Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/791 E. 2019/266 K. 19.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2016/791 Esas
KARAR NO : 2019/266

DAVA : İtirazın İptali (Havale Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/07/2016
KARAR TARİHİ : 19/03/2019

DAVA :
Davacı vekili Mahkememize sunduğu 01/07/2016 havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı takip borçlusu aleyhine İstanbul Anadolu ———-. İcra Müdürlüğünün———Esas sayılı dosyası ile 45.907,74 Tl üzerinden icra takibi başlattığını, davalının borcu olmadığına ilişkin yapmış olduğu itirazın yerinde olmadığını, davalının icra takibine yapmış olduğu haksız ve kötüniyetli itirazın asıl alacak meblağı olan 37.201,35 TL üzerinden iptaliile takibin bu meblağ üzerinden devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili Mahkememize sunduğu 31/08/2016 havale tarihli cevaba cevap dilekçesinde özetle: dava dilekçesini tekrarla davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 19/03/2019 tarihli duruşmada/esas hakkındaki beyanında; önceki beyanlarını tekrarla davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili Mahkememize sunduğu 02/09/2016 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: müvekkilinin tekstil ürünleri teslimi amacıyla ——————- gönderdiği iddia edilmiş ise de müvekkilinin hiçbir zaman davacı yana karşı tekstil ürünü teslimi yükümlülüğü altına girmediğini, davacı tarafından 15.04.2014 tarihinde müvekkilinin hesabına gönderilen ———— testkil ürünleri değil, tekstil için tasarım modelleri gönderilmesi için ödendiğini, bir aracı vasıtasıyla müvekkiline davacının tekstil modelleri tasarı çizimleri talebinin iletilmesi üzerine, müvekkili ile davacı arasında ———– ödemeyi yaptığını, akabinde müvekkilin de tekstil modelleri tasarı çizimleri için çalışmalara başladığını, davacının genel niteliklerini yine aracı vasıtasıyla müvekkiline ilettiği tekstil modelleri tasarı çizimleri müvekkili tarafından davacı taleplerine uygun şekilde titizlikle ve eksiksiz olarak tamamlandığını, çizimlerin tamamlanması üzerine çizimler, davcıyı temsilie yetkili kişi olan—————- tarafından————- gelmek suretiyle elden teslim edildiğini beyanla müvekkilinin davacı tarafından gönderilen —————‘ nun karşılığı olan tekstil modelleri tasarı çizimlerini davacıya teslim ettiğinden ve davacıya herhangi bir borcu bulunmadığından davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili Mahkememize sunduğu ———— havale tarihli ikinci(2.) cevap dilekçesinde özetle: cevap dilekçesini tekrarla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili tarihli duruşmada/esas hakkındaki beyanında; önceki beyanlarını tekrarla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde taraflar arasında tekstil ürünleri teslimi veya tekstil ürünleri model tasarımı teslimi sözleşmesi bulunup bulunmadığı, sözleşme konusu ürünlerin teslim edilip edilmediği ve 15/04/2014 tarihli proforma faturadaki imzanın davacı şirket yetkilisine ait olup olmadığı noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, sözleşmenin ifa edilmemiş nedeniyle ödenen paranın iadesi davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: Türk Borçlar Kanunu(TBK)’nun 112. maddesindeki; “Borç hiç veya gereği gibi ifa edilmezse borçlu, kendisine hiçbir kusurun yüklenemeyeceğini ispat etmedikçe, alacaklının bundan doğan zararını gidermekle yükümlüdür.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER :
Celp ve tetkik edilen İstanbul Anadolu ——–. İcra Müdürlüğü’nün 2016/8049 Esas sayılı dosyasında; davacı takip alacaklısı tarafından 13/04/2016 tarihli takip talebi ile davalı takip borçluları hakkında ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin davalı takip borçlularına tebliği üzerine davalı takip borçlularının süresi içerisinde, borca ve ferilerine karşı itiraz ettiği ve bunun üzerine takibin durduğu, eldeki davanın 1(bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
———————— Bankası muhasebe işlem dekontu incelendiğinde ———————. açıklaması ile … hesabına 11.492,00 Euro gönderildiği anlaşılmıştır.
Dosyada mübrez 15.04.2014 tarih ve ———— KDV nolu proforma fatura tercümesi incelendiğinde moda tekstil için tasarı modellerinden 35 dosya ürün açıklaması ile 11.500,00 Euro karşılığı ürün hakkında düzenlendiği, “proforma fatura tarihine ait olan 35 dosyayı aldığımı onaylıyorum(24.11.2014)” şeklindeki beyanı altında davacı şirkete atfen imzanın bulunduğu anlaşılmıştır.
Grafoloji Uzmanı bilirkişi ———————– havale tarihli raporunda özetle; inceleme konusu belgelerdeki imzaların çok küçük taşmalar dışında tümü birebir çakışan, işlekliği olmayan, hızları yavaş, mürekkep birikmeleri şeklinde duraksamalar ve——–ve çizgilerde deformasyonlar gösteren imzalar oldukları saptanmış olup, söz konusu imzaların ———— ait bir imzadan yararlanılarak ve üstten gitme metoduyla kopyalanmış imzalar oldukları ve dolayısıyla davacı şirket yetkilisi ————————— eli ürünü olmadığı şeklinde beyan ve rapor etmiştir.
