Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/601 E. 2018/718 K. 07.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİKARAR

ESAS NO : 2016/601 Esas
KARAR NO : 2018/718

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/05/2016
KARAR TARİHİ : 07/06/2018
DAVA :
Davacı vekili Mahkememize sunduğu 18/05/2016 havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; davacı alacaklı ile davalı borçlu arasındaki Cari Hesap Ekstresi kayıtlarına göre davalı şirket 02/01/2013 tarihi itibarı ile müvekkili şirkete 78.143,10 TL borçlu olduğunu, tamamen iyi niyet içinde yapılan beklenti, unutturmak noktasına gelince, hakkında ilamsız takip yolu ile icra takibi yapıldığını, ödeme emri usulüne göre tebliğ edildiğini, davalının icra takibine, ödeme emrine, faize, faiz oranına, borca itiraz ettiğini, borçlu/davalı itirazlarını sıralarken” borcun sebebine” her hangi bir itirazı olmadığını, fatura taraflar arasında imzalanmış olan 01/10/20109 tarihli sözleşmeye istinaden keşide edilmiş olduğu ve sözleşmenin 3. Maddesinde alacaklı/davacının Motor Bağlantı Elemanı Mühendisliği ve Satınalma Müşaverliği yapacağı açıklandığını, fatura içeriğine de aynı ibareler ve sözleşmede yazılı tutarın aynen alınarak düzenlendiğini belirterek davalı/borçlunun haksız ve mesnetsiz itirazlarının iptaline, takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili Mahkememize sunduğu 08/09/2016 havale tarihli cevaba cevap dilekçesinde özetle: dava dilekçesini tekrarla davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 07/06/2018 tarihli celsedeki esas hakkındaki beyanında; son bilirkişi raporunun usul yasasına aykırı olduğunu, ispatın yazılı delil ile yapılmasını gerektiğini beyanla davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili Mahkememize sunduğu 28/06/2016 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: dava dilekçesinde bahsi geçen ve icra konusu yapılan alacağın kanıt olarak gösterilen; 31/12/2009 tarih ve … sayılı … faturası, içerik açısından gerçeği yansıtmadığını, bu fatura …. yöneticilerinin bilgisine sunulmadığını, kabul ve onayı yapılmamış ve varlığından ilk defa düzenlendikten 6 yıl sonra icra dosyası ekinde … ye iletildiğinde haberdar olunduğunu, bu fatura düzenlediği yıl itibarıyla Grup Şirketleri Merkez Muhasebe’nin sorumluluğunda ve arşivinde olması gerektiğini,… arşivinde bulunmadığını, 01/10/2009 tarihli sözleşmede tanılanan hizmetlerin hiçbirisinin ….. alımı gerçekleşmediğini, davacının dava dosyasına sunduğu fatura ile detaylı inceleme yapılarak, faturada tanımlanan işlerin yapılıp yapılmadığı, dolayısıyla düzenlenen faturanın içerik bakımından gerçeği yansıtıp yansıtmadığının tespiti, davacı ile faturaları davacı adına düzenleyen imzalayanlar ile davalı adına kabul edip şirket kayıtlarına sokmalarına rağmen he iki şirketin de ortak yöneticilerinden saklandığının tespiti, suç niteliği taşıyan eylemlerle ilgili tazminat ve ceza davaları haklarının saklı tutularak icranın iptal davasının reddi ile icranın kaldırılması, dava ile ilgili tüm giderlerin davacı tarafına yüklenmesine karar verilmesini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili 07/06/2018 tarihli celsedeki esas hakkındaki beyanında; bilirkişi raporunun eklerinde sunulan belgeler ile iddialarının ispatlanmış durumda olduğunu, bu nedenle karşı tarafın iddialarının yazılı delil ile ispatlanamadığı şeklindeki beyanlarını kabul etmediklerini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde davalıya mühendislik hizmeti sunulup sunulmadığı davaya konu fatura ile fiktif alacak oluşup oluşturulmadığı noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: İtirazın iptalini düzenleyen 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 67/1. Maddesindeki “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER :
Celp ve tetkik edilen İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğü’nün 2016/6103 Esas sayılı dosyasında; davacı takip alacaklısı tarafından 23/03/2016 tarihli takip talebi ile davalı takip borçlusu hakkında ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin davalı takip borçlusuna 25/03/2016 Tarihinde tebliği üzerine davalı takip borçlusunun süresi içerisinde, borca ve ferilerine karşı itiraz ettiği ve bunun üzerine takibin durduğu, itiraz dilekçesinin ve/veya takibin durdurulmasına ilişkin kararın davacı takip alacaklısına tebliğ edilmediği, eldeki davanın 1(bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı vekilince dosyaya sunulan 31/12/2009 tarihli faturalar incelendiğinde, davalıya yönelik olarak 76.060,00 TL bedelli düzenlendiği ve açık fatura niteliğinde olduğu anlaşılmıştır.
