Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/783 E. 2019/39 K. 17.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/783
KARAR NO : 2019/39
DAVA : Sigorta (Mal Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 30/06/2016
KARAR TARİHİ : 17/01/2019
DAVA :
Davacı vekili Mahkememize sunduğu 30/06/2016 havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; davalının ticari genişletilmiş kasko sigorta poliçesi kapsamında meydana gelen riziko nedeniyle ödemesi gereken hasar tazminatını ödemediğini ve temerrüde düştüğünü, ———- plakalı kamyon ve üzerine monteli (teminat kapsamında) vinç ——)’ın 19.01.2016 tarihinde çalındığını, 20.01.2016 tarihinde yetkili kolluk kuvvetlerine başvurulduğunu, 21.01.2016 tarihli yazı ile poliçeye aracılık eden ——— bildirilerek hasar dosyası açıldığını, —– tarafından savcılığa gönderilen —- tarihli yazı ve -adet onaylı belgenin de teslim edildiğini, uzun süre ve sözlü takiplere rağmen davalı şirketin bir cevap vermemesi nedeniyle 05.05.2016 tarihinde yazılı olarak başvurulduğunu, yine cevap verilmediğini, bu kez 15.06.2016 tarihinde ihtarname gönderildiğini, 22,06,2016 tarihinde tebliğ edildiğin, 20.06.2016 tarihli cevabi ihtarname ile tüm gelişmelerin inkar olunduğunu ve hasarı ödenmeyeceğinin beyan edildiğini, davalının temerrüdünün dayanaksız ve haksız olduğunu, davacı şirketin meslek faaliyetlerinde kullandığı aracın yokluğu nedeniyle işlerinin aksadığım, maliyetlerinin arttığım, bu nedenle munzam zarar için uğranılan şimdilik 10.000 TL’nin davalıdan tahsilini istediklerini belirtmiş ve fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere rayiç değer üzerinden araç zararı için şimdilik 90.000 TL’nin muacceliyet tarihinden itibaren avans faizi, munzam zarar için 10.000 TL’nin ihtarnamenin tebliğinden itibaren başlayacak faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili Mahkememize sunduğu 02/11/2016 havale tarihli cevaba cevap dilekçesinde özetle: davalı tarafın beyanlarının kendi personeli tarafından tutulan raporlara dayandığını, kabul etmediklerini beyanla davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 17/01/2019 tarihli duruşmada/esas hakkındaki beyanında; dosyanın tekemmül ettiğini beyanla davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili Mahkememize sunduğu —— havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: davalı şirket tarafından davacı şirkete ait ——– plakalı vinçli kamyonun ———–no.lu kasko poliçesi kapsamında ——– vade için çeşitli risklere karşı poliçe limiti dahilinde ve poliçe şartlan içinde sigortalandığını, poliçede ——— özel olarak yer aldığını, sigortalı aracın şantiye içinde bulunduğu sırada anahtarı araç üzerindeyken şantiye sahasından çıkarılarak çalındığını, şantiye sahasında görevli olan bekçi ——- uzun süredir davalı şirkette çalıştığının ancak eski bekçi ayrıldığı için yerine kısa süre önce başladığının, eski bekçiden şüphelenildiğinin belirtildiğini, belirtilen şüpheler üzerine dosyanın araştırma şirketine verildiğini, davacıdan zararın artmasını önleyici belgelerin istendiğini, olaya ilişkin olarak talep edilen belgelerin poliçeye aykırı olarak verilmediğini, gerek olayın ortaya çıkarılması gerekse suçlu kişilerin cezalandırılması için savcılık soruşturması varsa da söz konusu evrakların davalı şirkete teslim edilmediğini, bekçi bulunan şantiyede yaşanan olayın aydınlatılması için davacının yasal yükümlülüklerinin bulunduğunu, ancak bu yükümlülüklere uyulmadığını, gerçek durumun ortaya çıkmasının engellenmeye çalışıldığını, bunun üzerine davalı şirkete yönelik tazminat talebinin haksız olması nedeniyle reddedildiğini, dava dilekçesindeki beyanların tamamen asılsız olduğunu, şüpheli şahıslar olması nedeniyle soruşturma aşaması sonuçlanıncaya kadar beklenmesi gerektiğini, aksi durumda davalı şirketin rücu haklarını kullanabilme imkanının ortadan kalktığım, davacının zarara ilişkin taleplerinin haksız ve fahiş olduğunu, soyut bir munzam zarar iddiasının olduğunu, poliçe limitine kadar sorumlu olduklarından her şartta munzam zarar iddiasının hukuken mesnetsiz olduğunu, gönderilen iddianamede munzam zarar için faiz istenmesinin de haksız olduğunu, ihtarnamede munzam zarar yönünden bir temerrüt açıklamasının bulunmadığını, davacının alacak taleplerinin zamanaşımına uğradığını beyanla davanın reddini talep etmiştir.
