Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1081 E. 2018/1072 K. 25.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2017/313 Esas
KARAR NO : 2018/1026

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/03/2017
KARAR TARİHİ : 11/10/2018

DAVA :
Davacı vekili Mahkememize sunduğu 17/03/2017 havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; Davalı şirket aleyhine Müvekkile olan Borcu nedeniyle İstanbul Anadolu ———–.icra Müdürlüğü’nün 2016/17922 E. sayılı Dosyasıyla İcra Takibi başlatıldığını, borçluya tebliğ edilen ödeme emrine davalı şirketçe haksız ve dayanaksız iddialarla İtiraz edilerek takibin durdurulduğunu, müvekkili şirketin ————-üretimi işiyle iştigal eden ve sektörde güvenilir bir şirket olduğunu, bu bağlamda müvekkili şirket ile davalı şirket arasında mal alım/satımından kaynaklanan ticari ilişki mevcut olduğunu, müvekkili şirketin sözleşme yükümlülükleri yerine getirerek Davalı Şirketin sipariş ettiği ürünleri eksiksiz olarak zamanında teslim ettiğini, davalı tarafın ise edimlerini yerine getirmeyerek satın almış olduğu malların bedellerini ödemediğini, müvekkili şirketin davalı şirkete satılan ürünlerin faturaların düzenlenerek davalı şirkete gönderildiğini, davalı şirket tarafından faturalardan ve cari hesap ekstresinden kaynaklanan 70.333,21 TL alacaklarının ödenmediğini, müvekkil şirket ile davalı borçlu arasında belirli periyotlarda düzenlenen mutabakat mektuplarının davalı şirketçe kaşelenip imzalanmış olduklarını, hal böyleyken borcun dayanağı ve varlığının son derece net ve açık olduğunu, davacı müvekkil şirket tarafından davalı şirkete gönderilen faturalara karşı davalı şirket tarafından süresinde ve usulüne uygun bir itirazın bulunmadığını iddia ederek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davalı şirketin vaki itirazının iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine %20′ den az olmamak üzere icra tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı şirkete yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili Mahkememize sunduğu 17/05/2017 havale tarihli cevaba cevap dilekçesinde özetle: dava dilekçesini tekrarla davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 11/10/2018 tarihli duruşmada/esas hakkındaki beyanında; önceki beyanlarını tekrarla davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili Mahkememize sunduğu 04/05/2017 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: Davacı Şirket tarafından davanın konusu İcra Takibinde fatura sunulmaksızın Cari Hesap ilişkisine dayanıldığını, dava aşamasında ise Mahkeme önünde ise bir kısım Fatura sunarak alacağın fatura ilişkisine dayandığının ileri sürüldüğünü, davacı tarafından müvekkili şirketin ödeme yapmış olmasının mal kabulü anlamına geldiğinin haksız bir şekilde ileri sürüldüğünü, huzurdaki itirazın iptali davasında takip talebinde talep edilen alacağın bulunduğunun ispat külfetinin davacıda olduğunu, davacının düzenlediği faturadaki malların ya da hizmetlerin karşı tarafa teslim edildiğini ispat etmesi gerektiğini, faturanın tek başına taraflar arasındaki akdi ilişkinin belgesi sayılamayacağını, Mahkeme tarafından tarafların Ticari Defterlerinin incelenmesi halinde durumun tüm açıklığıyla ortaya çıkacağını, ayrıca davaya konu faturaların icra dosyasına konmadığından ve dava dilekçesi ekinde kendilerine gönderilmediklerinden ne şekilde ve kime tebliğ edildiğinin bilinmemekte olduğunu ve buna ilişkin beyanda bulunma haklarını saklı tuttuklarını,fatura düzenlenmiş olması adına fatura düzenlenen kişiyi borçlu kılmayacağını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla taraflar arasında herhangi bir ticari ilişkiden kaynaklanan Borç durumu mevcut ise bile işbu borcun muaccel olmadığını, TBK Hükümleri ile Yüksek Yargı içtihatları dikkate alındığında davaya konu alacakla ilgili davacı şirket tarafından taraflarına herhangi bir ihtarname gönderilmediği gibi taraflarına gönderilen ödeme emri ekinde de bahse konu faturalar tebliğ edilmediğinden müvekkilin temerrüde düşürülmesinin söz konusu olmadığını, bu aşamada faiz isteminin yerinde olmadığı gibi likit bir alacaktan söz edebilmenin de mümkün olamayacağını beyanla, davacı tarafından ikame edilen haksız ve mesnetsiz davanın reddine, kötü niyetli takip nedeniyle %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili Mahkememize sunduğu 12/06/2017 havale tarihli ikinci(2.) cevap dilekçesinde özetle: cevap dilekçesini tekrarla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili hüküm duruşmasına katılmamıştır.
