Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/823 E. 2019/495 K. 16.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/823
KARAR NO : 2019/495
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 19/07/2016
KARAR TARİHİ: 16/05/2019DAVA :
Davacı vekili Mahkememize sunduğu 19/07/2016 havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; davalı ile müvekkili şirket arasında ticari ilişki bulunduğunu, davalının söz konusu ticari ilişki nedeniyle müvekkili şirkete 12.036,00 TL borcunun bulunduğunu, borcun tüm şifahi uyarılara rağmen ödenmemesi nedeniyle davalı aleyhine İstanbul Anadolu 17. İcra Müdürlüğü’nün——— Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibine geçildiğini, davalının icra müdürlüğünün yetkisine ve borcun bulunmadığından bahisle, borca, borcun ferilerine itiraz ettiğini, davalının borcun bulunmadığı yönündeki itirazının haksız ve dayanaksız olduğunu, ticari defter ve kayıtların incelenmesi sonucu müvekkilinin alacaklı olduğunun anlaşılacağını belirterek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile davalının icra takibine yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına, asıl alacağı TCMB ‘nin kısa vadeli avanslar için uyguladığı avans faizi işletilmek suretiyle devamına, ayrıca % 20 ‘den aşağı olmak kaydı ile icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili Mahkememize sunduğu 27/10/2016 havale tarihli cevaba cevap dilekçesinde özetle: edimin yerine getirilmediğine ilişkin iddianın yerinde olmadığını, yetki itirazının yerinde olmadığını, davalı tarafından dosyaya sunulan servis raporunun 11/06/2014 tarihinde düzenlendiğini, bu tarih üzerinden dava tarihine kadar yaklaşık iki yıldan fazla bir süre geçmiş olmasına rağmen davalının sistemden istediği randımanı alamadığına dair herhangi bir şikayetinin bulunmadığını, edimin tam ve eksiksiz olarak yerine getirilmediğine ilişkin iddianın yerinde olmadığını, mutabakat mektubunda bakiyenin sıfır olarak gösterilmesinin maddi hataya dayandığını, ticari defter incelemesi ile durumun tespit edileceğini, takip dayanağı olarak cari hesap ekstresinin gösterilmediğini, borcun varlığı ve miktarının yargılamayı gerektirdiğine ilişkin itirazın yerinde olmadığını beyanla davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 16/05/2019 tarihli duruşmada/esas hakkındaki beyanında; davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili Mahkememize sunduğu 29/08/2016 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: icra takibinin yetkisiz yerde açıldığını, davacı şirket ile müvekkili şirket arasında müvekkiline ait matbaa atölyesindeki ——-i üzerine ——– sisteminin montajı ve çalışır vaziyette teslim edilmesi konusunda anlaşma sağlandığını, davacı şirket teknik personellerinin ürün montajı için geldiklerini, ürünün kablolamalar ve enerji bağlantılarının yapılmasına rağmen ürünün dinamik testinin yapılmadığını, ürünün devreye alınmadığını, ileri bir tarihte ürünün dinamik testlerinin yapılacağı ve devreye alınacağı belirtilerek servis tutanağının imzalanmadığını, satım konusu malın eksiksiz ve tam olarak müvekkiline teslim edilmediğini, davacının edimini tam ve gereği gibi yerine getirmemiş olduğunu, takibinde ve davasında haksız olduğunu, müvekkili şirkete gönderilen 20/01/2016 tarihli mutabakat metninde davacı şirketin 31/12/2015 tarihi itibariyle sıfır bakiye olduğunu beyan ve kabul ettiğini, davacının takip talebi ekinde alacağın dayanağı olarak cari hesap ekstresini gönderdiğini, taraflar arasında cari hesap sözleşmesi bulunmadığını, davacının sözleşme konusu işi gereği gibi teslim ve ifa etmediği hususu dikkate alınarak borcun varlığı ve miktarı yargılamayı gerektirdiğinden icra inkar tazminatı talebinin yerinde olmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili Mahkememize sunduğu 13/12/2016 havale tarihli ikinci(2.) cevap dilekçesinde özetle: akdin ifa yeri ve davalının ikametgahı olan Ankara İcra Müdürlüğü ve Mahkemeleri olduğunu, ifanın tam ve eksiksiz yerine getirilmediği hususunun davacının bilgisi dahilinde olduğunu, eksik ifanın ihbarına yasal imkan bulunmadığını, dava ve cevap dilekçesindeki aleyhe olan hususları kabul etmediklerini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili 16/05/2019 tarihli dilekçesi ile mazeret bildirerek hüküm duruşmasına katılmamış ve mazeretin reddine karar verilmiştir.