Davalı vekili Mahkememize sunduğu 09/12/2016 havale tarihli ikinci(2.) cevap dilekçesinde özetle: cevap dilekçesini tekrarla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili 17/01/2019 tarihli duruşmada/esas hakkındaki beyanında; celse arasında sunmuş oldukları beyanlarını tekrarla itirazları doğrultusunda bilirkişi incelemesi yapılmasını, mahkemenin aksi kanaatte olması halinde davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde davalı … şirketi nezdinde kasko ile sigortalanmış üzerine vinç monteli kamyonun çalınması nedeniyle oluşan hasarın sigorta teminatı kapsamında olup olmadığı, davacı tarafın sigortaya gerekli bildirimleri yapıp yapmadığı ayca gerekli belgeleri sunup sunmadığı, talebin zamanaşımına uğrayıp uğramadığı noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği; Riskin gerçekleşmesi iddiası nedeniyle sigorta bedelinin (maddi tazminat) tahsili, davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi; 6102 sayılı TTK’nın 1473/1. maddesindeki “Sigortacı sorumluluk sigortası ile, sözleşmede aksine hüküm yoksa, sigortalının sözleşmede öngörülen ve zarar daha sonra doğsa bile, sigorta süresi içinde gerçekleşen bir olaydan kaynaklanan sorumluluğu nedeniyle zarar görene, sigorta sözleşmesinde öngörülen miktara kadar tazminat öder.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER
Dosyaya celbedilen, ——– tanzim tarihli … tarafından tanzim edilen Ticari Genişletilmiş Kasko Sigorta Poliçesi incelendiğinde; poliçenin ——- tarihleri arasında geçerli olduğu, sigortalısının — olduğu anlaşılmıştır.
Makine Mühendisi ve Sigorta Hukuku Uzmanı Bilirkişisinin heyet halinde mahkememize sunduğu ——– havale tarihli raporunda özetle;———- plakalı araçta meydana gelen hasar bedelinin Kasko Poliçe Teminat Kapsamı dışında kaldığını, mahkemenin aksi kanaatte bulunması halinde söz konusu aracın ikinci el piyasa rayiç değerinin —- TL olduğunu ve miktarın kadri maruf bulunduğunu beyan ve rapor etmiştir.