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde davacı tarafın davalıdan faturaya ve hesap mutabakatına dayalı olarak alacaklı olup olmadığı faturaya konu ürünlerin teslim edilip edilmediği noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: İtirazın iptalini düzenleyen 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 67/1. Maddesindeki “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER :
Dosyada mübrez —————— hesap mutabakat formu incelendiğinde;————.’ye hitaben 30/06/2016 tarihinde 69.604,84 TL borç bakiyesi verdiğine ilişkin mutabık olunduğuna ilikin 26/07/2016 tarihinde————-. Kaşesi olduğu görüldü.
Tarafların ticari defterlerinin incelenmesine karar verilmiş, inceleme gününde Mahkememize ibraz edilen ticari defterler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Mali Müşavir bilirkişi 02/04/2017 Havale tarihli raporunda özetle; davacı Şirket Ticari Defter Kayıtlarında Davalı Şirketten Kaydi olarak 69.604,84 TL Asıl Alacağı bulunduğunu, ancak dosya kapsamı incelendiğinde alacağın dayanağı E-Faturaların içeriği malların Davalı Şirkete Teslim edildiğini kanıtlamaya elverişli Hukuki Nitelikli herhangi bir Belgenin(Sevk İrsaliyesi, Teslim Tutanağı vb.) dosya kapsamında yer almadığı/sunulmadığı tespit edildiğini, ispat yükü altında bulunan davacı şirketin itirazın iptali istemi ile ikame etmiş olduğu işbu davaya 70,333,21 TL asıl alacak üzerinden harçlandırmak suretiyle konu ettiği alacağına Hak Kazanabilmesi için, alacağın dayanağı E-Fatura’lar içeriği malların davalı şirkete teslimini hukuki nitelikli belgelerle ispat külfeti altında bulunduğu, E-Faturaların içeriği malların davalı şirkete tesliminin kanıtlanması halinde, davacı şirketin tespit edilen/edilecek alacağını davalı şirketten talep edebileceğini rapor etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Ticari Defterlerin Delil Kabiliyeti
Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun, yargılamayı gerektiren davalarda hazırlık işlemlerine ilişkin hükümleriyle senetlerin ibrazı zorunluluğuna dair olan hükümleri ticari işlerde de uygulanır. (TTK m. 83)
Uyuşmazlık konusu vakıaları ispata elverişli yazılı veya basılı metin, senet, çizim, plan, kroki, fotoğraf, film, görüntü veya ses kaydı gibi veriler ile elektronik ortamdaki veriler ve bunlara benzer bilgi taşıyıcıları bu Kanuna göre belgedir. (HMK m. 199)
Taraflar, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmek zorundadırlar. Elektronik belgeler ise belgenin çıktısı alınarak ve talep edildiğinde incelemeye elverişli şekilde elektronik ortama kaydedilerek mahkemeye ibraz edilir. Ticari defterler gibi devamlı kullanılan belgelerin sadece ilgili kısımlarının onaylı örnekleri mahkemeye ibraz edilebilir. (HMK m. 219)
İbrazı istenen belgenin, ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahut belgenin var olduğu resmî bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin bir süre verir. (HMK m. 220/1)
Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır. (HMK m. 222/2-3-5)
Temerrüt
İfa zamanı taraflarca kararlaştırılmadıkça veya hukuki ilişkinin özelliğinden anlaşılmadıkça her borç, doğumu anında muaccel olur(TBK m. 90).
