Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/931 E. 2018/1180 K. 29.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/695 Esas
KARAR NO : 2018/1246
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/06/2017
KARAR TARİHİ : 18/12/2018
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA : Davacı vekili dilekçesinde özetle; müvekkilin, yasa uyarınca kurulmuş bir insan kaynakları firması olup bankalara, finans kurumlarına ve diğer şirketlere yardımcı personel temin ettiğini, bu tip personel yarım veya tam zamanlı olarak şirketlerde istihdam edilerek temizlik hizmetlerini ve çay – yemek servisi gibi diğer işleri yaptığını, davalının da müvekkili şirketin bu şekilde hizmet verdiklerinden biri olduğunu, cari hesap ekstresinden de anlaşıldığı üzere borçlu-davalı firmaya verilen hizmetlere karşılık çeşitli tarihlerde fatura kesildiğini, 01.12.2015 tarihinden 56.887,29.-TL devren gelen alacağın bakiyesi 42.031,15.-TL olup 31.12.2015 tarihli virman ile bakiye tamamen ödendiğini, 30.01.2016 tarihinde 3.835,21.-TL, devam eden aylarda ise yine 3.835,21.-TL malzemeli temizlik faturaları kesilmiş ve şirketin hesabına bu meblağlar borç kaydedildiğini, 03.10.2016 tarihi itibariyle borç bakiyesi 15.340,84.- TL’ye ulaştığını, o tarihe kadar müvekkili şirket tarafından borçlu firmaya 15.340,84.-TL’lik hizmet verilmiş ve bu hizmetlerin karşılığı fatura edildiğini, davalı firmanın yetkilileri ile muhtelif tarihlerde e-mail yoluyla haberleşilerek borç defalarca teyit edildiğini, karşı taraf defalarca borcun ödenmesi konusunda telefonla ve e-mail yazışmalarıyla uyarılmışsa da borç ödenmeyince yukarıda numarası yer alan icra takibi yapıldığını, ödeme emrini karşı tarafa 28.04.2017 günü tebliğ edildiğnii, ancak karşı taraf hiç bir dayanağı olmaksızın 04.05.2017 tarihinde İstanbul Anadolu 15. İcra müdürlüğü’nün ———– Esas sayılı dosyası ile tüm borca ve fer’ilerine itiraz ettiğini, her ne kadar müvekkilin şirketin kadrosunda görülse de fiilen kendi iş yerlerinde davalıya hizmet veren çalışanların ücretlerinin ve sarf olunan temizlik malzemelerinin ve sunulan sair hizmetlerin karşılığı olan fatura bedelleri davacı tarafından ödenmekten imtina edildiğini, belirtilmesi gereken bir diğer hususun da iki şirket arasında yazılı bir sözleşmenin bulunmadığını, daha önce sunulan hizmetlerin bedellerine karşılık kesilen faturaları ödeyen davalı daha sonra ödemeden imtina edildiğini, hizmete karşılık kesilen daha önceki faturaları itirazsız ödediği, icra takibine konu alacağın dayanağı faturaları ise keyfi biçimde ödemediği yapılacak bilirkişi incelemesi ortaya koyulacağını ve davanın kabulüne karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
CEVAP : Davalının medya sektöründe hizmet verdiğini, davacı tarafndan şirket aleyhine İstanbul Anadolu 15. İcra Müdürlüğü’nün ——— Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, süresi içinde takibe itiraz ettiklerini, davacının işbu dosya ile itirazın iptali davası açtığını, davanın usul ve yasaya aykırı olduğunu ve reddi gerektiğini, icra takibine itirazlarında belirtildiği üzere davacıya herhangi bir borcu bulunmadığını, davacının mahkemeye sunduğu alacağının dayanağı olan belgelerin kabulünün mümkün olmadığını, müvekkilinin ticari defter kayıtları incelendiğinde davacının haksız olarak başlattığı icra takibinde kötü niyetli olduğunun anlaşılacağını, yargıla sonunda toplanacak deliller ve bilirkşii raporu ile müvekkilinin davacıya herhangi bir borcunun olmadığı sabut olacağını, müvekkil borçlu olmadığından dolayı davacının % 20 icra inkar tazminatının ve haksız hukuka aykırı davasının reddini arz ve talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava taraflar arasında hizmet sözleşmesine dayalı olarak düzenlenen faturalara istinaden yapılan icra takibine itirazın İİK 67 maddesi uyarınca iptaline ilişkin itirazın iptali davasıdır.
