Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/107 E. 2023/536 K. 15.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/107
KARAR NO : 2023/536

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 27/01/2017
KARAR TARİHİ : 15/06/2023

Mahkememizde görülmekte bulunan tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 05.12.2016 tarihinde davalı —-adına kayıtlı diğer davalı —-sevk ve idaresindeki —-plaka nolu aracın müteveffa —– kullandığı motosiklete emniyet şeridinde geri geri gelmesi sonucunda çarptığını, bu çarpma sonucunda da —– plakalı motosiklet sürücüsü —— yaşamını yitirdiğini, kaza sonrası tutulan kaza tespit tutanağına göre müteveffanın olayın meydana gelmesinde asli kusuru bulunmadığını, müteveffanın, davacılardan——çocukları olduğunu, aile tarafından müteveffanın cenaze töreni defin ve misafirlerin ağırlanması gibi bir çok kalemde harcamalar yapıldığını ancak yaşanan olayın sıcaklığı nedeni ile bu masrafların belgelendirilemediğini, hesap bilirkişisi tarafından mutad cenaze masraflarının da hesaplanmasını talep ettiklerini, davalı —– sevk ve idaresinde olan —–plakalı aracın emniyet şeridinden geri geri gelmesi sonucunda çarpmış olduğu müteveffa ——ait motosikletin de kullanılamaz hale geldiğini, tazminat hesabı yapılırken motosiklet bedelinin de hesaba katılmasını talep ettiklerini, diğer davacıların müteveffanın kardeşleri olup , yaşanan vahim olay nedeni ile onların da manevi zarara uğradığını, müteveffa —— adlı firmada asistan olarak çalıştığını ve net 1.485,99 TL maaş aldığını, müteveffanın babası ve annesinin elim trafik kazasından dolayı çocukları —— maddi ve manevi desteğinden yoksun kaldıklarını, müvekkillerine maddi-manevi desteği olan muteveffa —–hayatını kaybetmesine neden olan —– plakalı aracın (kaza tarihinde) davalı sigorta şirketinin —–poliçe nolu KTK Zorunlu Mali Sorumluluk poliçesi ve ayrıca—— poliçe nolu Kaskosu bulunduğunu beyan ederek karar kesinleşinceye kadar davalı şirket adına kayıtlı —– plakalı araç ile davalı —— ve diğer davalı şirket adlarına kayıtlı başkaca araç ve gayrimenkullerin üzerine teminatsız olarak ihtiyati tedbir konulmasına , fazlaya ilişkin her türlü dava ve talepleri saklı kalmak kaydı ile —– için şimdilik 1.000 TL ve —– için de şimdilik 1.000 TL maddi tazminatın ( davalı sigorta şirketi açısından —— nolu KTK Zorunlu Trafik Poliçesine istinaden) olay tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile müvekkillerine verilmesine, müvekkili —– için 75.000 TL, —– için 75.000 TL , —-için 25.000 TL , —– için 25.000 TL ve—— için 25.000 TL manevi tazminatın (davalı sigorta şirketi açısından ——nolu Kasko Poliçesine istinaden) dava tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile müvekkillerine verilmesine , yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalılara tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ——vekili cevap dilekçesinde ; olayla ilgili olarak müvekkili şirketin edindiği bilgilerin aracın sürücüsünün değil, davacıların murisi müteveffa ——asli kusurlu olduğu yönünde olduğunu, vefat eden murisin bir şirkette asistan olarak çalıştığının imzalı ücret bordrolarıyla ve-veya banka kayıtları ile ortaya konması gerektiğini, muris trafik kazası sonucu vefat ettiği için destekten yoksun kalanlara—— tarafından herhangi bir gelir bağlanmışsa ve-veya ödeme yapılmışsa bu bedelin tazminattan indirilmesi gerektiğini, murisin desteğinden yoksun kaldıklarını iddia etmekte olan anne ve babasının murisin maddi desteğinden yararlanmakta olduklarının ispatı halinde Yüksek Yargıtay’ca benimsenen ilkeler çerçevesinde ve kusur durumuna göre hesaplanacak destek tazminatından fazlası ve başka bir yöntemle hesaplanacak tazminatın müvekkili tarafından kabul edilmeyeceğini, yüksek miktarlarda manevi tazminat istenmiş olup, taksirle ölüme sebebiyete bu kadar yüksek bir tazminat isteğini haklı kılmadığını, kazada murisin asli kusurlu olması ve manevi tazminatın bir sebepsiz zenginleşme aracı olmadığı hususlarının göz önünde bulundurulmasını, kazaya karışmış olan ve müvekkili şirketin mülkiyetindeki —— plakalı aracın sigortalı olduğunu (Genişletilmiş Kasko Paket Poliçesi No: —–, İhtiyari Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi No : —– , Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sor.(trafik) Poliçesi No: —— ) davacıların diğer davalı sigorta şirketinden tazminat almaları hususunda hangi tarihte ve nasıl bir başvuruda bulunduklarının, başvuru yapıldıysa sigorta şirketinden herhangi bir ödeme alınıp alınmadığının, sigorta şirketinin tazminat ödemeyi kabul etmemesi halinde hangi sebeple reddedildiğinin açıklığa kavuşturulması gerektiğini, davacının ihtiyati tedbir isteklerini kabul etmediklerini, kazanın oluş şeklini ve maddi vakıaları dikkate alarak doğru ve isabetli bir değerlendirme yapabilecek nitelikte uzman bilirkişi kurulundan kusur raporu alınması gerektiğini beyan ederek haksız davanın reddine, yargılama giderlerinin davacılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı —– vekili cevap dilekçesinde özetle; zamanaşımı def’ilerinin mevcut olduğunu,—— emniyet şeridinden kullandığı motosikletle hızını hiç düşürmeden ve hızlıca gelerek müvekkilinin aracının sol arka