Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/574 E. 2018/400 K. 10.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2016/574 Esas
KARAR NO : 2018/400

DAVA : Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 10/04/2018

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davalı tarafın müvekkili adına düzenlemiş olduğu faturalarda enerji tüketim bedelinin haricinde ………. adı altında borç tahakkuk ettirildiğini ve bu bedellerin toplam fatura miktarı ile irliktedüzenli olarak müvekkilinden tahsil edildiğini, davalı tarafından tahakkuk ettirilen meblağların, herhangi bir hizmet karşılığı olmadığı ve hiçbir yasal dayanağının bulunmadığını, davalının elektrik tedariki faaliyetini yürütmesinin karşılığı olarak , elektriğin üretiminden müvekkil adresine gelmesine karar olan tüm harcama maliyetlerini ve kar payını hesap ederek elektrik brim fiyatlarını belirlemekte ve vermiş olduğu hizmet ve kar payını harcanan elektrik miktarı üzerinden fiyatlandırdığını, davalı şirketin bunun haricinde ……… adı altında harcama kalemleri tahakkuk ettirerek faturalara yansıtmasının haksız olduğunu, bu durumun davalı şirketin sebepsiz zenginleşmesine ve haksız kazanç sağlamasına sebep olduğunu, bu bedelin tahsilinin yasal dayanağının bulunmadığını ve abonelere iadesinin gerektiğini yönünde Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun ve Yargıtay Dairelerinin birçok kararının mevcut olduğunu, davalı şirketin dava konusu edilen elektrik enerjisi satın aldıkları ……. tarihinden……. tarihine kadar bu tarihler arasında düzelenmiş olan faturalarda, her dönemde …………. adı altında bir kalem daha düzenlendiğini ve tahsiledildiğini, ancak müvekkilin enerji …………….bedeli haricinde …………. olarak ne kadar fazladan ödeme yapıldığının net olarak tespit edilemediğinden belirsiz bir alacağın söz konusu olduğunu, açıklamış oldukları nedenlerle ve fazlaya ve diğer dönemlere ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla, yukarıda belirtilen adreslerdeki aboneliklerindendolayı müvekkilden ………… Bedeli adına altında haksız ve yasalara aykırı olarak fazladan tahsil edilen 01/06/2006 tarihinden ……… tarihine kadar olan dönem için taraflarınca tam ve net olarak miktarı tespit edilemeyen toplam miktardan şimdilik 10.000,00 TL nin davalıdan her birinin ödeme tarihleridnen itibaren hesaplanacak ticari avans faizi ile birlikte müvekkiline ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili dava dilekçesi ile davaya konu ………… ve diğer tarife bileşenlerinin elektirikte birer maliyet usuru olmasına karşılık bazı yargı mercileri tarafından vergi benzeri birer yükümlülük olarak telakki edilerek kanunla düzenlenmediklerinden bahisle tüketiciden alınamaycakları yönünde yorum yapıldığını, bahse konu yorumun Türkiye genelinde bir çok mahkeme tarafından kabul edildiğini ve elektriğin maliyetinin neredeyse yarısına yakın bir fiyatla elektriğin tüketiciye ulaşmasına yol açacak sürdürülebilir olmayan bir piyasa ortamının oluşmasına yol açtığını, 6719 Sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 6446 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ve ikincil mevzuat gereği eldeki davaların reddedilmesi gerekirken hukuki olmayan yorumlarla davaların kabulüne karar verilmesi ve elektrik piyasası sürdürülebilir olmayan bir ortama sürüklendiğini, kanun anlamında tüketici gibi dteğerlendirilmesi mümkün olmayan basiretli tacir olarak değerlendirilmesi gereken davacının , elektrik aboneliğine dair sözleşmenin imzası sırasında EPDK kararları ile bağlı olduğunu bulmuyor sözleşmelerinde taraflardan birinin