Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1024 E. 2018/1174 K. 28.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2017/716 Esas
KARAR NO : 2018/1132

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/07/2017
KARAR TARİHİ : 20/11/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;davacı ile davalı arasında 02/01/2014 tarihli———- sözleşmesi ve taahlütname ve 31/01/2014 tarihli—- Sözleşmesi ve taahlütnamesinde ek gizlilik sözleşmeleri ile ticari ilişkisi kurulduğunu, davalı ile sözleşmekapsamında değişik işverenlerin işlerinde davacının davalının alt taşeronu olarak çalıştığını, davaya konu alacak taleplerine mesnet 3 adet alt sözleşme daha imzalandığını, davacının yükmülü olduğu ödemeleri gerçekleştirmediğnden bu ödemelerin davacı tarafından yapılmak zorunda kalındığını, ayrıca davacının yanlışlıkla 10.000 TL fazladan davalıya ödeme yapıldığını, bu tutarın da davacıya iade edilmediğini, davalının müvekkiline 15.342,27 TL cari hesap borcu olduğunu, davalıya borcunu ödenmesi için Beşiktaş——————– Noterliğinin 26/04/2017 tarih —– yev. Nolu ihtarname gönderildiğini, davalının cevaben Kadıköy ———-. Noterliği 04/05/2017 tarih —- yev nolu ihtarname ile müvekkiline borcu bulunmadığı ve ihtarname içeriğine ve taleplerine itiraz ettiğini, davalının ödeme yapmaması üzere:davacıya İstanbul Anadolu ——-. İcra Müdürlüğünün 2017/11172 Esas sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, davalı şirkete herhangi bir borcu olmadığını, ticari defter ve bgelelerinde alacağı teyit eden herhangi bir kayıt bulunmadığından icra takibine de itiraz ettiğini, ancak bu itirazların yasal dayanaktan yoksun ve gerçek dışı olduğunu, tüm bu nedenlerle davanın kabulüne davalı borçlunun İstanbul Anadolu————–. İcra Müdürlüğünün 2017/11172 Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu haksız ve kötü niyetli itirazının iptaline karar verilmesini mahkememizden talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından İstanbul Anadolu ———————. İcra Müdürlüğünün 2017/11172 Esas sayılı dosyasından müvekkiline usulüne uygun olarak gönderilen bir ödeme emri bulunmadığını, icra takibinin İİK.58 ve 61. mad. içeriklerine uygun olmadığını, takibe dayanak olduğu belirtilen herhangi bir belge aslı yahut tasdikli suretinin müvekkiline gönderilmediğini, usulüne göre yeni ödeme emri göndermeden huzurdaki davayı ikame ettiğini, müvekkilinin davacı ile ——— işlerinin yapımı konusnuda taşeronluk sözleşmesi imzalandığını, ve çeşitli projelerde müvekkilince çalışmalar yapıldığını ve yapılan çalışmaların sorunsuz tamamlandığını, davacının müvekkilinin yükümlülüklerini yerine getirilmediği iddiasının doğru olmadığını, yanlışlıkla müvekkiline 10.000,00 TL ödeme yapıldığına dair iddianın da doğru olmadığını, bunun ticari ve hukuki teamüllere de aykırı olduğunu, yanlışlıkla gönderilebilecek boyutta bir tutar olmadığını, müvekkilinin banka hesabına gönderilen 10.000,00 TLnin davacının müvekkiline olan borcuna karşılık yapılan ödeme olduğunu, bu ödemenin başka bi sebebe yahut hataya istinaden yapılmış olduğunu ispatlama külfetinin davacıya ait olduğunu, davacının ihtarnamesine müvekkili tarafından Kadıköy ————-. Noterliğinin 04/05/2017 tarih, 5172 sayılı ihtarname ile cevap verildiğini, hiçbir borcun bulunmadığnın ifade edildiğini, davacının dava dilekçesin ek olarak dile getirdiği belgelerin hiçbirisinin dava dilekçesi ekinde tebliğ edilmediğini, bunun tüm bu nedenlerle davacının haksız ve mesnetsiz davasının reddine karar verilmesine ve bu bağlamda davacı aleyhine asıl alacak tutarının % 20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
UYUŞMAZLIK:Davacı tarafından davalı aleyhine başlatılan İstanbul Anadolu ———-.İcra Dairesinin 2017/11172 esas sayılı icra dosyasında takibin dayanağı taraflar arasında ihtilafsız olan sözleşmeler uyarınca davalının uygulayıcı olarak yürüttüğü işlerle igili ödemesi gerekli———- prim borçları,—– idari para cezalarını ödememesi nedeniyle davacının davalı adına ödeme yapıp yapmadığı ve davacının davalıya fazladan 10.000TL ödeme yapıp yapmadığı ile takibe konu alacak miktarı kadar davalıdan alacaklı olup olmadığı hususunda toplanmaktadır.
