Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1079 E. 2018/368 K. 03.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2017/1079 Esas
KARAR NO : 2018/368

DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 03/04/2018

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili İstanbul Anadolu……… Asliye Ticaret Mahkemesine sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; …nin davalı şirketin ………….. nolu elektrik abonesi olduğunu, davalı tarafça …… yılları arası elektrik tüketim dönemlerinde düzenlenen faturalarda “Kayıp Kaçak Bedeli, İletim Bedeli, Dağıtım Bedeli,….. Bedeli,…..payı ve KDV Bedeli” yansıtılıp tahsil edildiğini, Yargıtay Dairelerinin de tahsil edilen söz konusu tutarların iadesine ilişkin kararlarının olduğunu beyanla yargılama giderleriyle ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesi ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere “Kayıp Kaçak Bedeli, İletim Bedeli, Dağıtım Bedeli, PSH Bedeli, …….payı ve KDV Bedeli” için şimdilik 3.000,00 TL nin ödeme tarihlerinden itibaren avans faizleriyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili İstanbul Anadolu ……….. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; öncelikli olarak davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, taraflar arasındaki sözleşmenin 15/3 maddesi uyarınca sözleşmenin uygulanmasında …………. ve Müşteri arasında ortaya çıkabilecek ihtilafların çözümünde ……. ve İcra Dairelerinin yetkili olduğunu, işbu davanın müvekkili şirket bakımından belirsiz alacak davası yahut kısmi dava olarak açılamayacağını, davacının 2013-2014-2015 dönemlerine dair olarak talepte bulunduğunu, esasa ilişkin olarakta davanın zamanaşımı süresinin dolduğunu, davanın taraflarının tacir olduğunu, basiretli bir tacir gibi davranması gereken davacının sözleşmede ödemeyi kabul ve taahhüt ettiği kalemlerin tekrar kendisine ödenmesini talep edebilmesinin mümkün olmayacağını, imzaladığı sözleşme uyarınca indirimli elektrik alan ve sözleşme serbestisi bulunan davacının bu aşamada sözleşmeyi görmezden gelmesinin mümkün olmayacağını, bir anlamda tarafların imzaladıkları sözleşmeyle elektriğin fiyatında yapılacak indirime ve fiyata dahil olacak bedellere ilişkin ticari iradelerini ortaya koyduğunu, sözleşme hükümlerinin ayakta olduğunu, buna karşın ileri sürülen dava konusu talebin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, kayıp kaçak bedelinin tamamen yasadan kaynaklanmakta olduğunu, yasal mükellefiyetler gereği uygulandığını, bunu uygulamanın idari müeyyidesi bulunmadığını, 6446 sayılı kanunların elektrik tarifelerinin oluşturulması hususunda EPDK ‘yı yetkilendirdiğini ve kurulun çıkarttığı yönetmelik, tebliğ, karar ve ikincil mevzuatlarla tarifelerin düzenlendiğini, kayıp kaçak kavramı sadece elektrik hırsızlığı neticesinde ortaya çıktığını, EPDK’nın yeni tarihli bir görüş yazısında kayıp kaçak bedelinin tahsiline devam edilmesi gerektiğini belirtmiş olmakla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava, hukuki niteliği itibariyle; elektrik abonesi olan davacıdan kayıp -kaçak, dağıtım bedeli, perakende satış hizmet bedeli,sayaç okuma, iletim sistemi kullanım bedeli bu bedeller toplamı üzerinden fazladan ödenen ……. payları adı altında tahsil edilen bedellerin davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
Anayasanın 152. Maddesi aykırılığın diğer mahkemelerde ileri sürülmesi halini düzenlemekte olup, maddenin 3. Fıkrasından Anayasa Mahkemesinin işin kendisine gelişinden başlamak üzere 5 ay içinde karar verip açıklayacağı, bu süre içerisinde karar verilmez ise; mahkemenin davayı yürürlükteki kanun hükümlerine göre sonuçlandırılacağı kabul edilmiştir. Aynı yöndeki düzenleme Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu Ve Yargılama Usulü Hakkındaki Kanunu’nun 40/5 maddesinde de yer almaktadır. Anayasa Mahkemesi Başkanlığı Genel Sekreterliği tarafından mahkememizin tek hakimliği tarafından …… Esas sayılı dava dosyasında yapılan başvurunun 23/11/2016 tarihinde alınıp ……. Esasına kaydının yapıldığı bildirilmiştir. Bu tarihten itibaren de 5 aylık süre dolmuştur.
kayıp -kaçak, dağıtım bedeli, perakende satış hizmet bedeli,sayaç okuma, iletim sistemi kullanım bedeli bu bedeller toplamı üzerinden fazladan ödenen…… payı ile ilgili olarak Yargıtay Hukuk Genel Kurulu ve Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nce verilen kararlar ile bu bedellerin mevcut mevzuat kapsamında abonelerden tahsilinin hukuka uygun olmadığı kabul edilmiştir.