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde taraflar arasında cari hesaptan kaynaklanan alacak ilişkisinin bulunup bulunmadığı, sözleşme konusu barkod takip sisteminin Benek sensöre tanımlama işleminin yapılıp yapılmadığı ve bu nedenle ifanın tamamlanıp tamamlanmadığı, eksik ifa bulunup bulunmadığı ve icra dairesinin yetkisi noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: İtirazın iptalini düzenleyen 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 67/1. Maddesindeki “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER :
Celp ve tetkik edilen İstanbul Anadolu 17. İcra Müdürlüğü’nün——– Esas sayılı dosyasında; davacı takip alacaklısı tarafından 18/09/2015 tarihli takip talebi ile davalı takip borçlusu hakkında ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin davalı takip borçlusuna 28/09/2015 tarihinde tebliği üzerine davalı takip borçlusunun süresi içerisinde, yetkiye, borca ve ferilerine karşı itiraz ettiği ve bunun üzerine takibin durduğu, itiraz dilekçesinin ve takibin durdurulmasına ilişkin kararın davacı takip alacaklısına tebliğ edilmediği, eldeki davanın 1(bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Cevap dilekçesi ekinde dosyaya sunulan, teklif metni incelendiğinde, barkod takip sistemi ile ilgili KDV dahil 12.036,00 TL teklif verildiği, ayrıca Atlas Matbaa’nın baskı sırasında tetikleme amacıyla ortak belirlenecek bir alana siyah benek koyması hususunun belirtildiği anlaşılmıştır.
11/06/2014 tarihli servis raporu incelendiğinde, bir kısım ayar ve testlerin yapıldığı, ancak kağıt üzerinde tetik sinyalini alacak benek olmadığı için dinamik testin yapılamadığı, ileri bir tarihte kağıt üzerindeki benek sensöre öğretilerek sistemin dinamik testlerinin yapılacağı ve sistemin devreye alınacağı anlaşılmıştır.
Dosyada mübrez, 21/01/2016 tarihli belgeye göre, davacı şirket tarafından davalıya gönderilen mutabakata ilişkin belgede 31/12/2015 tarihi itibariyle cari hesabın “0” bakiye verdiği ve hata ve unutma müstesnadır açıklamasının yer aldığı, buna karşın davalı tarafın mutabakata ilişkin herhangi bir kaydının evrakta bulunmadığı anlaşılmıştır.
Davalı tarafın ticari defterlerinin talimat yolu ile incelenmesine karar verilmiş, ibraz edilen ticari defterler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Mali Müşavir bilirkişi 07/08/2017 havale tarihli raporunda özetle; davalı şirketin 2014 yılına ait defter ve kayıtlarında davacı şirketin ——tarih ve ——yevmiye maddesi ile 329.S07 hesap kodu ile 12.036,00 TL alacaklı olduğunun tespit edildiğini, 2014 yılına ait defter ve kayıtlarında 31/12/2014 tarih ve —–yevmiye maddesi ile davacı şirketin 329.S07 hesap kodu ile 12.036,00 TL borçlu olduğunun tespit edildiğini, davalı şirketin 2014 yılı defter kapanış kayıtlarında davacı şirkete herhangi bir borcunun bulunmadığını, netice itibariyle yasal defter ve kayıtlar üzerinde yapılan incelemeler sonucunda, davacı şirkete herhangi bir borç bakiyesi kaydının tespit edilemediğini beyan ve rapor etmiştir.
Davacı tarafın ticari defterlerinin incelenmesine karar verilmiş, inceleme gününde Mahkememize ibraz edilen ticari defterler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Mali Müşavir bilirkişi 05/08/2018 havale tarihli raporunda özetle; davacı tarafın ticari defter ve kayıtlarına göre, davacı tarafından davalı adına düzenlenen ——tarihli ———-nolu 12.036,00 TL tutarlı faturanın davalıya borç kaydedildiğini, davalıdan herhangi bir tahsilat yapıldığını gösteren bir muhasebe kaydına rastlanılmadığı, davacının 31/12/2014 tarihi itibariyle davalıdan 12.036,00 TL alacaklı durumda bulunduğunu beyan ve rapor etmiştir.