tarafına çarptığını, müteveffanın, müvekkilinin aracına çarptıktan sonra motoruyla birlikte sağ bariyer tarafına doğru düştüğünü, müteveffanın kullandığı motorun, emniyet şeridinden direk olarak hızını düşürmeden ve hızlıca gelerek ve hiç frene basmadan müvekkilinin aracına sol arkadan çarptığını, kazanın meydana gelmesinde müvekkiline atfedilecek bir kusur olmadığını, dava dilekçesinde atıfta bulunulan ve soruşturma dosyasında mevcut ölümlü/yaralanmalı trafik kazası tespit tutanağının aleyhe olan hususlarını kabul etmediklerini, mutad cenaze masraflarının ve motosiklet bedelinin de hesaba katılması talebini de kabul etmediklerini, müteveffanın almış olduğu maaşını, davacı vekili dava dilekçesinde net 1.485,99 TL ollarak göstermiş ise de müteveffanın ölmeden önceye göre yapılan sosyal ve ekonomik durum araştırma belgesinde asgari ücret aldığının tespit edildiğini, müteveffanın fiilen çalışıp çalışmadığının araştırılması, çalışıyor ise almış olduğu ücretin imzalı ücret bordroiarıyla ve banka kayıtlarıyla da ispat edilmesi gerektiğini, yine kabul anlamına gelmemek üzere destekten yoksun kaldığını iddia eden davacılara —–tarafından herhangi bir ödeme yapılmışsa ve/veya gelir bağlanmışsa bu bedelin de tazminattan mahsubu gerektiğini, aynı durumun sigorta şirketi yönünden de geçerli olduğunu, destekten yoksun kaldığını iddia eden davacılara sigorta şirketinden ödeme alıp almadıklarının da soruşturulması , eğer ödeme almışlar ise bunların da tazminattan mahsubunun yapılması gerektiğini, ayrıca davacıların sigorta işirketinden manevi tazminat adı altında da ödeme alıp almadıkları araştırılması ve ödeme almışlar ise davacıların manevi tazminat taleplerinin de reddine karar verilmesi gerektiğini, anne ve babanın müteveffanın maddi desteğinden yararlanmakta olduklarının da ispatı gerektiğini , talep edilen 225.000 TL manevi tazminatın fahiş olduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte avans faizine ilişkin davacıların talebini kabul etmediklerini beyan ederek haksız ve hukuki yönden mesnetsiz olarak açılmış bulunan davanın reddine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davacılara tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce tensip zaptı ile ihtiyati tedbir konulması talep edilen —– plaka nolu araç ve davalı—–ve diğer davalı——adına kayıtlı araç ve gayrimenkullerin uyuşmazlık uyuşmazlık konusu olmaması ve davanın para alacağına ilişkin olması nedeni ile 6100 sayılı HMK’nın 389/1. maddesi uyarınca davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir. Mahkememizce dava konusu trafik kazasına ilişkin trafik kaza tespit tutanağının ve eklerinin (alkol raporu, varsa kamera kaydı ve kaza yeri fotoğrafları, ruhsat belgeleri, vb) onaylı suretinin ilgili —- Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü’nden istenmesine, İlçe Emniyet Müdürlüğüne müzekkere yazılarak dava konusu kazaya karışan —– plaka sayılı araç ile —– plaka sayılı araçların kaza tarihi olan 05/12/2016 tarihi itibariyle tescil bilgilerinin istenmesine, dava konusu kaza ile ilgili olarak desteğin hak sahiplerine rücuya tabi herhangi bir ödeme yapılıp yapılmadığının sorulması için —— İl Müdürlüğüne müzekkere yazılmasına, davacıların dava tarihi itibariyle sosyal ve ekonomik durumunun tespiti için kolluğa müzekkere yazılmasına, desteğin/murisin kaza tarihi itibariyle sosyal ve ekonomik durumunun tespiti için kolluğa müzekkere yazılmasına, manevi tazminat istemi yönünden davalı —– dava tarihi itibariyle sosyal ve ekonomik durumunun tespiti için kolluğa müzekkere yazılmasına,—— Mezarlıklar Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak desteğin ölüm tarihi itibariyle cenaze ve defin masraflarının sorulmasına, —– müzekkere yazılarak davaya konu kaza nedeniyle herhangi bir ödeme yapılıp yapılmadığının sorulmasına, ödeme yapılmış ise buna dair belgenin onaylı suretinin istenmesine, ayrıca —– nolu sigorta poliçesi ile ——- nolu kasko poliçesinin onaylı sureti ile varsa ödeme/hasar dosyasının onaylı suretinin istenmesine, desteğin iş yerine müzekkere yazılarak kaza tarihi itibariyle maaş bordrosunun istenmesine , ——müzekkere yazılarak otopsi tutanağında müteveffanın kanında ve safrasında tespit edilen pentobarbital ve tiyopental maddelerin tedavi sırasında kullanılıp kullanılmadığının sorulmasına ve buna dair belgelerin gönderilmesinin istenmesine , müteveffanın sigortalı çalışan olduğu anlaşıldığından ilgili —–müzekkere yazılarak, davacı mirasçılarına ölüm aylığı bağlanıp bağlanmadığının sorulmasına, ölüm aylığı bağlanması şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin sorulmasına, ——defin ve cenaze giderleri alınıp alınmadığının, ölüm tarihi itibari ile cenaze ve defin giderlerinin sorulmasına karar verilmiş olup, müzekkere cevapları dosya içerisine alınmıştır.

Mahkememizce davacı vekiline, 2918 Sayılı KTK’nın 97. maddesi uyarınca, davalı sigorta şirketine yazılı olarak başvuruda bulunduğuna ve bu başvurunun teslim alındığına ilişkin başvuru tarihini ihtiva eder belgenin dosyaya sunulması için HMK’nın 115/2. maddesi uyarınca 2 haftalık kesin süre verilmesine karar verilmiş olup, davacı vekilince başvuruya ilişkin yazılı belgelerin dosyaya sunulduğu görülmüştür.
—– Asliye Ceza Mahkemesinin —-esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davalı —— hakkına taksirle ölüme sebep olma suçundan yapılan yargılamada, her ne kadar soruşturma aşamasında alınan bilirkişi raporunda sürücü—— her ne kadar ifadesinde dörtlülerini yakarak durduğunu ileri sürmüşse de geriye gittiği, bu sırada ölen —–seyir güvenliğini tehlikeye sokarak çarptığı, olayda asli kusurlu olduğu, ölen —– ise aracının hızını mahal şartlarına göre ayarlamadığından tali kusurlu olduğu belirtilmiş ise de Ceza Mahkemesince alınan rapora göre davalı —– tali kusurlu , müteveffa—— asli kusurlu olduğu, sanığın tevilli olarak nitelenen savunması ile tutanak mümzisi tanıklarının sanık beyanına göre düzenledikleri kaza tespit tutanağı içeriği ile tutanak mümzilerinin beyanları nazara alındığında olay esnasında sanığın emniyet şeridinden kaçırdığı yol sapağına geri geri ulaşmak amacı ile aracı ile hareket halinde olduğu ve böylece olayın meydana gelmesine tedbirsiz ve dikkatsiz davranarak tali kusuru ile sebebiyet verdiği, müteveffanın seyir halinde iken hiç bir şekilde girmemesi gereken emniyet şeridinde hızlı bir şekilde seyrederek ve hızlı bir şekilde emniyet şeridinde bulunan sanığın aracına arkadan çarpmak suretiyle önce ağır yaralanmasına sonra da mevcut yaralanma dolayısıyla ölümüne de asli kusuru ile sebebiyet verdiği anlaşıldığından sanık olan davalı sürücünün 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, verilen hükmün hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, verilen kararın itirazın reddi üzerine 16/10/2019 tarihinde kesinleştiği görülmüştür.

Mahkememizce kazaya karışan araç sürücülerinin kusur oranları ile uyuşmazlık konusu hakkında rapor tanzimi için dosya makine mühendisi bilirkişiye tevdi edilmiş olup, alınan 18/06/2018 tarihli bilirkişi raporunda dava konusu olayda davalı sürücü —— aracıyla tek yönlü taşıt trafiğine açık yolda ters yönde seyrettiği , geri gidilmesinin yasak olduğu yolda geriye gittiği , zorunlu haller (arıza vb.) dışında girmenin yasak olduğu bankete (emniyet şeridine) girdiği ve buradan tehlikeli şekilde geriye giderek arkasından gelen sürücülerin seyir güvenliğini ortadan kaldırdığı ve çarpışmaya neden olduğu, bu nedenle dava konusu olayda davalı sürücünün % 75 oranında asli kusurlu olduğu, davacıların murisi —— önündeki aracı geçmek için solundaki şeritten geçmesi gerekirken bu kurala uymadığı, banketten yararlanarak önündeki aracı geçmeye çalıştığı, arıza halleri dışında girilmesi yasak olan bankete girmemesi gerekirken bu kurala uymadığı , tehlikeli ve dikkatsiz araç kullandığı , önündeki araç trafiğine yeterince dikkat etmediği ve banketten geriye doğru gelen davalı sürücü yönetimindeki araca sol arka kısımlarından çarptığı , bu nedenle davacıların murisi —— olayda %25 oranında tali kusurlu olduğu, dosyada bulunan 26.01.2015 tarihli ve —–nolu farutaya göre —- motor hacimli motosikletin fiyatının KDV dahil 5.550 TL olduğu, aracın kaza tarihi itibariyle ikinci el rayiç satış değerinin ise yapılan piyasa araştırmasına göre 4.500 TL olduğu, aracın hasarlı haliyle hurda değerinin, hasarın ağırlığına göre 500,00 TL olduğu, dolayısıyla araçtaki toplam gerçek hasar miktarının 4.000 TL olduğu , davalı sürücü olayda % 75 oranında kusurlu olduğundan davacıların davalılardan talep edebilecekleri toplam araç hasarının 3.000 TL olduğu bldirilmiştir.
Mahkememizce dosyanın aktüer bilirkişiye tevdi ile uyuşmazlık konusu hakkında rapor hazırlamasına karar verilmiş olup, alınan 27/05/2019 tarihli aktüerya bilirkişisi raporunda dosyada yer alan ücret bordroları incelendiğinde mütevaffanın ölmeden önceki gelirinin aylık 1.485,99 TL olduğu , söz konusu ücretin ülkemizde geçerli olan yasal asgari ücretin 1,14 katı olduğu dikkate alınarak hesaplama yapıldığı, ölüm aylıklarının indirilmesi yönünden ara karar oluşturulduğu takdirde davacı anne —— bağlanan ölüm aylığının peşin sermaye değerinin —– sorulması gerektiği, davacı anne —— talep edebileceği bakiye destekten yoksun kalma tazminatı tutarının 30.075,36 TL olduğu, davacı baba —— talep edebileği bakiye destekten yoksun kalma tazminatı tutarının 29.873,56 TL olduğu, dava dışı —— tarafından davalıya rücuya tabi bir dava açılıp açılmadığı açılmış ise de ne kadar ödeme davalı sigorta şirketi tarafından ödendiği bilgileri dosyaya bildirildiği takdirde indirimin söz konusu olacağı, ölüm aylıklarının indirilmesi yönünden ara karar oluşturulduğu ve davacı anne —– bağlanan ölüm aylığının peşin sermaye değerinin —– sorulması halinde indirimin yapılabileceği bildirilmiştir.
