konusu alacağın ödendiğini beyan ettiği, davalının, dava konusu alacağı ödediğini savunarak ispat yükünü üzerine aldığı, Doktrinde davalının bu savunmasına “bağlantılı bileşik ikrar” denildiği, bağlantılı bileşik ikrarda bulunan tarafın diğer tarafın ileri sürdüğü vakıayı ikrar edip, fakat ikrarına bu vakıadan çıkan hukuki sonucu hükümden düşüren ve bu vakıanın doğumu ile ilgili bulunmayan başka bir vakıa ileri sürdüğü, bu durumda ikrarın bölünebileceği, dolayısıyla ispat yükünün davalıya düşeceği(Yargıtay ——– Hukuk Dairesinin —– tarih, —— Esas ve ——– Kararı), davalının iddialarını ispatlayacak herhangi bir yazılı belge dosyaya sunmadığı, davalı tarafın ticari defterlerinde ödemeye ilişkin kayıt olsa dahi bunun davacı tarafın ticari defterleriyle doğrulanamaması nedeniyle davalının ticari defterlerinin incelenmesine gerek bulunmadığı, delilleri arasında bulunması nedeniyle davalı vekiline yemin delilinin hatırlatıldığı ve buna ilişkin tebligatın ———– tarihinde usulüne uygun olarak yapılmasına rağmen davalı tarafça yemine ilişkin herhangi bir beyanda bulunmadığı, bu haliyle yemin deliline dayanmaktan vazgeçildiği, davalı tarafın ödeme iddiasını ispatlayamaması nedeniyle icra takibine vaki itirazının haksız ve yersiz olduğu, davacının tacir olması ve taraflar arasında ticari ilişki bulunması(TTK m. 19/2) nedeniyle alacağa takip tarihinden itibaren ticari faiz(3095 sy. m. 2/2) uygulanması gerektiği, alacağın likit olması nedeni ile kabulle sonuçlanan kısım üzerinden davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi şartlarının oluştuğu(İİK m. 67/2) sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE,
2-Davalı/takip borçlusunun, ———- İcra Müdürlüğü’nün ——– Esas sayılı dosyasına vaki itirazının İPTALİNE,
3-Kabulüne karar verilen alacağın %20 ‘si olan 1.899,39 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Başlangıçta peşin olarak alınan 162,19 TL harcın alınması gerekli olan 648,74 TL harçtan mahsubu ile bakiye 486,55 TL karar ve ilam harcının davalı ‘dan alınarak hazineye irat kaydına,
5-Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu peşin harç 162,19 TL, posta ve tebligat gideri 123,25 TL, bilirkişi ücreti 700,00 TL, olmak üzere toplam 985,44 TL yargılama masrafının davalı ‘dan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı taraf yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 3.400,00 TL avukatlık ücretinin davalı’dan alınarak davacı tarafa verilmesine,
7-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının davacı tarafa iadesine,
8-Talep edilmesi halinde bir sureti dosyaya konulmak kaydıyla——— İcra Müdürlüğü’nün ——- Esas sayılı dosyasının merciine iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.16/01/2020