Talimat mahkemesince yapılan keşif sonucunda Makine Mühendisi Bilirkişi sunduğu 21/09/2018 havale tarihli raporunda özetle; davalıya ait baskı makinasına davacı tarafından barkod okuyucu sistemin montajının 11/06/2014 tarihinde yapıldığını, davalı tarafından temin edilmesi gereken siyah benek sensörü olmamasıyla okuyucu sistemin makinaya tanıtımının yapılmadığı, okuyucu sistemin siyah benek sensörü olmamasıyla devreye alınamadığı, davacı tarafından montajı yapılan sistemin mahallinde yapılan keşif sırasında makinaya montajlı olmadığı ve çalışır durumda olmadığı, dava konusu okuyucu sistemin hassas olması, 4 yıla yakın bir süredir sökülmüş vaziyette durması, gerek okuyucu sistem gerekse bağlanacağı baskı makinasında herhangi başka bir arızaya ve zarara neden olmamak için bağlantısının yapılamadığı, barkod okuyucu sistemin ayıplı olup olmadığının tespitinin yapılamadığı, davacı tarafından okuyucu sistemin montajının servis formuna göre eksiksiz yapıldığı, ayarlar ve statik testlerin yapıldığı, davacının edimlerini yerine getirmesi ve davalının siyah benek sensörünü temin etmemesiyle dinamik testlerin yapılmamasına davalı neden olduğundan dolayı davalı tarafın edimine yerine getirmemesiyle davalı yararına bedel oranında indirim yapılması imkanının görülmediğini beyan ve rapor etmiştir.
Bilirkişi raporları taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Eser sözleşmesi, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, işsahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir(TBK m. 470).
Aksine âdet veya anlaşma olmadıkça yüklenici, eserin meydana getirilmesi için kullanılacak olan araç ve gereçleri kendisi sağlamak zorundadır(TBK m. 471/4).
Meydana getirilmesi sırasında, eserin yüklenicinin kusuru yüzünden ayıplı veya sözleşmeye aykırı olarak meydana getirileceği açıkça görülüyorsa, işsahibi bunu önlemek üzere vereceği veya verdireceği uygun bir süre içinde yükleniciye, ayıbın veya aykırılığın giderilmesi; aksi takdirde hasar ve masrafları kendisine ait olmak üzere, onarımın veya işe devamın bir üçüncü kişiye verileceği konusunda ihtarda bulunabilir(TBK m. 473/2).
İşsahibi, eserin tesliminden sonra, işlerin olağan akışına göre imkân bulur bulmaz eseri gözden geçirmek ve ayıpları varsa, bunu uygun bir süre içinde yükleniciye bildirmek zorundadır. Taraflardan her biri, giderini karşılayarak, eserin bilirkişi tarafından gözden geçirilmesini ve sonucun bir raporla belirlenmesini isteyebilir(TBK m. 474).
Eserin açıkça veya örtülü olarak kabulünden sonra, yüklenici her türlü sorumluluktan kurtulur; ancak, onun tarafından kasten gizlenen ve usulüne göre gözden geçirme sırasında fark edilemeyecek olan ayıplar için sorumluluğu devam eder. İşsahibi, gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, eseri kabul etmiş sayılır. Eserdeki ayıp sonradan ortaya çıkarsa işsahibi, gecikmeksizin durumu yükleniciye bildirmek zorundadır; bildirmezse eseri kabul etmiş sayılır(TBK m. 477/1-2).
