Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/686 E. 2018/404 K. 10.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2016/686 Esas
KARAR NO : 2018/404

DAVA : Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/06/2016
KARAR TARİHİ : 10/04/2018

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle davacı müvekkilinin davalı şirketin elektrik abonesi olduğunu, 4628 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu 4. Yasası Düzenleme Kurulu (EPDK ) yetkili olduğunu, ancak anılan madde ile EPDK ‘ya sınırsız bir fiyatlandırma veya ek bedel yansıtma görev ve yetkisi verilmediğini, müvekkili şirketin aboneliğinin başlangıcı ile devam eden tarihlerde ödediği faturalarda, anılan yasa madddesine aykırı olarak kayıp kaçak bedeli , iletim bedeli, dağıtım bedeli, sayaç okuma bedeli perakende satış hizmet bedeli adları altında çeşitli kesintiler yapıldığını halende kesinti yapılmaya devam ettiğini, söz konusu kesintilerin davalı şirket tarafından bazen doğrudan adını faturaya yazarak , bazen ise net enerji bedeline, Perakende Tek Zamanlı Net Satış katsayısına ya da sair yasal olarak alınması gereken bedellerin içerisinde ekleme yapılarak müvekkilin anlayamayacağı şekilde faturaya yansıtıldığını, müvekkili şirket ile davalı arasında akdedilen abonelik sözleşmesinden kaynaklanan hukuki uyuşmazlıkların Türk Borçlar Kanunu uyarınca 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu hususunun tartışılmayacağını, davalı şirketin faturada tek zamanlı net enerji bedelini ve yasayla konulan vergi vb. Kesintileri yaparak faturayı tanzim etmesi gerekirken, bu unsurlar dışında kalan ve yukarıda anlattıkları kesintilerin yasal kesintilerin içerisinde eriterektahsil etmesinin hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin kurumun kuruluş tarihi olan 2013 yılından dava tarihine kadar, kurum adına çeşitli abone numaraları ile tanzim olunan bütün faturaların denetime elverişli bir şekilde tüketim bedelleri, vergi ve sair kayıtların davalı şirketten celp edilmesini davalarının kabulü ile, müvekkilinin elektrik faturalarına yansıtılan kayıp kaçak bedeli, iletim bedeli, dağıtım bedeli, sayaç okuma bedeli, perakende satış hizmet bedeli ve benzeri adlar altında yahut yasal olarak alınması gereken bedellerin içerisinde ekleme yapmak suretiyle alınan bedellerin fazlaya ilişkin talep artırım ıslah ek dava ve diğer bütün yasal hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100.000,00 TL kısmının dava tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte davalı şirketten tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı şirket üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından müvekkil şirket aleyhinde mahkememizde yukarıda yazılı dosya numarası ile ikameedilen davada davacının dava konusu faturalara yansımış olan kayıp kaçak bedelleri ile perakende satış hizmet bedli, dağıtım, iletim, sayaç okuma bedelellerinin iadesini talep ettiğini, kayıp kaçak bedeli ve diğer tarife bileşenlerinin elektrikte birer maliyet unsuru olmasına karşılık bazı yargı mercileri tarafından vergi benzeri birer yükümlülük olarak telakki edilmiş ve kanunla düzenlenmediğinden bahisle tüketiciden alınamayacağı yönünden yorumlar yapıldığını, bu yorumların Türkiye genelinde birçok mahkeme tarafından kabul edildiğini ve elektrik piyasasında elektriğin maliyetinin nerdeyse yarısına yakın bir fiyatla elektriğin tüketiciye ulaşmasına yol açacak sürdürülebilir olmayan bir piyasa ortamının oluşmasına yol açtığını, müvekkil şirket ile sözleşme imzalarken yukarıda yazılı ilgili mevzuatı ve mevzuatta belirlenen her türlü tutar ve oranları kabul ve taahhüt ettiğini, ayrıca 6102 sayılı TTK’nun 8. Maddesi gereğince davacının faturayı aldığı tarihten itibaren 8 gün içinde faturanın içeriği hakkında itirazda bulunması gerekirken davacı usulüne uygun itirazda bulunmadığını ve geçmiş dönemlere ait faturaların içeriği hakkında itirazda bulunması gerekirken davacı usulüne uygun itirazda bulunmadığını ve geçmiş dönemlere ait faturaların içeriğine itiraz ettiğini, davacının dava konusu taleplerinih haksızve dayanaksız olduğnu, müvekkil şirketin kanun yönetmelik maddalerine istinaden ve Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun almış olduğu kararlara istinaden dava konusu bedelleri tahsiletme yetkisine sahip olduğunu, 17 Haziran 2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiş olan 6446 Sayılı Kanunun 17. Maddesinde değişiklik yapan 6719 Sayılı Kanunun 21. Maddesi ve Geçici 20. Maddesi ile eklenen hükümler gereğince ve aynı zamanda 6719 sayılı kanun hükümleri devam eden uyuşmazlıklara da uygulanacağı yasa metninde açıkca belirtildiğini devam eden davanını yukarıda belirtilen hükümler çerçevesinde reddine karar verilmesini, bu taleplerinin kabul edilmemesi halinde, dava konusu bedellere ait iade taleplerinin mali yükümlülğü, ilgili dağıtım şirketine ait olduğundan husumetin ……. ne yönetilmesi gerekmekte olduğunu, davanın husumet yönünden reddine karar verilmesini, bu taleplerinin kabul edilmemesi halinde dava konusu bedellere ait iade taleplerinin mali yükümlülüğü ilgilidağıtım şirketine ait olduğundan husumetin …………. ye yönetilmesi gerektiğini, davanın husumet yönünden reddine karar verilmesini, davacının talep ettiği faturalarda tahsil edilen dava konusu bedelleri tespit etmesinin mümkün olduğundan mahkemede ikame edilen belirsiz alacakdavasının hukuki yarar yokluğu sebeiylereddine karar verilmesini yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
Dava ; Dava, hukuki niteliği itibariyle; elektrik abonesi olan davacıdan kayıp -kaçak, dağıtım bedeli, perakende satış hizmet bedeli, iletim bedeli, adı altında tahsil edilen bedellerin davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava yazılı yargılama usulüne tabii olup, usulünce taraf teşkili sağlanmış , dilekçeler aşaması tamamlanmış , HMK 140 maddesi uyarınca ön inceleme duruşmalı yapılıp uyuşmazlıklar tesbit edildikten tahkikat sonlandırılarak HMK 186 maddesi uyarınca sözlü yargılama yapılarak dava sonuçlandırılmıştır.
Davacı vekili 10/04/2018 tarihli duruşmada EPDK nın düzenleyici işlerine aykırı şekilde hesaplama yapıldığına yönelik bir iddialarının olmadığını, davanın konusuz kaldığını, davanın açıldığı tarihte haklılık durumlarına göre vekalet ücreti taleplerinin olduğunu beyan etmiştir.
Kayıp kaçak, dağıtım ve iletim bedeli, sayaç okuma ve perakende satış hizmet bedeli ile ilgili olarak Yargıtay Hukuk Genel Kurulu ve Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nce verilen kararlar ile bu bedellerin mevcut mevzuat kapsamında abonelerden tahsilinin hukuka uygun olmadığı kabul edilmiştir.
Mahkememizde açılan davadan sonra 17/06/2016 tarihinde 29745 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı Kanun’un 17. Maddesinin 1,3 ve 4. Fıkraları ile 6. Fıkrasının (a.ç.d.f) bentleri değiştirilmiş, aynı maddeye eklenen 10. bent ile “Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda Tüketici Hakem Heyetleri ile Mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır.” hükmü getirilmiştir.