Mahkememizce, —– Asliye Ceza Mahkemesinin—–esas sayılı dosyasında alınan 15/05/2019 tarihli kusur raporu ile Mahkememizce alınan 18/06/2018 tarihli makine mühendisi bilirkişi raporunda çelişki bulunduğu anlaşılmakla dosyanın ——Dairesine gönderilerek yeniden matematiksel kusur raporu aldırılarak çelişkinin giderilmesinin istenmesine karar verilmiş olup, alınan 20/02/2020 tarih ve 2096 sayılı raporda olayın davalı sürücünün emniyet şeridinde durakladığı esnada gerçekleşmiş olması halinde davalı sürücü—— idaresindeki otomobil ile emniyet şeridi içerisinde dörtlülerini yakar vaziyette durakladığı, bu sırada müteveffa sürücü idaresindeki motosikletin kendi aracının arka kısımlarına çarptığı, olayda atfı kabil kusuru görülmediği, müteveffa sürücü ——, idaresindeki motosiklet ile zorunlu haller dışında taşıtlarca kullanılmasının yasak olduğu emniyet şeridi üzerinde nizamlara aykırı şekilde seyir halinde olduğu sırada ilerisinde emniyet şeridi üzerinde dörtlüleri yanar vaziyette duraklamakta olan davalı sürücü yönetimindeki otomobilin varlığını dikkate almadan kontrolsüzce yaklaşarak otomobilin arka kısımlarına çarptığı olayda asli kusurlu olduğu, olayın davalı sürücünün emniyet şeridinde durup akabinde geri manevra yaptığı esnada gerçekleşmiş olması halinde davalı sürücü ——idaresindeki otomobil ile olay mahalli yolda seyri sırasında bölünmüş yolda geri manevra yapmaması gerekirken emniyet şeridi içerisinde duraklayıp akabinde tehlike arz eder biçimde geri manevra yaptığı, bu şekilde kontrolsüz hareketi sonucunda arkasından gelmekte olan müteveffa sürücü idaresindeki motosikletin kendi aracının arka kısımlarına çarpmasıyla neticelenen olayda asli kusurlu olduğu, müteveffa sürücü ——, idaresindeki motosiklet ile zorunlu haller dışında taşıtlarca kullanılmasının yasak olduğu emniyet şeridi üzerinde nizamlara aykırı şekilde seyir halinde olduğu sırada ilerisinde emniyet şeridi üzerinde dörtlüleri yanar vaziyette geri manevra yapmakta olan davalı sürücü yönetimindeki otomobilin varlığını dikkate almadan kontrolsüzce yaklaşarak otomobilin arka kısımlarına çarptığı olayda tali kusurlu olduğu, olayın ilk durumda gerçekleşmiş olması halinde davalı sürücü —– kusursuz olduğu, müteveffa sürücü —— %100 oranında kusurlu olduğu, olayın ikinci durumda gerçekleşmiş olması halinde davalı sürücü —- %60 oranında kusurlu olduğu, müteveffa sürücü —— %40 oranında kusurlu olduğu bildirilmiştir.
Mahkememizce,—–. Asliye Ceza Mahkemesinin ——Esas sayılı dosyası geldikten sonra makine mühendisi bilirkişiden aldırılan 18/06/2018 tarihli kusur raporu ile ceza yargılamasında aldırılan 15/05/2019 tarihli —– kusur raporu arasındaki çelişkiyi gidermek üzere —— İhtisas Dairesi’nden Mahkememizce yeniden kusur raporu alındığı, raporlar arasındaki asli ve tali kusurlara dair çelişki ve matematiksel kusur oranlarındaki çelişki nedeni ile denetime elverişli hükme esas alınmak üzere ceza dosyasındaki CD izleme tutanağı ve kamera kaydına dosyamızdaki kaza sonrası olay yeri fotoğraflarına göre matematiksel kusur raporu aldırılmak üzere dosyanın —— Genişletilmiş Uzmanlar Heyetine gönderilmesine karar verilmiş olup, alınan 31/12/2020 tarih ve —— sayılı raporda kaza tespit tutanağı ve ekli basit kroki içeriği, ifadeler, kaza sonrasına ait fotoğraf çıktıları, tüm bilirkişi raporu içerikleri, ceza davasının kesinleşen gerekçeli kararında kabul gören kazanın meydana geliş şekli dikkate alındığında davalı sürücünün emniyet şeridine aracıyla girip kaçırdığı sapağa ulaşmak amacıyla emniyet şeridi üzerinden geri manevra yaptığı sırada geriden emniyet şeridini takiben seyirle mahalle gelen müteveffa sürücü idaresindeki motosikletin ön kısımlarıyla davalı sürücü idaresindeki aracın arka kısımlarına çarptığı , davalı sürücü —– sevk ve idaresindeki otomobil ile olay mahalli yolda seyri sırasında kaçırdığı sapağa tekrar girmek üzere tek yönlü devlet yolunun sağında bulunan ve emniyet şeridi içerisine girdiği akabinde nizamlara aykırı şekilde ve tehlike arz eder biçimde geri manevra yaptığı sırada geriden emniyet şeridini takiben gelmekte olan müteveffa sürücü idaresindeki motosikletle çarpışması ile meydana gelen kazada asli kusurlu olduğu, müteveffa sürücü —— sevk ve idaresindeki motosiklet ile olay mahalli devlet yolu üzerinde seyrini hızının gerektirdiği şeridi takiben kaplama içerisinde sürdürmesi gerekirken bu hususa özen göstermediği, nizamlara aykırı olarak zorunlu haller dışında kullanmaması gereken emniyet şeridini takiben seyrini sürdürdüğü, buna rağmen dikkatini yola vermemesi dikkatsiz ve tedbirsiz şekilde seyri neticesinde ön ilerisinde emniyet şeridi üzerinde dörtlüleri yanar vaziyette geri manevra yapmakta olan davalı sürücü idaresindeki otomobili zamanında fark edemeyip, önlemsizce bu araca arkadan çarptığı kazada tali kusurlu olduğu, Mahkememizce aldırılan 18.06.2018 tarihli bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranlarına iştirak edilmediği , kazanın meydana geliş şekli dikkate alındığında ——Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen 20.02.2020 tarihli raporda belirtilen ikinci durumda belirtilen kusur oranlarının oluşa uygun bulunduğu, buna göre davalı sürücü —— %60 oranında kusurlu olduğu, müteveffa sürücü —– %40 oranında kusurlu olduğu bildirilmiştir.