Celp ve tetkik olunan İstanbul Anadolu ———.icra dairesinin 2017/11172 Esas sayılı dosyanın incelenmesinde,davacı tarafından davalı aleyhine 08.05.2017 tarihli ilamsız icra takibi ile 15.342,27TL Asıl alacak,24.59 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 15.366,86 TL tutar üzerinden icra takibi başlatıldığı,davalı tarafından süresi içerisinde takibe itiraz edildiği,takibin durduğu, davacı tarafından 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde huzurdaki itirazın iptali davasının açıldığı görüldü.
Mahkememizce tarafların ticari defterleri üzerinde 09/07/2018 tarihinde bir mali müşavir ve bir inşaat mühendisi tarafından uyuşmazlık konusu hakkında bilirkişi raporu alınmasına yönelik ara karar oluşturulmuş ve ara kararın gereğini yerine getirmeyen avukatın vekil edeni olan taraf yönünden defter ibrazından kaçınmış ve karşı tarafın delillerini kabul etmiş sayılacağı karşı tarafın ticari defter ve dayanakları ile dosya içeriği üzerinde inceleme yaptırılarak karar verileceği hususu ile TTK 80, 81, 82, 83, 84, 85, 86 ve HMK 219-222 madde hükümlerinin uygulanacağı ihtar olunmuş bu ihtara rağmen davalı inceleme günü ticari defterlerini ibraz etmemiş davacı tarafından ibraz edilen ticari defterler üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmış ve bilirkişi raporu alınmıştır.
Bilirkişi raporunda özetle; davacının 2015 2016 2017 yıllarına ait ticari defterlerinden yevmiye ve kebir defterlerinin e-defter olarak bilgisayar ortamında açılış ve kapanışlarının yapılarak süresinde e-defter beratlarının yaptırılmış olduğu, envanter defterinin ise noter açılış onamasının süresi içerisinde yapılmış olduğunu, 2015 yılında davacı ile davalının yoğun çalıştıkları, davacının davalı ile olan ticari ilişkisinin 320.04.022/er plastik heseabında 2015 yılında, 01/01/2015 tarihli açılış fişinde davacının davalıya 570.816,55 TL borçlu olarak mali yıla başladığı, davalının faturaları, davacının davalıya kestiği faturalar, davacının ödemeleri ve davacının davalı adına mahsuben yaptığı ödemeleri mahsup edilmesi sonrasında 31/12/2015 tarihinde davacının davalıya 1.030.987,85 TL borçlu olarak 2016 yılına devir ettiği, davacının 01/01/2016 açılış tarihinde davalıya 2015 yılından devir ettiği gibi, 1.030.987,85 TL borçlu olarak mali yıla başladığı, davacının mahsuben davalıya çekler ile ödemeleri ve davalı adına yapılan ödemeleri dekontla mahsup etmesi sonucunda 22/01/2016 tarihinde davacının davalıya herhangi bir borcu kalmadığı, sonrasında davacının davalı adına ödediği masrafları dekont ettiği 01/03/2016 tarihinde 523,08 TL , 02/03/2016 tarihinde ————–, 02/03/2016 tarihinde —– , 02/03/2016 tarihinde 1.303,06 TL , 02/03/2016 tarihinde ———- , 22/06/2016 tarihinde — 23/06/2016 tarihinde 954,00 TL olmak üzere toplam 9.092,77 TL borç kaydettiği, bu tutardan davacının diğer tahsilat olarak 3.750,00 TL davalının borcundan mahsup ettiği ve davalıdan 5.342,27 TL alacağının kaldığı, davacının 2017 yılına davalıdan——— alacaklı olarak girdiği, 27/03/2017 tarihinde davacının ————-Şubesi’ndeki hesabından davalının ————————- hesebına 10.000,00 TL banka ödemesi yapıldığı, yapılan ödeme sonrasında davacının takip tarihinde davalıdan 15.342,27 TL alacaklı olduğunu rapor edilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
