Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/711 E. 2018/704 K. 05.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2016/711 Esas
KARAR NO : 2018/704

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/06/2016
KARAR TARİHİ : 05/06/2018

DAVA :
Davacı vekili Mahkememize sunduğu 13/06/2016 havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin yakın zamana kadar Trabzon’da … sağlık ürünleri adlı bitkisel destek ürünleri satışına ilişkin bayilik yaptığını, davalıların ürünlerin üretilip … tarafından bayiler aracılığıyla piyasaya arz edildiğini, … firmasının bu ürünlerin hem hak sahibi hem de marka sahibi olduğunu, ….. ile müvekkili arasında akdedilen bayilik sözleşmesi gereği …. markalı ürünlerin aktar ve eczanelere verilmeyeceğini sadece ……. bayilerinde satılacağını, ancak müvekkili tarafından bazı aktar ve eczanelerde belirlenen tek fiyat uygulamasına rağmen, satış fiyatının da altında….. adlı ürün başta olmak üzere diğer …. ürünlerinin de satıldığını gördüğünü, müvekkilinin yaptığı görüşmeler ve haricen yaptığı araştırmalar neticesinde bu ürünlerin davalılar tarafından verildiğini öğrendiğini, değişik yerlerde özellikle bayilerden daha ucuza ürün satan yerlerin varlığı sebebiyle müvekkilinin ciddi bir müşteri ve güven kaybına uğradığını, davalıların ürünleri vermediklerini iddia etmesine rağmen piyasaya el altından ürünler vermeye devam ettiklerini, bunun üzerine ……. firmasının davalıların ticari ilişkisinin sona erdiğini, ….. ürünlerini kendisinin üretmeye başladığını, bunun üzerine aktar ve eczanelerde ……. markalı ürünlerin kalktığını, 2 yıllık süreçte ciddi oranda zarar görüldüğünü ve mağazalarını zarar ile kapatmak zorunda kaldıklarını, 2013 yılının ikinci yarısından itibaren müvekkilinin ürün kalitesinin düştüğünü farkettiğini, müşterilerinin de eski faydayı bulamadıklarını söyleyerek şikayet etmeye başladıklarını, ürünü iade etmek için getirenler olduğunu, ürün satışlarının düşmeye başladığını, müşterilerin güveninin sarsıldığını, şikayetler üzerine ürünlerin ……. firmasınca analiz ettirildiğini ve ürünlerin bazı içeriklerinin gerekenden düşük olduğunu, davalıların 2013 yılı üretimli ürünleri yenisi ile değiştirmek üzere kendilerinden istediğini, ancak bu süre içinde ürünlerin gereken faydayı sağlayamadığını, bunun kulaktan kulağa yayılarak her geçen gün satışın azalmasına sebebiyet verdiğini, ……. ile davalılar arasında yapılan sözleşme gereği Doktor …’ın ürünlerin reklam yüzü olduğunu, kendilerinin … ismi ve resmini kullandıklarını, …… ile davalılar arasında ticari ilişki sona erince … ismi ve resmini kaldırmak zorunda kaldıklarını, ürünlerin etkisinin düştüğü dönemde tüketicinin güven duyduğu ismin ve resmin de kalkmasının o güne kadar oluşan tüm olumlu intibaların sıfırlanması sonucu doğurduğunu beyanla, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 500 TL menfi ve 500 TL müspet zarar olmak üzere toplam 1.000,00 TL’nin işleyecek reeskont faizi ile davalılardan tahsiline, yargılama gideri ile vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili Mahkememize sunduğu 08/09/2016 ve 10/08/2016 havale tarihli cevaba cevap dilekçelerinde özetle: dava dilekçesini tekrarla davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili tarihli duruşmada/esas hakkındaki beyanında; önceki beyanlarını tekrarla davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalılar … ve ……. Ltd. Şti vekili Mahkememize sunduğu 13/07/2016 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: 07/09/2009 tarihinde kurulan ….. Dr. …’ın bir bölümünü …….. ile birlikte geliştirdiği, değişik isim