Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/801 E. 2019/510 K. 21.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/910 Esas
KARAR NO : 2019/529
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 25/08/2017
KARAR TARİHİ: 23/05/2019
DAVA:Davacı vekili Mahkememize sunduğu ———- havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin fesihnamede ve muvafakatname de özellikleri yazılı kule vincin demontaj ve nakliyesini yaptığını, işbu demontaj ve nakliye için gerekli ekipmanı tedarik ederek, yol, nakliye konaklama, demontaj için kullanılan mobil vinç bedellerini davalı tarafa ——— tarih ve ———— no’ lu fatura ile davalı tarafa fatura ettiğini, alacağın tahsil edilemediği, bunun üzerine Beykoz İcra Müdürlüğünün ———– Esas sayılı dosyası ile icra takibi yaptığını, davalı tarafın müvekkilince demontaj ve nakliyesi yapılan kule vincin dava dışı ———kiraladığı, işin bitiminde————- teslimi konusunda fesihname ve muvafakatname yazdığı, müvekkili tarafın işi yaptığına dair davalı taraf ile ——— tarih ve —– nolu Servis Formunu düzenlediğini ve imzaladığını beyanla borçlu şirketin itirazının iptaline, fatura bedeli olan asıl alacak 28.556,00 TL üzerinden takibin devamına, % 20’sinden az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili Mahkememize sunduğu 14/11/2017 havale tarihli cevaba cevap dilekçesinde özetle: davalı tarafın süresinde sunmadığ beyanlarını kabul edilmediğini, savunmasının genişletilmesine, değiştirilmesine, yazılı belge ile ispatı gereken hususların tanık deliline dayanmasına verilen kesin sürede sunulmayan delillerin sunulmasına itiraz ettiklerini, kule vincin nakliye ve demontajının davalı tarafın talebi üzerine yapıldığını, fesihname ve Servis Formunda imzalarının bulunduğunu beyanla davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 23/05/2019 tarihli duruşmada/esas hakkındaki beyanında; önceki beyanlarını tekrarla davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili Mahkememize sunduğu 16/10/2017 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: davacı tarafın iddialarını kabul etmediklerini, davanın hukuka ve usule aykırı olduğu, davacı taraf ile müvekkili davalı tarafın sözleşmelerinin bulunmadığını, fesihname ve muvafakatname verilmediğini, davacı tarafın herhangi bir faturasının kayıtlarında bulunmadığını, nakliyesi ve demontajı yapılan vincin ———- kiralandığı, daha sonra alt kiracı olarak davalı müvekkiline kiralandığını,———- iflas ettiğini, davacı taraf ile ilgili herhangi bir anlaşmalarının bulunmadığını, davacı taraf ile bu yönde bir ticari ilişkilerinin bulunmadığını, davacı taraf ile ————- ticari ilişkilerinden davalı müvekkilinin zarar gördüğünü, davanın haksız ve hukuka aykırı olduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili Mahkememize sunduğu 08/12/2017 havale tarihli ikinci(2.) cevap dilekçesinde özetle: davacı tarafın cevaba cevap dilekçesindeki iddialarını kabul etmediklerini, davanın hukuka ve usule aykırı olduğu ve reddi gerektiğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili 23/05/2019 tarihli duruşmada/esas hakkındaki beyanında; önceki beyanlarını tekrarla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde sunulan Kule vincin nakliyesi ve demontaj hizmeti işlemleri nedeni ile davalının davacıya borcu bulunup bulunmadığı, kule vincin nakliyesi ve demontajın nakliyesi nedeni ile davalı tarafın borçtan sorumlu olup olmadığı noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: İtirazın iptalini düzenleyen 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 67/1. Maddesindeki “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER :
Celp ve tetkik edilen Beykoz İcra Müdürlüğü’nün ———— Esas sayılı dosyasında; davacı takip alacaklısı tarafından 29/07/2016 tarihli takip talebi ile davalı takip borçlusu hakkında ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin davalı takip borçlusuna 03/08/2016 tarihinde tebliği üzerine davalı takip borçlusunun süresi içerisinde, borca ve ferilerine karşı itiraz ettiği ve bunun üzerine takibin durduğu, itiraz dilekçesinin ve/veya takibin durdurulmasına ilişkin kararın davacı takip alacaklısına tebliğ edilmediği, eldeki davanın 1(bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Tarafların ticari defterlerinin incelenmesine karar verilmiş, inceleme gününde davalı tarafça Mahkememize ibraz edilen ticari defterler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Mali Müşavir bilirkişi 28/01/2019 havale tarihli raporunda özetle; davacı tarafın dava konusu döneme ait 2016 yılı ticari defterelerinin işletme defteri olduğu, süresi içinde noter açılış onayının yapıldığı, kapanış tasdikine tabi olmadığını, faturalarla kaytılarının uyumlu olduğu, davacı taraf 2016 yılı defterlerini sahibi lehine delil niteliği olduğu, davacı taraf defter ve belgelerinde takip ve dava konus yaptığ faturasını işletme defterini——. Sayfasında —– Nolu sıra ile ——— nolu evrak ve Gelir olarak usulüne uygun kayıtlı bulunduğu, davacı tarafın takip ve dava konusu faturasının ve içeriğinin davalı tarafa imza mukabili teslim ve tebliğ edilmediğinin fatura fotokopileri üzerinden tespit edilemediği, ancak faturanın ——— marifeti ile davalı tarafa tebliğ edildiğinin davalı tarafın kabulünde olduğu, davalı tarafın bu yönde ki itirazlarını haklı ve yerinde bulunmadığını, takip ve dava konusu faturaların davacı şirketin ticari defterlerine kayıtlı olduğu, fatura ve muhteviyatına veya bedeline davalı tarafından süresinde ve somut herhangi bir itiraz yapılmadığı, T.T.K 23/3 mad. göre 8 gün içinde itiraz edilmeyen faturaların kabul edilmiş sayıldığı, davalı tarafça dava dosyasına bu yönde bir belge sunulmadığı, incelenen davacı taraf defter ve belgelerine göre takip tarihi itibarı ile davalı taraftan 28.556,00 TL alacaklı bulunduğunun kabul edilmesi gerekeceği, icra tarihinden itibaren davalı tarafından davacıya yapılmış herhangi bir ödeme kaydı bulunmadığını, taraflar arasında ödeme tarihleri ve temerrüt ile ilgili herhangi bir sözleşme veya davacı tarafından davalı tarafa gönderilmiş herhangi bir borç ihbarnamesi olmadığı, davacının takip talebindeki işlemiş faiz talebinin yerinde bulunmadığını, temerrüdün takip tarihi itibarıyla oluştuğu, takip talebinde alacaklının asıl alacağa işleyecek %10,50 ticari avans faizinin yerinde ve değişen oranlarda uygulanabileceği, alacağın itiraza uğramayan faturaya dayalı likit alacak olması, icra takibine rağmen hem takip dosyası hem de dava dosyasına bir itiraz nedeni ileri sürülmemesi nedeniyle %20 icra inkar tazminatı şartlarının oluştuğunu beyan ve rapor etmiştir.
Davalı tarafın ticari defterlerinin talimat yolu incelenmesi sonucu Mali Müşavir bilirkişi talimat mahkemesine sunduğu ———— tarihli raporunda özetle; davalı şirketin 2016 hesap dönemine ait ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal süreleri içerisinde yapıldığı, ticari defterlerine yapılan kayıtların birbirini doğrular nitelikte olduğu, HMK. 222. Maddesinde belirtilen kanuni şartları taşıdığı ve sahibi lehine delil olma ve ispat kuvvetine sahip olduğu, davalı şirketin davacı taraftan mal/hizmet satın aldığı, davacı tarafa herhangi bir mal ve hizmet satmadığı, nazara alındığında 6102 sayılı TTK da tarif edilen şekilde bir cari hesap ilişkisinin olmadığı, davalı şirketin 2016 yılı ticari defterlerine göre davacı taraf adına yapılmış herhangi bir borç/alacak kaydın olmadığını,——– tarih ve ——— no’lu yevmiye defteri kapanış kaydına göre de davalı şirketin davacı tarafa borcun oluştuğuna ilişkin bir kaydın olmadığı beyan ve rapor etmiştir.
