Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/975 Esas
KARAR NO: 2021/44
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 08/09/2016
KARAR TARİHİ: 19/01/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şahsın sürücüsü olduğu —-sefer yapan ——– son durağında geri manevra yaptığı sırada kendi dikkatsizliği ve kusuru sebebi ile müteveffa —– çarparak yere düşmesine ve daha sonra hareket halinde devam ederek müteveffanın ikinci kez üzerinden geçmek sureti ile —– vefat etmesine sebep olduğunu, müteveffanın meydana gelen kaza sebebiyle iç ve dış kanama sonucu hayatını kaybettiğini, —– mirasçılarının kaldığını, davalı —– sayılı dosyası ile kamu davası açıldığını, sanık hakkında taksirle ölüme neden olma suçundan dolayı —– süreli hapis cezası verildiğini, sürücü belgesinin de —-yıl süre ile geri alınmasına karar verildiğini, müvekkillerin meydana gelen elim olay nedeni ile büyük bir zarara uğradıklarının aşikar olduğunu, kazaya karışan —- plakalı aracın hali hazırda davalı şirket adına kayıtlı bulunduğunu, davalı——-adına kayıtlı bulunan —- plakalı aracın kayıtları üzerine 3. Kişilere devir ve temlikini önlemek amacı ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini ve davanın kabulüne karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
CEVAP : Davalı —- vekili cevap dilekçesinde özetle; olay günü — günü müvekkil — hatta görev yapan—— önünde bulunan son durakta yolcu indirdikten sonra —– yapmak üzere ileri doğru hareket etmiş ve aynaları da kontrol ettikten sonra geri gelerek durağa yanaşmaya çalıştığı sırada yaşlı ve kambur olan sadece yere bakan maktul sağına soluna bakmadan dikkatsizce ——– yaptığı yola kontrolsüz bir şekilde girmiş ve elim kaza meydana geldiğini, bu kaza ile ilgili olarak —— sayılı dosya ile yargılama yapıldığı ve maktulün kusurlu olduğunun tespit edildiğini, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı —- vekili cevap dilekçesinde özetle; —- plakalı araç müvekkil şirkete —– numaralı——– sigortalandığını, manevi tazminata hükmedilirken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ,———— tutulması gerektiğini, talep edilen manevi tazminat tutarının fahiş olduğunun açık olduğunu, davacı yanın işe gidip gelememesi gerekçesiyle talep ettikleri tazminatın dolaylı bir zarar olduğunu, sigorta şirketinin dolayıl zarardan sorumlu tutalamayacağını, dolaylı zararların teminat dışı olduğunu ve tüm davanın reddine karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde davaya konu trafik kazası nedeniyle kusur durumu ve davacıların müteveffanın destekliğine ihtiyaç duyup duymayacağı ve davalı sigorta şirketi, araç işleteni ve sürücünün zararı tazmin yükümlüsü olup olmadığı noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, destekten yoksun kalma tazminatı ve cenaze gideri, defin giderleri ile (maddi tazminat) ve manevi tazminat davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: Haksız fiil sorumluluğuna ilişkin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (TBK)’nun 49. Maddesindeki “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.
Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER
Celp ve tetkik olunan —— tarihli ölümlü trafik kazası tespit tutanağına göre; davalı sürücü — sevk ve idaresindeki—– bulunan —- yanaşmak için geri manevra yaptığı sırada yolun sağından soluna karşıya geçmekte olan müteveffa yaya ——– üzerinden geçmesi sonucu davacı yaya —— ölümüne sebep olan dava konusu kazanın meydana geldiği anlaşılmıştır.
Dosyada mübrez —– tarihinde davalı — tarafından tanzim edilen —- tarihleri arasında geçerli olduğu, sigortalısının davalı—–olduğu, ölüm ve sakatlanma kişi başı limitinin —– olduğu görülmüştür.
Celp ve tetkik olunan — incelenmesinde poliçenin başlangıç tarihinin —-olduğu, sigortalısının davalı —- olduğu, sigortalanan aracın —–plakalı araç olduğu ve poliçenin manevi tazminatı da kapsadığı görülmüştür.
Celp ve tetkik olunan araç tescil bilgilerine göre kazaya sebebiyet veren —— plakalı aracın davalı —–kayıtlı olduğu görülmüştür.
Davacı tarafından dosyaya sunulan mirasçılık belgesinin incelenmesinde muris —- mirasçılarının —- davacı —– olduğu görülmüştür.
—– KUSUR raporuna göre; dava konusu kazanın meydana gelmesinde davacı Sürücü——– % 85 oranında, müteveffa yaya ———- ise kusur durumunun % 15 olduğu yönünde rapor düzenlendiği görülmüştür.