ve markalar altında ‘…’ niteliğindeki ürünlerin üretimini gerçekleştirdiğini, …olarak isimlendirilen firmaların ……distribütörü olarak bu ürünlerin satışını üstlendiğini, …. sahibi olduğu ürünlerin önce ….. üretildiğini, 08/04/2011 tarihinden itibaren ise yönetim kurulu başkanlığını …’in yaptığı, ………..unvanıyla tescil edilen, 10/01/2012 tarihinde ………. Şti. (…) unvanını alan firmanın kendi tesisini kurmasıyla üretimin Kayseri’ye nakledildiğini, …… 2013 yılının sonlarında kendisine verilen ürünün niteliğindeki bozulmadan kaynakla satışların düştüğünü beyan ve zararının karşılanması talep etmesine rağmen iddia kanıtlayan herhangi bir zarar gösteremediğini,……adına iddia edilen zararın bahane edilerek ‘markalar’ alındığını, …… şirketlerinin hissedarlarını ve yakınlarını kişisel olarak borçlandıran, açık senetlere imza attırıldığını, Dr. …’ın darp edilmesine kadar varan ve kamu davası açılmasıyla devam eden süreç içinde … ve ailesinin tüm mal varlıklarının ellerinden alındığını, diğer davalının belirttiği üzere … de öldüresiye dövüldüğünü, bayılmış olması nedeniyle elinden senet alınamadığını, ancak ……. hisseleri ve …..nın aktifindeki fabrika binası ile oldukça yüklü nakit ve senetlerin elinden alındığını, ürünlerin fason üreticisi…….’nın hisselerinin davacıya ‘bayilik’ verdiği ve ‘Distribütör’ olduğu ifade edilen …. devredildiğini, 2011 yılında ….. ve dava dışı … grubundan …… sözleşmesi imzalandığını,….. gerçekte ….’e 31/12/2013 tarihi itibari ile yaklaşık üç milyon cari hesap borcu bulunmasına karşılık, bu borçlarını ödemedikleri gibi, 2014 Şubatında ……ya el konulduğunu, müvekkili ve ailesinin mal varlığının elinden alındığını, müvekkilinin her şeyi göze alarak 26 Ocak 2015 tarihinde ‘Distribütörlük Sözleşmesini’ feshettiğini ve … aleyhine tazminat davası açıldığını, Trabzon noterliğinde yapıldığı ifade edilen “kağıt parçası” ‘ticari ilişki’ sürecinde uygulanmadığını, tarafların özgür iradesi ile imzalarının olanaksız bulunduğunu ve BK’nın 37, 38 ve 20. Maddeleri uyarınca da hükümsüz ve butlan ile malul olduğunu, Distribütörlük sözleşmesi’nin 17.2 maddesi gereği Distribütörlük sözleşmesine aykırı olabilecek herhangi bir hükmün uygulanamayacağını, davacının ürünün bozulduğu ve haksız rekabet yapıldığı iddialarının gerçek dışı olduğunu, ürünlerin içinde bulunması gereken madde ve oranların sözleşmede yer almadığını, ayrıca davacının sözleşmenin tarafı olmadığını, ürünlerin tüm kontrol ve analizlerinin kamu otoriteleri tarafından 2013 ve 2014 yıllarında periyodik olarak yapıldığını ve niteliklerine uygun olarak üretildiğinin ifade edildiğini, davacının iddialarının gerçek dışı, kurmaca bir senaryonun ürünü olduğunu kanıtladığını, davacı tarafından davalıların eczane ve aktarlara ürün satarak davacıyı zarara uğrattığı iddiasını ispatlayamadığını, Distribütörlük sözleşmesinin 10.1 ve 17.6 maddelerinin davalı şirkete, Distribütör dışındaki şahıslara satış yapma hakkı verdiğini, ancak iddia edildiği gibi aktar ve eczanelere yapılmış bir satış bulunmadığını, Müspet ve menfi zarar kalemlerinin karşılıklı borç doğuran sözleşmelerde talep edilebileceğini, oysa müvekkili ile davacı arasında herhangi bir sözleşme bulunmadığını beyanla, davanın sıfat yokluğundan reddine, zamanaşımı nedeniyle reddine, hukuki yarar yokluğundan reddine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar … ve ………. vekili Mahkememize sunduğu 26/09/2016 havale tarihli ikinci(2.) cevap dilekçesinde özetle: cevap dilekçesini tekrarla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar … ve ……. Ltd. Şti vekili hüküm duruşmasına katılmamıştır.