Mahkememizce davacılar vekili ile davalı —– Sigorta vekillerine maddi ve manevi tazminata dair ödemelere ilişkin protokol ve ibranamenin sunulmak üzere 2 haftalık süre verilmesine karar verilmiş olup, sunulan ibraname ve protokollerin incelenmesinde davalı sigorta şirketin tarafından davacı—– uğramış olduğu destek zararı için 26.655 TL ve davacı—— uğramış olduğu destek zararı için 29.995 TL olmak üzere toplamda 56.650 TL nin 20.02.2017 tarihinde davacı vekili hesabına yatırıldığı, sulh ve ibraname protokolüne göre —– yapılan ödeme oranında ibra edildiği, 24/02/2017 tarihinde davacı baba—–çin 7.500 TL, anne —–için 7.500 TL, kardeş ——için 5.000 TL, kardeş —- için 5.000 TL, kardeş ——için 5.000 TL olmak üzere toplam 30.000 TLnin davacı vekili hesabına yatırıldığı , manevi tazminat hakkında ibraname düzenlenmediği görülmüştür.
Mahkememizce dosyanın önceki aktüerya uzmanı bilirkişiye tevdi ile yeni kusur raporuna istinaden ek rapor aldırılmasına karar verilmiş olup, alınan 23/03/2022 tarihli aktüerya bilirkişisi ek raporunda TRH-2010 yaşam tablosu kullanılarak Progresif Rant Yöntemine göre hesaplama yapıldığı, davalı sigorta şirketi tarafından 20.02.2017 tarihinde davacı anne —– 29.995 TL, baba —– 26.655 TL ödeme yapıldığı, yapılan ödemelerin davacının hesap tarihine göre hesaplanan zararından ödeme tarihleri ile hesap tarihi arasında geçen süre zarfında %9 yasal faiz oranında güncellenerek tenzil edildiği, müteveffanın payının hesaplanarak ayrıldığı, ödeme tarihine göre değerlendirildiğinde davacı anne —–hesaplanan destekten yoksunluk zararının 39.028,64 TL olduğu, yapılan ödeme ile davacının zararının %76,85 oranında karşılandığı, davacı baba ——hesaplanan destekten yoksunluk zararının 34.158,12 TL olduğu, yapılan ödeme ile davacının zararının %78,03 oranında karşılandığı, rapor/hesap tarihine göre değerlendirildiğinde davacı anne —— hesaplanan zararının 146.281,19 TL olduğu, yapılan ödemenin güncellenerek tenzili neticesinde bakiye destekten yoksunluk zararının 102.551,77 TL olduğu, davacı baba —–hesaplanan zararının 119.649,37 TL olduğu, yapılan ödemenin güncellenerek tenzili neticesinde bakiye destekten yoksunluk zararının 80.789,30 TL olduğu, davacıların toplam bakiye destekten yoksunluk zararının 183.341,07 TL, ZMMS Poliçesi kapsamında bakiye teminat limitinin 253.350 TL olduğu bildirilmiştir.
Davacılar vekili dava değerini arttırım dilekçesinde davacı —–yönünden 1.000 TL üzerinden açtıkları maddi tazminat miktarını 101.551,77 TL arttırarak 102.551,77 TL, davacı ——yönünden 1.000 TL üzerinden açmış olduğu maddi tazminat miktarını 79.789,30 TL arttırarak 80.789,30 TL tazminatın kaza tarihi olan 05.12.2016 tarihinden itibaren ticari avans faizi ile birlikte davalılardan alınıp, müvekkillere ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce davacı vekiline HMK 31. Madde uyarınca maddi tazminat kalemleri (destekten yoksun kalma, cenaze gideri, hasar) yönünden miktarlarına ve taleplerine ilişkin açıklama yapmak üzere iki haftalık süre verilmesine karar verilmiş olup, davacı vekili beyan dilekçesinde 15/11/2022 tarihli duruşmadaki yazılı beyanlarını sehven yanlış geçirildiğini, dava dilekçesinin netice-i talep kısmında da beyan ettikleri üzere tüm zararları için tüm davalılardan maddi – manevi tazminat talep hakkının devam ettiğini, dosyaya sunmuş oldukları cenaze giderleri ve motosiklet hasar faturaları dikkate alınarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini talep ettiklerini, müteveffanın babası —– için 26.655 TL ve annesi —— için ise 29.995 TL ödeme yapıldığını, bu ödemelere ilişkin sundukları protokollerden de anlaşılacağı üzere ” —– yapılan ödeme oranında ibra ettik” ibaresinin bulunduğunu, manevi tazminat bakımından davacı baba—- için 7.500 TL, davacı anne —– için 7.500 TL, davacı kardeş —– için 5.000 TL, davacı kardeş —-için 5.000 TL, davacı kardeş —— için 5.000 TL olmak üzere toplam 30.000 TLnin davalı —— Sigorta tarafından taraflarına ödendiğini, 30.000 TL lik manevi tazminat ödemesine ilişkin herhangi bir ibraname verilmediğini beyan etmiştir.
