Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1075 E. 2018/533 K. 09.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1075
KARAR NO : 2018/533

DAVA : Genel Kurul Kararının İptali (Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali)
DAVA TARİHİ : 12/10/2017
KARAR TARİHİ : 09/05/2018

Mahkememizde görülmekte olan Genel Kurul Kararının İptali (Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dilekçesinde özetle ; müvekkillerinin davalı kooperatifin ortağı olduklarını, … Bakanlığından davalı kooperatife ait tüm dökümleri ortak sıfatıyla edindiklerini, celbedilip incelenen belgelerde kooperatif genel kurulunun 15.10.2008 tarihinde davacı müvekkili ortakların hiçbir şekilde haberi olmaksızın olağanüstü toplanmış olduğunu ve usulsüz olarak kararlar alındığını , gündemin 3 nolu maddesinde kooperatife ait… …. sınırları içerisinde …………..adet dairenin satımı hususunda yönetim kuruluna açıkça yetki verildiğini, bu satış yetkisine müvekkillerinin muvafakatlari ve icazetleri olmadığını, kooperatif adına yapılan tüm bu usulsüz işlemlerin müflis yüklenici ile birlikte usulsüz bir şekilde taşınmazların temlikinin sağlanması için yapıldığının sabit olduğunu, müflis iflas idaresinin Gebze …….. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/20 esas 2016/257 karar sayılı dosyasında açtığı davada da taşınmaz temliklerine ilişkin usulsüzlüklerin ileri sürüldüğünü, bu dava dosyası için hertürlü haklarının saklı tutulduğunu belirterek davacı müvekkilleri yönünden fazlaya ilişkin hertürlü dava , başvuru, itiraz ve şikayet hakları saklı kalmak kaydıyla 15.10.2008 günü yapılan genel kurul toplantısının usulsüz ve geçersiz olarak yapılması nedeniyle iptaline, yasaya ve ana sözleşmeye aykırı olarak yapılan çağrı üzerine toplanan genel kurulda alınan tüm kararların hükümsüzlüğünün tespitini talep ve dava etmiştir.
Yargılama aşamasında davacılar vekili ; davacılardan …’ın iş bu davada davacı sıfatına sahip iken 25.003.2018 tarihinde üç yıl süre ile davalı kooperatifi temsilen kooperatif başkanı olarak seçildiğini, bu nedenle bu dava yönünden bu müvekkili ile ilgili olarak hem davacı hemde davalı kooperatifin yetkilisi olması sıfatı ile bir menfaat çatışması oluşacağını belirterek mahkemece davalı kooperatifi resen bu davada temsil etmek üzere temsilci kayyımı atanmasını talep etmiştir.
CEVAP : Davalı kooperatifin ……. Odasından sicil dosyası celbedilerek sicilde kayıtlı olan son tebligat adresine Tebligat Kanununun 35.maddesi uyarınca tebligat yapılmış, bilahare davacı vekilinin açıklaması ve sunulan imza sirkülerine ilişkin belgelere göre, mahkememizce 18.4.2018 tarihli oturumda, davacılardan …’ın davalı kooperatifin yetkilisi olarak üç yıl süre ile kooperatif başkanlığına seçilmiş olması nedeni ile davalı kooperatifin menfaat çatışmasına binaen kooperatifin bu davadaki hukuki haklarının ihlal edilmemesi için iş bu dava yönünden temsil edilebilmek üzere resen mali müşavir … temsil kayyımı olarak atanmış ve kendisine dava dilekçesi ekindeki tüm deliller ve duruşma zabıtları usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş ve temsilci kayyımı … 09.05.2018 tarihli celsede hazır bulunarak tüm dosya kapsamı okunduktan sonra beyanında takdiri mahkemeye bırakmıştır.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava, davacıların ortağı oldukları davalı kooperatifin 15.10.2008 tarihinde yapılan genel kurul toplantısının usulsüz ve geçersiz olmasından bahisle alınan kararların iptaline yada hükümsüzlüğünün tespiti istemine ilişkin olup,davaya konu olağanüstü genel kurul toplantısının tarihi itibariyle eski 6762 sayılı TTK nun 312 ve 330.maddeleri ile 1163 sayılı kanuna dayanmaktadır.
Yargılama sırasında davacılardan …’ın 25.03.2018 tarihinde 3 yıl süre ile davalı kooperatifi temsilen yönetim kurulu başkanı seçilmiş olması nedeniyle davalı kooperatifin iş bu davada temsilinin sağlanması için sadece bu dava dosyası yönünden mahkememizce res’en mali müşavir … temsilci kayyımı atanmıştır.