Davalı …’in Mahkememize sunduğu 30/06/2016 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: Davacı ile ya da inorganik bağı ya da alışverişi bulunmadığını, husumet yokluğundan davanın esasa geçilmeden reddedilmesi gerektiğini, dava hakkında ….. mahkemelerinin yetkili olduğunu, tek satıcılık sözleşmesinin geçersiz olduğunu, bunun için bilirkişi tespiti talep ettiğini, talebin zaman aşımına uğradığını, ………. Ltd. ŞTi ya da herhangi bir bayi ile doğrudan anlaşması olmadığını, iki sene öncesine kadar sahibi olduğu ancak……. sağlık şirketinin gerçekteki sahibi … ve vekili tarafından zorla elinden alınan …. sadece ……. ile fason anlaşması olduğnuu, …………. dışında ……gibi firmalara da fason olarak ürün yaptırdığını, ürünlerin sahibinin …. olduğunu, ürün etiketlerinde 2012 ve davamı senelerde ürün sahibi…… ve genel dağıtıcı ….. olarak yazdığını aynı sistemin hala devam ettiğini, bunu kendilerinin üretip sattıkları halde bu iddialarla dava açmalarının en basit ifade ile hilafı hakikat olduğunu, davacının hiç bir iddiasını kabul etmediğini, …. bütün hisselerinin 17/03/2014 tarihinde ticaret odasından ……. ye geçtiğini öğrendikleri günden sonra … hiçbir bağlantı ve sorumluluğu kalmadığını, 12/03/2014 tarihinde bu tescilin onaylandığını, …. kurdukları günden …. devredildiği güne kadar ……. Bakanlığı tarafından bayilerden alınan ve işletmelerinden alınan numunelerin tamamının gıda kodeksine uygun bulunduğunu, devirden sonra dönemlerine ait seri numaralı bir üründe sıkıntı yaşanmasının manidar ve düşündürücü olduğunu, işlerin sağlık bakanlığının bitkisel ürünler konusunda 2012 yılı sonlarında başlatmış olduğu kamu spotlarıyla düşmeye başladığını, bu durumdan bütün gıda takviyesi üreticileri, hammadde tedarikçileri, toptan ve perakende satıcılarının etkilendiğini, tek satıcılık sözleşmesinin hukuken geçerliliği olmayan zor ve tehdit ile alınmış bir belge olduğunu, belgenin …….devredilmesinin bu olayların palanlanarak bayi olan kişilerin aldıkları emirle bir kalemden çıkmış iftiralarla kendisini yıldırmak için dava açtıklarını, bir merkezden emirle hareket edildiğinin delillerinden birinin de ilk davayı açan …..n dilekçesinin .. tarafından bazı ifadelerin kendisi ile alakası olmamasına rağmen kopya edilmesi olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydı ile maddi taleplerin ve kusur açısından miktarların fahiş olduğunu, davanın maddi koşullarının oluşmadığını beyanla, tarafına açılan ve tarafından açılan savcılık dosyalarının bu davayı esastan etkileyeceğini belirterek bekletici mesele yapılmasına, davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde davacının …..Bayisi olarak …. Ürünlerinin satışını yapması sırasında …. Ürünlerinin üretimini yapan davalıların …….le aralarında olan tek satıcılık sözleşmesine aykırı olarak piyasaya ürün verip vermedikleri, bu nedenle davacının kar kaybının ve zararının oluşup oluşmadığı, tek satıcılık sözleşmesinin geçerli olup olmadığı, aynı mahiyette