Celp ve tetkik olunan İstanbul Anadolu 15. İcra dairesinin———- Esas sayılı icra takip dosyasının incelemesinde, takibin 11/10/2016 tarihinde 15.340,84 TL asıl alacak ile 880,42 TL faiz alacağına ilişkin ilamsız takip olduğu, ödeme emrinin borçluya 28/06/2017 tarihinde tebliğ edildiği, 04/05/2017 tarihinde süresi içerisinde borçlu tarafından borca, faize, ödeme emrine faiz oranına itiraz edildiği, itiraz dilekçesinin alacaklıya tebliğ edilmediği, Davacı tarafından süresi içerisinde mahkememize itirazın iptali davası açıldığı, 05/06/2018 tarihli 2 nolu celsenin 1 nolu ara kararı uyarınca Beşiktaş Vergi dairesinden takibe konu faturalarla ilgili davalı şirketin KDV tebliği uyarınca, bu faturalara istinaden tevkifata tabi beyannamelerin istenmesine karar verilmiş, inceleme günü davalıya tebliğ edilmiş olmasına rağmen davalı taraf ticari defterlerini inceleme günü hazır etmemiş, davacıya ait ticari defteler üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş olup, mahkememizce resen seçilen bir mali müşavirden rapor alınmıştır.
Mali müşavir, 25/09/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle, davacının 2016-2017 yıllarına ait ticari defterlerinden yevmiye ve kebir defterlerini E- defter olarak bilgisayar ortamında açılış ve kapanışlarının süresinde E- defter beratlarının yaptırılmış olduğunu, envanter defterinin de noter açılış onamasının süreleri içinde yapılmış olduğunun, 2018 yılına ait defterlerin de usulüne uygun olarak tutulmuş olduğunu, davacı ile davalının ticari ilişkilerine 2015 yılı öncesinde başladığı ve 01/01/2015 tarihli açılış fişinde davacının 13.469,17 TL alacaklı olduğu, davacının kestiği faturalar sonrasında 31/12/2015 tarihinde virman açıklamasıyla davacının 49.964,50 TL alacağının mahsup edildiği, mahsup sonrası davacının herhangi bir alacak bakiyesinin kalmadığı, 2016 yılına ait ticari defterlerin incelenmesinde davacının 11/10/2016 takip tarihinde, davalıdan 15.340,84 TL alacaklı hale geldiği, 11/10/2016 tarihli “————” açıklamasıyla 15.340,84 TL alacağın, 128 şüpheli ticari alacaklar ana hesabına ve ———-hesabına virman yoluyla aktarıldığı, bu aktarım sonrasında davacının davalıdan 15.340,84 TL alacaklı olarak 2017 yılına devir olduğu, davacının 128 nolu hesapta davalıdan 2017 yılına 15.340,84 TL alacaklı olarak başladığı, yıl içerisinde başkaca bir muhasebe kaydı olmadığı, 2018 yılına davacının, 15.340,84 TL alacaklı olarak girdiği, davacının davalıya 2016/1-2-3-4- aylarında malzemeli temizlik hizmet bedeli açıklamasıyla 3.835,21 TL olarak faturalar kestiği, davacı tarafından düzenlenen hizmet faturalarının KDV öncesi tutarının 3.638,72 TL olduğu, 654,97 TL % 18 KDV hesaplandığı, vergi mevzuatı gereği, 654,97 TL KDV nin 7/10 oranında tevkif edilen KDV hesaplandığı, 196,49 TL 3/10 tahsil edilen KDV nin 3.638,72 TL hizmet bedeli ile toplanmasıyla davacının 3.835,21 TL her bir faturada davalıdan alacaklı olduğu, davalı tarafın defter sunmaması nedeniyle ——– Vergi Dairesinden gelen davalıya ait KDV-2 beyannamelerinin