Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/80 E. 2018/512 K. 08.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2016/80 Esas
KARAR NO : 2018/512

DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/01/2016
KARAR TARİHİ : 08/05/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı şirket vekili dava dilekçesinde özetle ; davalı …….’nün … tarihleri arasında davacı müvekkil şirkette Satış yöneticisi olarak çalıştığını, davalının müvekkili şirketten istifa ettikten hemen sonra 12/06/2014 tarihinde müvekkili şirket ile aynı konuda iştigal eden ….. kurduğunu, müvekkil şirketin iştigal konusunun bilgi teknolojileri olduğunu, davalının ……… satışı ve pazarlamasının yöneticisi olduğunu, bu nedenle bir çok şirkette davacı adına irtibat halinde bulunduğunu ve satışlar yaptığını, davalı müvekkil şirketin satış yöneticisi olması nedeniyle hizmet ve ürün çalışmalarını ……le e-mail yolu ve toplantılar yaparak gerçekleştirdiğini, 22/01/2013 tarihinde davacı şirket tarafından ……yönlendirilen davalı …’nün bu projeyi tamamladıktan sonra damışmanlık konusunda 06/12/2013 tarihinde ……… yetkililerine mail göndererek müvekkil şirket adına teklifte bulunduğunu, bu teklifin kasten sonuçsız bırakıldığını ve sonra davalı şirketten istifa ederek ayrıldığını, daha sonra ……… ile iletişime girdiğini…… çalışanı …. davacıya gönderdiği 01/04/2015 tarihli e mail ile öğrendiklerini, davalının müvekkilinin fiyatlarını bilmesinden kaynaklı daha uygun tekliflerde bulunduğunu, iki tarafın da bunan menfaat sağladığını, ………… şirketinin, davacı müvekkil şirketin ……. ten beri müşterisi olduğunu, proje bazımda destek ve danışmanlık çalışmaları devam ederken, 2015 Şubak ayından itibaren ilişkilerini sonlandırdıkları ve ….n internet sayfasında “müşterilerimiz” kısmında yer aldığını 18/01/2016 tarihinde yapılan incelemelerde tespit edildiğini,……. . şirketinin de davacı şirketin müşterisi olduğunu, 18/01/2016 günü davalının internet sitesi incelendiğinde bu şerketin de davalının müşterileri arasına yeni dahil edildiğinin tespit edildiğini, davalı ……. müvekkil şirketin müşterileri ile yaptığı anlaşmalar sonucunda müvekkil şirketin müşterilerini ayartması sonucu davacı şirketi hem maddi hem de manevi olarak zarara uğrattığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00TL maddi zarar ve 25.000,00TL manevi zararın davalıdan alınarak davacıya verilmesi ile yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı şirkette Aralık 2011-Şubat 2014 tarihleri arasında satış yöneticiliği pozisyonunda çalıştığını, müşterilere teklif verdiğini, proje sattığını ve projelerin kapsamını belirlediğini, ancak davacının kendisine prim ve diğer haklarla ilgili sözlerini tutmadığını, şahsına karşı saygısızlık edildiğinden işten ayrıldığını, 12/06/2014 tarihinde ……i şirketini kurduğunu, mesleği gereği olarak ….ı” yaptığını, ….Türkiye adına yapılan …….. tutarındaki anlaşmanın….e lisansları için olduğunu, bu anlaşmanın danışmanlık hizmeti için olmadığını, …. kendi lisanslarını herhangi bir iş ortağı üzerinden satabildiğini, davacı şirkette çalıştığı dönemde … Türkiye’nin…… Lisans anlaşması yapıldığını, danışmanlık tekliflerinin ise çabalarına rağmen reddedildiğini, …… şirketine ilişkin müşteriyi ayartmak, gizli bilgileri ifşa etmek, dürüstlük ilkelerini ihlal etmek gibi suçlamaların asılsız olduğunu,…. ve …. gibi davacının diğer müşterilerini de kendi şirketine yönlendirdiğine