Mahkememizde açılan davadan sonra………..tarihinde 29745 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı Kanun’un 17. Maddesinin 1,3 ve 4. Fıkraları ile 6. Fıkrasının (a.ç.d.f) bentleri değiştirilmiş, aynı maddeye eklenen 10. bent ile “Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda Tüketici Hakem Heyetleri ile Mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır.” hükmü getirilmiştir.
6719 sayılı Kanun’un 26. Maddesi ile 6446 sayılı yasaya eklenen Geçici 20. Maddesinde ise “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17. Madde hükümleri uygulanır.” hükmü düzenlenmiştir. Söz konusu maddeye göre Tüketici Hakem Heyetlerinin ve Mahkemelerin bu konuda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkisi sadece dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp kaçak bedellerinin kurumun bu konuda düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlanmıştır. Kanunun yürürlüğünden önce mahkememizde açılan işbu davada davacı yanın tahsilatların EPDK’nın düzenleyici işlemlerine aykırı olduğu yönünde bir iddiası bulunmayıp, yapılan tahsilatların haksız ve hukuka aykırı olduğu iddiası ile davalıdan tahsili istenmiş, EPDK’nın düzenleyici işlemlerine uygunluk denetimi yönünden bilirkişi incelemesi yapılması yönünde bir talepte bulunulmamıştır.
Bir davanın yargılaması sürerken yürürlüğe giren yeni bir Kanun yada Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı ile davanın konusuz kalması mümkündür. Bu durumda mahkemece davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmektedir. Mahkememizde açılan davanın yargılaması sırasında 17/06/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6719 sayılı Yasa ile 6446 sayılı Yasa’ya getirilen yeni düzenlemeler uyarınca dava konusuz kalmıştır. Yürürlüğe giren yeni yasa nedeni ile konusuz kalan davada yeni yasanın yürürlüğe girmemiş olması halinde davanın açıldığı tarih itibariyle haklı olan ve kendisini vekille temsil ettiren davacı lehine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesi gereklidir. Mahkememizde açılan davanın tarihi itibariyle gerek Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, gerekse Yargıtay ……. Hukuk Dairesi kararları ile davacının bu davayı açmakta haklı olduğu sabittir. Dava açıldığı anda haklı durumda olan tarafın yargılama sırasında oluşan yasa değişikliği sonucu haksız duruma düşmesi halinde yargılama giderlerinden ve dolayısıyla karşı tarafın vekalet ücretinden sorumlu kılınması da mümkün değildir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 18/11/2009 günlü ve 2009/18 – 421 Esas – 2009/526 Karar sayılı ilamı ile, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ………. Hukuk Dairesi’nin 05/05/2017 tarih, 2017/452 Esas- 394 Karar sayılı karar, Yargıtay ……. Hukuk Dairesi’nin 2017/2534 Esas 3956 Karar sayılı 28.03.2017 tarihli kararı ile onanan Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ……. Hukuk Dairesinin 2016/21 Esas – 21 Karar sayılı 07/12/2016 tarihli kararı da nazara alınarak ) Bu nedenlerle davanın açıldığı tarih itibariyle davasında haklı olan davacı taraf lehine maktu vekalet ücreti takdir edilmiş, yapılan yargılama giderlerinin de davalıdan tahsiline karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :
1.Konusu kalmayan davanın ESASI HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA
2.Karar tarihinde yürürlükte bulunan “Harçlar Tarifesi” uyarınca alınması gerekli olan maktu 31,40 TL harcın peşin olarak yatırılan 59,78 TL den mahsubu ile fazla yatan 28,38 TL’nin davacıya karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine
3.Karar tarihinde yürürlükte bulunan …… uyarınca hesaplanan 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine
4.Davacı tarafından yapılmış olduğu anlaşılan 27,70 TL başvurma harcı, 51,24 TL peşin harç, 4,10 TL vekalet harcı, 645,00 TL tebligat ve müzekkere masrafı olmak üzere toplam 728,04 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine
5.Artan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde taraflara iadesine
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. .