Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1080 E. 2018/777 K. 26.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1080
KARAR NO : 2018/777

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 21/12/2016
KARAR TARİHİ : 26/06/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle ; 27/02/2016 tarihinde sürücü …. sevk ve idaresindeki … plaka sayılı kamyoneti ile….. istikametinden İstanbul istikametine seyir halinde iken kaza mahalli olan……… kendisine hitaben yanan yeşil ışık ile birlikte geçişini yaptığı esnada aracının ön sağ kısmıyla, seyir istikametine göre sağ taraftan kendisine hitaben yanan kırmızı ışıkta karşıdan karşıya geçiş yapan yaya ….. çarpması neticesinde ölümlü ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, Kocaeli ……Asliye Ceza Mahkemesince yürütülen ceza davasında sanık sürücü hakkında hapis cezası verildiğini, kazaya karışan aracın davalı sigorta şirketi tarafından Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk sigortası poliçesi ile sigortalı olduğunu, davalı sigorta şirketine kazanın akabinde başvurulduğunu ancak davlı tarafından iş bu talebin bahsi geçen kişinin hak sahibi olmadığı gerekçesi ile reddedildiğini, müvekkilinin trafik kazası nedeniyle hayatını kaybeden müstakbel eşinin
desteğinden yoksun kalmasından dolayı şimdilik 1.000.00 TL lik maddi tazminatın davalı sigorta şirketinden tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle ; müvekkili şirketçe 13.12.2016 tarihli eft yoluyla 22.989.40 TL destekten yoksun kalan anne ve babaya ödeme yapılarak sorumluluğunu yerine getirdiğini, ibraname ile de ödemenin imza altına alındığını, davacının destek olmaması sebebiyle talep hakkı olmadığından müvekkili şirketin sorumluluğuna gidilemeyeceğini ve müvekkiline karşı ikame edilen iş bu haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava, destekten yoksun kalma tazminat istemine ilişkindir.
Tarafların tüm delilleri celbolunarak dava dosyası üzerinde uzman bilirkişi aracılığıyla inceleme yaptırılarak rapor alınmıştır.
27.02.2016 tarihinde dava dışı sürücü …….sevk ve idaresindeki….. plakalı kamyonetin İzmit istikametinden İstanbul istikametine seyir halinde iken …… ……. kavşağında kendisine yanan yeşil ışık ile birlikte geçiş yaptığı sırada aracının sağ kısmı ile seyir istikametine göre sağ tarafından kendisine hitaben kırmızı ışıkta karşıdan karşıya geçiş yapan yaya ……. çarpması şeklinde ölümlü ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği, yayanın vefat ettiği, iş bu trafik kazası nedeniyle Kocaeli …… Asliye Ceza Mahkemesinin 2016/357 esas sayılı dava dosyasında ceza yargılaması yapıldığı, yargılama esnasında mahkemece alınan 10.10.2016 tarihli kusur bilirkişisi raporunda maktül …… kazanın oluşumunda 1.derecede % 60 oranında asli kusurlu, …. plakalı araç sürücüsü …… ……….. 2. Derecede % 40 tali kusurlu olduğunun tespit edildiği, yine aynı ceza mahkemesinde 06.04.2016 tarihli Adli Tıp Kurumu İstanbul Trafik İhtisas Dairesinin düzenlediği raporda ; sürücü……… alt düzeyde tali kusurlu , maktül yaya …… ise asli kusurlu olduğunun tespit edildiği görülmüştür.
Davacının , uyuşmazlığa konu trafik kazasında vefat eden ……. nişanlısı olduğu , davalı sigorta şirketinin ……. plakalı araç için 25.08.2015 tarihinde tanzim edilen 25.08.2015- 25.08.2016 vadeli ZMSS Poliçesi uyarınca sigorta teminatı sağladığı açıktır.
Dava, BK nun 45. Maddesinde düzenlenmiş olan destekten yoksun kalma tazminat istemine ilişkindir. Destekten yoksun kalma tazminatının konusu desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç , destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile , onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir. Haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse BK nun 45/2.maddesine dayanarak uğradığı zararın tazminini isteyebilir. Ancak destekten yoksun kalma tazminatına hükmedebilmek için öncelikle , ölen ile destekten yoksun kalan arasında maddi yönden düzenli ve eylemli bir yardımın varlığı gerekir. BK nun 45.maddesinde sözü edilen destek kavramı, hukuksal bir ilişkiyi değil , eylemli bir durumu hedef tutar ve ne hısımlığa ne de yasanın nafaka hakkındaki hükümlerine dayanır; Sadece eylemli ve düzenli olarak geçimini kısmen veya tamamen sağlayacak şekilde yardım eden ve olayların olağan akışına göre eğer ölüm vuku bulmasaydı, az çok yakın bir gelecekte de bu yardımı sağlayacak olan kimse destek sayılır. O halde, destek sayılabilmek için yardımın eylemli olması ve ölümden sonrada düzenli bir bizimde devam edeceğinin anlaşılması gerekir. Bununla birlikte , destekten yoksun kalan kimse devamlı ve gerçek bir ihtiyaç içinde bulunmalıdır. Genel olarak bakım ihtiyacı , sosyal düzeye uygun olan yaşamın devamını sağlamak için gerekli olanaklardan yoksun kalmayı anlatır.
Eğer ölenin eylemli olarak baktığı davacı, ölüm yüzünden bu bakımın sağladığı yaşama düzeyinin altına düşmüş olursa , ihtiyaç bulunma koşulu gerçekleşmiş sayılır. Burada önemli olan, destekten yoksun kalan kimsenin ve ailesinin temsil ettiği sosyal ve ekonomik düzeye göre normal karşılanan giderlerdir. Somut uyuşmazlıkta, davacı murisin nişanlısı olup, kaza tarihinde 23 yaşındadır. Davacı tarafça bildirilen tanıkların beyanlarına göre , hem davacı hemde muris ölmeden önce kendi aileleri ile birlikte ayrı ayrı yaşamaktalar ve ihtiyaçlarını kendi ailelerinin karşıladığı ayrıca kendilerinin de ayrı ayrı çalışıp gelir ettikleri , dolayısıyla murisin nişanlısı olan davacı …….. düzenli ve eylemli maddi anlamda bir katkısı bulunmadığı tüm dosya kapsamından sabittir. Bu durumda murisin nişanlılık dönemi itibariyle davacıya fiili bir desteğinin bulunmadığı, murisin de asgari ücret düzeyinde geliri bulunduğu, davacının da serbest olarak su tesisatı işi yaptığı anlaşıldığından, davanın yasal koşulları bulunmadığından reddi gerektiği vicdani kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yazılı gerekçe ile ;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Yasası uyarınca alınması gereken 35.90 TL karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin olarak yatırılan 29.20 TL harç ile ıslah talebi sonrasında yatırdığı 500.00 TL harcın toplamı olan 529,20 TL harçtan mahsubuna, fazla alınan 493.10 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istemi halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan harç ve giderlerin üzerinde bırakılmasına,
4-Hüküm tarihinde yürürlükte olan avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına tayin ve taktir edilen 4.275,03 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından dava açılırken peşin olarak yatırılan gider avansının da kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve istemi halinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.