ilişkin iddiaların asılsız olduğunu, davacının İnspark şirketinin çalışmasından memnun kalmadıklarını, bu nedenle alternatif arayışına girdiklerini ve tavsiye üzerine kendisine ulaştıklarını, mesleğinin … danışmanlığı hizmeti” olduğunu, bu hizmeti verme yetkisini doğrudan …. şirketinden aldığını, burada davacı şirketinin ürünlerinin kullanılmasının söz konusu olmadığını, ayrıca söz konusu müşterilere ulaşmak için davacının bilgilerine ihtiyaç duyulmadığını, bu şirketlere internet …. sayfaları üzerinden kolaylıkla ulaşılabildiğini, davacının daha önce danışmanlık hizmeti sağladığı müşteri şirketlerin, davacı şirketten ayrıldıktan en az 17 ay sonra kendisi ile irtibata geçtiklerini, bununla birlikte Borçlar Kanunu 349.maddesi uyarınca yer ve işin türü bakımından sınırlandırılmış olmadıkça rekabet yasağının geçerli olmayacağını, sınırlandırmaların işin ve hatta işçinin niteliğine göre belirlenmesi gerektiğini, müvekkilinin tek mesleği olan …… danışmanlığının çok spesifik ve çalışma alanının sınırlı olduğunu, başka bir görevde çalışma ihtimali olmadığını, aksi durumun kabulü halinde hiç çalışmaması ve yıllarca işsiz kalmasının gerekeceğini, bunun ekonomik mahvına sebep olacağını, davacının iddialarının mesnetsiz olduğunu belirterek davanın reddini savunmuş, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava : TTK 54 vd maddeleri uyarınca Haksız Rekabetten kaynaklanan Tazminat davasıdır.

İNCELEME VE GEREKÇE : Dava yazılı yargılama usulüne tabii olup, usulünce taraf teşkili sağlanmış, dilekçeler aşaması tamamlanmış , HMK 140 maddesi uyarınca ön inceleme duruşmalı yapılıp uyuşmazlıklar tesbit edildikten sonra tahkikat aşamasında deliller toplanıp, uyuşmazlık konusu hakkında dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, tahkikat sonlandırılarak HMK 186 maddesi uyarınca sözlü yargılama yapılarak dava sonuçlandırılmıştır.
Davalının davacı şirktte Aralık 2011 – Şubat 2014 tarihleri arasında satış yöneticisi olarak çalıştığı hususu ihtilafsızdır.
Davadaki uyuşmazlık, davalının işakdi sona erdikten sonra kurduğu şirket ile yaptığı ticari işlerin davacı açısından haksız rekabet niteliğinde olup olmadığı ve bu haksız eylem nedeniyle maddi ve manevi bir zarara uğrayıp uğramadığı noktasında toplanmaktadır.
Davacı şirketin ve davalının daha sonra çalışmaya başladığı dava dışı …..n dosyaya celp edilen ticaret sicil dosyalarının incelenmesinden her iki şirketin aynı sektörde faaliyette bulunduğu ve faaliyet alanının benzer mahiyette olduğu anlaşılmıştır.
Dava dışı ……. 12.06.2014 tarihinde ticaret siciline tescil edildiği ve ….. tarihine kadar davalının şirketin tek ortağı ve münferiden imzaya yetkili temsilcisi olduğu anlaşılmıştır
Davacı Kadıköy …… Noterliğinin 06.11.2015 tarihli ihtarnamesi ile davalıya iş sözleşmesinin …. Maddesi uyarınca Davacı şirket ile aynı faaliyet alanında yer alan rakip firmalarda çalışmamaya ortak ve benzeri sıfatlarda bulunmamayı her ne sebeple olursa olsun görev almamayı taahhüt ettiğini davalının şirketin rakipleriyle çalışmayı kabul etmeden önce davacı şirketin onayını alması gerektiğini, çalışmış olduğu şirkette edindiği her türlü bilgi ve belgeye ilişkin gizlilik yükümlülüklerina aykırı davranması halinde her türlü hukuki yollara başvurulacağı ve Davacı şirketten ayrıldıktan sonra … şirketini kurmasının TTK nın haksız rekabet hükümlerine aykırılık teşkil teşkil edeceğini ihtar etmiştir.
Davalı Kadıköy……. Noterliği noterliğinin 12.11.2015 tarihli ihtarnamesi ile iş sözleşmesinde rekabet etmeme yönelik herhangi bir hükmün düzenlenmediğini, Davacı şirkete ait gizli bilgilerin ifşa edilmesi ve bu bilgilerin çıkarları doğrultusunda kullanılmasının söz konusu olmadığını ve Davacı şirkette çalışmış olduğu süre zarfında görev tanımı gereği ticari bilgilere ve sırlara erişebilmesinin mümkün olmadığını ihtar etmiştir
Davalının …. dan hizmet döküm cetveli celp edilmiş, yapılan incelemede 6.12.2011 tarihinden … tarihine kadar satış yönetimi meslek elemanı olarak davacı şirkette çalıştığı, işten ayrılış bildirgesinin belirsiz süreli iş sözleşmesinin işçi tarafından feshi istifa olarak bildirildiği anlaşılmıştır
Davacı Şirket ile davalı arasında imzalanan 5.12.2011 tarihli çalışan sözleşmesi başlıklı sözleşmenin rekabet hükmü başlıklı 12. Maddesinde çalışanın hizmet sözleşmesi her ne suretle olursa olsun sona ermesi halinde sona erme tarihinden itibaren en az bir yıl süreyle şirketin faaliyet konusunu oluşturan işleri kendi nam ve hesabına yapmamayı bu işleri yapan yerlerde çalışmamayr ortak ve benzeri sıfatlarda bulunmamayı Şirket ile rekabet içinde olan kuruluşlar veya şirketin müşterisi durumunda olan işyerlerinde görev almayı düşünmesi halinde önceden şirkete bu konuda bildirimde bulunmayı ve şirketin yazılı onayını almayı kabul ve taahhüt ettiği düzenlenmiştir
Tarafların iddia ve savunlarının değerlendirilmesi yönünden dosya üzerinden bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkiş heyeti raporunu dosyaya sunmuştur.
Sunulan raporda davalının 06.12.2001 tarihinden ….. tarihine kadar satış yönetimi meslek elemanı olarak davacı şirkette çalıştığını, 20.04.2004 tarihinde istifa etmek suretiyle işten ayrıldığını, davacı şirketin ve ve dava dışı …..Şirketi’nin nace kodlarının birebir aynı olduğunu aynı sektörde aynı konularda faaliyette bulunduklarını, davacının davalının rekabet yasağına aykırı davrandığına yönelik dava dilekçesinde bir iddiası bulunmadığını, dava konusunun haksız rekabet fiillerine yönelik olduğunu, TTK 55 maddesinde haksız rekabetın özel hallerinin düzenlendigini, bu maddedeki hallere girmeyen fiillerin haksız rekabete ilişkin genel nitelikteki TTK 54. Maddesi kapsamında değerlendirileceğini, TTK 54 maddesi uyarınca haksız rekabetten söz edilebilmesi için ticari nitelik taşıyan dürüstlük kuralına aykırı bir davranış veya uygulamanın neticesinde rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkilerin etkilenmesi, dürüstlük kuralına aykırı şekilde başkalarının müşteriler ile temasa geçilerek müşterilerin ayartılması ve yöneltilmesi ile müşterinin sözleşmeye aykırı davranması ve bu nedenle bir zararın doğması gerektiğini, davalının davacı ile aynı konuda faaliyet gösteren şirket kurmasının tek başına haksız rekabet niteliğinde bir davranış olmadığını ,Yargıtay’ın yerleşik uygulamaları uyarınca müşteri çevresinin ticari sır kapsamında olmadığını, doktrinde bunun aksi yönünde görüşlerin bulunduğunu, ancak aynı iş kolunda farklı işyerinde faaliyet gösteren işyerlerinin aynı müşteri çevresine hitap etmesinin kaçınılmaz olduğunu, davalının tek başına davacının müşterilerinin iletişim bilgilerine sahip olmasının, bunları kullanmasının ve müşteriye tek başına teklif götürülmesinin haksız rekabet niteliğinde olmadığını, aksi düşüncenin kabulü halinde kişinin o iş kolunda faaliyet göstermesinin ekonomik faaliyette bulunma ve çalışma özgürlüğü ilkeleriyle bağdaşmayacak şekilde engellenmesi sonucunu doğuracağı, müşteri çevresine ilişkin ihlalin söz konusu olabilmesi için davalının dürüstlük kuralına aykırı bir şekilde davacının müşterilerini ayartması ve yönlendirmesi ile müşterilerin yapılan sözleşmeye aykırı davranması gerektiğini, davacı şirketin ticari defterler üzerinde yapılan inceleme neticesinde 2012 yılında kârlılık oranı … yılında … yılında ise …, 2016 yılında ise %24,28 olduğunu, dava dışı davalının ortağı olduğu …… Şirketi’nin kurulduğu 2014 yılında davacının müşterileri olan ….. şirketlerine herhangi bir mal veya hizmet satışının bulunmadığı, 2015 yılında mal veya hizmet satışının yapıldığı, 2016 yılında ise sadece …. şirketine mal ve hizmet satışı yapıldığını, yine bu durumda müşteri çevresi ile ilişki içinde bulunulmasının dürüstlük kuralına aykırılık teşkil etmesi için müşterilerin ayartılması gerektiği ve bu konuda ispat külfetinin davacı üzerinde olduğunu, müşteri ile temasa geçilmesi ve daha iyi şartlarda sözleşme yapılabileceğinin söylenmesinin tek başına yöneltme fiilinin varlığını göstermeyeceği, davacının davalı tarafından ayrıldığı ileri sürülen 3 müşterisinin Davacı Şirket ile sözleşme yapmamasının sebepleri ile davalının fiilleri arasında illiyet bağı bulunduğu hususunun ispatlanması gerektiğini yine haksız rekabetten söz edilebilmesi için müşterinin sözleşme hükümlerine aykırı davranması gerektiğini, müşteriye yapılan tekliflerin tek başına haksız rekabet teşkil edecek bir davranış olmadığını ,davalının davacının müşterilerini ayarttığı olgusunu ispatlayacak bilgilerin bulunmadığını, ancak davalının davacının müşteri fiyat politikasını bilmesi sebebiyle müşterilerine daha uygun teklifler götürerek rekabette haksız bir avantaj sağladığı sonucuna varılabileceğini, haksız rekabetin mahkemece varlığına karar verilmesi halinde davacının müşterileriyle yapamadığı yıllık sözleşmelerden dolayı elde edemeyeceği kazançların değerlendirmede dikkate alınabileceğini bildirmiştir.
Mahkememizce bilirkişi raporu denetlenerek dosya içeriğine denetime ve hüküm kurmaya elverişli kabul edilmiştir.
Haksız Rekabet Başlıklı TTK 54/2 maddesi uyarınca rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.
TTK 55 maddesinde tadadi olarak Haksız Rekabetin başlıca hallleri düzenlenmiştir.
Dosyanın bir bütün olarak değerlendirilmesi neticesinde; taraflar arasında imzalanan çalışan sözleşmesinin 12 maddesinde de rekabet yasağına aykırı davranış nedeniyle davalı aleyhine herhangi bir cezai şart düzenlenmediği gibi davacının davalının rekabet etmeme yasağına aykırı davranışı nedeniyle tazminat talebi bulunmamaktadır.
Dava haksız rekabet nedeniyle uğranıldığı iddia olan zarara ilişkin olup, bu davalarda, haksız rekabetin özel hallerini düzenleyen TTK 55 maddesindeki hallere girmeyen fiiller haksız rekabete ilişkin genel nitelikteki TTK 54.Maddesi kapsamında degerlendirilecektir.TTK 54 maddesi uyarınca haksız rekabetten söz edilebilmesi için ticari nitelik taşıyan dürüstlük kuralına aykırı bir davranış veya uygulamanın neticesinde rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkilerin, etkilenmesi müşteri çevresine ilişkin ihlalin söz konusu olabilmesi için, dürüstlük kuralına aykırı şekilde başkalarının müşteriler ile temasa geçilerek müşterilerin ayartılması ve yönlendirmesi ile müşterilerin yapılan sözleşmeye aykırı davranması ve bu nedenle bir zararın doğması gereklidir.
