Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1026 E. 2018/761 K. 20.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2017/1026 Esas
KARAR NO : 2018/761

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
KARAR TARİHİ : 20/06/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil tarafından sigortalanan………. plakalı aracın, 08/11/2014 tarihinde yapmış olduğu kazada kaza tespit tutanağında da açıklandığı üzee ‘KTK 10.maddesine göre yolun bakım ve onarımından sorumlu ilgili belediye ile elektrik dağıtım firmasının yolun ortüasına elektrik direğini koymasından dolayı kusurlu olduğu kanaatine varılmıştır’ iş bu kaza tutanağı ve ……… tarihli kesin ekspertiz raporları nedeni ile sigortalıya ödenen hasar bedelinin rücuen tahsili amacıyla başlatılan İstanbul Anadolu …………. İcra Müdürlüğünün 2016/27446 esas sayılı icra dosyasına davalı tarafça itiraz edildiğini, hasarın davalının kusurundan kaynaklandığı, sunulan raporlarla ve kaza tespit tutanağı ile sabit olduğunu, elektirk direğinin yol ortasında olduğu resmi polis tutanağında yazdığına göre bu belge karşısında aksini ispat davalının sorumluluğunda olduğunu, davalının davaya konu icra takibine itirazı haksız ve kötü niyetli olduğunu, yukarıda izah olunan nedenlerle, haksız ve kötü niyetli itirazın iptali, takibin devamı ve davalının %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde; trafik kaza tespit tutanağına göre …………. adresinde bulunduğu anlaşılan direğin; yolun ortasında bulunduğu ve direğin yolun ortasında bulunması sebebiyle aracın hasarlandığından bahsedilmekte olduğunu. Kabul anlamına gelmemek üzere trafik kaza tespit tutanağı incelendiğinde, kazanın; Araç sürücüsü dava dışı sigortalının “aracın hakimiyetini kaybettiği ve sonrasında elektrik direği olarak tabir edilen direğe çarptığı Şeklinde açıklandığı, bu yönüyle kazanın asıl sebebinin aracın hakimiyetinin kaybedilmesi olduğu anlaşılmakta olduğunu. Elektrik direği; montajları tarihlerindeki mevuzata ve projelerine uygun olarak; projelerinde kendilerine özgülenen yerlere dikilmektedir. ELektrik direğinin montajı sırasında yolun ortasına dikilmesi bu yönüyle mümkün değildir. Dava dilekçesindeki iddia ve kaza tutanağı, direğin bulunduğu yolun genişletilmesi çalışmasını yapan kurum / kuruluş tarafından direğin üzerinde bulunduğu kaldırımın yola dahil edildiği bu işlemler neticesinde elektrik direğinin yol üzerinde bırakıldığını göstermektedir. Yolun genişletilmesine dair çalışma hususunda müvekkilin davalı şirkete herhangi bir bilgi verilmediğini, elektrik direğinin deplasesinin sağlanmadığını, Yoldaki genişletme çalışmasının hangi kurum tarafından ve hangi tarihler arasında yapıldığının taraflarınca bilinmesinin mümkün olmadığından bu hususun …………Başkanlığı ve ……….. Başkanlığına sorulması halinde bu durumun açığa çıkabileceğini. Yukarıda açıklanan sebepler doğrultusunda; Davaya konu direğin müvekkil davalı şirkete ait olup olmadığının, sorumluluğunun bulunup bulunmadığının tespitine, Direğin müvekkil davalı şirket sorumluluğundaki bir elektrik / aydınlatma direğinin olduğunun tespiti halinde; montaj zamanlarındaki mevzuata ve projesine uygun olarak kaldırım üzerine monte edilmiş olmasına rağmen, müvekkil davalı şirkete hiçbir billdirimde bulunulmaksızın ilgili belediye veya sair bir kurum tarafından gerçekleştirilen yol genişleme çalışması ile kaza tutanağında belirtilen yol üzerindeki konumda bırakılmış olması ve bu şekilde kazaya müvekkil davalı şirketin kusuru dışında sebebiyet verilmiş olması sebebiyle davanın müvekkil davalı şirket yönünden REDDİNE, Aksi kabul ile müvekkil davalı şirketin sorumlu bulunduğunun kabul edilmesi halinde; dava dışı araç sürücüsü sigortalının aracın hakimiyetini kaybederek direğe çarpması şeklinde gerçekleşen eylem yönünden sigortalının müterafik kusurunun hüküm tesisinde dikkate alınmasına, Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini arz ve talep ederiz.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava, hukuki niteliği itibari ile TTK 1472 maddesi uyarınca Siğortacının siğortalının haklarına halef olarak açtığı alacak davasıdır.
Mahkeme dava şartlarının bulunup bulunmadığını davanın her aşamasında resen araştırır. Dava şartının bulunmaması halinde dosya üzerinden karar verilmesi mümkündür. (HMK 115/1ve 2.maddesi)
Görev mahkemeye ilişkin olumlu Dava şartıdır. (HMK 114/1-c maddesi ).
Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir.(HMK 1 maddesi),
Ticari davalar TTK. 4. maddesinde mutlak ve nispi ticari davalar düzenlenmiştir. Uyuşmazlığın Türk Ticaret Kamumda düzenlenen bir hususa ilişkin olması veya davanın ticaret mahkemesinde görüleceğine dair açık bir yasal düzenlemenin bulunması halinde mutlak ticari dava, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan uyuşmazlıklarda ise nispi ticari dava sözkoııusu olup mahkememizin görev alanı içinde kalacaktır.
TTK nun 5. maddesine göre; Asliye ticaret mahkemeleri tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri ile özel kanunlardan doğan özel hükümler uyarınca ticaret mahkemesinde görülecek diğer dava ve işlere asliye ticaret mahkemesinde bakmakla görevlidir.
26.06.2012 tarihli 6335 sayılı Yasanın 2.maddesiyle değiştirilen TTK.5.maddesinin 3.fıkrası uyarınca, Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer mahkemeler arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır.
Dava Siğortalısının haklarını ödeyen siğortacının siğorta poliçesinden kaynaklanmayan ,kanundan aldığı yetkiye istinaden ve haksız fiil sebebiyle alacaklı siğortalı yerine geçmek suretiyle halef sıfatıyla hareket ettiği bir alacakdan kaynaklanmaktadır.
Davada davalı tacir değildir.
Açılanan nedenlerle açılan davanın TTK da sayılan Mutlak ve Nisbi Ticari dava niteliği bulunmaktadır.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu’nun 22/03/1944 tarih, 1939/37 E. 1944/9 K. sayılı kararı, Yargıtay …………Hukuk Dairesinin 21/02/2013 gün 2013/573 Esas 2095 Karar sayılı kararı ve yerleşik Yargıtay İçtihatları uyarınca Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu kabul edilmiştir.
Açıklanan nedenlerle mahkememiz görevli olmayıp Asliye Hukuk Mahkemesi görevli olduğından dava nın HMK.nun 114/1-c ve HMK.nun 20. maddeleri uyarınca görev dava şartı yokluğundan usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-TTK 5/3. ve HMK.114/1-c maddeleri uyarınca mahkememizin GÖREVSİZ olması nedeniyle davanın GÖREV DAVA ŞARTI YOKLUĞU nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-HMK.’nun 20.maddesi uyarınca, iş bu kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki haftalık süre içinde başvuru halinde, dava dosyasının görevli İstanbul Anadolu Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-MK.’nun 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
4-İhtiyati tedbir talebinin görevli mahkemede değerlendirilmesine,
Kararın taraflara tebliğinden itibaren yasal 15 günlük süre içinde Yargıtay ilgili Hukuk Dairesine temyiz yolu açık olmak üzere, HMK.nun 115/1.maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda karar verildi.