Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1099 E. 2019/1104 K. 19.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/1099
KARAR NO: 2019/1104
DAVA : Menfi Tespit (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/10/2017
KARAR TARİHİ: 19/11/2019
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dilekçesinde özetle , müvekkilinin araba kiralama işi ile uğraştığını, bu esnada satış opsiyonlu araç kiralama sözleşmeleri yaptığını, araç filosuna katılmak üzere de davalı bankadan kredili olarak partiler halinde araç alım kredileri kullanıldığını, müvekkili adına kayıtlı ——-plakalı araçlara ait tüm kredi ödemelerinin davalı bankaya yapıldığını, —- tutarındaki ödemenin de hesaptan ödenmesi suretiyle kredilerinin kapatıldığını, bunu takiben bankadan araçlar üzeriendeki rehnin kaldırılmasının talep edildiğini, ancak bankanın araçlar üzerindeki rehni kaldırmaması üzerine ihtarname gönderilerek rehinlerin kaldırılmasının ihtar edildiğini, ancak banka tarafından kullandırılan tüm kredilerin bir bütün halinde görüldüğünden bahisle rehinlerin kaldırılmayacağının taraflarına bildirildiğini belirterek fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile mahrum kalınan —- TL kar ile aleyhlerine doğacak cezai şart ve zararı davalı bankadan rücuen talep ve dava haklarını saklı tuttuklarını belirterek, üç adet araç sebebiyle borçlu olmadıklarının tespiti ile araçlar üzerindeki davalı banka rehninin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde ; dava konusu araçlar üzerindeki rehinlerin davacının bankaya olan tüm borçlarını kapsadığını, davacının kullandığı krediler nedeniyle müvekkili bankaya olan borcunun devam ettiğini, davacının müvekkili banka nezdinde kullandığı araç kredileri bulunduğunu, taraflar arasında imzalanan rehin sözleşmesinde borçlunun bankanın merkez ve şubelerinden kullandığı, kullanacağı tüm nakdi ve gayrınakdi kredilerden ve kredi sayılan işlemlerden kaynaklanan borçlar ile kredi sayılan işlemler için verilen kambiyo senetleri ve bankanın diğer müşterilerine verilen kredi ve kredi sayılan işlemlere olan kefaletinden kaynaklanan borçlar için geçerli olduğu ibaresinin yazılı olduğunu , bu nedenle dava konusu taşıtlar üzerindeki rehnin kaldırılmasının mümkün olmadığını belirterek haksız ve hukuki aykırı davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
İNCELEME VE GEREKÇE : Dava, davacı adına kayıtlı———plaka sayılı araçlara ait tüm kredi borçlarının ödendiğinden bahisle bu araçlar üzerine konan rehine dayanak kredi sözleşmeleri uyarınca borçlu olunmadığının tespiti ile araçlar üzerindeki rehin kaydının kaldırılması istemine ilişkin olup, İİK nun 72 vd maddelerine dayanmaktadır.
Tarafların tüm delilleri celbolunarak dava dosyası üzerinde ve davalı bankaya ait ticari defter, kayıt ve dayanak belgeler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak raporlar alınmıştır. Raporların birbiri ile uyumlu , dosyadaki verilere uygun ve denetime açık bulundukları anlaşılmıştır.
Yargılama aşamasında davaya konu edilen araçlardan—- plakalı araç üzerindeki rehinin — tarihinde, — plakalı araç üzerindeki rehinin — tarihinde, – Plakalı araç üzerindeki rehinin de —-tarihinde davalı banka tarafından kaldırıldığı anlaşılmış olup taraflar arasında bu yönde bir ihtilaf bulunmamaktadır.
Uzman bankacı bilirkişi aracılığıyla yaptırılan inceleme sonunda; davalı bankanın dava tarihi itibariyle dava konusu araçlar üzerinde tesis edilmiş rehinin toplamının – TL olarak devam ettiği, davacı firmanın davalı bankaya – tarihi itibariyle – riski olduğu, – tarihli – döviz satış kuruna göre TL karşılığının – TL olduğu böylece – TL borcu bulunduğu , davacı firmanın davacı bankaya- tarihi itibariyle toplam – TL lik araç rehini , dava dışı —- aval imzası bulunan – tarihli -TL lik teminat senedi olmak üzere toplam -TL lik teminatı olduğu , bu teminatlara karşılık ise— TL kredi riski bulunduğu , dolayısıyla dava konusu araçlara ait bir riskin olmadığı , davacının davalı bankaya bunun dışında başkaca bir borcunun da bulunmadığı, dolayısıyla davalı bankanın elinde davacı firmadan alınmış açık tarihli —TL lik bir senette olduğu dikkate alındığında kredi borcu bitmiş araçların rehinlerinin çözülmesi işleminin hakkaniyete uygun olduğu, davacı tarafın dosyaya sunulan elektronik iletilere göre davalı bankadan dava açılmadan önce davaya konu edilen araçlar üzerindeki rehinin kaldırılmasının talep edildiği ancak davalı tarafça davanın reddedildiği, dolayısıyla iş bu davanın açılmasında dava tarihi itibariyle davacının haklı olduğu , iş bu davanın açılmasına davalı tarafın sebebiyet verdiği sonucuna varılarak yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünden davacı lehine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yazılı gerekçe ile ,
1-Davaya konu edilen araçlar üzerindeki rehinlerin kaldırılmasına ilişkin olarak davanın KONUSU KALMADIĞINDAN ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Davacı tarafın harçlandırılmış dava dilekçesi ile açılmış zararın tahsili, yönünde davası bulunmadığından bu celse talebe konu edilen husus hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA ,
3-Harçlar Yasası uyarınca alınması gereken 44.40 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 85.39 TL harç ile bilahare ara karar doğrultusunda araçların toplam miktarları üzerinden yatırılan 2.988.56 TL harcın toplamı olan 3.073.95 TL harçtan mahsubu ile fazla yatırılan 3.029,55 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istemi halinde davacıya iadesine
4-Davacı tarafından yapılan 44.40 TL peşin harç, 31.40 TL başvuru harcı, 4.60 TL vekalet harcı,750.00 TL bilirkişi ücreti, 2.250.00 TL bilirkişi heyeti gideri, 273.80 TL tebligat ve müzekkere gideri olmak üzere toplam sarfedilen 3.354,20 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Hüküm tarihinde yürürlükte olan avukatlık asgari ücret tarifesinin 6/1 maddesi uyarınca davacı yararına tayin ve takdir edilen 16.750.00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafça yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve istemi halinde davacıya iadesine ,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 19/11/2019