Davalının 6.12.2011 tarihinde davacı şirkette satış yönetimi meslek elemanı olarak işe başladığı, 20.02.2014 tarihinde işten istifa ederek ayrıldığı, davalının kurucusu, tek ortağı ve münferiden imzaya yetkili temsilcisi olduğu davacı şirket ile sektörü ve faaliyet konuları aynı dava dışı … Şirketi’nin 12.06.2014 tarihinde kurduğu, 2014 yılında davacının müşterileri olan ……….. şirketlerine herhangi bir mal veya hizmet satışının bulunmadığı, 2015 yılında mal veya hizmet satışının yapıldığı, 2016 yılında ise sadece ……… şirketine mal ve hizmet satışı yapıldığı, davacı şirketin karlılık oranının 2012 yılında % 12.60, 2013 yılında % 20.52, 2014 yılında ise % 5.2 , 2015………… yılında ise …… olduğu,Davalının davacı şirketten ayrıldıktan sonra davacı ile aynı konuda faaliyet gösteren şirket kurması, aynı iş kolunda farklı işyerinde faaliyet gösteren işyerlerinin aynı müşteri çevresine hitap etmesinin kaçınılmaz olması nedeniyle davalının davacının müşterilerinin iletişim bilgilerine sahip olması, bunları kullanması ve müşteriye teklif götürmesi Yargıtay’ın yerleşik uygulamaları uyarınca müşteri çevresinin ticari sır kapsamında olmadığı hususu da nazara alındığında tek başına haksız rekabet niteliğinde olmadığı, aksi düşüncenin kabulü halinde kişinin o iş kolunda faaliyet göstermesinin ekonomik faaliyette bulunma ve çalışma özgürlüğü ilkeleriyle bağdaşmayacak şekilde engellenmesi sonucunu doğuracağı, müşteri ile temasa geçilerek daha iyi şartlarda sözleşme yapılacağının söylenmesinin tek başına yöneltme fiilinin varlığını göstermeyeceği, davalının davacının müşteri fiyat politikasını bilmesi sebebiyle müşterilerine daha uygun teklifler götürerek rekabette haksız bir avantaj sağlayabileceği düşünülse de dosya kapsamındaki delillerle davacı şirket 3 müşterisinin davalının dürüstlük kuralına aykırı davranışlaryla ayartılması ve yönlendirilmesiyle kendisinden ayrıldığı, sözleşme yapmadığı ve mevcut sözleşmelere de aykırı davranarak davalın tek ortağı olduğu dava dışı ……… ile sözleşme yaptığı hususunu ispatlayamadığı bu nedenle Haksız Rekabet’in TTK da düzenlenen yasal koşulları oluşmadığı kanaatine varılarak Haksız Rekabet nedeniyle talep edilen maddi ve manevi zararın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Başlangıçta peşin olarak alınan 597,72TL peşin harcın karar tarihinde alınması gereken 35,90TL harçtan mahsubu ile bakiye 561,82TL harcın karar kesinleştiğinde ve istem halinde davacıya ödenmesine,
3-Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
4- a- Maddi tazminat yönünden ; Davalı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan ….. uyarınca 2.180,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
b-Manevi tazminat yönünden ; Davalı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan …. uyarınca 2.180,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama sırasında yapılan 92,20 TL tebligat giderinin davacıdan alınarak davalıya ya da ahzu kabza yetkisi olan vekiline ödenmesine,
6- Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi uyarınca, artan gider avansının talep halinde taraflara iadesine,
Karar verildi.
Taraf vekillerinin yüzüne karşı, Gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren HMK 345 maddesi uyarınca yasal iki haftalık süre içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu usulen anlatıldı..