Tarafların ticari defterlerinin incelenmesine karar verilmiş, inceleme gününde Mahkememize ibraz edilen ticari defterler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Mali Müşavir bilirkişi 29/05/2017 Havale tarihli raporunda özetle; davacı-alacaklı taraf 2009 yılına ait ticari defterlerini TTK 64. Maddeye göre zamanında açılış ve kapanış Noter tasdiklerini yaptırmış olup , kendi lehine olacağı, davalı-borçlu taraf 2009 yılına ait ticari defterlerini TTK 64. Maddeye göre zamanında açılış ve kapanış noter tasdiklerini yaptırmış olup, kendi lehine olacağı, dava konusu fatura için ilgili yılda davalı ve davacının …. mutabakatının yapmadığı, dava konusu faturanın ilgili yılında davalı ve davacının Mali Müşaviri …. olduğu, 31/12/2009 yıl sonu cari hesap mutabatanın yapılmadığı, davalı …. 2009 yılı Aralık ayı KDV beyanı önceki dönemden devreden KDV 64.503,81 TL bu döneme ait indirilecek KDV 32.514,34 TL hesaplanan KDV nin de 97.087,54 TL olduğu ve ödenmesi gereken KDV nin de 69,39 TL olduğu, davacı …Ş. 2009 Aralık ayı KDV beyanında önceki dönemden devreden KDV 173.429,60 TL bu döneme ait indirilecek KDV 46.368,43 hesaplanan KDV 62.920,00 TL sonraki döneme devreden KDV nin de 156.877,96 TL olduğu, dava konusu faturaya ait mühendislik ve müşavirlik sözleşmesi damga vergisine tabii olduğu halde damga vergisi beyan edilmemiş ve ödenmemiş olduğu, dava konusu faturanın kapalı fatura olduğu, davacının kayıtlarında alacak kaydının olduğu, tahsilatın yapılmadığı, davalını kayıtlarında da olduğu ve ödeme gözükmediği, davacının takip konusu faturanın, kapalı fatura olarak düzenlendiğinden ve yukarıdaki açıklamalar neticesinde alacağının olmadığını rapor etmiştir.