Makine Mühendisi ve Sigorta Hukuku Uzmanı Bilirkişisinin heyet halinde mahkememize sunduğu —— havale tarihli raporunda özetle; davacı şirkete ait——plakalı aracın davalı şirkete kasko sigorta poliçesi ile sigorta edildiği, hırsızlık rizikosunun poliçe kapsamında bulunduğu, poliçenin geçerliliği konusunda taraflar arasında ihtilaf bulunmadığı, dava konusu edilen rizikonun aracın asıl anahtarı kullanılarak çalınması şeklinde gerçekleştiğinin kabulü halinde (davacı tarafından tek anahtar dosyaya sunulmuştur) bu durumun taraflar arasında akdedilen Kasko Sigorta Poliçesinde kloz düzenlemesi ile sayılan şartlarla teminata alındığı, sigorta şirketinin savunmasının aracın asıl anahtarının kullanılarak çalındığı yönündeki savunmasının, aracın kilitli kapalı garajda bulunduğu, anahtar araç üzerinde olsa dahi, depo kilidinin araç ve gereç kullanılarak zorlanarak açılması nedeniyle, belirtilen şekliyle gerçekleşecek çalınmanın da poliçe teminatında sayılacağı, Kasko Poliçesi genel şartları A.5 md. sayılan teminat dışı hallerin ve poliçe içeriğinde yer alan ———— teminat dışı hallerin bulunduğu konusunda ispat külfetinin TTK 1409. Md. gereğince davalı … şirketinde olacağı, ispat hukukunu ilgilendiren bu konunun takdirinin mahkemenin takdirinde olduğunu, davacı şirket adına kayıtlı aracın kaza tarihindeki ikinci el piyasa rayiç satış değerinin 48.000,00 (Kırksekizbin) TL olduğu, munzam zarar talebinin poliçe teminatı ile bağlı olmaksızın genel hükümlere göre değerlendirileceğini beyan ve rapor etmişlerdir.
Bilirkişi raporları taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, Türk Milleti adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. m.141), toplanan/sunulan deliller, ticaret sicil kayıtları, poliçe, eksper tahkikatı, ihtarnameler, soruşturma dosyası, hasar dosyası, bilirkişi raporları, iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; davacının davalı … şirketi nezdinde kasko sigorta poliçesi kapsamında sigortalı —– model ——-plakalı üzerine vinç monteli kamyonunun şantiye de ve kapalı alanda park halinde iken 17/01/2016 tarihinde çalındığı, davacı tarafça kasko bedelinin ödenmesi için sigorta şirketine yapılan başvurunun “aracın içerisinde bulunan anahtarı ile çalınması ile oluşan hasarın teminat kapsamında bulunmaması” gerekçesiyle reddedildiği, buna karşın Düzce CBS’nin ————–Soruşturma sayılı dosyasında şirket müdürü ve şantiye bekçisinin aracın anahtarlarının üzerinde olup olmadığı konusunda herhangi bir beyanlarının bulunmadığı, her ne kadar davalı … şirketince ekspere yaptırılan tahkikatın sonuç kısmında şirket müdürünün ve şantiye bekçisinin aracın anahtarını araç üzerinde olduğunu beyan ettikleri yazılmış ise de, eksper tarafından yapılan bu tahkikatta tahkikatın şirket müdürü ile yapılan görüşme kısmında müdürün anahtarın araç üzerinde olduğuna dair bir beyanı olmamasına karşın sonuç kısmında anahtarın araç üstünde olduğunu beyan ettiğini yazıldığı, şantiye bekçisine atfedilen ve anahtarın araç üzerinde olduğuna ilişkin beyanlarla ilgili olarak ise raporun sonuç kısmında bekçi beyanlarının çelişkili ve net cevaplar içermediğinin yazıldığı, bu nedenle şantiye bekçisine atfedilen ve ispata muhtaç beyanlar ile hasarın teminat harici kaldığının mümkün olmadığı, sigorta poliçesindeki araç anahtarının zor kullanmaksızın veya zor kullanmaya gerek duyulmaksızın açık bırakılmış kapı, pencere veya bunun gibi bir yerden kapalı bir mahale girip asıl veya yedek anahtarın elde edilmesi sonucu meydana gelebilecek ziyaa ve hasarların teminat harici olduğuna ilişkin düzenlemenin aracın kilit altında bulunan kapalı alandan çalınması nedeniyle davaya konu somut olaya uygulanma olanağının bulunmadığı, yine araç anahtarının üzerinde bırakılması sonucunda aracın çalınması ile meydana