Celp ve tetkik olunan —– sayılı dosyanın incelenmesinde dava konusu kaza nedeniyle yapılan yargılama sonucunda davalı sürücü sanık——- hakkında sürücünün cezalandırılmasına karar verildiği, kararın —- geçerek onandığı görülmüştür.
Celp ve tetkik olunan davacı—- sosyo ekonomik durum araştırma tespit tutanağına göre emekli olduğu, gelirinin — olduğu, oturduğu evin kira ve kira bedelinin — olduğu görülmüştür.
Celp ve tetkik olunan davacı—– sosyo ekonomik durum araştırma tespit tutanağına göre emekli olduğu, aylık maaşının —- olduğu görülmüştür.
Aktüerya Uzmanı Bilirkişi —- havale tarihli raporunda özetle; hak sahibi davacı—— doğumlu ve kaza tarihi itibariyle —- yaşında olduğu, davacı hak sahibi —– doğumlu ve kaza tarihi itibariyle —- olduğu, davacı —— reşit ve yetişkin oldukları, davacıların —- yaşında vefat eden müteveffa annelerinin desteğinden mahrum kalmadığı ve herhangi bir tazminat hesabı yapılmasının mümkün olmadığı, cenaze ve defin giderleri sebebiyle yapılan değerlendirmede dosyada mevcut ——— tarihli cevabi yazılarında —- tarihinde meydana gelen kaza sonucu vefat eden—–tarihinde yakınları tarafından kendi imkanları ile defnedilmek üzere memleketi —- nakledildiği, cenaze ile ilgili herhangi bir ücret tahsil edilmediği,———– tarihinde uygulanan yasal asgari ücret seviyesi, müteveffanın yaşı ve yaşamış olduğu yöre, müteveffanın yaşı ile birlikte değerlendirildiğinde , müteveffa bakımından yapılabilecek cenaze ve defin gideri, cenaze öncesinde ve sonrasında misafirlerin ulaşımı ve ağırlanması için yapılacak masraflar, dini merasim ve sair giderlerin kaza tarihi itibariyle memleketimizde uygulanan yasal asgari ücretin —– olabileceği, müteveffa—- % 15 kusurlu olduğu, davacı—– bakımından miras payı— olmakla cenaze ve defin gideri sebebiyle maddi zararının— davacı — miras payı olmakla cenaze ve defin giderleri sebebiyle zararının —- olduğu yönünde rapor düzenlenmiş, rapor usulüne uygun olarak taraflara tebliğ edilmiştir.
Davacı vekili ——tarihli dilekçesi ile davasını ıslah etmiş olup, ıslah dilekçesi usulüne uygun olarak taraflara tebliğ edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler(TBK m. 51).
Maddi Tazminat
Haksız fiil sonucunda ölüm gerçekleşmişse; cenaze giderleri, ölüm hemen gerçekleşmemişse tedavi giderleri ile çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar, ölenin desteğinden yoksun kalan kişilerin bu sebeple uğradıkları kayıplar uğranılan zararlar olarak kabul edilir.(TBK Madde: 53)
Destekten yoksun kalma zararları, Borçlar Kanunu hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanır. Kısmen veya tamamen rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri ile ifa amacını taşımayan ödemeler, bu tür zararların belirlenmesinde gözetilemez; zarar veya tazminattan indirilemez. Hesaplanan tazminat, miktar esas alınarak hakkaniyet düşüncesi ile artırılamaz veya azaltılamaz.(TBK Madde: 55/1)
Manevi Tazminat
Ölüm hâlinde, ölenin yakınlarına manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.(TBK Madde: 56/2)
UYGULANACAK MEVZUAT
Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır(KTK m. 90).
———– yayımlanarak yayım tarihinde yürürlüğe giren ———- tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe gireceği düzenlenen “genel şartların uygulanacağı sözleşmeler” başlıklı C.11. Maddesi “Bu Genel Şartlar yürürlük tarihinden sonra akdedilmiş sözleşmelere uygulanır.” şeklindedir.
Yeni genel şartlar C.11 maddesine göre genel şartlar yürürlük tarihi olan —– tarihinden sonra akdedilmiş sözleşmelere uygulanacaktır. Bunun doğal sonucu olarak artık eski genel şartların yeni genel şartların yürürlük tarihinden sonra düzenlenen poliçelerde uygulanma imkanı bulunmamaktadır——
Kaza tarihinin ve sigorta poliçe tarihinin genel şartlarının yürürlüğe girdiği — tarihinden sonra olması dikkate alındığında, açılan davalar — tarihinde yürürlüğe giren —- değerlendirme yapılarak hüküm kurulması gerekir————
SORUMLULUK VE SİGORTA TEMİNATI
Müteselsil Sorumluluk
TBK’nın 61. Maddesine göre; birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır.
