Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/941 E. 2018/705 K. 05.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/1121
KARAR NO : 2018/784

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/10/2016
KARAR TARİHİ : 27/06/2018

Taraflar arasındaki iş bu davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili dilekçesinde özetle ; müvekkilinin … aile mensubu olan merhume …hayatta kalan işe olduğunu, müşterek iki çocuğu ile birlikte kendisinin mirasçı olduğunu, … firmasının dedeleri olan …. tarafından kurulduğunu ve zamanla firmanın çok büyüdüğünü, dede….in ölümünden sonra işlerin başına hayattaki çocukları, bazı torunları ile birlikte müvekkilinin merhum eşi …….in geçtiğini, firmanın gelişiminde çok büyük katkılarda bulunduğunu, … …. dedesi ölmeden önce de holdingin bir kısım hisselerinin sahibi olduğunu, iş bu hisselerinin toplamının o tarih itibariyle % 6.9 olduğunu , ilerleyen zamanda ise sonradan …. ye dönüşen ….de vefat eden dede… boşalan yönetim boşluğunun, yanına diğer mirasçılardan … de alan …. tarafından doldurulduğunu, fakat ….. dışındaki diğer kardeşler veya torunların yönetime alınmadığını, …. başkanlığındaki holdingin 1994 yılında holding hisselerinin ilk etapta % 15, bilahare % 10 olmak üzere toplam % 25 tutarını halka arz suretiyle borsaya girmeye karar aldığını, 29.08.1994 tarihinde satış sonuçlarının açıklanacağının, hisse senetlerinin alıcı olan yatırımcılara, hisse satış bedellerinin ise ortaklara hisseleri oranında teslim edileceğinin yazı ile bildirildiğini,satış nedeniyle … SPK tarafından gönderilen yazı ile halka arz edilecek olan toplam hisse senetlerinin 11.250.000.000 TL olduğunun duyurulduğunu, hisseler ve değerler gözönüne alındığında satış sonucunda …. hissesi karşılığında isabet eden miktarın 35 Milyar TL olduğunu, şirket kasasında hiçbir faiz işletilmeden uzun süre bekletilip daha sonra normal yani bedelli sermaye artışına gidildiğini, davalı şirketin …….e haber vermeden hissesine düşen 35 Milyar TL nin …. hesabına yatırılması için talimat verilmesini, para şirket hesabına intikal ettikten sonra kendisine şirket tarafından ödeneceğini, zorlayıcı telkinle yani bir yerde kendisini iğfal ederek bunu sağladıklarını, esasen … tarafından doğrudan doğruya …e ödenmesi gereken 35 Milyar TL nin bu şekilde …. hesabına geçirdildiğini, yani burada ……. ….. hulus ve saffetinden yararlanarak kandırılarak parasına adeta el konulduğunu, bedelli sermaye artırımına giderek tamamen sermayeye dahil etmiş olduklarını, ….’in mali durumunun ciddi derecede bozulması üzerine şirkette emanetten duran büyük miktarda parası olduğu halde talep ettiğinde olumsuz yanıt alınca kendisine ait % 6.9 luk hissesini dışarıya satma girişiminde bulunmak zorunda kaldığını, ortada sermaye artırımı için hiçbir neden olmadığı halde derhal davalı şirketin sermayesinin artırımı kararı alarak sermayenin 2 Trilyon TL daha artırılacağını belirterek …hissesinin karşılığı olarak 140 Milyar TL istendiğini, bunun üzerine …… tarafından bu işlemin iptali için Kadıköy …..ASliye Ticart Mahkemesinin 2003/1070 esas sayılı dosyası dava açtığını, belirterek müvekkilinin müteveffa eşi …. gelen miras hakkının gerçek ve rayiç değerinin dava tarihi itibariyle tespiti ile müvekkili …’in iş bu miras payının fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere dava dilekçesi ile 15.000.TL üzerinden tazminen tahsiline karar verilmesini istemiş, bilahare 09.04.2018 tarihli dilekçesi ile davasını 509.450.14 TL üzerinden harcını da yatırmak suretiyle ıslah etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle ;davacının davasına dayanak gösterdiği iddiaların müvekkili şirkete yöneltilmesinin mümkün olmadığını, davacının davasına dayanak gösterdiği iddiaların muhatabının yalnızca Müvekkili şirketin o dönemdeki hissedarlarından … olup, davacı ile bu kişiler arasında aynı konuda İstanbul Anadolu…..Asliye Ticaret Mahkemesi nezdinde 2016/157 esas sayılı derdest bir dava olduğunu, müteveffa …. iddia ettiği payına düşen miktarın şirket hesabına yatırılması vakıasının üzerinden 22 yıl geçmiş olduğundan davacının bu talebinin zamanaşımına uğradığını, müteveffa …. tarafından ……. nin 23.06.2002 tarihli olağan genel kurulu toplantısında alınan 4.ve 6. Maddelerindeki kararların iptali için Kadıköy ….Asliye Ticaret Mahkemesinin 2003/1070 esasında ikame edilen davanın davacının iddialarının aksine şirketin sermaye artırım kararının iptaline ilişkin olmadığını, daha sonra bu davadan feragat edilerek davanın takipsizlik sonucu işlemden kaldırılarak açılmamış sayılmasına karar verildiğini, davacının iddialarının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun bulunduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava, davacının murisi olan ….n davalı şirketteki hisselerinin satış tarihi itibariyle değerinin düşürülmesi için davalı şirketçe kararlar alındığından bahisle zarara uğratıldığından eşinin ölüm tarihi itibariyle davalı şirketten kendisine intikali gereken payın rayiç değerinin tespit edilerek ödenmesi istemine ilişkindir.