Karşılıklı borç yükleyen bir sözleşmenin ifası isteminde bulunan tarafın, sözleşmenin koşullarına ve özelliklerine göre daha sonra ifa etme hakkı olmadıkça, kendi borcunu ifa etmiş ya da ifasını önermiş olması gerekir(TBK m. 97).
Muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer(TBK m. 117/1).
Borcun ifa edileceği gün, birlikte belirlenmiş veya sözleşmede saklı tutulan bir hakka dayanarak taraflardan biri usulüne uygun bir bildirimde bulunmak suretiyle belirlemişse, bu günün geçmesiyle; ( …. ) borçlu temerrüde düşmüş olur. Ancak sebepsiz zenginleşenin iyiniyetli olduğu hâllerde temerrüt için bildirim şarttır(TBK m. 117/2).
Aksine sözleşme yoksa, ticari bir borcun faizi, vadenin bitiminden ve belli bir vade yoksa ihtar gününden itibaren işlemeye başlar(TTK m. 10).
Faiz
Bir miktar paranın ödenmesinde temerrüde düşen borçlu, sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça, geçmiş günler için 1 inci maddede belirlenen orana göre temerrüt faizi ödemeye mecburdur(3095 s.y. M. 2/1).
——————önceki yılın 31 Aralık günü kısa vadeli avanslar için uyguladığı faiz oranı, yukarıda açıklanan miktardan fazla ise, arada sözleşme olmasa bile ticari işlerde temerrüt faizi bu oran üzerinden istenebilir. Söz konusu avans faiz oranı, 30 Haziran günü önceki yılın 31 Aralık günü uygulanan avans faiz oranından beş puan veya daha çok farklı ise yılın ikinci yarısında bu oran geçerli olur(3095 s.y. M. 2/2).
Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, Türk Milleti adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. m.141); toplanan/sunulan deliller, ticaret sicil kayıtları, fatura, takip dosyası, hesap mutabakatı, bilirkişi raporu, iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı/takip alacaklısının davalı/takip borçlusu hakkında faturaya dayalı olarak takip başlattığı, davalı/takip borçlusunun tebliğ edilen ödeme emri üzerine takibe borca ve fer’ileri yönünden süresinde itiraz ettiği ve takibin durduğu, eldeki itirazın iptali davasının süresinde açıldığı, taraflar arasındaki ihtilafın takip dayanağı belgeye konu mal ve/veya hizmetin teslim edilip edilmediği ve/veya sunulup sunulmadığı hususundan kaynaklandığı, uyuşmazlığın halli ve taraflar arasındaki ticari ilişkinin tespiti için defter incelemesine karar verildiği, davacının ticari defterlerine göre davalıdan 69.604,84 TL alacaklı olduğu, davalının ticari defterlerini kabul edilebilir bir mazeret bildirmeksizin bilirkişi incelemesine sunulmak üzere ibraz etmediği, davacının ticari defterlere delil olarak dayandığı ve tarafların ellerinde bulunan belgeleri -ticari defterler dahil- ibraz zorunluluğu bulunduğu, bu zorunluluğa ve verilen kesin süreye rağmen davalının ticari defterlerini ibraz etmediği, HMK’nun 220′ inci maddesinde, bir tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesinin sonuçlarının düzenlendiği, karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılması gerektiği ve tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK 220/3. madde gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebileceği(Yargıtay ——-. Hukuk Dairesi’nin 12/09/2017 tarih, 2016/3858 Esas ve 2017/2944 Karar sayılı İlamı – Yargıtay —–. HD’nin 07/02/2017 tarih ve 2015/12365 Esas – 2017/648 karar sayılı ilamı – Yargıtay —-. Hukuk