Aynı şekilde 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu(KTK)’nıun 88. Maddesine göre de bir motorlu aracın katıldığı bir kazada, bir üçüncü kişinin uğradığı zarardan dolayı, birden fazla kişi tazminatla yükümlü bulunuyorsa, bunlar müteselsil olarak sorumlu tutulur.
Araç Malikinin Sorumluluğu
2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu(KTK)’nıun 85. Maddesi; “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” şeklindedir. Ancak, işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bir bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın, kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulur. Sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi, kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilir.(KTK Madde 86)
İşleten; araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehni gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır.(KTK Madde 3)
Sigortanın Sorumluluğu
Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.(KTK Madde 97)
Sigorta şirketinin sorumluluğu, kaza tarihinde geçerli olan poliçe limitlerle sınırlıdır.(KTK Madde:93)
Sigorta sözleşmesinden veya sigorta sözleşmesine ilişkin kanun hükümlerinden doğan ve tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran haller zarar görene karşı ileri sürülemez(KTK Madde:95/1).
Davacı tarafın, ölenin salt mirasçısı sıfatıyla değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla dava açtıklarına, ölüm nedeniyle doğrudan davacılar üzerinde doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki kusurun davacılara yansıtılamayacağına; dolayısıyla araç sürücüsünün veya işletenin tam kusurlu olmaları halinde, desteğinden yoksun kalan davacıları etkilemeyeceğine;————–, aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı davalı sigorta şirketi, işletenin üçüncü kişilere verdiği zararları teminat altına aldığına ve olayda işleten veya sürücü tam kusurlu olsalar bile, destekten yoksun kalan davacılar da zarar gören üçüncü kişi konumunda bulunduğundan, davalı sigorta şirketinin sorumlu olacağına karar vermek gerekir. ———–
TEMERRÜT VE FAİZ
Sürücü ve araç maliki, haksız fiilin işlendiği tarihte temerrüde düşmüş olur.(TBK Madde: 117/2)
Sigortacılar, hak sahibinin zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarıyla belirlenen belgeleri, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar.(KTK Madde 99)
3095 sayılı yasanın 2. Maddesine göre; Bir miktar paranın ödenmesinde temerrüde düşen borçlu, sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça, geçmiş günler için aynı Kanunun 1. maddesinde belirlenen orana göre(yasal faiz) temerrüt faizi ödemeye mecburdur.
Davalılar vekili ıslah dilekçesine karşı zamanaşımı itirazında bulunmuş ise de aşağıda belirtilen —– doğrultusunda davacının bilirkişi raporu alındıktan sonra davasını —– yıllık süre içerisinde ıslah ettiği ve ıslah dilekçesinin süresinde sunulduğu anlaşılmış , davalıların zamanaşımı itirazının yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
“Somut olay değerlendirildiğinde; dava konusu haksız eylem, —- tarihinde meydana gelmiştir. — taksirle ölüm suçunu oluşturduğundan 765 sayılı TCK’nın 102. maddesinin 1. fıkrasının (4) numaralı bendi uyarınca beş yıllık zamanaşımı süresine tabidir. Somut olayımızda beş yıllık ceza zamanaşımı süresi, ancak zarar ve tazminat sorumlusunun öğrenilmesinden itibaren iki yıl içinde dava açılmasıyla ilgili kuralı beş yıla kadar uzatmaya yarayabilecektir. Hâlbuki mahkemece, destekten yoksun kalma nedeniyle davacıların haksız eylem nedeniyle oluşacak zararlarının belirlenmesi amacıyla —- havale tarihli rapor dosyaya sunulmuş, davacılar zararı ancak bu tarihte öğrenebilmişlerdir. Bu tarihten itibaren —- yıllık zamanaşımı süresi dolmadan, — tarihinde davacılar vekili ıslah dilekçesi vermiştir. Bu durumda, tazminat sorumlusunun ve özellikle de zararın öğrenildiği —- tarihinden itibaren iki yıl ve herhalde olayın meydana geldiği — tarihinden itibaren de —— zamanaşımı süreleri dolmadığından ıslah talebinin süresinde yapıldığının kabulünde zorunluluk vardır. Aksi takdirde haksız eylemin ayrıca suç teşkil etmesi, davacılar aleyhine sonuç doğuracaktır ki somut davada —– bozma ilamıyla bu gerçekleşmiştir. Diğer bir anlatımla dava konusu eylem, konusu suç teşkil eden bir fiili oluşturmasa idi, davacıların ıslah dilekçesine konu tazminat istekleri zamanaşımına uğramayacaktı. Zarar göreni korumak amacıyla getirilmiş bir ilkeyi, zarar gören aleyhine yorumlamanın kabul edilebilir bir yanı yoktur.——-
——Karar sayılı kararında erkek çocukları bakımından destek görebilme yaşları —- yaş olarak kabul edilmekte, kız çocukları bakımından ise muhtemel evlenebilme, hizmet akdi ile çalışabileceği ve destek görebilme yaşları —– olarak kabul edilmektedir.