Davacı vekili tarafından dosyaya sunulan dekontlar incelenmiş olup davacı tarafından 27/03/2017 tarihinde davalı hesabına ———— banka ödemesi yapıldığı, ———- tarihinde davalının —— nezdinde————- sicil nolu işyerindeki 08/2015 dönemine ait 1272,00 TL idari para cezasının 1/4 indirimle 954,00 TL olarak ——–‘nın —— hesabına ———– sicil / er prekast açıklaması ile girdiği, 22/06/2016 tarihinde davalının ———– nezdinde ——————— sicil nolu işyerindeki 03/2014 dönemine ait 535,00 TL idari para cezası ve 26,93 TL gecikme zammı olmak üzere toplam 561,93 TL nin ——— hesabına —— sicil / er prekast açıklaması ile ödediği, 01/03/2016 tarihinde davalının ——- nezdindeki borçlarına istinaden davalı adına ———– (ana yüklenici) tarafından davacının hesabına mahsuben 05/07/2015 tarihinde ,——— prim ödemesi, 2015/01 dönem açıklaması ile 1.168,14 TL , 13/06/2015 tarihinde———- prim ödemesi 2015/01 dönem açıklaması ile 1.328,43 TL , 16/03/2016 tarihinde ——- prim ödemesi 2015/01 dönem açıklaması ile 1.329,03 TL olmak üzere toplamda 3.825,60 TL yapılan ödemelerin davacının hesabına borç kaydedildiği, davacının ise davalıya 01/03/2016 tarihinde dekont ile 3.825,60 TL davalı adına sözleşme 4.9. Maddesine göre yapılan ödemeleri borç olarak kaydettiği, davacının dava ve takibe konu ettiği 15.341,53 TL alacağına ilişkin dava dosyasına belge sunduğu anlaşıldı.
Taraflar arasında yapılan sözleşmelerin incelenmesinde hak ve yükümlülükleri düzenleyen 4.9. Maddesinde özetle; “işveren sıfatıyla uygulayıcı, çalıştıracağı tüm personeli ile ilgili olarak: iş kanunu ve sosyal sigortalar kanununda ve işçi sağlığı ve iş güvenliği mevzuatı hükümlerinde belirtilen tüm kanuni yükümlülüklerin yerine getirilmesinde, aksine uygulamaların doğabileceği her türlü mali, hukuki ve cezai sorumluluklarında münhasıran sorumludur. Uygulayacının yukarıda belirtilen mevzuata aykırı fiilleri veya herhangi bir can kaybı, kaza dahil olmak üzere doğabilecek her türlü dolaylı veya doğrudan zarar ve ziyandan şirketin ya da işverenin herhangi bir şekilde sorumlu tutulması veya adli veya idari para cezası veya maddi ve manevi tazminat ödemek zorunda kalması halinde veya şirketin herhangi bir tazminat, alacak , ücret , cezai şart, idari para cezası, vergi, resim , harç vb. Ödemeleri yapmak zorunda kalması halinde uygulayıcı, şirketin ilk talebinde şirket tarafından ödenen söz konusu meblağların tamamını nakten veya vefaten hiçbir itiraz öne sürmeden ödemeyi kabul ve taahhüt eder şeklinde düzenlenmiştir. ”
Yine taraflar arasında yapılan 09/05/2014 tarihli alt taşeron sözleşmesi, 31/01/2014 tarihli prekast montaj sözleşmesi ve 14/03/2014 tarihli alt taşeron sözleşmesi ve 25/03/2014 tarihli alt taşeron sözleşmelerinde de ana sözleşmenin yaptırımlara ilişkin olarak düzenlenen 4.9. Maddesinin uygulanacağı kabul edilmiş olduğu anlaşıldı.