sözleşme koşullarını değiştirmeye yönelik iş bu davadaki talep ve benzeri taleplerinin reddinin gerektiğini, açıklamış oldukları nedenlerle 6446 Sayılı Yasa ‘nın 17 ve geçici 20. Maddesi doğrultusunda davanın reddine, 6446 Sayılı Yasa’dan kaynaklanan ayrıştırma ve Kısmi bölünme sebebiyle müvekkilinin şirketin davanın tarafı olmadığının kabulüne Pasif Husumet yokluğundan davanın reddine, 6446 Sayılı Yasanın 17/4 maddesi kapsamında EPDK kararları iptal edilmeksizin davaya konu fatura kalemlerinin ilgili perakende satış şirketi tarafından EPDK kararları doğrultusunda tahsil edilmiş olduğunun kabulüne, tahakkuk ve tahsil edildikleri tarih bakımından yürürlükte bulunan EPDK kararlarına ve mevuata uygun fatura kalemlerinin tahsilinin ilgili EPDK kararı iptal edilmeksizin iade edilmesinin hukuken mümkün olmadığının kabulü ile davanın reddine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DAVA : Dava hukuki niteliği itibariyle;………. olan davacıdan kayıp -kaçak, dağıtım bedeli, perakende satış hizmet bedeli, iletim bedeli, adı altında tahsil edilen bedellerin davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava yazılı yargılama usulüne tabii olup, usulünce taraf teşkili sağlanmış , dilekçeler aşaması tamamlanmış , HMK 140 maddesi uyarınca ön inceleme duruşmalı yapılıp uyuşmazlıklar tesbit edildikten tahkikat sonlandırılarak HMK 186 maddesi uyarınca sözlü yargılama yapılarak dava sonuçlandırılmıştır.
Uyuşmazlık ;Taraflar arasında imzalanan ………… Sözleşmesi uyarınca, 01/06/2016 tarihinden ……… tarihine kadar olan süre içerisinde davalının davacıdan kayıp kaçak bedeli üzerinden hesaplanan enerji fonu , ………. payı , ……… ve bu bedeller üzerinden alınan …… bedeli adı altında tahsil edilen bedellerin sözleşmeye uygun olup olmadığı ve davacının bu bedellerinin iadesini talep edip edemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
Davalı vekili 10/04/2018 tarihli duruşmada davanın konusuz kaldığını davanın reddini talep ettiklerini beyan etmiştir.
Kayıp kaçak, dağıtım ve iletim bedeli, sayaç okuma ve perakende satış hizmet bedeli ile ilgili olarak Yargıtay Hukuk Genel Kurulu ve Yargıtay ……. Hukuk Dairesi’nce verilen kararlar ile bu bedellerin mevcut mevzuat kapsamında abonelerden tahsilinin hukuka uygun olmadığı kabul edilmiştir.
Mahkememizde açılan davadan sonra ……….. tarihinde 29745 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı Kanun’un 17. Maddesinin 1,3 ve 4. Fıkraları ile 6. Fıkrasının (a.ç.d.f) bentleri değiştirilmiş, aynı maddeye eklenen 10. bent ile “Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda Tüketici Hakem Heyetleri ile Mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır.” hükmü getirilmiştir.
6719 sayılı Kanun’un 26. Maddesi ile 6446 sayılı yasaya eklenen Geçici 20. Maddesinde ise “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17. Madde hükümleri uygulanır.” hükmü düzenlenmiştir. Söz konusu maddeye göre Tüketici Hakem Heyetlerinin ve Mahkemelerin bu konuda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkisi sadece dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp kaçak bedellerinin kurumun bu konuda düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlanmıştır. Kanunun yürürlüğünden önce mahkememizde açılan işbu davada davacı yanın tahsilatların EPDK’nın düzenleyici işlemlerine aykırı olduğu yönünde bir iddiası bulunmayıp, yapılan tahsilatların haksız ve hukuka aykırı olduğu iddiası ile davalıdan tahsili istenmiş, EPDK’nın düzenleyici işlemlerine aykırı şekilde işlem yapıldığı yönünde bir itizarız olmadığını bildirmiştir.