Mali Müşavir ve Gemi Makineleri İşletme Mühendisi bilirkişiden oluşan heyetçe sunulan 27/02/2018 Havale tarihli raporunda özetle; Takip konusu 31.12.2009 tarihli 31.12,2009 tarih, …. no.lu, KDV dahil 79.060 TL tutarlı faturanın dava dilekçesi ekinde ortasındaki imza sebebiyle önceki bilirkişi tarafından “kapalı fatura” olarak değerlendirilmiş olsa da, yerinde inceleme sırasında “1.Nüsha” yazan aynı suretinde faturanın ortasında, dava dilekçesi ekinde olduğu gibi kaşe+imzanın yer almadığı, fatura İçeriğinin “bağlantı mekaniği mühendisliği ve müşavirlik hizmeti” açıklamasını içerdiği, ihtilaf konusu faturanın asıl suretinin davalıda bulunmaması, aynı dönemde her iki şirketin ……… ve arşivinin aynı yerde yer alması, yapılan sözleşmede o donem için yetkili kişilerin imzasının bulunmadığı, yanı sıra, davalıya ait diğer tüm faturalarda “satın alma süreç kontrol “ kaşesi ile iç kontrol sistemine kaydedilen onay kaydını içermemesi, sebepleriyle-ihtilafin açık-kapalı fatura değerlendirmesine göre çözümlenemeyeceği, teknik yeterlilikle fatura içeriği mal teslimi/hizmet ifasının yapılıp yapılmadığının somut olarak irdelenmesine göre değerlendirme yapılması gerektiği, davacı şirketin ihtilaf konusu faturanın ait olduğu 2009 Aralık ve 2010 Ocak ayındaki çalışan teknik personel yetkinliği incelendiğinde; 9 kişilik çalışanın olduğu …. kayıtlarında Maaş Tutan 710 ile 730 TL arasında 8 kişinin gelir elde ettiği sadece …. No’su ……… in 1.600TL aylık 30 günlük geliri olmasından 8 adet ücretlinin ücretlerinin asgari ücret seviyesi civarında olması hasebiyle Mühendis kadrosuyla firmada görevleri olduğu, sadece … isimli kişinin Mühendis kadrosuyla görev yaptığı görülmekle, kadro olarak 31.12.2009 tarih,…Seri sıra No.Iu KDV dahil 79.060,00 TVlik Motor Bağlantı Mekaniği Mühendisliği 47.000,00 TL’ lik ve 20.000,00TL’ lik Satın Alma müşavirlik hizmetini veremeyeceği, dolaysıyla davacının fatura içeriği hizmeti ifa ettiğini ispat edemediği, bahsi geçen fatura karşılığı davalıdan alacağının bulunmadığı, ancak, heyetlerinin görüşü aksine, Mahkemenin kısmen ya da tamamen davacı lehine hüküm kurması halinde, takip tarihi öncesinde tebliğ şerhine havi bir ihtarname ile davacı temerrüde düşürülmediğinden davacının takip öncesinde işlemiş faiz talep edemeyeceği, takip sonrasında ise tacir olan tarafların sözleşme ile belirlenmeyen vadelerine paralel olarak takip sonrasında 3095 s.k m.2/2 kapsamındaki ıskonto avans faiz talebinin yerinde olduğu, davalı tarafından İstanbul Anadolu ….İcra Dairesi 2016/6103 E. Sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptalini isteyemeyeceğini rapor etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
TİCARİ DEFTERLERİN DELİL KABİLİYETİ
Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun, yargılamayı gerektiren davalarda hazırlık işlemlerine ilişkin hükümleriyle senetlerin ibrazı zorunluluğuna dair olan hükümleri ticari işlerde de uygulanır. (TTK m. 83)
Uyuşmazlık konusu vakıaları ispata elverişli yazılı veya basılı metin, senet, çizim, plan, kroki, fotoğraf, film, görüntü veya ses kaydı gibi veriler ile elektronik ortamdaki veriler ve bunlara benzer bilgi taşıyıcıları bu Kanuna göre belgedir. (HMK m. 199)
Taraflar, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmek zorundadırlar. Elektronik belgeler ise belgenin çıktısı alınarak ve talep edildiğinde incelemeye elverişli şekilde elektronik ortama kaydedilerek mahkemeye ibraz edilir. Ticari defterler gibi devamlı kullanılan belgelerin sadece ilgili kısımlarının onaylı örnekleri mahkemeye ibraz edilebilir. (HMK m. 219)
İbrazı istenen belgenin, ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahut belgenin var olduğu resmî bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin bir süre verir. (HMK m. 220/1)
Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır. (HMK m. 222/2-3-5)
TEMERRÜT
İfa zamanı taraflarca kararlaştırılmadıkça veya hukuki ilişkinin özelliğinden anlaşılmadıkça her borç, doğumu anında muaccel olur(TBK m. 90).
Karşılıklı borç yükleyen bir sözleşmenin ifası isteminde bulunan tarafın, sözleşmenin koşullarına ve özelliklerine göre daha sonra ifa etme hakkı olmadıkça, kendi borcunu ifa etmiş ya da ifasını önermiş olması gerekir(TBK m. 97).
Muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer(TBK m. 117/1).
Borcun ifa edileceği gün, birlikte belirlenmiş veya sözleşmede saklı tutulan bir hakka dayanarak taraflardan biri usulüne uygun bir bildirimde bulunmak suretiyle belirlemişse, bu günün geçmesiyle; ( …. ) borçlu temerrüde düşmüş olur. Ancak sebepsiz zenginleşenin iyiniyetli olduğu hâllerde temerrüt için bildirim şarttır(TBK m. 117/2).
Aksine sözleşme yoksa, ticari bir borcun faizi, vadenin bitiminden ve belli bir vade yoksa ihtar gününden itibaren işlemeye başlar(TTK m. 10).
FAİZ
Bir miktar paranın ödenmesinde temerrüde düşen borçlu, sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça, geçmiş günler için 1 inci maddede belirlenen orana göre temerrüt faizi ödemeye mecburdur(3095 s.y. M. 2/1).
…….Bankasının önceki yılın 31 Aralık günü kısa vadeli avanslar için uyguladığı faiz oranı, yukarıda açıklanan miktardan fazla ise, arada sözleşme olmasa bile ticari işlerde temerrüt faizi bu oran üzerinden istenebilir. Söz konusu avans faiz oranı, 30 Haziran günü önceki yılın 31 Aralık günü uygulanan avans faiz oranından beş puan veya daha çok farklı ise yılın ikinci yarısında bu oran geçerli olur(3095 s.y. M. 2/2).
Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, Türk Milleti adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. m.141); toplanan deliller, ticaret sicil kayıtları, fatura, takip dosyası, bilirkişi raporları, iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı/takip alacaklısının davalı/takip borçlusu hakkında cari hesaba dayalı olarak takip başlattığı, davalı/takip borçlusunun tebliğ edilen ödeme emri üzerine takibe borca ve fer’ileri yönünden süresinde itiraz ettiği ve takibin durduğu, eldeki itirazın iptali davasının süresinde açıldığı, taraflar arasındaki ihtilafın takip dayanağı belgeye konu mal ve/veya hizmetin teslim edilip edilmediği ve/veya sunulup sunulmadığı hususundan kaynaklandığı, uyuşmazlığın halli ve taraflar arasındaki ticari ilişkinin tespiti için defter incelemesine karar verildiği, davacının kendi ticari defterlerine göre davalı taraftan 79.143,10 TL alacaklı olduğu, davacının ticari defterlere delil olarak dayandığı ve tarafların ellerinde bulunan belgeleri -ticari defterler dahil- ibraz zorunluluğu bulunduğu, davalının ticari defterlerine göre ise davacıya 79.060,00 TL bakiye borcunun bulunduğu, davacının faturasının davalının ticari defterlerine kayıtlı olduğu, borçlunun faturaları kendi defterlerine kaydetmesi (faturaları deftere kayıt öncesinde ya da sonrasında süresi geçtikten sonra itiraz ve iade etmiş olması) halinde alacaklının (hizmet vermiş olsun ya da olmasın) HMK’nın 222. maddesi uyarınca alacağını ispatladığının kabul edilmesi gerektiği (Yargıtay 23. HD’nin 10/02/2016 tarih ve 2015/4576 Esas – 2016/621 Karar sayılı ilam) davalının ticari defterlerinin usulüne uygun tutulmuş olması nedeni ile davacı lehine delil teşkil edeceği, faturanın her iki tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olduğu hususunda taraflar arasında ihtilaf bulunmadığı, takip cari hesaba dayalı olup esasen cari hesap yekününün çoğunlukla 31/12/2009 tarihli ve 79.060,00 TL bedelli faturadan kaynaklı olduğu, dava dilekçesinde ekinde dosyaya sunulan bu fatura örneğinin açık fatura gibi üst kısmında ve kapalı fatura gibi alt kısmında imzaların bulunduğu ve bu husus 29/05/2017 tarihli Mali Müşavir raporunda faturanın kapalı fatura olarak değerlendirildiği, bunun üzerine davacı vekilince celse arasında ilgili faturanın başka bir nüshasının dosyaya sunulduğu sunulan bu nüshada da bu kez faturanın açık fatura şeklinde düzenlediği ve faturanın üst kısmında kaşe ve imzanın yer aldığı, alt kısmında ise herhangi bir imzanın bulunmadığı, 29/05/2017 tarihli bilirkişi raporundan sonra taraflar arasında faturanın açık-kapalı fatura olup olmadığı hususunda ihtilaf çıktığı, ancak davalı tarafın cevap ve aşamalardaki dilekçeleri bir bütün haline değerlendirildiğinde herhangi bir ödeme iddiası yer almadığı gibi alacağın fiktif olarak yaratıldığı ve faturada bahsi geçen hizmetin sunulmadığının ve faturanın gerçeği yansıtmadığının iddia edilmiş olması karşısında davalı tarafça hizmetin sunulmadığı iddia edilen bir hususta davacı tarafın faturanın kapalı olduğu kabul edilerek ödenmeyi almadığını ispatla yükümlü tutulmasını çelişki oluşturacak olması nedeniyle davaya konu faturanın kapalı fatura olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığı, kaldı ki 27/02/2018 tarihli bilirkişi heyetinde Mali Müşavir değerlendirmesinde ihtilafın faturanın açık-kapalı fatura değerlendirilmesine göre çözümlenemeyeceğinin belirtildiği, davalı tarafça bir dönem her iki şirketin yetkilileri ile Mali Müşavir’ in aynı olması nedeniyle davaya konu faturanın ilişkili grup şirketlerinin kısa dönemli nakit ve finansman ihtiyacını değerlendirmek ve birbirlerine fon aktarabilmek için düzenlendiği iddia edilmiş ise de faturanın keşide edildiği dönemde her iki şirketin yetkilileri ile Mali Müşavir’ in aynı olmasını hizmetin sunulmadığı hususunun ispata elverişli olmadığı ayrıca davacının davalının ticari defterlerine faturanın işlenmesini sağladığı iddiası hile iddiası niteliğinde olup işlemin bir yıl içinde iptalinin istenmesinin gerekli olduğu, davalı şirket yetkililerinin kasıtlı olarak iptal isteminde bulunmamaları ihtimalinde dahi şirketlerin farklı tüzel kişiliğe haiz nedeniyle sonucun değişmeyeceği, davalının hileli davranışı en geç cari hesabın 2010 yılına devrinde öğrendiğinin kabulünün gerektiği, her ne kadar davalı taraf cevap dilekçesinde davaya konu faturanın 6 yıl boyunca kötü niyetle muhasebe yöneticisi tarafından gizlendiği iddia olunmuş ise de davalı şirketin gerekli ticari defterleri tutmakla yükümlü olması(TTK 18/1) ve her tacirin ticaretine ilişkin tüm faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi(TTK 18/2) gerekli olduğundan muhasebecinin faturayı gizlediği iddiasının davacı tarafa şirkete karşı ileri sürülemeyeceği, bu kapsamda davalı şirket yetkililerinin bir yıl içinde işlemi iptalinin istememiş olmaları nedeniyle hileli işlem iddiasına dayanmalarının mümkün olmadığı, bunun yanı sıra davalı şirket yetkililerin iddia olunan hileli işlemin iptalini istememiş olmaları durumunun şahsi sorumluluklarından doğurma ihtimali bulunmakla birlikte ve davalı tarafça da şirketlerin tüzel kişilik perdesinin kaldırılması yoluyla şirketlerde, üstlenilen bireysel sorumluluklar açısından inceleme yapılması talep edilmiş ise de yöneticinin şahsi sorumluluğu ticaret kanununda ayrı bir müessese olarak düzenlenmiş olması ve 5235 sayılı kanunun 5. Maddesi uyarınca yöneticinin hukuki sorumluluğuna ilişkin davaların heyetçe görülmesi gerektiği, davanın itirazın iptali davası olması ve iddia edilen bu hususta ayrıca harçlandırılmış bir dava bulunmaması nedeniyle eldeki davada bu savunmanın