Yargı Yetkisini Anayasanın 9. Maddesine göre Türk Milleti Adına Kullanan Mahkememizce Uyuşmazlık konusu hakkında yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda toplanan / sunulan deliller sözleşme, bilirkişi raporları, dosyaya sunulan ödeme dekontları, icra dosyası, iddia ve savunmalar ile tüm dosyanın dehicatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı takip alacaklısının davalı takip borçlusu hakkında ilamsız icra takibi başlattığı davalı takip borçlusunun tebliğ edilen ödeme emri üzerine takibe borca ve ferileri yönünden süresinde itiraz ettiği ve takibin durduğu, eldeki itirazın iptali davasının süresinde açıldığı, taraflar arasında ———- sözleşmesi ve taahhütname imzalandığı, sözleşmenin 4.9. Maddesinde kat ve yükümlülüklerin düzenlendiği, bu madde de cezai şart idari para cezası, vergi .. vb. Ödemeleri yapma zorunda kalması halinde bunların ödeneceğinin kabul edildiği, alınan bilirkişi raporunda davacının ticari defterlerine göre icra takip tutarı kadar alacaklı olduğunun tespit edildiği, davalının sözleşmenin 4.9. Maddesinde belirtilen yükümlülükler çerçevesinde bir takım ödemelerin davacı tarafından davalı adına sözleşme 4.9. Maddesine göre yapılan ödemeleri borç kaydettiği, davalının buna ilişkin bir itirazının olmadığı, taraflar arasında yapılan sözleşmeden ve sözleşmenin 4.9. Maddesindeki yükümlülüklere ilişkin ———– prim ödemelerinin davacı tarafından mahsubuna davalının bir itirazının olmadığı, sözleşme kapsamında bu ödemelerden davalının sorumlu olduğu, davacının sunduğu dekontlardan davalı adına ödemeler yaptığı, alınan bilirkişi raporunda davacının 2017 yılına 5.342,27 TL davalıdan alacaklı olarak girdiği, davalıya alacaklı olmasına rağmen 10.000,00 TL banka ödemesi yapıldığı, 08/05/2017 takip tarihi itibariyle davalıdan 15.342,27 TL alacaklı olduğunun bilirkişi raporu ile sabit olduğu anlaşılmakla davacının yapmış olduğu bu ödemeleri davalıdan talep etmekte haklı olduğu, davalının icra takibine yaptığı itirazın haksız olduğu sonuç ve kanaatine varılmakla davanın kabulüne davalının icra takibine yaptığı itirazın iptaline, alacak likit ve belirlenebilir olduğundan icra inkar tazminatı hüküm ve koşullarının oluştuğu kanaatine varılmakla alacağın % 20 si oranında icra inkar tazminatına davalıdan alınarak davacıya verilmesi yönünde karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda belirtildiği gibi;
1.Davanın KABULÜ İLE, Davalının İstanbul Anadolu ———-.İcra Müdürlüğü’nün 2017/11172 Esas sayılı dosyasına vaki itirazının iptaline,
2.Alacağın %20’si oranında hesap edilen 3.068,45TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
3.Başlangıçta peşin olarak alınan 185,18 TL harcın alınması gerekli olan 1048,03 TL harçtan mahsubu ile bakiye 862,85TL karar ve ilam harcının davalı taraftan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu peşin harç 185,18 TL, posta ve tebligat gideri 133,50 TL, bilirkişi ücreti 1500 TL, olmak üzere toplam 1.818,68 TL yargılama masrafının davalı taraftan davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan————– uyarınca 2.180,00 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının davacıya iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.