Dairesi’nin 28/01/2016 Tarih, 2015/5491 Esas ve 2016/506 Karar sayılı ilamı) davacının ticari defterlerinin Türk Ticaret Kanunu’na ve Türkiye Muhasebe Standartları Kurulunun düzenlemelerine göre(TTK’nın 18. Maddesinin birinci fıkrasına ——— Kurulunda eklenen “bu Kanun hükümleri uyarınca” ibaresinin gerekçesinden) usulüne uygun tutulmuş olması ayrıca alacağın dayanağı faturanın mevcut olması karşısında belgeleme ve kaydın belgeye(evrak-ı müsbiteye) dayanması ilkesi[“belge yoksa kayıtta yoktur” ilkesi]’ne(TTK’nın 64/2. Maddesi ve gerekçesinden) uygun olması nedeni ile davacı lehine delil teşkil edeceği, ayrıca davalı tarafın 40.000,00 TL’lik banka havalesini yaptığı ödeme de değerlendirildiğinde taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, bunun yanı sıra 30/06/2016 tarihi itibari ile 69.604,84 TL davacıya borçlu olunduğuna dair mutabakatın “mutabıkız” belirtmesi ile birlikte davalı tarafından imzalandığı, davalı tarafın bu mutabakattaki imzaya herhangi bir itirazının olmadığı, ayrıca takip dayanağı faturaların E-fatura olarak düzenlendiği, dolayısı ile davalının bu faturalara itirazının iddia ve ispat edilemediği, bu nedenle davalı takip borçlusunun icra takibine itirazının hesap mutabakatındaki miktar itibari ile haksız ve yersiz olduğu, davacının tacir olması ve taraflar arasında ticari ilişki bulunması(TTK m. 19/2) nedeniyle alacağa takip tarihinden itibaren ticari faiz(3095 sy. m. 2/2) uygulanması gerektiği, alacağın likit olması nedeni ile kabulle sonuçlanan kısım üzerinden davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi şartlarının oluştuğu(İİK m. 67/2) sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,
2-Davalı/takip borçlusunun, İstanbul Anadolu ——-. İcra Müdürlüğünün 2016/17922 Esas sayılı dosyasına vaki itirazının 69.604,84 TL asıl alacak yönünden İPTALİNE, kabulüne karar verilen asıl alacağa takip tarihinden itibaren ticari faiz uygulanmasına,
3-Kabulüne karar verilen asıl alacağın %20 ‘si olan 13.920,96 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Başlangıçta peşin olarak alınan 849,45 TL harcın ve icra takibi peşin harcı 351,67 TL’nin, alınması gerekli olan 4754,7066204 TL harçtan mahsubu ile bakiye 3553,5866204 TL karar ve ilam harcının davalı taraftan alınarak hazineye irat kaydına,
5- Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu posta ve tebligat gideri 119 TL, bilirkişi ücreti 700 TL, olmak üzere toplam 819 TL yargılama masrafının, davacı davasında kısmen haklı çıktığından dava konusunun toplam değerinin kabulle sonuçlanan kısma oranı sonucu bulunan 810,51 TL yargılama masrafına, peşin harç 849,45 TL, eklenerek sonuç olarak 1.659,96 TL’nin davalı taraftan alınarak davacıya verilmesine, dava konusunun toplam değerinin redle sonuçlanan kısma oranı sonucu bulunan 8,48 TL yargılama masrafının davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan—— uyarınca 8.006,53 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan ——– uyarınca 728,37 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının davacıya, artan delil avansının davalıya iadesine,
9-Karar kesinleştiğinde İstanbul Anadolu ———-. İcra Müdürlüğünün 2016/17922 Esas sayılı dosyasının merciine iadesine,
Dair, davacı vekillerinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.