Davacılar vekili cenaze giderine ilişkin taleplerinin devam etmesi yönünde beyanda bulunduğundan Mahkememizce, buna ilişkin delilleri var ise sunmak üzere davacı vekiline iki haftalık kesin süre verilmesine, verilen kesin süre içerisinde beyanda bulunulmadığı veya delil sunulmadığı takdirde cenaze gideri talebi yönünden davanın mevcut durumuna göre karar verileceğinin ihtarına karar verilmiş olup, davacı vekilince bu yönde bir delil sunulmadığı görülmüştür.Mahkememizce davalı sigorta şirketi tarafından davadan sonra ödeme yapıldığı görülmekle ödenen miktar yönünden güncelleme yapılmaksızın ve —— müdürlüğünden gelen yazı cevabı değerlendirilerek dosyanın daha önce rapor sunan aktüerya bilirkişiye tevdii ile ek rapor tanzimine karar verilmiş olup, alınan 04/04/2023 tarihli aktüerya bilirkişisi ek raporunda TRH-2010 Yaşam Tablosu kullanılarak Progresif Rant Yöntemine göre hesaplama yapıldığı, davalı sigorta şirketi tarafından 20.02.2017 tarihinde davacı anne —– 29.995 TL, davacı baba —— 26.655 TL ödeme yapıldığı, yapılan ödemelerin davacıların rapor/hesap tarihine göre hesaplanan zararından güncellenmeden tenzil edildiği, müteveffanın payının hesaplanarak ayrıldığı, ödeme tarihine göre değerlendirildiğinde davacı anne —— hesaplanan destekten yoksunluk zararının 39.028,64 TL olduğu, yapılan ödeme ile davacının zararının %76,85 oranında karşılandığı, davacı baba —— hesaplanan destekten yoksunluk zararının 34.158,12 TL olduğu, yapılan ödeme ile davacının zararının %78,03 oranında karşılandığı, rapor/hesap tarihine göre değerlendirildiğinde davacı anne —–hesaplanan zararının 274.041,39 TL olduğu, yapılan ödemenin güncellenmeden tenzili neticesinde bakiye destekten yoksunluk zararının 244.046,39 TL olduğu, paydaşların toplam zararının 253.350 TL ‘lik ZMMS bakiye teminat limiti kapsamında garameten paylaştırılması sonucu anne —– ZMMS bakiye teminat limiti kapsamında kalan zararının 141.107,96 TL, ZMMS bakiye teminat limitini aşan zararının 102.938,43 TL olduğu, davacı baba —— hesaplanan zararının 220.777,74 TL olduğu, yapılan ödemenin güncellenmeden tenzili neticesinde bakiye destekten yoksunluk zararının 194.122,74 TL olduğu, paydaşların toplam zararının 253.350 TL ‘lik ZMMS bakiye teminat limiti kapsamında garameten paylaştırılması sonucu davacı baba ——ZMMS bakiye teminat limiti kapsamında kalan zararının 112.242,04 TL,ZMMS bakiye teminat limitini aşan zararının 81.880,70 TL olduğu bildirilmiştir.Tüm dosya kapsamına göre ; davanın, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı , cenaze gideri, araç hasar bedeli ve manevi tazminat istemine ilişkin olduğu , 05.12.2016 tarihinde davalı sürücü —– emniyet şeridine aracıyla girip kaçırdığı sapağa ulaşmak amacıyla emniyet şeridi üzerinden geri manevra yaptığı sırada geriden emniyet şeridini takiben seyirle mahalle gelen müteveffa —— idaresindeki motosikletin ön kısımlarıyla davalı sürücü idaresindeki aracın arka kısımlarına çarptığı , kaza tespit tutanağına ve oluşa uygun ——Genişletilmiş Uzmanlar Heyetinden alınan rapora göre davalı sürücü —— seyri sırasında kaçırdığı sapağa tekrar girmek üzere tek yönlü devlet yolunun sağında bulunan ve emniyet şeridi içerisine girdiği akabinde nizamlara aykırı şekilde ve tehlike arz eder biçimde geri manevra yapması nedeniyle kazada asli kusurlu olup, kusur oranının %60 olduğu, müteveffa sürücü ——zorunlu haller dışında kullanmaması gereken emniyet şeridini takiben seyrini sürdürdüğü, dikkatsiz ve tedbirsiz şekilde seyri neticesinde ön ilerisinde emniyet şeridi üzerinde dörtlüleri yanar vaziyette geri manevra yapmakta olan davalı ——- idaresindeki otomobili zamanında fark edemeyip, bu araca arkadan çarpması nedeniyle kazada tali kusurlu olup, kusur oranının %40 olduğu, davalı işleten—–. vekili tarafından müteveffanın kanında tespit edilen —- isimli maddenin kazanın meydana gelmesine etkisi olup olmadığı yönünden —– yazılan müzekkereye otopsi tutanağında müteveffanın kanında ve safrasında tespit edilen—– maddelerin tedavi sırasında kullanıldığına ilişkin cevap verildiği, bu yönden müteveffanın müterafik kusurunun varlığının ispatlanmadığı, her ne kadar kaza tespit tutanağında müteveffa sürücü —– kaskının takılı olup olmadığının belli olmadığı belirtilmiş ise de otopsi tutanağına göre müteveffanın kafasından darbe aldığı, bu nedenle müterafik kusurun varlığı kabul edilerek belirlenecek tazminat miktarından % 20 indirim yapılması gerektiği, davacılardan —- müteveffa —— anne ve babası oldukları, çocuklarının ölümü ile davacıların destekten yoksun kaldıkları, dolayısıyla destekten yoksun kalma tazminatı talep edebilecekleri, iş bu davanın 15 yıllık ceza zamanaşımı süresine tabi olduğu, dava tarihi ve ıslah tarihi itibariyle zamanaşımı süresinin dolmadığı, davalı sigorta şirketi tarafından davadan sonra davacılar —–ve—— destekten yoksun kalmaları nedeniyle (maddi tazminat olarak) kısmi ödeme yapıldığı, davacılar —– ödeme miktarı kadar davalı sigorta şirketini ibra ettikleri , ibraname nedeniyle sigorta şirketi ile birlikte davalı işletenin ve davalı sürücü ——ibraya konu olan ödeme miktarınca borçtan kurtulmuş oldukları, (davacı vekilinin 23/02/2017 tarihli dilekçesinde davalılardan—– ile 17.02.2017 tarihli sulh ve ibraname protokolüyle taraflarına destekten yoksun kalma zararlarına ilişkin Zorunlu Trafik Poliçesi limiti gereğince davacı —– için 29.995 TL,davacı —–için 26.655 