gelebilecek ziyaa ve hasarların teminat harici olduğuna ilişkin düzenlemesinin aracın anahtarının üzerinde bırakıldığı hususunun eldeki davada davacı tarafça bu iddianın açıkça kabul edilmemiş olması ve eksper tahkikatındaki tespitlere yukarıda açıklandığı şekilde itibar edilemeyecek olması nedeniyle davaya konu somut olayda uygulanma olanağının bulunmadığı, kaldı ki poliçeye konu aracın kapalı alanda kilit altında muhafaza halinde iken çalınmış olması nedeniyle davalı tarafça iddia olunduğu gibi anahtarın aracın üzerinde olduğu kabul edilse dahi kilitli alanda araçla muhafaza ediliyor olması ve kapalı bölümün asma kilidi zorlanmak suretiyle hırsızlık olayının gerçekleşmiş olması karşısında anahtarın da kapalı alanda muhafaza edildiğinin kabulü gerektiği, bu halde dahi hırsızlık sonucu oluşan hasarın teminat kapsamında bulunduğu, çalınma teminatı kapsamında aracın rayiç bedelinin ödenmesi gerektiği, mahkememiz kanaati ile aynı doğrultu da hazırlanan ——–tarihli bilirkişi heyeti raporunun gerekçeli, denetime elverişli ve somut olaya uygun olması sebebiyle hükme esas alındığı, davalı … şirketi vekilince bu rapora yapılan itirazlar ile —— tarihli bilirkişi heyeti raporu ile çeliştiği yönündeki itirazların yukarıda açıklandığı üzere yerinde olmadığı, araç rayiç değerinin bilirkişi raporları ile ——-TL olarak tespit edildiği, davacı tarafın ihtarnamesinin davalı tarafa ——- tarihinde tebliğ edildiği nazara alındığında 45 gün ödeme süresinden sonra —— tarihi itibariyle temerrüdün oluştuğu, tarafların tacir olması nedeniyle de alacağı ticari faiz uygulanması gerektiği, her ne kadar davacı tarafça munzam zararda talep edilmiş ise de, munzam zararın, borçlunun temerrütü nedeniyle uğranılmış olan ve temerrüt faizini aşması nedeniyle borçlu tarafından karşılanmayan zararı olduğu, alacaklının, temerrüt nedeniyle uğradığı ve temerrüt faizini aşan bakiye zararının borçludan tahsilini talep edebileceği, ancak munzam zarar olduğu hususunun alacaklı tarafından ispatlanması gerektiği, diğer bir anlatımla fiilen uğranılan zararın somut veri ve belgelerle tevsik edilmesi gerektiği, zira munzam zararın alacaklının öz varlığından, ekonomik ve sosyal faaliyetlerinden, toplum içerisindeki statüsünden, başına gelen olaylardan kaynaklanan, somut olgular nedeniyle uğramış olduğu fiili zarar olduğu, (HGK’nın ——— E.—-K. İlamı), soyut anlatımlar, muhtemel kar kayıpları, elde edilmesi tahmin edilen gelir kalemleri munzam zararın ispatı için yeterli olmadığı, (Yargıtay 17. HD ‘nin 21/03/2018 tarih ve 2016/7968 Esas – 2018/2806 Karar sayılı ilamı), bu nedenle davacının ispatlanamayan munzam zarar davasının reddi gerektiği, sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ, KISMEN REDDİ ile 48.000,00 TL’nin 07/08/2016 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Başlangıçta peşin olarak alınan 1.707,75 TL harcın alınması gerekli olan 3.278,88 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.571,13 TL karar ve ilam harcının davalı taraftan alınarak hazineye irat kaydına,
3- Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu posta ve tebligat gideri 168,20 TL, bilirkişi ücretleri toplamı (700×4) 2.800 TL olmak üzere toplam 2.968,20 TL yargılama masrafının, davacı davasında kısmen haklı çıktığından dava konusunun toplam değerinin kabulle sonuçlanan kısma oranı sonucu bulunan 1.425,00 TL yargılama masrafına, peşin harç 1.707,75 TL eklenerek sonuç olarak 3.132,75 TL’nin davalı taraftan alınarak davacıya verilmesine, dava konusunun toplam değerinin redle sonuçlanan kısma oranı sonucu bulunan 1.543,00 TL yargılama masrafının davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 5.630,00 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 6.070,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
17/01/2019