Tarafların tüm delilleri celbolunarak dava dosyası davalı şirkete ait ticari defter, kayıt ve dayanak belgeler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak rapor alınmıştır.
Davacının muris …… eşi olduğu, murisin 05.03.2014 tarihinde vefat ettiği, eşi davacı ile dava dışı çocukları olmak üzere üç mirasçısının bulunduğu nüfus kaydından anlaşılmıştır.
Davacının murisi …..davalı şirketteki hissesini devrinden önceki aşamada davalı şirketin 23.06.2003 tarihli olağan genel kurul toplantısı hazurun cetvelinden şirketin sermayesinin 2.499.000.000.000.00 TL olduğu, toplam hisse adedinin 2.499.000.000 olduğu, davacının murisinin toplam 33.726.000 payı bulunduğu, murisin 23.12.2003 tarihinde 2 adet hisse devir sözleşmesi ile şirketteki hisselerini ; “…… de sahip olduğum toplam 33.726.000 adetten ibaret bütün paylarımın yarısını , payların piyasa değerinin üzerinde olduğunu bildiğim bedeli olan 200.000.00 (ikiyüzbin) ….. … şubesi … numaralı ….döviz tevdiat hesabı üzerine çekilmiş ………. seri numaralı nama yazılı çek ile nakit olarak eksiksiz ve peşin almak suretiyle geri dönüşü olanaksız bir şekilde ….. devrettim. İş bu belge devreden bakımından bir taraftan hisse devir sözleşmesi içeriğini taşırken diğer taraftan paranın tarafından tahsil edildiğine dair makbuz., diğer taraftan ise söz konusu paylar nedeniyle şirketten herhangi bir talebinin olmadığının kabulü ile pay sahibi sıfatı ile bu güne kadar açmış olduğum tüm davalardan bil-a kaydı şart feragat anlamını taşırken; devralan bakımından toplam 33.726.000 (Otuzüçmilyon yediyüz yirmi altı bin) adetten ibaret … ait bütün payların yarısını, payların piyasa değerinin üzerinde olduğunu bildiğim bedeli olan 200.000.00(İkiyüzbin) ……dolarını …..l Şubesi … numaralı … döviz tevdiat hesabı üzerine çekilmiş .. …. seri numaralı nama yazılı çek ile nakit olarak eksiksiz ve peşin ödemek suretiyle …. tarafından geri dönüşü olanaksız bir şekilde devir alındığı ve bu belge ile şirkete payların adına tescili için müracaat edileceği anlamını taşımaktadır” şeklindeki hisse devir sözleşmesi ile ” Aşağıda imzası olan ben ….. de sahip olduğum toplam 33.726.000 adetten ibaret bütün paylarımın yarısını , payların piyasa değerinin üzerinde olduğunu bildiğim bedeli olan 200.000.00 (ikiyüzbin) … …..şubesi ……….. numaralı ……. döviz tevdiat hesabı üzerine çekilmiş …. seri numaralı nama yazılı çek ile nakit olarak eksiksiz ve peşin almak suretiyle geri dönüşü olanaksız bir şekilde …… devrettim. İş bu belge devreden bakımından bir taraftan hisse devir sözleşmesi içeriğini taşırken diğer taraftan paranın tarafımdan tahsil edildiğine dair makbuz., diğer taraftan ise söz konusu paylar nedeniyle şirketten herhangi bir talebinin olmadığının kabulü ile pay sahibi sıfatı ile bu güne kadar açmış olduğu tüm davalardan bil-a kaydı şart feragat anlamını taşırken; devralan bakımından toplam 33.726.000 (Otuzüçmilyon yediyüz yirmi altı bin) adetten ibaret ….. ait bütün payların yarısını, payların piyasa değerinin üzerinde olduğunu bildiği bedeli olan 200.000.00(İkiyüzbin)…… Şubesi … numaralı ….. döviz tevdiat hesabı üzerine çekilmiş ……. seri numaralı nama yazılı çek ile nakit olarak eksiksiz ve peşin ödemek suretiyle …..r tarafından geri dönüşü olanaksız bir şekilde devir alındığı ve bu belge ile şirkete payların adına tescili için müracaat edileceği anlamını taşımaktadır” şeklindeki hisse devir sözleşmesi ile şirketteki paylarının tamamını devrettiği ve şirket ortaklığından ayrıldığı , hisse devir sözleşmesinden sonra yapılan 14.05.2004 tarihli olağan genel kurul toplantısı hazurun cetvelinde devrettiği payların devralan üçüncü kişilerin payına eklenmek suretiyle pay sahibi olarak gösterildikleri , murisin pay sahibi olmadığı anlaşılmaktadır.
Davacı yukarıda açıklanan hatta aynen aktarılan hisse devir sözleşmeleri ile murisi …… ölümünden çok önce şirket ortaklığından çıkmış olmasına rağmen önce şirketin almış olduğu kararlar nedeniyle murisinin şirketteki payının oran ve değerinin düşürüldüğünü sonra da düşük bir bedelle üçüncü kişilere satıldığından bahisle ölüm tarihi itibariyle kendisine intikal etmesi gereken payın rayiç değerinin tespit edilerek tahsilini istemektedir. Oysa burada davacının murisi tarafından şirketin kendisi aleyhine yani şirketteki paylarının değer ve oranının düşürülmesine yönelik aldığı kararların iptali yönünde açtığı davalardan feragat edilmiştir. Yani davacının iddiasına konu ettiği şirket kararlarının eşinin şirketteki payının azaltılması yönündeki işlemleri yönünden gerçek hak sahibi olan muris feragat etmiştir. Bu nedenle asıl hak sahibi murisin feragati mevcut iken, davacının bu yöndeki iddialarının mahkememizce incelenmesine yasal dayanak bulunmamaktadır.
Davacının iddialarından birisi de şirketteki hisselerinin eşi olan murisin şirket hisselerinin satışında hulüs ve saffeti ile özellikle müzayaka durumundan yararlanarak kendisine adeta sembolik bir para olan 400.000.00 dolar karşılığında satıldığını , bu nedenle hisse devir sözleşmesinin bu yönden geçerli olmadığını iddia etmektedir. Bu kez de ortaya davalının pasif husumet ehliyet sahibi olup olmadığı tartışması çıkmaktadır. Şöyle ki; davacı hisse devir sözleşmesini eşinin müzayaka durumundan yararlanılarak yapıldığını iddia ettiğine göre bu sözleşmeyi yapan taraf davalı şirket değil, eşinin hisselerini , hisse devir sözleşmesi ile toplamda 400.000.00 USD karşılığında satın alan dava dışı üçüncü kişiler……. Davalı şirket hisse devir sözleşmesinin tarafı değildir.
Yapılan yargılama sonucunda dosyadaki tüm delillere göre ; davacının eşinin 23.12.2003 tarihinde iki ayrı hisse devir sözleşmesi ile paylarını dava dışı … …… eşit hisselerle sattığı, hisselerini devrettikten sonra şirkete karşı açtığı ve davacının iddiasına konu ettiği murisinin paylarının değerinin düşürülmesine ilişkin kararların iptaline yönelik davalardan feragat ettiği, bunun dışında ….. de yapılan sermaye artırımına ilişkin genel kurul kararlarına karşı bir iptal davası da açılmadığı , bundan sonra da artık gerek miras bırakan gerekse diğer pay sahipleri tarafından sermaye artırımına ilişkin genel kurul kararı ile feragate konu edilen kararlar yönünden dava açılamayacağı gibi iş bu davada da bu iddiaların tartışılamayacağı, davacının murisinin hisselerini dava dışı 3. Kişiler olan …. ve …… … devretmiş olup., bu devir işlemini 3.kişiler kendi adlarına yapmış olup davalı şirket adına herhangi bir hukuki işlem yapmadıkları , bu nedenle davacının eğer varsa tazminat talebini davalı şirkete değil hisseleri satın alan 3. Kişilere yöneltmesi gerektiği, bu yönden de davalı şirketin pasif husumet ehliyeti yani davalı sıfatı bulunmadığından, iş bu davanın reddi gerektiği vicdani kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yazılı gerekçe ile ;
1-Davanın REDDİNE ,
2-Harçlar Yasası uyarınca alınması gereken 35.90 TL karar ve ilam harcının dava açılırken yatırılan 256.17 TL harç ile bilahare ıslah talebi ile birlikte yatırdığı 8.454.00 TL harcın toplamı olan 8.710.17 TL harçtan mahsubuna, fazla yatırıldığı anlaşılan 8.674.27 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan harç ve giderlerin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından sarfedilen bir gider olmadığından bu konuda karar verilmesine yerolmadığına,
5-Hüküm tarihinde yürürlükte olan avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca davalı yararına tayin ve takdir edilen 34.328,01 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekil ile temsil ettiren davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafça yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştikten sonra ve talebi halinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. .