6719 sayılı Kanun’un 26. Maddesi ile 6446 sayılı yasaya eklenen Geçici 20. Maddesinde ise “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17. Madde hükümleri uygulanır.” hükmü düzenlenmiştir. Söz konusu maddeye göre Tüketici Hakem Heyetlerinin ve Mahkemelerin bu konuda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkisi sadece dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp kaçak bedellerinin kurumun bu konuda düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlanmıştır. Kanunun yürürlüğünden önce mahkememizde açılan işbu davada davacı yanın tahsilatların EPDK’nın düzenleyici işlemlerine aykırı olduğu yönünde bir iddiası bulunmayıp, yapılan tahsilatların haksız ve hukuka aykırı olduğu iddiası ile davalıdan tahsili istenmiş, EPDK’nın düzenleyici işlemlerine aykırı şekilde işlem yapıldığı yönünde bir itizarız olmadığını bildirmiştir.
HMK 331 maddesi hükmü uyarınca davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hallerde Hakim davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hüküm eder.
Bir davanın yargılaması sürerken yürürlüğe giren yeni bir Kanun yada Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı ile davanın konusuz kalması mümkündür. Bu durumda mahkemece davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmektedir. Mahkememizde açılan davanın yargılaması sırasında 17/06/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6719 sayılı Yasa ile 6446 sayılı Yasa’ya getirilen yeni düzenlemeler uyarınca dava konusuz kalmıştır. Yürürlüğe giren yeni yasa nedeni ile konusuz kalan davada yeni yasanın yürürlüğe girmemiş olması halinde davanın açıldığı tarih itibariyle haklı olan ve kendisini vekille temsil ettiren davacı lehine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesi gereklidir. Mahkememizde açılan davanın tarihi itibariyle gerek Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, gerekse Yargıtay 3 Hukuk Dairesi kararları ile davacının bu davayı açmakta haklı olduğu sabittir. Dava açıldığı anda haklı durumda olan tarafın yargılama sırasında oluşan yasa değişikliği sonucu haksız duruma düşmesi halinde yargılama giderlerinden ve dolayısıyla karşı tarafın vekalet ücretinden sorumlu kılınması da mümkün değildir.
Açıklanan nedenlerle (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 18/11/2009 günlü ve 2009/18 – 421 Esas – 2009/526 Karar sayılı ilamı ile, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi’nin 05/05/2017 tarih, 2017/452 Esas- 394 Karar sayılı karar, Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 2017/2534 Esas 3956 Karar sayılı 28.03.2017 tarihli kararı ile onanan Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ………. Hukuk Dairesinin 2016/21 Esas – 21 Karar sayılı 07/12/2016 tarihli kararı da nazara alınarak ) konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davanın açıldığı tarih itibariyle dava açmakta haklı olan davacının yargılama sırasında yapmış olduğu yargılama giderlerinin davalıdan tahsili ile davacı lehine maktu vekalet ücreti takdireni dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-6719 sayılı kanunun 21. Maddesi ile 6446 Sayılı Elektirik Piyasası Kanunu’nun 17. Maddesine eklenen 10. Fıkra hükmü ve 6719 Kanunu’nun 26. Maddesi ile 6446 Sayılı Elektrik Piyasası KAnunu’na eklenen geçici 20. Maddesi hükümlerine istinaden davanın konusuz kalması nedeniyle DAVANIN ESASI HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2- Karar tarihinde yürürlükte olan Harçlar Kanunu ‘na göre alınması gerekli 35,90 TL ilam harcının dava açılırken yatırılan 1.707,75 TL ilam harcından mahsubu ile kalan 1.671,85 TL harcın davacıya iadesine,
3-Davacı taraf kendini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan …Ü.T.’ye göre 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya yada ahzu kabza yetkisi olan vekiline verilmesine,
4-Davacı tarafça yapılan 130,20 TL tebligat zarf giderinin davalıdan alınarak davacıya yada ahzu kabza yetkisi olan vekiline verilmesine,
5-Davacı tarafça yatırılan 29,20 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya yada ahzu kabza yetkisi olan vekiline verilmesine,
6-HMK 120 maddesi gereğince davacı tarafça yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştikten sonra ve istem halinde HMK 333 maddesi gereğince davacıya ya da ahzu kabza yetkili vekillerine iadesine,
Karar verildi.
Davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, HMK 345 Maddesi uyarınca gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren yasal 2 haftalık süre içerisinde İstanbul BAM’a İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.