Davacı tarafça, dava konusu kazada ölen —–için yapılan cenaze ve defin giderleri yönünden talepte bulunulmuş; mahkemece, davacı tarafın defin giderine ilişkin belge sunmadığı gerekçesiyle talebin reddine karar verilmiştir.
TBK’nun 53. maddesinde (eski BK’nun 45. md.), ölüm halinde talep edilebilecek maddi zararlar arasında cenaze giderleri de sayılmıştır. Bu nedenle zarar sorumlusu, ölüm halinde yapılan cenaze giderlerinden de sorumludur. Cenaze giderleri; ölümle doğrudan doğruya ilgili bulunan ve ölenin dini ile sosyal ve ekonomik durumuna uygun giderlerden ibaret olup ölenin taşınması, yıkatılması, gömülmesi, mezarlık ücreti gibi giderleri kapsar. Ölüm nedeniyle yapılan cenaze giderlerinin tamamının belgelendirilmesi veya faturalandırılması mümkün olmasa da yapılan giderlerin mahalli örf ve adetlere uygun olarak belirlenip hüküm altına alınması gerekmektedir.
Somut olayda; davacılar murisinin ölüm tarihindeki cenaze ve defin giderlerinin miktarı konusunda, —– tarihli cevabi yazısı ile bilgi verildiği görülmektedir. Bu durum karşısında, mahalli örf adete göre olay tarihinde yapılacak cenaze gideri miktarı da ispat edilmiş olduğundan, davacı tarafın bu talebinin hüküm altına alınması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile bu talebe ilişkin zararın ispat edilemediği gerekçesiyle reddine hükmolunması doğru görülmemiştir.——
Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, Türk Milleti adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. m.141); toplanan/sunulan deliller, Nüfus Kaydı,Trafik Kazası Tespit Tutanağı, SGK müzekkeresi, Araç Tescil Bilgileri, Sigorta Poliçesi ve Hasar Dosyası,Kusur Tespiti, Ceza/Soruşturma Dosyası, Sosyal ve Ekonomik Durum Araştırması, Hesap/Aktüer Raporu, Islah/Talep Arttırım, iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; — tarihinde davalı — sevk ve idaresindeki — plakalı aracın yaya —- çarpması sonucu ölümlü trafik kazası meydana geldiği, kazada —— öldüğü, kazanın meydana gelmesinde davalı sürücü ——- % 85 oranında, müteveffa yayanın ise % 15 oranında kusurlu oldukları, davacıların müteveffanın çocukları olduğu, davada ——- poliçesini düzenleyen sigorta şirketinin de taraf olması nedeni ile poliçe tarihi itibariyle —– tarihinden önce yürürlükte bulunan Genel Şartların uygulanması gerektiği, ayrıca davalı sigorta tarafından kazaya sebebiyet veren —— plakalı araç yönünden genişletilmiş —— düzenlendiği ve poliçenin manevi tazminatı da kapsadığı, davacıların dava tarihinde —- yaşından büyük oldukları ve yukarıda belirtilen —-doğrultusunda erkek çocuklar bakımından destek görebilme yaşlarının — kız çocukları bakımından ise —- olduğu, bu nedenle davacıların murisin desteğinden yoksun kalmadıkları ve destekten yoksun kalma talebinde bulunamayacakları, kaldı ki dava dilekçesinde —— maddi tazminatın davalılardan tahsilinin talep edildiği ve davacının bilirkişi raporu sonrası sunmuş olduğu ıslah dilekçesinde —– tazminatın tamamının cenaze ve defin giderlerine ilişkin olduğunu beyan ettiği, davacıların destekten yoksun kalma tazminatı talebinin bulunmadığı, alınan aktüer bilirkişi raporuna göre davacıların murisin çocukları olduğu ve —- oranında miras payına sahip oldukları ve —— doğrultusunda cenaze ve defin giderleri talebinde bulunabilecekleri, hüküm kurmaya elverişli aktüer bilirkişi raporunun yukarıda belirtilen —– kararları doğrultusunda hazırlandığı ve her bir davacı yönünden cenaze ve defin gideri tazminatının miras payları, murisin kusur durumu da dikkate alınarak yapılan hesaplama sonucu —– olduğu, davacıların murisin desteklerinden mahrum kalmadığı yaşları itibariyle sabit ise de ölenin davacıların annesi olduğu ve annelerini yaşı ne olursa olsun annelerini kaybetmiş olmanın verdiği üzüntü, duyulan acı, elem ve ızdırap ile desteğe hısımlık ve yakınlık derecesi, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, ihlal edilen şahsi hakkın niteliği, olayın oluş şekli, zararın ağırlık