TL olmak üzere toplam 56.650 TL nin ödendiğini, davalı —— nolu Zorunlu Trafik Poliçesi için ve bu police limiti gereğince ödenen miktar bakımından ibra etiklerini beyan ettiği, Mahkememizin 12/12/2017 tarihli duruşmasında davacı vekilinin maddi tazminat talebi ile ilgili olarak sigorta şirketi ile sulh olduklarını beyan ettiği, Mahkememizin 15/11/2022 tarihli duruşmasında davacı vekilinin davalı sigorta şirketi ile düzenlenen protokolde ilgili miktarın belirlenmiş olup, bu miktarlar dışında kalan kısımlar yönünden diğer davalılar yönünden maddi tazminata ilişkin davaya devam ettiklerini beyan ettiği ancak tüm bu beyanlardan anlaşıldığı üzere davalı sigorta şirketinin teminat limiti kadar değil, ödenen miktarla sınırlı olmak üzere borçtan kurtulduğu, zarar ile kapsamı belli olmadan verilen ibranamenin ancak makbuz hükmünde olduğu ), davalı sigorta şirketi tarafından davadan sonra ödenen maddi tazminat miktarları yönünden güncelleme yapılmaksızın TRH-2010 Yaşam Tablosu kullanılarak Progresif Rant Yöntemine göre hesaplama yapılan 04/04/2023 tarihli aktüerya bilirkişi ek raporunda ödeme tarihindeki verilere göre davalı sigorta tarafından yapılan ödemenin yetersiz olduğu, davacı anne—– ZMMS bakiye teminat limiti kapsamında kalan zararının 141.107,96 TL, davacı baba—–zararının 220.777,74 TL olduğu, (Yargıtay —– esas ve karar sayılı kararında; belirlenen tazminattan önce müterafik kusur indirimi sonra sigorta ödemesi düşülerek gerçek zarar miktarının bulunacağının belirtildiği ) bu miktardan müterafik kusur indirimi ve davalı sigorta ödemesi düşülse dahi talep edilebilecek destekten yoksun kalma tazminatının ıslah dilekçesinde belirtilen miktarın üstünde kaldığı anlaşıldığından davacılar —–destekten yoksun kalma tazminatı taleplerinin kabulü ile davacı anne —- için 102.551,77 TL, davacı baba—–için 80.789,30 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalılar —–Şirketi yönünden kaza tarihi olan 05/12/2016 tarihinden itibaren, davalı sigorta şirketi yönünden bakiye teminat limiti olan 253.350 TL ile sınırlı olarak temerrüt tarihi olan 20/02/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile -kazaya neden olan aracın malikinin tacir olması, aracın ticari kullanımda olması ve TTK’nın 3. Maddesi, 3095 sayılı Yasa’nın 2. maddesinin 2. Fıkrasına ”arada sözleşme olmasa bile, ticari işlerde temerrüt faizi, —— kısa vadeli avanslar için öngördüğü faiz oranına göre istenebileceği” göre tüm davalılar bakımından avans faizine hükmedilmesi gerektiği, bu yönde Yargıtay —-. HD’nin —– Esas ve Karar sayılı kararı ile aynı dairenin —–Esas ve Karar sayılı kararının bulunduğu – davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara ödenmesine; davacıların dava dilekçesinde maddi tazminat olarak talep ettikleri miktarın ıslah dilekçesi ile destekten yoksun kalma tazminatına hasretmeleri nedeni ile davacıların cenaze gideri ve araç hasar bedeli talebi yönünden usulüne uygun harçlandırılmış bir dava olmadığından cenaze gideri ve araç hasar bedeli hakkında karar verilmesine yer olmadığına; davacıların desteklerini kaybetmiş olmanın verdiği üzüntü, duyulan acı, elem ve ızdırap ile desteğe hısımlık ve yakınlık derecesi, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, ihlal edilen şahsi hakkın niteliği, olayın oluş şekli, zararın ağırlık derecesi, kusur durumu nazara alınarak hakkaniyet ilkesi gereğince davacı taraf lehine uygun bir miktar manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği, somut olayda kask takılmaması nedeniyle müterafik kusur indirimi nedeni bulunduğu , davalı sürücünün ve davalı işleten ile davalı ihtiyari mali mesuliyet sigorta şirketinin -manevi tazminat klozunun bulunduğu görülmekle- davacıların uğradıkları manevi zarar nedeniyle müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları, davacıların manevi tazminat taleplerini kısmen kabulü ile davacılar —– için 35.000 er TL, müteveffanın kardeşi olan diğer davacılar için 15.000 er TL olmak üzere 115.000 TL manevi tazminatın ödenmesine karar vermek gerektiği ancak davalı sigorta şirketinin davadan sonra manevi tazminat ödemesi adı altında yaptığı 30.000 TLlik ödemenin diğer davalılara da sirayet etmesi nedeniyle bu miktar yönünden davanın konusuz kaldığı ancak davanın açılmasına davalılar sebebiyet verdiğinden ve dava tarihi itibariyle davacı taraf dava açmakta haklı olduğundan konusuz kalan bu miktar üzerinden davacılar lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmetmek gerektiği , bakiye kalan 85.000 TL manevi tazminat yönünden davalı sigorta şirketinin bakiye teminat limit olan 70.000 TLye kadar sorumluluğunun bulunduğu , davalı sigorta haricindeki diğer davalıların 85.000 TL manevi tazminatın tamamından sorumlu oldukları anlaşıldığından davalı sigorta şirketi tarafından davacılara ödenen 30.000 TL manevi tazminat yönünden davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, davalı sigorta şirketi tarafından yapılan ödemenin mahsubundan sonra davacı anne—– için 27.500 TL, davacı baba —–içir 27.500 TL, davacı—– için 10.000 TL, davacı —- için 10.000 TL, davacı—– için 10.000 TL olmak üzere toplam 85.000 TL manevi tazminatın davalılar —– destek şirketi ile davalı sigorta şirketinden -talep gibi- dava tarihi olan 27/01/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara ödenmesine, davalı sigorta şirketinin bakiye teminat limiti olan 70.000 TL ile sorumlu tutulmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davacıların dava dilekçesinde maddi tazminat olarak talep ettikleri miktarın ıslah dilekçesi ile destekten yoksun kalma tazminatına hasretmeleri nedeni ile davacıların cenaze gideri ve araç hasar bedeli talebi yönünden usulüne uygun harçlandırılmış bir dava olmadığından cenaze gideri ve araç hasar bedeli hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
