Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1031 E. 2018/290 K. 20.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİKARAR

ESAS NO : 2017/1031 Esas
KARAR NO : 2018/290

DAVA : İstirdat (Ticari Satıma Konu Malın İadesi)
KARAR TARİHİ : 20/03/2018

Davacı vekili Mahkememize sunduğu 04/10/2017 havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; talep ve dava etmiştir. Müvekkilinin keşidecisi, …………. Olan ………… T.A.O. ………. şubesine ait keşide yeri Antalya olan ……… hesap numaralı, ……………. çek numaralı, 31/01/2017 keşide tarihli ………. bedelli çeki alacağına karşılık aldığını, müvekkilinin yetkili hamili olduğu çekin kaybolduğunu, Anadolu ………….. Asliye ticaret Mahkemesi’nin 2016/1186 e sayılı dosyası ile çek iptali talepli dava açıldığını, müvekkili tarafından tanınmayan ………… A.Ş. Ünvanlı şirket tarafından 31/01/2017 tarihinde ………,.. Şubesi tarafından takastan bankaya ibraz edilerek arkasının yazdırıldığını, yetkili hamil oldukları için karşı istirdat davası açılması için taraflarına 2 hafta süre verildiğini beyan ederek, müvekkilinin borçlu olmadığının tespiti ile, çekin icraya konulmaması için tedbir kararı verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili Mahkememize sunduğu 27/11/2017 havale tarihli cevaba cevap dilekçesinde özetle: dava dilekçesini tekrarla davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 20/03/2018 tarihli esas hakkındaki beyanında; önceki beyanlarını tekrarla davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili Mahkememize sunduğu 01/11/2017 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: Müvekkili şirket ile dava dışı ………Şti. arasında akdolunan, 22.07.2016 tarih ve ……… sayılı Genel Faktoring Sözleşmesine istinaden, müvekkil şirketin faktoring müşterisi tarafından bedeli tahsil edildiğinde, faktoring borcuna mahsup edilmek üzere kayıtsız şartsız ciro ile 03/11/2016 tarihinde …..sayılı fatura giriş bordrosu, çek giriş bordrosu, alacak bildirimi ve temlik sözleşmesi ile birlikte dava dışı …… adına tanzim edilen 1 adet 27.364,68.-TL. bedelli faturaya istinaden, dava dışı…………. keşideli, 31/01/2016 keşide tarihli 10.000,00.-TL. bedelli 1 adet çek teslim edildiğini ve faktoring işlem ödemesinin, müşterinin yazılı talimatına istinaden belirttiği banka hesabına transfer edildiğini, genel faktoring sözleşmesine istinaden ödemelerini ifa etmeyen müşterinin faktoring konusu edilen çeklerinin ibrazı suretiyle tahsile çalışıldığını, çekin bankaya ibrazında İstanbul Anadolu…………..Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/1186-E. sayılı dosyasından verilen 26.01.2017 tarihli ödeme yasağı kararı nedeni ile karşılığı tahsil edilemediğini ve çek aslına banka tarafından ödeme yasağı kararına istinaden el konulduğunu, Bunun üzerine müşteri ile irtibata geçildiğini ve çek bedelinin, ibrazından üç gün sonra müşteri ………. tarafından ödendiğini, Çek aslının bankada kaldığını, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, dava dilekçesinin yetki yönünden reddi gerektiğini, davacının dava konusu çekte keşideci yada ciranta olmadığını, çekin kimden ve nasıl alındığının da belirtilmediğini, davacının çeke herhangi bir şekilde hamil olabileceğini gösterir belge de ibraz edilmediğini, davacının dava konusu çekle bir ilgisinin bulunmaması nedeni ile davanın aktif dava ehliyeti yönünden reddine karar verilmesi gerektiğini, çek aslının müvekkil şirkette bulunmaması nedeni ile müvekkil şirkete husumet yöneltilemeyeceğinden davanın husumet yönünden reddine karar verilmesi gerektiğini, dava dilekçesi hmk.md.119 şartlarını taşımadığını, davacının çek üzerinde gerçek hak sahibi olduğunu, rıza hilafına elden çıktığını kanıtlaması başlı başına yeterli olmayıp, ayrıca davalının davaya konu çeki, çalıntı olduğunu bile bile ve kendisinin zararına hareketle çeki iktisap ettiğini kanıtlaması gerektiğini, müvekkil şirketin çekin iyiniyetli, meşru ve yetkili hamili konumunda olduğunu, müvekkili şirketin taraflar arasındaki uyuşmazlıkla herhangi bir ilgisi olmadığını, Davacı tarafın davayı, lehdarla hamil aleyhine açması halinde usul hükümlerine göre önce lehdara karşı senedin bedelsiz olduğunu ispatlaması, bilahare