Grafoloji Uzmanı bilirkişi 22/01/2019 havale tarihli raporunda özetle; inceleme konusu belgedeki imzalar ile ————————– karşılaştırma belgelerindeki imzaları arasında grafolojik ve ——————–tanı unsurları açısından benzerlikler bulunmakla birlikte imzaların işleklik derecesinin düşük olması ve titreklikler içermesi ve tüm imzaların çok yüksek oranda birbirleri ile tam çakışma halinde olmaları nedeni ile inceleme konusu 15.04.2014 tarihli ——————————- başlıklı belge ve 35 adet tasarım modelindeki imzaların ———————- eli ürünü olmadığı, tümünün ——————- imzası model alınıp üstten mürekkepli kalemle kopya edilme yöntemi ile taklit edilerek oluşturulduğu şeklinde beyan ve rapor etmiştir.
Bilirkişi raporları taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Tarafların hukuk seçimi yapmamış olmaları hâlinde sözleşmeden doğan ilişkiye, o sözleşmeyle en sıkı ilişkili olan hukuk uygulanır. Bu hukuk, karakteristik edim borçlusunun, sözleşmenin kuruluşu sırasındaki mutad meskeni hukuku, ticarî veya meslekî faaliyetler gereği kurulan sözleşmelerde karakteristik edim borçlusunun işyeri, bulunmadığı takdirde yerleşim yeri hukuku, karakteristik edim borçlusunun birden çok işyeri varsa söz konusu sözleşmeyle en sıkı ilişki içinde bulunan işyeri hukuku olarak kabul edilir. Ancak hâlin bütün şartlarına göre sözleşmeyle daha sıkı ilişkili bir hukukun bulunması hâlinde sözleşme, bu hukuka tâbi olur.(Möhuk md. 24/4)
Sözleşmeden doğan ilişkinin veya bir hükmünün varlığı ve maddî geçerliliği, sözleşmenin geçerli olması hâlinde hangi hukuk uygulanacaksa o hukuka tâbidir. Taraflardan birinin davranışına hüküm tanımanın, uygulanacak hukuka tâbi kılınmasının hakkaniyete uygun olmayacağı hâlin şartlarından anlaşılırsa, irade beyanının varlığına, rızası olmadığını iddia eden tarafın mutad meskeninin bulunduğu ülke hukuku uygulanır.(Möhuk md. 32)
Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, Türk Milleti adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. m.141), toplanan/sunulan deliller, ticaret sicil kayıtları, proforma fatura, dekont, bilirkişi raporları, tasarım çizimleri,——————- ———————— müzekkere cevabı,———————– Amirliği tarafından gönderilen yurda giriş çıkış kayıtları, takip dosyası, yemin, iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı/takip alacaklısının davalı/takip borçlusu hakkında 15.04.2014 tarihinde gönderilen ————————– iadesi istemine dayalı olarak takip başlattığı, davalı/takip borçlusunun tebliğ edilen ödeme emri üzerine takibe borca ve fer’ileri yönünden süresinde itiraz ettiği ve takibin durduğu, eldeki itirazın iptali davasının süresinde açıldığı, davacının ——————–tabiyetinde bulunması nedeniyle yabancılık unsuru taşıyan eldeki davada uyuşmazlığın çözümü için Möhuk’ un 24. ve 32. Maddeleri nazara alındığında Türk Hukuku’ nun uygulanması gerektiği, bu kapsamda taraflar arasındaki ihtilafın sözleşmenin konusu ve sözleşmenin ifa edilip edilmediği hususundan kaynaklandığı, taraflar arasında davacı tarafından 11.500,00 Euro’ nun davalıya ödendiği hususunda ihtilaf bulunmadığı, buna karşın davalı tarafça taraflar arasındaki sözleşmenin tekstil ürünü teslimine ilişkin olmayıp tekstil model tasarımına ilişkin olduğu ve bu model tasarımlarının da imza karşılığında davacıya teslim edildiğinin iddia edildiği, bununla ilgili olarak da davalı tarafça dosyaya davacıya atfen imzalar bulunan proforma fatura ve bir kısım çizimlerin sunulduğu, davacı tarafça bu imzalara itiraz edilmesi üzerine grafoloji uzmanlarından rapor alındığı, alınan her iki rapora göre de bahsi geçen belgelerdeki davacıya atfen bulunan imzaların davacı yetkilisi ————- ait bir imzadan yararlanılarak ve üstten gitme metodu ile kopyalanmış imzalar olduklarının tespit edildiği, davalı vekilince imza örneklerinin HMK 211. maddesindeki usule aykırı alındığı ve imza örneklerinin yeterli olmadığı iddia edilmiş ise de davacı tarafın bahsi geçen belgelerdeki imzaları açıkça inkar etmiş olması nedeniyle bunun için ayrıca isticvabının gerekli olmadığı, davacının yurt dışında yaşıyor olması nazara alındığında yargılamanın en az giderle ve en kısa sürede sonuçlandırılabilmesi için davacının imza örneklerinin