derecesi, kusur durumu nazara alınarak hakkaniyet ilkesi gereğince davacılar lehine uygun bir miktar manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği, davalı sürücü ve işleten araç malikinin davacı tarafın maddi ve manevi zararından haksız fiil hükümlerine göre, —– plakalı aracı kaza tarihini kapsar şekilde ——- davalı sigorta şirketinin davacı tarafın maddi zararından kaza tarihindeki poliçe limitleri içinde kalmak kaydıyla KTK’nın 97. Maddesine göre müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları, ayrıca davalı sigorta tarafından düzenlenen ——manevi tazminat da bulunmakla davalı sigorta şirketinin sürücü ve işleten ile birlikte manevi tazminattan da sorumluluğunun bulunduğu, dava öncesinde davacılar tarafından davalı sigorta şirketine maddi tazminat yönünden başvuruda bulunulduğu, davalı sigortanın —- tarihinde talebini reddedildiği, yine manevi tazminatın ödenmesi amacıyla da sigorta şirketine başvurulduğu ve sigorta şirketinin —– tarihinde davacıların talebini reddettiği, zararın haksız fiilden doğmuş olması kazaya sebebiyet veren aracın ticari olması nedeniyle tazminat alacağına ticari faiz uygulanması gerektiği, davalı sürücü ve işleten yönünden temerrütün haksız fiil tarihi itibari ile gerçekleştiği, davalı sigorta şirketi yönünden ise sigortaya başvuru tarihinden —- gün sonra oluştuğu, sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak maddi tazminat yönünden davanın kabulüne, manevi tazminat yönünden ise davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda belirtildiği gibi;
1-Maddi tazminat yönünden;
Davanın kabulü ile, davacı—- cenaze ve defin gideri tazminatının davacı — cenaze ve defin gideri tazminatının davalı sigorta yönünden —- tarihinden, diğer davalılar yönünden ise kaza tarihi olan —- tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine,
Manevi tazminat yönünden;
Davanın kısmen kabulü kısmen reddi ile davacı —- davacı —- manevi tazminatın davalı sigorta yönünden —— tarihinden diğer davalılar yönünden ise kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
2-Başlangıçta peşin olarak alınan 515,75 TL harcın ıslah harcı 19,00 TL ile birlikte, alınması gerekli olan 824,31 TL harçtan mahsubu ile bakiye 289,56 TL karar ve ilam harcının davalı taraftan alınarak hazineye irat kaydına,
3- Davacı tarafın yargılama sırasında yapmış olduğu posta ve tebligat gideri 463,30 TL, bilirkişi ücreti 750,00 TL, olmak üzere toplam 1.213,30 TL yargılama masrafının, davacı yan davasında kısmen haklı çıktığından dava konusunun toplam değerinin kabulle sonuçlanan kısma oranı sonucu bulunan 96,00 TL yargılama masrafından, davalı tarafından yargılama sırasında yapılan posta ve tebligat gideri 93,5 TL, olmak üzere toplam 93,50 TL’den, kabul-ret oranına göre davacıya isabet eden 86,00 TL’nin mahsubu ile kalan 10 TL’ye peşin harç 515,75 TL, ıslah harcı 19,00 TL ile birlikte, eklenerek sonuç olarak 544,75 TL’nin davalı ‘dan alınarak davacı tarafa verilmesine, dava konusunun toplam değerinin redle sonuçlanan kısma oranı sonucu bulunan 1.117,00 TL yargılama masrafının davacı yan üzerinde bırakılmasına, davalı ‘ın yapmış olduğu yargılama masrafından kalan 7,00 TL’nin davalı ‘nin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Maddi tazminat davası yönünden davacı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 2.067,30 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5- Manevi tazminat davası yönünden davacı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 4.080,00 TL avukatlık ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-Manevi tazminat davası yönünden davalılar kendini yargılama sırasında vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 4.080,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
7-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalıların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile ——–Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.19/01/2021