hamile karşıda bedelsiz senedi, bile bile kasten kendisinin zararına hareketle iktisap ettiğini kanıtlamasının zorunlu olduğunu, müvekkili şirketin dava konusu çeki tamamen yasal prosedüre uygun olarak, TTK.nun 790.ve 792.maddelerinde ifade olunduğu şekliyle iyiniyetli meşru hamil olarak belgeleri ile birlikte usulüne uygun olarak yapılmış bir faktoring işleminin sonucunda teslim aldığını, İktisapta herhangi bir şekilde kötüniyet ve ağır kusuru bulunmadığını, davacı tarafın menfi tespit talebinde bulunamayacağını, çekin istirdadı talebinin reddi gerektiğini beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili hüküm duruşmasına katılmamıştır.
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde davaya konu çekin davacının yetkili hamili olduğu süre içerisinde elinde rızası dışında çıkıp çıkmadığı, davalının çeki kötü niyetli olarak veya ağır kusuru ile iktisap edip etmediği, davalının yetkili hamil olup olmadığı noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği; Dava, davaya konu çek nedeni ile borçlu olmadığının (menfi tespit) ve davaya konu çekin istirdatı, davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi; 6102 sayılı TTK’nın 758/1. maddesindeki “Poliçeyi eline geçiren kişi bilindiği takdirde, mahkeme, dilekçe sahibine iade davası açması için uygun bir süre verir.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir(HMK m.6/1).
Tüzel kişinin yerleşim yeri, kuruluş belgesinde başka bir hüküm bulunmadıkça işlerinin yönetildiği yerdir(TMK m.51).
Menfi tesbit ve istirdat davaları, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi, davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir. Davacı istirdat davasında yalnız paranın verilmesi lazım gelmediğini ispata mecburdur. (İİK m. 72/son)
Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, Türk Milleti adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. m.141); toplanan deliller, ticaret sicil kayıtları, çek sureti, faktoring sözleşmesi, fatura, ödeme dekontu, İstanbul Anadolu …………. Asliye ticaret mahkemesinin 2016/1186 e sayılı dosyası, iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; davacının davaya konu çekin yetkili hamili iken rızası dışında elinden çıkması nedenine dayalı olarak menfi tespit ve çekin istirdatı davasını açtığı, davalı tarafın cevap süresi içerisinde yetki itirazında bulunarak uyuşmazlığın çözümünde İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesinin yetkili olduğunu beyan ettiği(HMK m.6), davalının yetki itirazının süresinde ve usulüne uygun olduğu, uyuşmazlığın kamu düzeniyle ilgili konulara veya kesin yetki hâllerine ilişkin olmadığı, menfi tespit davasının İİK 72/son maddesi uyarınca takibin yapıldığı yer veya davalının ikametgahı mahkemesinde açılması gerektiği, çekin istirdatına ilişkin ise özel bir yetki kuralının bulunmadığı, buna göre çek istirdatı davalarında genel yetki kuralı gereğince davalının ikametgahı mahkemesinin yetkili olduğu, davaya konu çeke ilişkin herhangi bir icra takibi bulunmadığı, davalının ikametgahının ise … olduğu, bu yerin ise İstanbul (……….) adliyesi yargı çevresinde bulunduğu bu nedenle Mahkememizi yetkili hale getiren her hangi bir yetki kuralı bulunmadığı, davalının yetki itirazı ile birlikte Mahkememizin yetkisinin sona erdiği, bu halde genel yetki(m.6) kuralına göre, yetkili mahkemenin İstanbul (…….) Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak yargılama harç ve giderleri yetkili mahkemede değerlendirilmek üzere Mahkememizin yetkisizliğine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE, bu nedenle davanın usulden REDDİNE,
2-Taraflardan birinin, karar süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde dosyanın yetkili İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3-Yasal süre içinde Mahkememize başvurarak, dava dosyasının yetkili mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği takdirde, Mahkememize davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin iş bu kararın tefhim/tebliği ile İHTARINA,
4-Dava dosyasının talep üzerine gönderilmesi halinde yargılama giderlerine yetkili mahkemece hükmedilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.