açılan davalar ile dosyamızın derdest olup olmadığı, talebin zamanaşımına uğrayıp uğramadığı ve mahkememizin yetkisi, ayrıca davacı tarafından davalılara karşı bu davanın açılıp açılamayacağı, haksız rekabetin şartlarının oluşup oluşmadığı noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, haksız rekabet nedeni ile maddi tazminat davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: Haksız rekabeti düzenleyen 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu(TTK)’nun 56. Maddesindeki “Haksız rekabet sebebiyle müşterileri, kredisi, meslekî itibarı, ticari faaliyetleri veya diğer ekonomik menfaatleri zarar gören veya böyle bir tehlikeyle karşılaşabilecek olan kimse (…) Kusur varsa zarar ve zıyanın tazminini isteyebilir. Davacı lehine ve (d) bendi hükmünce tazminat olarak hâkim, haksız rekabet sonucunda davalının elde etmesi mümkün görülen menfaatin karşılığına da karar verebilir. ” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER :
Celp ve tetkik edilen Trabzon ………. Noterliğinin 25/07/2012 tarih ve 11211 yevmiye nolu tek satıcılık (Genel dağıtıcılık) sözleşmesi incelendiğinde; Sözleşmenin … ve ………üretici olarak, dava dışı ….. ise “tek satıcı” olarak imzaladığı, sözleşmenin konusunun “üretici tarafından üretilen, aşağıda belirtilen ürünlerin gerçek ve tüzel kişilere perakende ve toptan olarak Dağıtıcı ya da onun tarafından belirlenecek kişi ve kurumlar aracılığı ile satılması ve bu ürünlerin tüm haklarının dağıtıcıya ait oluğunun tespitidir, Dağıtım bölgesi tüm Dünya’dır. Üretici 20 yıl süre ile üretilen ürünlerin tamamını sadece dağıtıcıya ya da onun tarafından belirlenecek kişilere vermeyi kabul ve taahhüt eder. Üretici, dağıtıcının yazılı onayı olmaksızın kendilerinin, birinci derecede yakınlarıının ve bu kişilerin ortak oldukları, şiretlerin şuana kadar ürettikleri ve şimdiden sonra üretecekleri ürünleri 3. Kişilere toptan veya perakende satamaz, Dağıtıcı sözleşme konusu ürünleri ve benzer ürünleri kendisi üretebilir. Başka markalar ile piyasaya sürebilir. Dağıtıcı başka bir ticari isim (marka) ile satış yapsa dahi üretici ürünleri kendisi ya da başka kişi veya kurum aracılığı ile satış ve pazaralamasını yapmaz, üreticinin üretmiş olduğu ve şirmdide sonra üreteceği tüm bitkisel gıda takvileri, kozmatik ürünler, bitkisel ve aromatik sular ve ilaçlar ile ilgili tüm marka patent ve diğer haklar dağıtıcıya aittir. Üretici, tüm hakları dağıtıcıya aiit olan aşağıda belirtilen ürünlerin reklam ve tanıtım yüzüdür. Üreticiden dağıtıcıya ait ürünlerin reklam yüzü olmaları nedeniyle, üreticilerin ismi ve resmi ile oluşan marka hakları dahi dağıtıcıya aittir. Bu konuda üreticiinin dağıtıcıdan her hangi bir talebi olmaz. Bu çerçevede üretici sadece ürünleri üretip dağıtıcıya teslim etme ve tarafları arasında kararlaştırılan bedeli talep etme hakkı vardır, dağıtıcı, sözleşmeye konu ürünleri başka gerçek ve tüzel kişiler eliyle ürünlerin üretimini, satışını, dağıımını ve