incelendiğinde davalının, davacıdan aldığı hizmete ilişkin davacının icra takibine dayanak 2016/1-2-3-4 aylarındaki 15.340,84 TL tutarlı faturaları muhasebe kayıtlarının aldığı ve süresinde vergi dairesine beyan ettiğini rapor ettiği, bilirkişi raporunun taraflara tebliğ edildiği anlaşılmakla, tüm dosya kapsamı, toplanan deliller, bilirkişi raporu hep birlikte değerlendirildiğinde davacının davalıya huzurdaki dava ile davalının itirazının iptalini istemekle haklı olduğu, davalının defter inceleme günü ticari defterlerini ibraz etmemiş olması, ancak uyuşmazlığa konu faturaları muhasebe kayıtlarına alması ve süresinde vergi dairesine beyan etmiş olmasına rağmen, dava konusu takibe konu faturaları ödediğine ilişkin bir belge sunamadığı gibi ödediğini ispat edemediği, davacının itirazın iptalini istemekle haklı olduğu, davacının borçluyu icra takibinden önceki dönemde temerrüte düşürdüğüne ilişkin herhangi bir noter ihtarı veya benzeri bir temerrüt ihtarı bulunmadığı bu nedenle davacının takip öncesi faiz talebinin yerinde olmadığı, ancak taraflar arasında akdi faiz yönünden herhangi bir sözleşme bulunmadığından ve tarafların tacir olduğu anlaşıldığından 3095 sayılı yasanın 2/2 maddesinde ticari işlerde temerrüt faizinin avans oranında hesaplanacağı belirtilmiş olduğundan davacının takip tarihi itibariyle asıl alacağa % 10,50 oranında faiz isteyebileceği alacağın likit olması nedeniyle kabulle sonuçlanan kısım üzerinden davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi şartlarının oluştuğu, (İİK M. 67/2) sonuç ve vicdani kanaatine varılarak davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda ayrıntılı gerekçesi yazılı olmak üzere;
1.Davanın KISMEN KABULÜ, KISMEN REDDİ İLE
Davalının İstanbul Anadolu 15. İcra müdürlüğünün ———- Esas sayılı dosyasına vaki itirazın 15.340,84 TL yönünden iptaline,
Asıl alacak olan 15.340,84 TL ye takip tarihi olan 11/10/2016 tarihinden itibaren % 10,5 ve değişen oranlarda avans faiziinin uygulanmasına,
Alacağın % 20 si oranında hesap edilen 3.068,16 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya vekilmesine,
2-Başlangıçta peşin olarak alınan 195,94 TL harcın ve icra takibi peşin harcı 81,11 TL’nin, alınması gerekli olan 1.047,93 TL harçtan mahsubu ile bakiye 770,88 TL karar ve ilam harcının davalı taraftan alınarak hazineye irat kaydına,
3- Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu posta ve tebligat gideri 443,50 TL, bilirkişi ücreti 500,00 TL, olmak üzere toplam 943,50 TL yargılama masrafının, davacı davasında kısmen haklı çıktığından dava konusunun toplam değerinin kabulle sonuçlanan kısma oranı sonucu bulunan 892,29 TL yargılama masrafına, peşin harç 195,94 TL, eklenerek sonuç olarak 1.088,23 TL’nin davalı taraftan alınarak davacıya verilmesine, dava konusunun toplam değerinin redle sonuçlanan kısma oranı sonucu bulunan 51,20 TL yargılama masrafının davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 2.180,00 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.. 18/12/2018