celse arasında huzurda alındığı, bu hususun usule aykırılık teşkil etmediği, bunun yanı sıra her iki bilirkişi tarafından söz konusu imzaların “üzerinden gidilmek suretiyle” oluşturulduğu tespit edildiğinden imza örneklerinin inceleme için yetersiz olduğu iddiasının yerinde olmadığı, proforma faturadaki imzanın davacıya ait olmaması ve esasen proforma faturanın teklif faturası niteliğinde olması nedeniyle bu faturanın teslimi ispata elverişli olmadığı, bunun yanı sıra davalı tarafça davacının tekstil ürünleri sözleşmesi kurulduğunda ilişkin iddiasını ispatlayamadığını beyan etmiş ise de davalı tarafça cevap dilekçesinde taraflar arasında tekstil ürünü teslimi değil tekstil model tasarımı sözleşmesi yapıldığının ve tasarımların teslim edildiğinin beyan edilmiş olması karşısında davacının banka havalesiyle gönderdiği para her ne kadar borç ödemesine karine teşkil etse de davalının bu yönde beyanı ve iddiası olmayıp aksine kendi kabulüne göre tasarımların davacıya teslim edilmesi suretiyle sözleşmesel edimin ifa edildiği beyan edildiğinde davacının gönderdiği paranın borç ödemesine ilişkin olmadığının açık olduğu, davalı tarafça çizimlerin teslim edildiğini ve iddia olunan teslime ilişkin belgelerdeki imzaların davacı şirket yetkilisine ait olduğunun ispatlanamadığı, sözleşmenin taraflara yüklediği edimler hususunda taraflar arasında ihtilaf bulunsa da nihayetinde taraflar arasında bir sözleşme bulunduğu hususunun ihtilafsız olduğu, sözleşmenin davacının iddia ettiği gibi tekstil ürünleri imal edilmesine ilişkin kabul edildiğinde ya da davalının iddia ettiği gibi çizimler/tasarım işine ait olduğu kabul edilse de her iki halde de sözleşmenin eser sözleşmesi niteliğinde olduğu, eser sözleşmesinde ise yüklenicinin ücretinin/hak edişinin eserin teslimi anında muaccel olacağı(TBK 479), davalı vekiline 09.02.2019 tarihli bilirkişi raporuna karşı beyan dilekçesinde davacı ile olan irtibatın davalının kız kardeşini eşi —————aracılığıyla sağlandığını, çizimlerin de davacı yetkilisine verilmek üzere —— teslim edildiğini beyan etmiş olması ve ayrıca proforma fatura ve davalı tarafça dosyaya sunulan çizimlerdeki imzanın davacı tarafa ait olmaması bunun yanı sıra teklif olunan yeminin davacı şirket yetkilisi tarafından usulüne uygun olarak eda edilmiş olması karşısında davalı tarafça eser sözleşmesine konu imalatın davacıya teslim edildiğinin ispatlanamadığı, bu nedenle davalı takip borçlusunun icra takibine itirazının haksız ve yersiz olduğu, davacının tacir olması ve taraflar arasında ticari ilişki bulunması(TTK m. 19/2) nedeniyle alacağa takip tarihinden itibaren ticari faiz(3095 sy. m. 2/2) uygulanması gerektiği, alacağın likit olması nedeni ile kabulle sonuçlanan kısım üzerinden davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi şartlarının oluştuğu(İİK m. 67/2) sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE,
2-Davalı/takip borçlusunun, İstanbul Anadolu —————. İcra Müdürlüğü’nün ——————-dosyasına vaki itirazının 37.201,35 TL asıl alacak yönünden İPTALİNE, kabulüne karar verilen asıl alacağa takip tarihinden itibaren ticari faiz uygulanmasına,
3-Kabulüne karar verilen alacağın %20 ‘si olan 7.440,27 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Başlangıçta peşin olarak alınan 405,77 TL harcın ve icra takibi peşin harcı 229,54 TL’nin, alınması gerekli olan 2.541,22 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.905,91 TL karar ve ilam harcının davalı ‘dan alınarak hazineye irat kaydına,
5-Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu peşin harç 405,77 TL, posta ve tebligat gideri 155,75 TL, bilirkişi ücreti 700,00 TL, olmak üzere toplam 1.261,52 TL yargılama masrafının davalı ‘dan alınarak davacıya verilmesine, davalı tarafça yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan ———— uyarınca 4.442,15 TL avukatlık ücretinin davalı ‘dan alınarak davacıya verilmesine,
7-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının davacıya; artan delil avansının davalı ‘ya iadesine,
8-Karar kesinleştiğinde İstanbul Anadolu ————-. İcra Müdürlüğü’nün —————- Esas sayılı dosyasının merciine iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı