Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1110 E. 2019/557 K. 30.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2017/1110 Esas
KARAR NO : 2019/557

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/10/2017
KARAR TARİHİ : 30/05/2019

DAVA :
Davacı vekili Mahkememize sunduğu 24/10/2017 havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin yelkenli tekneleri imal eden bir şirket olduğunu, bu bağlamda davalıya yelken satışı yapılarak üretilen yelkenlerin teslim edildiğini, karşılığında 17.05.2016 tarihli — nolu 115.904,91 TL, 17.05.2016 tarihli — nolu –, 17.05.2016 tarihli — nolu — 31.08.2016 tarihli — nolu —, 31.10.2016 tarihli — nolu 71.800,00 TL bedelli toplam 403.663,79 TL tutarında fatura kesildiğini, davalının yelkenlerin bedellerinin 210.209,74 TL’lik kısmını ödemediğini, ödenmeyen kısmı için davalıya Beşiktaş —–. Noterliği’ nin 07.09.2017 tarih ve — yevmiye nolu ihtarnamesi keşide edildiğini, ihtara rağmen borcun ödenmemesi üzerine davalı aleyhine İstanbul Anadolu —. İcra Müdürlüğünün — Esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, ödeme emrini alan borçlunun kötü niyetli olarak borca itiraz ettiğini beyanla davalının icra takibine yaptığı itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili Mahkememize sunduğu 29/01/2018 havale tarihli cevaba cevap dilekçesinde özetle: dava dilekçesini tekrarla davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 30/05/2019 tarihli duruşmada/esas hakkındaki beyanında; önceki beyanlarını tekrarla davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili Mahkememize sunduğu 29/12/2017 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: davacı ile müvekkili arasındaki ticari ilişkinin 2016 yılında 17.05.2016 tarihli —– nolu faturada gösterilen ürünlerin sipariş edilmesi ile başlandığını, bu süreç içerisinde her türlü ticari işlerini sözlü olarak gerçekleştirildiğini, müvekkiline keşide edilen 07.09.2017 tarihli ihtarname sonrasında davacı ile iletişime geçildiğinde davacının —–bulunan tedarikçi firmaya karşı sorumlu olduğunu ve bu sebeple ihtarname çekildiğini, ürünlerin teslim edilmediğini bildiklerini ve bu işlemin sadece prosedüre uymak için yapıldığının beyan edildiğini, yine müvekkiline tebliğ edilen ihtarnamede ve ödeme emrinde borcun sebebinin faturalar veya cari hesaba dayanmadığını, sadece asıl alacak olarak gösterildiğini, bu sebeple davacı tarafından icra inkar tazminatı talep edilmesinin yersiz olduğunu, mevcut faturalar ticari ilişki sebebiyle düzenlemiş olsa da faturalar konu ürünlerin müvekkiline tesliminin kanıtlanamadığını, ürünlerin teslim etmemesine rağmen tamamene kötü niyetli hareket edilerek ürün bedellerini müvekkilinden talep edildiğini, söz konusu ürünlerin teslim edildiğine dair herhangi bir belge mevcut olmadığını, 17.05.2016 tarihli ———- nolu 115.904,91 TL bedelli açık fatura davacıya 106.000,00 TL olarak ödendiğini, faturaya konu ana yelkenin söz verilenin aksine panelli olarak teslim edildiğini, sözleşmeye konu ana yelkenin gereği gibi ifa edilmediğini, müvekkili ile davacı sözlü olarak anlaşarak ürün bedelinden 9.904,91 TL indirim yapıldığını, söz konusu fatura bedeli 106.000,00 TL olarak ödendiğini,—– tarihli — nolu — bedelli faturada— nin üretilmemesi sebebiyle müvekkiline teslim edilmediğinden davacıya 87.454,05 TL olarak ödendiğini, 17.05.2016 tarih —– nolu, —– tarih —- nolu ve 31.08.2016 tarih —– nolu açık faturalarda belirtilen ürünlerin müvekkili hiçbir zaman teslim edilmemesi sebebiyle ödeme yapılmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili Mahkememize sunduğu 02/03/2018 havale tarihli ikinci cevap dilekçesinde özetle: cevap dilekçesini tekrarla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili 30/05/2019 tarihli duruşmada/esas hakkındaki beyanında; önceki beyanlarını tekrarla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde takibe konu faturalardaki yat yelkenlerinin davalıya teslim edilip edilmediği, ayrıca bir yelkenin siparişe uygun olarak üretilip üretilmediği, bu faturalar nedeniyle davacının bakiye alacağının bulunup bulunmadığı noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği : Dava, icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: İtirazın iptalini düzenleyen 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 67/1. Maddesindeki “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER :
Celp ve tetkik edilen İstanbul Anadolu —-. İcra Müdürlüğü’nün 2017/24719 Esas sayılı dosyasında; davacı takip alacaklısı tarafından 03/10/2017 tarihli takip talebi ile davalı takip borçlusu hakkında ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin davalı takip borçlusuna 05/10/2017 tarihinde tebliği üzerine davalı takip borçlusunun süresi içerisinde, borca ve ferilerine karşı itiraz ettiği ve bunun üzerine takibin durduğu, itiraz dilekçesinin ve/veya takibin durdurulmasına ilişkin kararın davacı takip alacaklısına tebliğ edilmediği, eldeki davanın 1(bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı vekilince dosyaya sunulan faturalar incelendiğinde, davalıya yönelik olarak 403.663,79 TL bedelli düzenlendiği ve açık fatura niteliğinde olduğu anlaşılmıştır.
Tarafların ticari defterlerinin incelenmesine karar verilmiş, inceleme gününde Mahkememize ibraz edilen ticari defterler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Mali Müşavir bilirkişi 22/10/2018 Havale tarihli raporunda özetle; incelenen taraf ticari defter kayıtlarına göre davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 210.209,74 TL tutarında alacaklı olduğunu, davacının 210.209,74 TL tutarındaki bakiye alacağı için 735,73 TL faiz talep edebileceğini beyan ve rapor etmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Ticari Defterlerin Delil Kabiliyeti
Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun, yargılamayı gerektiren davalarda hazırlık işlemlerine ilişkin hükümleriyle senetlerin ibrazı zorunluluğuna dair olan hükümleri ticari işlerde de uygulanır. (TTK m. 83)
Uyuşmazlık konusu vakıaları ispata elverişli yazılı veya basılı metin, senet, çizim, plan, kroki, fotoğraf, film, görüntü veya ses kaydı gibi veriler ile elektronik ortamdaki veriler ve bunlara benzer bilgi taşıyıcıları bu Kanuna göre belgedir. (HMK m. 199)
Taraflar, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmek zorundadırlar. Elektronik belgeler ise belgenin çıktısı alınarak ve talep edildiğinde incelemeye elverişli şekilde elektronik ortama kaydedilerek mahkemeye ibraz edilir. Ticari defterler gibi devamlı kullanılan belgelerin sadece ilgili kısımlarının onaylı örnekleri mahkemeye ibraz edilebilir. (HMK m. 219)
İbrazı istenen belgenin, ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahut belgenin var olduğu resmî bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin bir süre verir. (HMK m. 220/1)
Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır. (HMK m. 222/2-3-5)
Temerrüt
İfa zamanı taraflarca kararlaştırılmadıkça veya hukuki ilişkinin özelliğinden anlaşılmadıkça her borç, doğumu anında muaccel olur(TBK m. 90).
Karşılıklı borç yükleyen bir sözleşmenin ifası isteminde bulunan tarafın, sözleşmenin koşullarına ve özelliklerine göre daha sonra ifa etme hakkı olmadıkça, kendi borcunu ifa etmiş ya da ifasını önermiş olması gerekir(TBK m. 97).
Muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer(TBK m. 117/1).
Borcun ifa edileceği gün, birlikte belirlenmiş veya sözleşmede saklı tutulan bir hakka dayanarak taraflardan biri usulüne uygun bir bildirimde bulunmak suretiyle belirlemişse, bu günün geçmesiyle; ( …. ) borçlu temerrüde düşmüş olur. Ancak sebepsiz zenginleşenin iyiniyetli olduğu hâllerde temerrüt için bildirim şarttır(TBK m. 117/2).
Aksine sözleşme yoksa, ticari bir borcun faizi, vadenin bitiminden ve belli bir vade yoksa ihtar gününden itibaren işlemeye başlar(TTK m. 10).
Faiz
Bir miktar paranın ödenmesinde temerrüde düşen borçlu, sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça, geçmiş günler için 1 inci maddede belirlenen orana göre temerrüt faizi ödemeye mecburdur(3095 s.y. M. 2/1).
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının önceki yılın 31 Aralık günü kısa vadeli avanslar için uyguladığı faiz oranı, yukarıda açıklanan miktardan fazla ise, arada sözleşme olmasa bile ticari işlerde temerrüt faizi bu oran üzerinden istenebilir. Söz konusu avans faiz oranı, 30 Haziran günü önceki yılın 31 Aralık günü uygulanan avans faiz oranından beş puan veya daha çok farklı ise yılın ikinci yarısında bu oran geçerli olur(3095 s.y. M. 2/2).
Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, Türk Milleti adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. m.141); toplanan/sunulan deliller, ticaret sicil kayıtları, faturalar, ihtarname, takip dosyası, bilirkişi raporu, iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı/takip alacaklısının davalı/takip borçlusu hakkında faturaya dayalı olarak takip başlattığı, davalı/takip borçlusunun tebliğ edilen ödeme emri üzerine takibe borca ve fer’ileri yönünden süresinde itiraz ettiği ve takibin durduğu, eldeki itirazın iptali davasının süresinde açıldığı, taraflar arasındaki ihtilafın takip dayanağı belgeye konu mal ve/veya hizmetin teslim edilip edilmediği ve/veya sunulup sunulmadığı hususundan kaynaklandığı, uyuşmazlığın halli ve taraflar arasındaki ticari ilişkinin tespiti için defter incelemesine karar verildiği, davacının ticari defterlerine göre davalıdan 210.209,74 TL alacaklı olduğu, davalının ticari defterlerine göre davacıya 210.209,74 TL bakiye borcunun bulunduğu, davacının tüm faturalarının davalının defterinde, davalının ise ödemeye ilişkin tüm belgelerin davacının defterinde kayıtlı oldukları, borçlunun faturaları kendi defterlerine kaydetmesi (faturaları deftere kayıt öncesinde ya da sonrasında süresi geçtikten sonra itiraz ve iade etmiş olması) halinde alacaklının (hizmet vermiş olsun ya da olmasın) HMK’nın 222. maddesi uyarınca alacağını ispatladığının kabul edilmesi gerektiği (Yargıtay —. HD’nin 10/02/2016 tarih ve 2015/4576 Esas – — Karar sayılı ilam), davalının kendi ticari defterlerindeki kayıtların aleyhine delil teşkil edeceği(Yargıtay —-. HD’nin 09/11/2016 tarih ve —– Karar sayılı ilam) davalının kendi ticari defter kayıtlarının aksini yazılı delille ispatlaması gerektiği, dosyada böyle bir ispat bulunmadığı, bu nedenle davalı takip borçlusunun icra takibine itirazının haksız ve yersiz olduğu, davacı tarafından alacağın ödenmesi için 7 gün süre verilmek suretiyle çekilen ihtarnamenin davalıya 15/09/2017 tarihinde tebliğ edildiği, böylelikle davalı tarafın 19/09/2017 tarihinde temerrüde düştüğü, takipte talep edilen yasal faiz oranına göre takip tarihine kadar geçen 14 günlük süre için işlemiş faizin 735,73 TL olduğu, bu miktarı aşan işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığı, davacının takip talebinde yasal faiz talep etmiş olması nedeniyle alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz(3095 sy. m. 2/1) uygulanması gerektiği, alacağın likit olması nedeni ile kabulle sonuçlanan kısım üzerinden davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi şartlarının oluştuğu(İİK m. 67/2) sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,
2-Davalı/takip borçlusunun, İstanbul Anadolu —-. İcra Müdürlüğü’nün 2017/24719 Esas sayılı dosyasına vaki itirazının — asıl alacak ve 735,73 TL işlemiş faiz yönünden İPTALİNE, kabulüne karar verilen asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına,
3-Kabulüne karar verilen alacağın %20 ‘si olan 42.189,09 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Başlangıçta peşin olarak alınan 2.569,01 TL harcın ve icra takibi peşin harcı 1.063,55 TL’nin, alınması gerekli olan 14.409,69 TL harçtan mahsubu ile bakiye 10.777,13 TL karar ve ilam harcının davalı ‘dan alınarak hazineye irat kaydına,
5- Davacı tarafın yargılama sırasında yapmış olduğu posta ve tebligat gideri 168,40 TL, bilirkişi ücreti 700,00 TL, olmak üzere toplam 868,40 TL yargılama masrafının, davacı yan davasında kısmen haklı çıktığından dava konusunun toplam değerinin kabulle sonuçlanan kısma oranı sonucu bulunan 861,00 TL yargılama masrafına, peşin harç 2.569,01 TL, eklenerek sonuç olarak 3.430,01 TL’nin davalı ‘dan alınarak davacı tarafa verilmesine, dava konusunun toplam değerinin redle sonuçlanan kısma oranı sonucu bulunan 7,40 TL yargılama masrafının davacı yan üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı taraf yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan —–uyarınca 18.606,73 TL avukatlık ücretinin davalı ‘dan alınarak davacı tarafa verilmesine,
7-Davalı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan —- uyarınca 1.764,27 TL avukatlık ücretinin davacı taraftan alınarak davalı ‘a verilmesine,
8-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının davacı tarafa iadesine,
9-Karar kesinleştiğinde İstanbul Anadolu —-. İcra Müdürlüğü’nün 2017/24719 Esas sayılı dosyasının merciine iadesine,
Dair, taraf vekillerinin vekilinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.