pazarlamasını yapabilir. Dağıtıcı bu sözleşme ile elde ettiği hak ve yetkileri toptan ya da kısmen başka gerçek ya da tüzel kişilere devredebilir. Dağıtıcının Yetkilendireceği kşi ya da kurumlar da bu sözleşme de dağıtıcıya verilen hak ve yetkileri üreticiye karşı kullanabilir, dağıtıcı veya onun tarafından belirlenecek kişi ya da kurumlar üreticinin izni olmaksızın ürünlerle ilgili olarak üreticileriin görüntülerini, resmini, ismini kullanabilir. Ürünlerin reklam ve tanıtımı tasal mevzuat çerçevesinde dilediği gibi yapabilir. Bu konuda üretici dağıtıcının planladığı tüm tanıtım ve programlara katılma mecburyeti vardır. ürünlerin Satış fiyatlarını dağıtıcı tarafından belirlenir. Bu konu da üreticinin her hangi bir hak ve yetkisi yoktur, Dr. … isimi, resim ve markası ……… ve diğer markalarla üretilecekler), ……….. ve diğer markalarla üretilecekler),…. diğer markalar ile üretilecekler), …. diğer markalar ile üretilecekler) ………. diğer markalar ile üretilecekler), ……., diğer markalar ile üretilecekler)” ………….”Marka hakkının Üreticilere ve 1. Derece yakınlarına ve bunların ortak olduğu tüzel kişlere ait olan veya olacak tüm ürünler, marka ve patentler, Üreticinin 3. Kişilere yapacağı satışın tespitini dağıtıcı, tanık da dahil her türlü delil ile ispat edebilir. Üreticinin 1. Derece hısımlarının ve bu kişilerin ortak oldukları tüm şirketlerin ve de tüm bu özel ve tüzel kişilerin yanında çalışan personellerin, hesaplarına yatan paranın başka bir konuya ilgili olduğu şüpheden uzak kati bir delil ile üretici tarafından ispatlanmayan her bir para hareketi, 3. Kişiyi yapılan satış kabul edilir. Cezai şart bu değer üzerinden tespit edilir, üretici, yukarıda beirtilen markalar ve ürünlerle ilgili tüm haklar ve bu ürünlerle ilgili patent haklarının dağıtcıya ait olduğunu kabul eder. Halen üretici elinde yada ortak oldukları şirket elinde bulunan marka ve patent haklarını dağıtıcıya ya da onun tarafından belirlenecek gerçek ve tüzel kişilere devretmeyi taahhüt eder.” şeklinde düzenlendiği, sözleşme bedelinin ise 15.000,00 TL olduğu anlaşılmıştır,
29/08/2012 Tarihli protokol incelendiğinde; Trabzon…. Noterliğinin 25/07/2012 tarih ve …. yevmiye nolu tek satıcılık sözleşmesi ile ilgili olarak imzalanan protokolde, Devredenin … ise ……. olduğu, sözleşmenin 3. Maddesinde Tek Satıcılık Sözleşmesinde…. ait olan tüm hak ve yetki 10 yıl süre ile . … ……………. devredildiği, 10 yıllık süre dolmadan ……..verdiği bu yektiyi yazılı olarak bildirmek suretiyle geri alabileceği hususlarının düzenlendiği anlaşılmıştır.
Dosyaya sunulu bila tarihli distribütörlük (tek satıcılık sözleşmesi) incelendiğinde; …….(şirket) ile …. (distribütör) olarak sözleşmeyi imzaladıkları anlaşılmıştır.
Bakırköy ….. Noterliğinin 22/10/2013 tarih ve …yevmiye nolu Marka Devir Sözleşmesi göre ….. Şti’nin markalarını …….devrettiği anlaşılmıştır.
…. Ticaret Sicil Müdürlüğü kayıtlarına göre ……son tescil bilgilerine göre ortaklarının ……… olduğu anlaşılmıştır.
İstanbul Ticaret sicil müdürlüğünün kayıtlarına göre …….. ana sözleşmesinin 29/08/2012 tarihinde tescil edildiği ve ortaklarının ….. olduğu anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.(TTK madde: 54/2)
İş şartlarına uymamak; özellikle kanun veya sözleşmeyle, rakiplere de yüklenmiş olan veya bir meslek dalında veya çevrede olağan olan iş şartlarına uymayanlar dürüstlüğe aykırı davranış haksız rekabet hâllerindendir. (TTK madde: 55/1-c-3-e)
Tek satıcılık sözleşmesi; üretici ile tek satıcı arasındaki ilişkileri düzenleyen, üreticinin mallarını belirli bir bölgede tekel şeklinde satmak üzere tek satıcıya göndermeyi üstlendiği, tek satıcının da kendisine gönderilen malların sürümünü artırmak için kendi adına ve hesabına faaliyette bulunduğu, taraflar arasında sürekli borç ilişkisi doğuran isimsiz bir sözleşmedir.(Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 14/01/2016, 2016/5707 Esas ve 2016/12723 Karar)
Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, Türk Milleti adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. m.141); toplanan/sunulan deliller, ticaret sicil kayıtları, tek satıcılık sözleşmesi, distribütörlük sözleşmesi, protokol, marka tescil belgeleri, marka devir sözleşmesi, Ankara …… Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/338 e sayılı dosyası, yine Ankara …. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/483 e sayılı dosyasında verilen karar, vergi kayıtları, iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; davalılardan ……. ürünlerinin üreticisi oldukları ve ürettikleri bu ürünlerin toptan ve perakende satış yetkisini dağıtıcı dava dışı …. devrettikleri, … ise adi yazılı bir protokol ile 10 yıl süre ile tek satıcılık yetkisinin…….’ne devredildiği, davacının ….. bayisi olduğunu iddia etmiş ise de dosyada mevcut herhangi bir bayilik sözleşmesi bulunmadığı, davacının dava dilekçesinde belirttiği iddialarını davalılara karşı ileri süremeyeceği, zira davalılar ile davacı arasında herhangi bir sözleşmesel ilişki bulunmadığı gibi davalılar tarafından davacı lehine verilmiş tek taraflı bir taahhüt de bulunmadığı, sözleşmenin nispiliği ilkesi gereğince davacının davalılar ……… ve … ile dava dışı ……… arasındaki sözleşmeler ile yine davalı …. İle ……. Arasındaki distribütörlük sözleşmesine dayanmasının mümkün olmadığı, tek yetkili satıcılık sözleşmesi hak sahibi ile satıcı arasında hak ve yükümlülükleri düzenleyen bir sözleşme niteliğinde bulunduğundan, piyasaya sunulan ürünler nedeniyle haksız rekabete dayalı olarak talepte bulunma ve dava açma hakkı da sözleşmenin diğer tarafı olan gerçek hak sahibine ait (Yargıtay …………Hukuk Dairesi’nin 24/01/2018 tarih ve 2016/6799 E 2018/600 K sayılı ilamı) olduğu, davacının haksız rekabete dayalı eldeki davayı açmasında aktif husumet ehliyetinin bulunmadığı sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2- Başlangıçta peşin olarak alınan 29,9 TL harcın, alınması gerekli olan 35,9 TL harçtan mahsubu ile bakiye 6 TL karar ve ilam harcının davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
4- Davalı …’in yargılama sırasında yapmış olduğu 51,7 TL tebligat ve posta gideri, 25 TL tanık ücreti olmak üzere toplam 76,7 TL’nin davacıdan alınarak davalı …’e verilmesine,
5-Davalı …’ın yargılama sırasında yapmış olduğu 23,2 TL tebligat ve posta giderinin davacıdan alınarak davalı …’a verilmesine,
6- Davalılar … ve … yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan….. uyarınca 1.000,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalılar … ve …’ye verilmesine,
7- Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi uyarınca, artan gider avansının davacıya; delil avansının davalı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.