HMK 331 maddesi hükmü uyarınca davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hallerde Hakim davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hüküm eder.
Bir davanın yargılaması sürerken yürürlüğe giren yeni bir Kanun yada Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı ile davanın konusuz kalması mümkündür. Bu durumda mahkemece davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmektedir. Mahkememizde açılan davanın yargılaması sırasında 17/06/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6719 sayılı Yasa ile 6446 sayılı Yasa’ya getirilen yeni düzenlemeler uyarınca dava konusuz kalmıştır. Yürürlüğe giren yeni yasa nedeni ile konusuz kalan davada yeni yasanın yürürlüğe girmemiş olması halinde davanın açıldığı tarih itibariyle haklı olan ve kendisini vekille temsil ettiren davacı lehine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesi gereklidir. Mahkememizde açılan davanın tarihi itibariyle gerek Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, gerekse Yargıtay ………….Hukuk Dairesi kararları ile davacının bu davayı açmakta haklı olduğu sabittir. Dava açıldığı anda haklı durumda olan tarafın yargılama sırasında oluşan yasa değişikliği sonucu haksız duruma düşmesi halinde yargılama giderlerinden ve dolayısıyla karşı tarafın vekalet ücretinden sorumlu kılınması da mümkün değildir.
Açıklanan nedenlerle (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 18/11/2009 günlü ve 2009/18 – 421 Esas – 2009/526 Karar sayılı ilamı ile, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi …… Hukuk Dairesi’nin 05/05/2017 tarih, 2017/452 Esas- 394 Karar sayılı karar, Yargıtay ……… Hukuk Dairesi’nin 2017/2534 Esas 3956 Karar sayılı 28.03.2017 tarihli kararı ile onanan ………….. Bölge Adliye Mahkemesi ………. Hukuk Dairesinin 2016/21 Esas – 21 Karar sayılı 07/12/2016 tarihli kararı da nazara alınarak ) konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davanın açıldığı tarih itibariyle dava açmakta haklı olan davacının yargılama sırasında yapmış olduğu yargılama giderlerinin davalıdan tahsili ile davacı lehine maktu vekalet ücreti takdireni dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-6719 sayılı kanunun 21. Maddesi ile 6446 Sayılı Elektirik Piyasası Kanunu’nun 17. Maddesine eklenen 10. Fıkra hükmü ve 6719 Kanunu’nun 26. Maddesi ile 6446 Sayılı Elektrik Piyasası KAnunu’na eklenen geçici 20. Maddesi hükümlerine istinaden davanın konusuz kalması nedeniyle DAVANIN ESASI HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2- Karar tarihinde yürürlükte olan Harçlar Kanunu ‘na göre alınması gerekli 35,90 TL ilam harcından dava açılırken yatırılan 170,78 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 134,88 TL harcın davacıya yada ahzu kabza yetkisi olan vekiline iadesine,
3-Davacı taraf kendini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan …Ü.T.’ye göre 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya yada ahzu kabza yetkisi olan vekiline verilmesine,
4-Davacı tarafça yapılan 176,00 TL tebligat zarf gideri olmak üzere 485,75 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ya da ahzu kabza yetkisi olan vekiline verilmesine,
5-Davacı tarafça yatırılan 35,90 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya ya da ahzu kabza yetkisi olan vekiline verilmesine,
6-HMK 120 maddesi gereğince davacı tarafça yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştikten sonra ve istem halinde HMK 333 maddesi gereğince davacıya ya da ahzu kabza yetkili vekillerine iadesine,
Karar verildi.
Davalı vekilinin yüzüne karşı, davacı vekilinin yokluğunda, HMK 345 Maddesi uyarınca gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren yasal 2 haftalık süre içerisinde İstanbul BAM’a İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.