İşsahibinin bedel ödeme borcu, eserin teslimi anında muaccel olur. Eserin parça parça teslim edilmesi kararlaştırılmış ve bedel parçalara göre belirlenmişse, her parçanın bedeli onun teslimi anında muaccel olur. (TBK m. 479)
Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, Türk Milleti adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. m.141); toplanan/sunulan deliller, ticaret sicil kayıtları, fatura, takip dosyası, bilirkişi raporları, servis raporu, teklif, hesap mutabakat metni, iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı/takip alacaklısının davalı/takip borçlusu hakkında ticari ilişkiye dayalı olarak takip başlattığı, davalı/takip borçlusunun tebliğ edilen ödeme emri üzerine takibe borca ve fer’ileri yönünden süresinde itiraz ettiği ve takibin durduğu, eldeki itirazın iptali davasının süresinde açıldığı, taraflar arasındaki ihtilafın takip dayanağı belgeye konu mal ve/veya hizmetin teslim edilip edilmediği ve/veya sunulup sunulmadığı hususundan kaynaklandığı, uyuşmazlığın halli ve taraflar arasındaki ticari ilişkinin tespiti için defter incelemesine karar verildiği, davacının ticari defterlerine göre davalıdan 12.036,00 TL alacaklı olduğu, davalının ticari defterlerine göre davacıya 12.036,00 TL bakiye borcunun bulunduğu, davaya konu işe ilişkin faturanın 10/06/2014 tarihi itibariyle davalının defterine 12.036,00 TL olarak kaydedildiği, 31/12/2014 tarihinde ise 12.036,00 TL’nin davacıya borç kaydedilerek cari hesabın kapatıldığı, ancak davalı tarafça bu bedelin davacıya borç kaydedilmesine ilişkin işleme esas belgenin dosyaya ibraz edilmediği gibi hesabın neye göre kapatıldığının belirsiz olduğu, bu nedenle davalının 12.036,00 TL’yi davacıya borç kaydederek cari hesabını kapatmasına ilişkin işleme itibar edilemeyeceği, borçlunun faturaları kendi defterlerine kaydetmesi (faturaları deftere kayıt öncesinde ya da sonrasında süresi geçtikten sonra itiraz ve iade etmiş olması) halinde alacaklının (hizmet vermiş olsun ya da olmasın) HMK’nın 222. maddesi uyarınca alacağını ispatladığının kabul edilmesi gerektiği (Yargıtay 23. HD’nin 10/02/2016 tarih ve 2015/4576 Esas – 2016/621 Karar sayılı ilam) davalının ticari defterlerinin usulüne uygun tutulmuş olması nedeni ile davacı lehine delil teşkil edeceği, davalı tarafça her ne kadar barkod takip sisteminin teslim edilmesine rağmen benek ‘in sensöre tanımlama işleminin yapılmadığını iddia etmiş ise de, sipariş teklif formunda “siyah benek koyma yükümlülüğünün davalıya ait olduğu” hususunun belirtildiği, davalının siyah benek ‘i temin ettiğinin ve kurulumunu davalıdan talep ettiğini, ispatlayamadığından davalı tarafın bu yöndeki savunmasına itibar edilemediği, ayrıca her ne kadar 20/01/2016 tarihli hesap mutabakatında davacı tarafından bakiye “0” olarak gösterilmiş ise de, gerek bu belgenin borcu sona erdiren ibra sözleşmesi niteliğinde olmaması, gerekse davacının ticari defterleri ile uyumlu olmaması ve ayrıca bahsi geçen belgede “hata ve unutma müstesnadır” şeklinde açıklama bulunması karşısında bu belgedeki bakiyenin maddi hata sonucu düzenlendiğinin kabulünün gerektiği, bu nedenle davalı takip borçlusunun icra takibine itirazının haksız ve yersiz olduğu, davacının tacir olması ve taraflar arasında ticari ilişki bulunması(TTK m. 19/2) nedeniyle alacağa takip tarihinden itibaren ticari faiz(3095 sy. m. 2/2) uygulanması gerektiği, alacağın likit olması nedeni ile kabulle sonuçlanan kısım üzerinden davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi şartlarının oluştuğu(İİK m. 67/2)sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE,
2-Davalı/takip borçlusunun, İstanbul Anadolu 17. İcra Müdürlüğü’nün ———- Esas sayılı dosyasına vaki itirazının İPTALİNE,
3-Kabulüne karar verilen alacağın %20 ‘si olan 1.444,32 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Başlangıçta peşin olarak alınan 145,37 TL harcın ve icra takibi peşin harcı 60,18TL’nin, alınması gerekli olan 822,18 TL harçtan mahsubu ile bakiye 616,63 TL karar ve ilam harcının davalı ‘dan alınarak hazineye irat kaydına,
5-Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu peşin harç 145,37 TL, posta ve tebligat gideri 154,00 TL, bilirkişi ücretleri 1.000,00 TL olmak üzere toplam 1.299,37 TL yargılama masrafının davalı ‘dan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafça yapılan yargılama masraflarının kendi üzerlerinde bırakılmasına,
7-Davacı taraf yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 2.725,00 TL avukatlık ücretinin davalı ‘dan alınarak davacı tarafa verilmesine,
8-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının davacı tarafa; artan delil avansının davalı ‘ya iadesine,
9-Karar kesinleştiğinde İstanbul Anadolu 17’inci İcra Müdürlüğünün ———- Esas sayılı dosyasının merciine iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/05/2019