2-Davacıların destekten yoksun kalma tazminatı taleplerinin kabulü ile davacı anne—-için 102.551,77 TL, davacı baba—– için 80.789,30 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalılar —–Şirketi yönünden kaza tarihi olan 05/12/2016 tarihinden itibaren, davalı sigorta şirketi yönünden bakiye teminat limiti olan 253.350,00 TL ile sınırlı olarak temerrüt tarihi olan 20/02/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara ödenmesine,
3-Davacıların manevi tazminat istemlerinin KISMEN KABULÜ İLE;
*Davalı —–Tarafından davacılara ödenen 30.000 TL manevi tazminat yönünden davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına,
*Davalı —–tarafından yapılan ödemenin mahsubundan sonra davacı anne —– için 27.500 TL, davacı baba—– içir 27.500 TL, davacı —– için 10.000 TL, davacı —– için 10.000 TL, davacı —– için 10.000 TL olmak üzere toplam 85.000 TL manevi tazminatın davalılar —- destek şirketi ile davalı sigorta şirketinden dava tarihi olan 27/01/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara ödenmesine, davalı sigorta şirketinin bakiye teminat limiti olan 70.000 TL ile sorumlu tutulmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
4-Destekten yoksun kalma tazminatı yönünden alınması gereken 12.524,02 TL harçtan davanın başında alınan 775,32 TL peşin harç ve 625,00 TL ıslah harcının mahsubuyla bakiye kalan 11.123,70 TL harcın tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye irat kaydına ; manevi tazminat yönünden alınması gereken 5.806,35 TL harcın 5.048,62 TL sinin tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak , bakiye kalan 757,73 TL sinin ise davalılar —– destek şirketinden müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye irat kaydına
5-Davacı tarafça yatırılan başvurma harcı 31,40 TL, peşin harç 775,32 TL, ıslah harcı 625,00 TL olmak üzere toplam 1.431,72 TL harç giderinin 1.338,22 TLsinin tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, bakiye kalan 93,50 TL sinin davalılar —- ve —– destek şirketinden müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
6-Davacı —– yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden destekten yoksun kalma tazminatı yönünden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. Uyarınca 16.382,77 TL avukatlık ücretinin tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı—- yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden destekten yoksun kalma tazminatı yönünden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. Uyarınca 12.926,29 TL avukatlık ücretinin tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacılar kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden kabul edilen manevi tazminat üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. Uyarınca davacılar için ayrı ayrı 9.200 er TL avukatlık ücretinin tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak her bir davacıya ayrı ayrı ödenmesine
9-Davalılar —– yargılama sırasında kendilerini vekille temsil ettirdiğinden reddedilen manevi tazminat üzerinden her bir davacı aleyhine 9.200 er TL avukatlık ücretinin her bir davacıdan ayrı ayrı alınarak davalılara verilmesine,
10-Davacı tarafça yatırılan gider avansından kullanılan 8 adet müzekkere gideri 136,30 TL, 17 adet tebligat gideri 176,70 TL, kep gideri 0,70 TL, makine mühendisi bilirkişi ücreti 700,00 TL, dosyanın —— gönderilme masrafı 111,10 TL, aktüerya bilirkişi ücreti 1.750 TL, 30 adet e tebligat gideri 193,00 TL, iki adet —– rapor ücreti 1.000 TL olmak üzere toplam 4.067,80 TL yargılama giderinden davanın kabul oranına (%73,06) göre 2.971,93 TL sinin tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine , bakiye kalan kısmın davacılar üzerine bırakılmasına
11-Davacı tarafından yatırılan ve bakiye kalan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine
12-Davalı —— tarafından yatırılan gider avansından kullanılan yargılama gideri 5 adet e tebligat gideri 22,00 TL, 3 adet tebligat gideri 33,00 TL olmak üzere toplam 55,00 TL yargılama giderinin davanın ret oranına göre ( %26,94) 14,82 TL sinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına
13—–. Asliye Ceza Mahkemesinin ——Esas sayılı dosyasının karar kesinleştiğinde mahalline iadesine
14-Davacıların cenaze gideri ve araç hasar bedeli talebi yönünden usulüne uygun harçlandırılmış bir dava olmadığından cenaze gideri ve araç hasar bedeline ilişkin davalılar lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına Dair, davacı vekilinin davalı —– vekilinin ve davalı —– vekilinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile—– Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf yoluna başvuru konusu edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, istinaf yoluna başvurulmasının İİK’nın 36. maddesi saklı kalmak kaydıyla kararın icrasını durdurmayacağı, süresi içerisinde karara karşı istinaf yoluna başvurulmaması halinde hükmün kesin hüküm ve kesin delil oluşturacağı açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.