Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1007 E. 2019/458 K. 07.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/955
KARAR NO : 2019/470

DAVA : Alacak (Taşınmaz Alım-Satımı Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 29/08/2018
KARAR TARİHİ : 08/05/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Taşınmaz Alım-Satımı Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde ; müvekkili ile davalı arasında imzalanmış olan Alt Yüklenici sözleşmesi uyarınca müvekkilinin taşeron olarak——— adresinde mukim ve tapuda —— noya kayıtlı gayrimenkul üzerine üç adet blokta toplam 108 adet konut inşaat işine ait inşaat, elektrik ve mekanik tesisat işleri dahil olmak üzere komple tamamlandığını, davalıya çekilen ihtarname ile taraflar arasında imzalanmış bulunan alt yüklenici sözleşmesi gereğince ayni medel (bağımsız bölümlerin) müvekkili şirket adına gün içerisinde tapuda tescil edilmesinin ihtar edildiğini, davalının ihtarnameye cevap vererek müvekkili ile arasında imzalanmış olan alt yüklenici sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini arsa sahiplerinin kat irtifakını kurmadıklarını ve müvekkilinin hak ettiği daire tapularını adlarına devir ve tescil ettirmediklerini, iradeleri dışında nedenlerle müvekkili şirkete karşı olan yükümlülüklerini yerine getirmediklerini beyan ettiklerini, sözleşmeye konu inşaatın tamamlanmış olduğunu, davalının yükümlülüğünde bulunan 48 bağımsız bölümün tapuda davacı adına devir ve tescilini defalarca talep etmelerine rağmen davalı tarafından devir ve tescil ettirilmediğini belirterek, anılan bağımsız bölümlerin müvekkili şirket adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde ; olayda müvekkili şirketin hiçbir kusuru bulunmadığını, kusuru olanların sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirmeyen arsa sahipleri olduğunu, arsa sahiplerinin bir kısmının tüm davet ve çağrılara rağmen tapuya gelip kat irtiafakını kurdurmadıklarından müvekkili şirketinde davacıya karşı yükümlülüklerini yerine getiremediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava, alt yüklenici sözleşmesinden doğan edim uyarınca dava konusu taşınmazların davacı adına tapuda tescili istemine ilişkindir.
Taraflar arasında Kadıköy ———. Noterliğinin 06.06.2017 tarihli —– yevmiye nolu Alt Yüklenici Sözleşmesi yapıldığı, sözleşmenin konusunun 2. Maddede; “2.1 işverenin (davalının) taahüdü altında bulunan iş kapsamında———adresinde mukim ve tapuda———— noya kayıtlı —-yüz ölçümlü arsa/gayrimenkul üzerinde 19.04.2017 tarih ve —no yapı ruhsatı ile kayıtlı 3 (üç) adet blokta toplam 108 (yüzsekiz) adet konut inşaat işine ait inşaat, elektrik ve mekanik tesisat işleri dahil olmak üzere komple anahtar teslim şeklinde işveren tarafından alt yüklenici davacıya bedelinin ayni olarak ödenmesi sureti ile yaptırılması, 2.2 bu “ayni bedelin” ise işverenin mezkur gayrimenkul üzerindeki hak sahiplerine olan tam ve eksiksiz olarak teslim etmeyi taahhüt ettiği 54 (ellidört) adet konut ile yine işverenin işbu sözleşme öncesi proje üzerinden satışını gerçekleştirdiği 6 adet konutun dışında kalan toplam 48 (kırksekiz) adet konutun alt yükleniciye bırakılması ile ifa edileceği sözleşmenin konusunu teşkil etmektedir… ” şeklinde düzenlendiği anlaşılmaktadır.
Davacı taraf sözleşme uyarınca üzerine düşen edimini eksiksiz yerine getirdiğini ancak gerçekleştirilen edim karşılığında bedelin sözleşme uyarınca davalının ayni bedel olarak ödemeyi taahhüt ettiği 48 adet taşınmazın davacı adına tapudan tescilinin sağlanmadığı bu nedenle taşınmazların adına tesciline karar verilmesini talep etmektedir. Davalı taraf ise sözleşme uyarınca davacının edimini yerine getirmediği yönünde herhangi bir savunma sunmadığı ancak sözleşme karşılığı bedel ödemeye ilişkin kendi edimini yerine getirememesinin sebebi olarak; sözleşmeden doğan yükümlülüklerini arsa sahiplerinin yerine getirmemeleri, tapuya gelip kat irtifakını kurdurmamalarını ileri sürmüştür. Davaya konu edilen taşınmaza ait celp olunan tapu kaydından davalının savunmasında belirttiği gibi henüz kat irtifakının kurulmadığı, taşınmazın arsa paylı olarak 3. Kişi arsa maliyetlerine payları oranında kayıtlı olduğu, davalı adına kaydın bulunmadığı görülmüştür.
Bu bağlamda davaya dayanak sözleşme uyarınca edimini yerine getiren davacı sözleşmenin ayni bedelini talep etme hakkına sahip ise de; dava konusu taşınmazlar dava dışı 3. Kişilere ait olduğundan davalının adına kayıtlı kat irtifaklı 48 adet daire bulunmadığından, davacı da dava dilekçesinde ayni olarak taşınmazların tapudan adına tescilini talep edip olmadığı takdirde bedelini talep etmediğinden yapılacak yargılama sonucunda verilecek
kararın dava dışı 3. Kişileri de etkilemeyeceğinden işbu davanın aşağıdaki şekilde usulden reddi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yazılı gerekçe ile,
1-Davanın USULDEN REDDİNE ,
2-Harçlar Yasası uyarınca alınması gereken 44.40 TL karar ve ilam harcının peşin yatırılan 17.077.50 TL harçtan mahsubuna, fazla yatırılan 17.033.10 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istemi halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan harç ve giderlerin üzerinde bırakılmasına,
4-Hüküm tarihinde yürürlükte olan avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca davalı yararına tayin ve takdir edilen 2.725.00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Mahkememiz kararının kesinleşmesi ile birlikte davacı tarafından talep edilmesi halinde ibraz edilen teminat mektubunun HMK 392.maddesindeki sürede nazara alınarak davacıya iadesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avanslarının kullanılmayan kısımlarının karar kesinleştiğinde ve talep edilmesi halinde yatıran taraflara iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı