Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/925 E. 2021/348 K. 22.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/925 Esas
KARAR NO : 2021/348

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 11/08/2016
KARAR TARİHİ : 22/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı —– olduğu—-dahilindeki bir — taşeronluğunun davalı— verildiği, bu şirketin de aldığı işin bir kısmını davalı — şirketine ve bu şirketin de işin bir kısmını — — şirketine verdiği, bu iş kapsamında —istihdam edilen işçilerden birisinin iş kazası sonucu vefat etmesi nedeniyle müteveffa işçinin hak sahipleri tarafından açılan dava sonunda verilen kararın takibe koyulması üzerine, davacı şirket tarafından ilgili—- — ödeme yapıldığı, dosya borcunun geri kalanı için tehiri icra kararı alınarak teminat mektubu koyulduğu, — sözleşme gereğince iş kazalarından kaynaklanan sorumluluğun bu şirkete ait olduğu, bu nedenle icra dosyasına ödenen miktarın tamamının bu davalıdan tahsiline karar verilmesi, bu şirketin tek başına sorumlu olduğunun kabul edilmemesi durumunda ise davacı şirketin kusuruna isabet eden miktarı –davalılardan kusurları oranında tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı— cevap dilekçesinde özetle; davalı şirketin sözleşmedeki — kapsamında —, bu– — devrettiği, iş kazası geçiren kişinin de bu şirketin işçisi olduğu, meydana gelen olayın sorumluluğunun tamamının davalı şirkete yüklenemeyeceği, ayrıca davalı şirketin de hak sahiplerine 220.000,00 TL ödeme yaptığı ve icra dosyasına 170.000,00 TL bedelli teminat mektubu sunduğu, davalı şirketin de kendi kusuruna isabet eden miktardan daha fazla ödeme yaptığı, davacı şirketin fazla ödediği miktarı diğer davalılardan talep edebileceği, nitekim kendilerinin diğer davalılara rücu davası açtıkları ve bu davanın birleştirilmesini talep ettiklerini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Diğer davalıların davaya cevap vermedikleri görülmüştür.
BİRLEŞEN DAVA —- sayılı kararı sonucu bu dosyayla birleşen davada,—— davalı olduğu, dava dilekçinde; —- tarihli sözleşme ile üstlenilen işin bir kısmını —-şirketine devrildiği, bu şirketin de aldığı işleri davalı —-şirketine devrettiği, bu iş kapsamında —– edilen işçilerden birisinin iş kazası sonucu vefat etmesi nedeniyle müteveffa işçinin hak sahiplerine —- kendi kusuruna isabet eden miktardan fazla olan miktarın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
BİRLEŞEN DAVADA CEVAP : davalı —- — cevap ; müvekkili şirket ile davacı şirket arasında —–işlerini yapmak üzere sözleşme düzenlendiğini, sözleşme doğrultusunda–ettiğini ve taraflar arasında sözleşme imzalandığını — kazası geçirerek hayatını kaybettiğini — dava açıldığını, öncelikle davacının dilekçesinde belirttiği gibi müvekkili şirketi % 25 değil %15 oranında kusurlu bulunduğunu, —— şirketine verilmesi nedeniyle aralarında —- bulunmadığını, dolayısıyla müvekkili şirketin herhangi bir sorumluluğunun olmadığını, müvekkili firma —- yapılan sözleşme gereği iş —- sorumluluğunda olduğu ve sözleşme ile maddi manevi tazminat taleplerine— karşılanacağının kararlaştırıldığı, dolayısıyla davanın reddedilmesi gerektiği yönünde beyanda bulunmuştur.
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, davacının dava dışı ——– olduğu işin bir kısmını sözleşme ile davalılardan — şirketinin de aldığı işin bir kısmını diğer davalı—— aldığı işin bir kısmını diğer davalı—–çalışan dava dışı—- kazası sonucu vefat etmesi nedeniyle murisin mirasçıları tarafından açılan tazminat davasıyla verilen karar gereği davacının ödemek zorunda kaldığı bedelin davalılardan sözleşme kapsamında rücuen talep edip edemeyeceği hususunda ihtilaf olduğu tespit edildi.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, davacı tarafından dava dışı işçinin mirasçılarına ödenen tazminat alacaklarının kusuru oranında davalının sorumlu olup olmadığına ilişkin rücuen tahsili davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu(TBK)’nun 167. Maddesindeki; “Aksi kararlaştırılmadıkça veya borçlular arasındaki hukuki ilişkinin niteliğinden anlaşılmadıkça, borçlulardan her biri, alacaklıya yapılan ifadan, birbirlerine karşı eşit paylarla sorumludurlar. Kendisine düşen paydan fazla ifada bulunan borçlunun, ödediği fazla miktarı diğer borçlulardan isteme hakkı vardır. Bu durumda borçlu, her bir borçluya ancak payı oranında rücu edebilir. Borçlulardan birinden alınamayan miktarı, diğer borçlular eşit olarak üstlenmekle yükümlüdürler” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER :
Dosyaya celbedilen —- sayılı ilamında dava dışı — işçinin mirasçıları tarafından davacı ve davalılar aleyhine maddi ve manevi tazminat davası açıldığı, davacılar lehine toplam 208.682,91 TL maddi ve 175.000,00 manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verildiği, kararın davalılarca —– Sayılı ilamı ile kararın bozulduğu, bozma sonrası yapılan yargılama sonucunda—- maddi ve toplam 175.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verildiği, kararın taraflarca temyiz edilmeksizin kesinleştiği ve mahkemenin bozma öncesi verdiği kararın — ile takibe konu edilmesi sonucu davacı —- şirketi tarafından toplam icra dosyasına 180.000,00 TL ödeme yapıldığı, davalı ve birleşen davada davacı—– ödeme yapıldığı anlaşılmıştır.
Tarafların tüm delilleri celp olunarak hesap bilirkişisinden rapor alınmasına karar verilmiş olup, bilirkişi dosyaya sunmuş olduğu 12/11/2020 tarihli raporunda özetle, davacı ve birleşen davanın davacısı tarafından icra dosyasına ödenen tutarın 400.000,00 TL olduğu, asıl dava yönünden rücu edilebilecek miktar yönünden yapılan değerlendirmede asıl davada davacı—-tarafından ödenen — kendi kusuruna isabet eden miktarın—- diğer davalılara rücu etmesinin mümkün olduğu, ancak asıl davada davalı birleşen davada davacı olan—- ödeme yapmış olup, ödenen bu miktarın 41.250,00 TL lik bölümünün davacı şirketin kusuruna isabet eden kısım olduğu, bu nedenle asıl davanın davacısının davalı ve birleşen davanın davacısı ——yönünden kusurundan fazla ödeme yapmış olduğu söz konusu olmayıp bu şirkete rücu edebileceği miktarın olmadığı, buna göre asıl davacının diğer davalılar olan ——- bu şirketin kusur oranına göre —— rücuen talep edebileceği, birleşen dava yönünden ise birleşen davada sorumlulardan —- kusuru oranında birleşen davacının —– yönünden —- edilebileceği rapor edilmiş olup, rapor usulüne uygun olarak taraflara tebliğ edilmiştir.
Davacı vekili uyaptan sunmuş olduğu—- feragat ettiğini, diğer davalılar yönünden ise davanın kabulüne karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
Davalı vekilinin ise 24/03/2021 tarihli dilekçe ile davacının feragatini kabul ettiklerini, feragat doğrultusunda yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığını beyan etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine —- veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin —- gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi denir. Bu ilişkide asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur(4857 s. İş.K. m. 2/6).
Diğerlerine rücu hakkına sahip olan borçlulardan her biri, ifa ettiği miktar oranında alacaklının haklarına halef olur(TBK m. 168/1).
Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre,—- adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. m.141); toplanan/sunulan deliller, ——- esas sayılı dosyası, iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı ile davalı —– davacının dava dışı ——– ile yapmış olduğu, 20/10/2010 tarihli sözleşme gereği almış olduğu işin bir kısmını dosyada mevcut —– şirketine devrettiği, —- şirketinin de aldığı işin bir kısmını diğer davalı ——- şirketinin de aldığı işin bir kısını diğer davalı—–çalışanı olduğu anlaşılan —–kazası sonucu vefatı nedeniyle mirasçıları tarafından—- maddi ve manevi tazminat davası açıldığı, açılan bu davada yapılan yargılama sonucu davanın kabulüne karar verildiği ve verilen karar doğrultusunda davacı — davalı ve birleşen davada davacı— dava dışı mirasçılara ödeme yaptığı, diğer davalılar ———tarafından ise bir ödeme yapılmadığı,—— yapılan yargılamada davacı ve davalıların kusur oranının belirlendiği, mahkememizce hükme esas alınan bilirkişi raporunda tarafların yapmış olduğu ödeme ve kusur oranları dikkate alındığında asıl davada davacı şirketin yapmış olduğu 180.000,00 TL lik ödemenin 33.750,00 TL sinin kendi kusuruna denk geldiği, 146.250,00 TL yi diğer davalılardan kusurları oranında talep edebileceği ancak davalı ve birleşen davacı —- ödeme yaptığı, yapılan bu ödemenin 41.250,00 TL sinin davacı şirket kusuruna isabet eden kısım olduğu, bu nedenle —- yönünden rücu edebilecek bir miktarın bulunmadığı, diğer davalılar —-kusur oranına göre ——– ise kusur oranına göre 78.750,00 TL yi asıl davada davacının rücuen talep edebileceği, birleşen davada ise birleşen davacının—— rücuen talep edebileceği, asıl davada davacının faiz talebinin olmadığı anlaşılmakla dava tarihinden itibaren faiz talep edebileceği, birleşen davada ise davacının ödeme yaptığı tarihten itibaren faiz talep ettiği anlaşılmakla davalılardan 25/04/2016 tarihinden itibaren faiz talep edebileceği , Borçlar Kanun’u hükümleri uyarınca birleşen davada davacı şirketin kendi kusurlarına isabet eden tutarın dışında ödedikleri miktarı diğer davalılardan kusurlarına isabet eden tutarlar nispetinde rücuen tahsilini talep edebilecekleri sonuç ve vicdani kanaatine varılarak asıl dava yönünden usulüne uygun feragat nedeniyle davanın —–feragat nedeniyle reddine, diğer davalılar yönünden ise davanın kabulüne, birleşen dava yönünden ise davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda belirtildiği gibi;
1-Asıl Dava yönünden;
2-Davanın——— Yönünden usulüne uygun feragat nedeniyle reddine, diğer davalılar yönünden davanın kabulü ile 80.000,00 TL tazminatın kusurları oranında 24.000,00 TL sinin davalı—– ——-, dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte bu davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Birleşen Dava yönünden;
4-Davanın kabulü ile —– tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiliyle alınarak davacıya verilmesine,
Asıl dava yönünden ;
Harçlar Kanun’u uyarınca alınması gerekli— karar ve ilam harcından daha önce alınan 1.366,20 TL ve 1.707,75 TL peşin harçların mahsubu ile bakiye 2.390,85 TL karar ve ilam harcının davalılar yönünden kabul edilen miktarlara göre hesaplanan———
irat kaydına,
Davacı taraf yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğin
den hüküm tarihinde yürürlükte ——- alınarak davacı tarafa verilmesine,
Davacı taraf yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan—uyarınca ——— alınarak davacıya verilmesine,
Davalı —— vekalet ücreti ve yargılama giderine ilişkin talebi bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Davacı tarafından yargılama boyunca yapılan ve 29,20 TL Başvurma Harcı, 1.000,00 TL bilirkişi ücreti ve 507,40 TL posta ve tebligat giderinden oluşan toplam 1.536,60 TL ile yargılamanın başında peşin harç olarak alınan 3.073,95 TL’nin davalılar yönünden kabul miktarları gözetilerek hesaplanan——— alınarak davacıya verilmesine,
Birleşen dava yönünden;
Harçlar Kanun’u uyarınca alınması gerekli 1.707,75 TL karar ve ilam harcından daha önce alınan 426,94 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 1.280,81 TL karar ve ilam harcının davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Davacı taraf yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte—- avukatlık ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yargılama boyunca yapılan ve 29,20 TL —- giderinden oluşan toplam 122,70 TL ile yargılamanın başında peşin harç olarak alınan 426,94 TL olmak üzere toplam 549,64 TL nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının davacıya iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı birleşen davacı vekilinin yüzüne karşı, diğer davalıların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.