Bilirkişi raporları taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Ticari Defterlerin Delil Kabiliyeti
Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun, yargılamayı gerektiren davalarda hazırlık işlemlerine ilişkin hükümleriyle senetlerin ibrazı zorunluluğuna dair olan hükümleri ticari işlerde de uygulanır. (TTK m. 83)
Uyuşmazlık konusu vakıaları ispata elverişli yazılı veya basılı metin, senet, çizim, plan, kroki, fotoğraf, film, görüntü veya ses kaydı gibi veriler ile elektronik ortamdaki veriler ve bunlara benzer bilgi taşıyıcıları bu Kanuna göre belgedir. (HMK m. 199)
Taraflar, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmek zorundadırlar. Elektronik belgeler ise belgenin çıktısı alınarak ve talep edildiğinde incelemeye elverişli şekilde elektronik ortama kaydedilerek mahkemeye ibraz edilir. Ticari defterler gibi devamlı kullanılan belgelerin sadece ilgili kısımlarının onaylı örnekleri mahkemeye ibraz edilebilir. (HMK m. 219)
İbrazı istenen belgenin, ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahut belgenin var olduğu resmî bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin bir süre verir. (HMK m. 220/1)
Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır. (HMK m. 222/2-3-5)
Temerrüt
İfa zamanı taraflarca kararlaştırılmadıkça veya hukuki ilişkinin özelliğinden anlaşılmadıkça her borç, doğumu anında muaccel olur(TBK m. 90).
Karşılıklı borç yükleyen bir sözleşmenin ifası isteminde bulunan tarafın, sözleşmenin koşullarına ve özelliklerine göre daha sonra ifa etme hakkı olmadıkça, kendi borcunu ifa etmiş ya da ifasını önermiş olması gerekir(TBK m. 97).
Muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer(TBK m. 117/1).
Borcun ifa edileceği gün, birlikte belirlenmiş veya sözleşmede saklı tutulan bir hakka dayanarak taraflardan biri usulüne uygun bir bildirimde bulunmak suretiyle belirlemişse, bu günün geçmesiyle; ( …. ) borçlu temerrüde düşmüş olur. Ancak sebepsiz zenginleşenin iyiniyetli olduğu hâllerde temerrüt için bildirim şarttır(TBK m. 117/2).
Aksine sözleşme yoksa, ticari bir borcun faizi, vadenin bitiminden ve belli bir vade yoksa ihtar gününden itibaren işlemeye başlar(TTK m. 10).
Faiz
Bir miktar paranın ödenmesinde temerrüde düşen borçlu, sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça, geçmiş günler için 1 inci maddede belirlenen orana göre temerrüt faizi ödemeye mecburdur(3095 s.y. M. 2/1).
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının önceki yılın 31 Aralık günü kısa vadeli avanslar için uyguladığı faiz oranı, yukarıda açıklanan miktardan fazla ise, arada sözleşme olmasa bile ticari işlerde temerrüt faizi bu oran üzerinden istenebilir. Söz konusu avans faiz oranı, 30 Haziran günü önceki yılın 31 Aralık günü uygulanan avans faiz oranından beş puan veya daha çok farklı ise yılın ikinci yarısında bu oran geçerli olur(3095 s.y. M. 2/2).
Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, Türk Milleti adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. m.141); toplanan/sunulan deliller, ticaret sicil kayıtları, takip dosyası, fatura, fesihname ve muvafakatname başlıklı belge, servis formu, bilirkişi raporları, iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı/takip alacaklısının davalı/takip borçlusu hakkında faturaya dayalı olarak takip başlattığı, davalı/takip borçlusunun tebliğ edilen ödeme emri üzerine takibe borca ve fer’ileri yönünden süresinde itiraz ettiği ve takibin durduğu, eldeki itirazın iptali davasının süresinde açıldığı, taraflar arasındaki ihtilafın takip dayanağı belgeye konu mal ve/veya hizmetin teslim edilip edilmediği ve/veya sunulup sunulmadığı hususundan kaynaklandığı, uyuşmazlığın halli ve taraflar arasındaki ticari ilişkinin tespiti için defter incelemesine karar verildiği, davacının ticari defterlerine göre davalıdan 28.556,00 TL alacaklı olduğu, davalının ticari defterlerinde ihtilaf konusu faturaların kayıtlı olmadığı, ticari defter ve kayıtların usulüne uygun tutulmuş olması yanında defterlerde yer alan kayıtların dayanağının da usulüne uygun olması gerektiği, davacının usulüne uygun tutulan ticari defterlerinde kayıtlı olan faturanın dayanağının da usulüne uygun olduğunun ispatlanması gerektiği, fatura düzenlenmesi ve dayanağı kanıtlanamayan bu faturanın davacı defterlerinde kayıtlı olması ve faturaya itiraz edilmemiş olmasının tek başına akdi ilişkinin kanıtı olamayacağı(Yargıtay HGK’nun 19/09/2018 Tarih, 2017/19-915 Esas ve 2018/1338 Karar Sayılı İlamı), davada ispat külfeti faturalar nedeniyle alacaklı olduğunu iddia eden davacının üzerinde olduğu, davacının faturalara konu malları davalıya teslim ettiğini usulüne uygun delillerle ispatlaması gerektiği(Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 22/02/2016 Tarih, 2015/13357 Esas ve 2016/2695 Karar Sayılı İlamı), aynı şekilde akdi ilişkinin inkar edildiği hallerde, fatura düzenlenmesi ve tebliğ edilen bu faturaya süresinde itiraz edilmemesinin tek başına alacağın varlığını göstermeyeceği, fatura muhteviyatı malın teslim edildiğinin ispatının davacıya ait olduğu(Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 06/01/2014 Tarih, 2013/17289 Esas ve 2014/619 Karar Sayılı İlamı), belgeleme ve kaydın belgeye(evrak-ı müsbiteye) dayanması ilkesi[“belge yoksa kayıtta yoktur” ilkesi]’ne(TTK’nın 64/2. Maddesi ve gerekçesinden) göre davacının ticari defterlerine, kaydın belgeye dayanması ilkesine uygun olmaması nedeni ile itibar olunamayacağı, faturalara konu mal/hizmetin davalıya teslimi/sunulduğu ispatlanamadığı, davaya konu kule vincin davalı tarafından ———– kiralandığı hususunda taraflar arasında ihtilaf bulunmadığı ancak davacı tarafça dosyaya sunulan fesihname ve muvafakatname başlıklı belge ile 18/04/2016 tarihli servis formunda nakliye ve demontaj işleminin davalının talimat ile yapıldığı veya buna ilişkin ödemelerin üstlenildiğine ilişkin herhangi bir beyan bulunmadığı, davanın tarafları arasında da bir vinç kiralama sözleşmesi bulunmadığı, kira sözleşmesinin dava dışı ———– ile davalı arasında yapıldığı, bu nedenle kira sözleşmesine konu kule vincin demonte ve nakliye masraflarından sorumluluğun kira sözleşmesine göre belirlenmesi gerektiği, buna karşın davacı tarafın bu kira sözleşmesine taraf olmaması nedeniyle vinç kiralama sözleşmesine istinaden herhangi bir talep hakkının bulunmadığı, davacı ile davalı arasında kule vincin demonte ve nakliye masraflarının davalıdan tahsil edileceğine ilişkin bir hukuki ilişkinin varlığı da iddia ve ispat edilmediğinden takibin haksız ve yersiz olduğu sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Başlangıçta peşin olarak alınan 487,67 TL harcın alınması gerekli olan 44,40 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 443,27 TL’nin karar kesinleştiğinde ve istem halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafın yargılama sırasında yapmış olduğu masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 3.426,72 TL avukatlık ücretinin davacı taraftan alınarak davalı’ ya verilmesine,
5-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının davacı tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.23/05/2019