değerlendirilmesine olanak bulunmadığı, davalı şirket yetkililerinin ve çalışanların kusurlu hareketleri ve/veya ihmali davranışlarından doğan sonucun ayrı bir tüzel kişiliği olan davacı tarafa ileri sürülemeyeceği, bunun dışında muvaza ve/veya fiktif iddiasının yazılı delil ile ispatlanması gerektiği, zira davaya konu faturanın davacının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, ancak muvaza ve/veya fiktif iddiasını ispata yarayan herhangi bir yazılı delil bulunmadığı, davalı tarafın iddialarını ispatlayamadığı, her ne kadar 27/02/2018 bilirkişi heyeti raporunda davacı tarafın faturaya konu hizmeti sunduğuna dair herhangi bir delil bulunmadığı gibi davacının bahsi geçen hizmeti sunacak kapasitesinin bulunmadığı rapor edilmiş ise de faturanın davalı tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olması karşısında mal ve hizmetin teslim alınmadığı ve sunulmadığı davacı tarafça ispatlanması gerektiği, bu nedenle davalı takip borçlusunun asıl alacak yönünden icra takibine itirazının haksız ve yersiz olduğu aksine bir sözleşme olduğu veya taraflarca vade belirlendiği iddia ve ispat edilmediği, gibi icra takibinden önce davalı/takip borçlusu temerrüde düşürülmediğinden takip tarihine kadar işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığı, davacının takip tarihinde yasal faiz talep etmiş olması nedeniyle alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz(3095 sy. m. 2/1) uygulanması gerektiği, alacağın likit olması nedeni ile kabulle sonuçlanan kısım üzerinden davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi şartlarının oluştuğu(İİK m. 67/2) sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,
2-Davalı/takip borçlusunun, İstanbul Anadolu ……. İcra müdürlüğünün 2015/6103 Esas sayılı dosyasına vaki itirazının 78.143,00 TL asıl alacak yönünden İPTALİNE, takibe konu asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına,
3-Takibe konu asıl alacağın %20 ‘si olan 15.628,60 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Başlangıçta peşin olarak alınan 1.215,47 TL harç ile icra dosyasına yatırılan 504,2 TL harcın, alınması gerekli olan 5.337,95 TL harçtan mahsubu ile bakiye 3.618,28 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
5-Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu 93,8 TL tebligat ve posta gideri, 2.300 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.393,8 TL yargılama masrafının davacı davasında kısmen haklı çıktığından dava konusunun toplam değerinin kabulle sonuçlanan kısma oranı sonucu bulunan 1.857,62 TL yargılama masrafından davalının yapmış olduğu 14 TL tebligat ve posta giderinden davacıya isabet eden 3,14 TL’nin mahsubu ile kalan 1.854,48 TL ‘ye davacının başlangıçta yatırdığı peşin harç 1.215,47 TL ilave olunarak toplam 3.069,95 TL yargılama masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, dava konusunun toplam değerinin redle sonuçlanan kısma oranı sonucu bulunan 536,18 TL yargılama masrafının davacı üzerinde bırakılmasına, davalının yapmış olduğu yargılama masrafından kalan 10,86 TL ‘nin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürülükte bulunan …. uyarınca 8.945,73 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan…. uyarınca 2.706,59 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi uyarınca, artan gider avansının davacıya; artan delil avansının davalıya iadesine,
9-Karar kesinleştiğinde İstanbul Anadolu .. İcra müdürlüğünün 2015/6103 Esas sayılı dosyasının merciine iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. .