Davalı kooperatifin ticaret sicil dosyasının tüm örneği ile davaya konu kooperatifin 15.10.2008 günü yapılan genel kurul toplantı tutanakları ve hazirun cetvelleri celbedilmiştir. Yapılan incelenmesinde ; davaya konu edilen olağanüstü genel kurul toplantısının 15.10.2008 günü yapıldığı, toplantıya 56 ortaktan 13 ortağın asaleten ve 3 ortağın vekaleten iştiraki ile toplam 16 ortağın toplantıda hazır bulunduğu ve kooperatife ait ….. sınırları içerisinde bulunan arsa üzerinde yapılmış blok ve daire numaraları yazılı olan taşınmazların, yazılı satış bedellerinden satılması hususunda yönetim kuruluna oybirliği ile yetki verildiği görülmüştür. Davacılar iş bu toplantıya çağrının kendilerine usulüne uygun yapılmadığını,. …….tarihli olağanüstü genel kurul davet mektubunu aldım başlıklı yazıda, kendilerine ait imzaların taklit edilmek suretiyle atıldığını, davet mektuplarını kendilerinin tebliğ almadığını, bu toplantıdan ve ilgili imza belgesinden haberleri olmadığını iddia etmişlerdir.
Dava, genel kurulda alınan kararların iptali yada hükümsüzlüğü istemine ilişkindir. Kooperatif genel kurulunda alınan kararların iptalinin dava edilmesi koşulları 1163 sayılı Kanunun 53. Maddesinde açıkça düzenlenmiş bulunmaktadır. Genel kurulun toplantıya çağrılmasına ilişkin usullere uyulmaması, tek başına alınan kararların iptali sonucunu doğurmaz. Ayrıca alınan kararların kanuna, ana sözleşmeye ve iyiniyet kurallarına aykırı bulunduğunun kanıtlanması gerekmektedir. Çağrıdaki usulsüzlüğün müeyyidesi genel kurula katılmayan ortağa kararlara muhalefet şerhi yazdırmadan süresinde dava açma hakkı vermesidir. Ancak çağrıdaki usulsüzlüğe rağmen genel kurula katılan ortağın iptal davası açması için yine alınan karara karşı oy kullanması ve muhalefetini tutanağa yazdırması gerekmektedir, aksi halde ortağın dava açma hakkı olmayacaktır. Somut olayda olağanüstü genel kurul toplantısına çağrının elden mektup ile tebliğinin , tebligattaki imzanın kendilerine ait olmaması nedeniyle usulsüz olduğuna ilişkindir. Bu iddia çağrıdaki usulsüzlüğe yöneliktir. Bu durum tek başına alınan tüm kararların kendiliğinden iptali yada hükümsüzlük nedeni olarak kabul edilemez . Esasen genel kurul toplantı tutanağına göre … ortaktan 16 ortak asaleten ve vekaleten toplantıya katılmıştır. İptaline yada hükümsüzlüğüne karar verilmesi istenilen kararların tamamı oybirliğiyle karar altına alınmıştır. Bu durumda davacıların iddia ettiği gibi kendilerine yapılan davet mektuplarının tebliğine ilişkin imzaların sahte olduğu , dolayısıyla tebliğ yapılmamış sayılması yönündeki iddialarına göre iş bu davacı ortaklar davaya konu olağanüstü genel kurul toplantısına katılmış olsalar idi, oylama sonucunun etkilenip etkilenmeyeceğinin irdelenmesi gerekmektedir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 45/3.maddesinde ; ” toplantı nisabı ana sözleşmede gösterilir. Ancak yapı kooperatiflerinin genel kurul toplantılarında ortakların en az 1/4’ünün şahsen veya temsilen hazır bulunmaları şarttır.” hükmüne göre, davaya konu edilen olağanüstü genel kurul toplantısında davalı kooperatifin 56 ortağından 16 ‘sının katıldığı sabit olmakla, toplantı nisabının sağlanmış olduğu görülmüştür. Yine 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 51. Maddesinde ; ” Kanun veya ana sözleşmede aykırı hüküm bulunmadıkça genel kurul kararlarında ve seçimlerde oyların yarıdan bir fazlasına itibar olunur….” hükmü yeralmaktadır. İlgili yasa maddesi yönünden dava konusu olağanüstü genel kurul toplantısında alınan kararlara dönüldüğünde ; davacıların 6 ortak olarak iş bu toplantıya katıldıkları ve davacıların alınan kararlara red oyu kullandıkları varsayıldığında da aynı kararların alınabileceği yani kararların alınması için yeterli sayıya ulaşılacağı , dolayısıyla davacıların çağrı yapılarak toplantıya katılmış olsalar dahi alınan karara nisap bakımından etkili olmayacakları açıkça ortadadır. Bu durumda davacıların kendilerine usulüne uygun çağrı yapılmadığı , davet mektuplarının tebliğine ilişkin belgelerdeki imzaların kendilerine ait olmadığı yönündeki iddiaları doğrultusunda inceleme yapılmasının sonuca etkili olmayacağı anlaşıldığından, davanın reddi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yazılı gerekçe ile ;
1.Davanın REDDİNE ,
2.Harçlar Yasası uyarınca alınması gereken 35.90 TL karar ve ilam harcından dava açılırken peşin olarak yatırılan 31.40 TL harcın mahsubu ile bakiyesi 4.50 TL harcın davacılardan alınarak hazineye gelir kaydına,
3.Davacılar tarafından yapılan harç ve yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
4.Davacılar tarafından dava açılırken yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacılara iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı temsilci …… yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.