Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/560 E. 2018/406 K. 10.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2016/560 Esas
KARAR NO : 2018/406

DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 10/04/2018

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin reklam sektöründe faaliyet göstermekte olduğunu. Faaliyet konusu işlerini sürdürmek açısından elektrik abonelikleri bulunmakta ve elektrik sarfiyatı nedeniyle düzenli olarak gelen faturalarını ödemekte olduğunu. Davalı şirketlerde aboneliği bulunan ……… 31/12/2013 tarihinde davacı müvekkil ……… altında birleştiğini ve bu hususun ,,,,, tarihli Ticaret Sicil Gazetesinde de ilan edildiğini. Ancak müvekkil tarafından ödenen faturalarda Kayıp Kaçak Bedeli, Kayıp Kaçak bedeli nazara alınmaksızın hesaplanan…. payı, Perakende Satış Hizmet Bedeli, PSH Sayaç Okuma Bedeli; İletim Sistemi Kullanım Bedeli; Dağıtım Bedeli, KDV Matrahı adı altında talep edilen meblağlar da müvekkil şirketten tahsil edildiğini. Söz konusu bedellerin mevzuata aykırı olduğunu müvekkil şirketin aboneliğinin tesis edildiği tarihten dava tarihine kadar her ay faturalara yansıtılarak haksız olarak müvekkil şirketten tahsil edilen kayıp-kaçak ve sayaç okuma bedellerinin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davacı müvekkile ödenmesini. Yukarıda arz ve izah olunan sebeplerle alacak davası olarak her bir davalı için ayrı ayrı olmak üzere şimdilik asgari 1.500,00 TL’nin (toplam şimdilik asgari 3.000,00 TL) nin fatura ödeme tarihlerinden itibaren hesap edilecek değişen oranlarda avans faizi ile birlikte, davalılardan tahsil edilerek müvekkile ödenmesini talep etmiştir.
CEVAP: …………… VEKİLİ …… cevap dilekçesinde özetle; görülmekte olan davaya YARGI YOLU NEDENİYLE GÖREV İTİRAZLARİNİN bulunduğunu. müvekkilin şirket gibi elektrik piyasasında faaliyet gösteren lisans sahibi şirketlerin kullanıcılarına yansıtabilecekleri tarifeler, ……… Düzenleme Kurumu tarafından belirlendiğini. EPDK Kararlarının iptali hususunda bu Mahkemenin görevli olmadığını, EPDK kararlarının iptali ILK DERECE MAHKEMESI SIFATIYLA DANISTAY tarafından gerçeklestirildiğini. Bu husus dikkate alındıgında, mahkemenin dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar vermesini. Bu talebin kabul edilmemesi halinde, davacı tarafından mahkemede müvekkil aleyhinde açılmış olan davaya HUSUMET İTİRAZLARININ bulunduğunu. Elektrik Piyasası Kanunun 3. Maddesi ve elektrik Piyasası Düzenleme Kurulunun 12.09.2012 tarih ve 4019 sayılı kararı (EK:5) uyarınca, Elektrik piyasasında dağıtım ve perakende satış faaliyetlerinin 01.01.2013 tarihinden itibaren ayrı tüzel kişilikler altında yürütülmesine karar verildiğini. Bu çerçevede İstanbul ……….. A.Ş tarafından yapılmakta olan satış faaliyetleri ve fatura tahsilatları süreçleri, yasal ayrışma sonrası müvekkil İstanbul ……… A.Ş tarafından devralındığını. Faturalar aracılığıyla tüketicilerden tahsil edilen dava konusu bedeller müvekkil şirket tarafından aracı sıfatıyla tahsil edilmekte olduğunu kayıp/kaçak bedelleri ve diğer bedeller ilgili dağıtım şirketlerine yani İstanbul ….. A.Ş.’ne aktarılması gerektiğini. Ayrıca davacının dilekçesinde haksız ve hukuka aykırı alındığını iddia ettiği faturalara ait bedellerin ne kadar olduğunu açıkça belirtmediğni; belirsiz alacak davası ikame ettiğini.Yukarıda arz ve izah edilen nedenlerle; davaya konu EPDK Kararlarının iptali hususunda Mahkemenin görevli olmaması İLK DERECE MAHKEMESI SIFATIYLA DANISTAY’ın görevli olması sebebiyle mahkemenin GÖREVSIZLIK kararı vererek dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesini,
Bu talebin kabul edilmemesi halinde, dava konusu bedellere ait iade taleplerinin mali yükümlülüğü, ilgili dağıtım şirketine ait olduğundan husumetin İstanbul…………’ne yöneltilmesinin gerektiğini davanın HUSUMET yönünden reddine karar verilmesini, Davacının talep ettiği faturalarda tahsil edilen dava konusu bedelleri tespit etmesi mümkün olduğundan mahkemece ikame edilen belirsiz alacak davasının hukuki yarar yokluğu sebebiyle reddine karar verilmesini, 17 Haziran 2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiş olan 6446 Sayılı Kanunun 17nci maddesinde değişiklik yapan 6719 Sayılı Kanunun 21inci Maddesi ve Geçici 20 nci maddesi ile eklenen hükümler ve Kanun gereğince davanın reddine karar verilmesini,
Yargılama giderleri ile ücret-i vekaletin davacıya yükletilmesine karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
CEVAP:………………. cevap dilekçesinde özetle; 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında gerçekleştirilen bölünme işlemleri, Kısmi Bölünme usulüyle, Yeni Kuruluş Yoluyla gerçekleştirilmiştir. EPDK Kararında belirtildiği üzere yeni kuruluş yoluyla İstanbul …… ünvanlı şirketin kurulduğunu 1-b kapsamında bölünme işlemlerinin yerine getirildiğini. (TTK’ nun 179 / 4 maddesi doğrultusunda; tescil anında envanterde yer alan bütün aktif ve pasifler devralan şirkete geçer. 03.07.2013 tarih ve 8355 Sayılı Ticaret Sicil Gazetesindeki Kısmi Bölünme ilanın’da Madde 3 Amaç başlıklı bölümün)
“Malvarlığının bir bölümünün ayrılarak ……… devredileceği,“Abonelerle yapılan perakende satış sözleşmeleri ve bu sözleşmeler kapsamında doğan hak, alacak ve borçlar KÜL HALİNDE ………devredileceğini,hangi şirket tarafından veya hangi şirkete karşı açıldığına bakılmaksızın bölünmenin gerçekleştiği tarihe kadar leyhe / aleyhe açılmış / açılacak dağıtım faaliyeti ile ilgili olan dava / icra dosyasından doğan hak ve alacaklar ile borç ve yükümlülükler “elektrik dağıtım şirketi olan”…… , perakende satış faaliyeti ile ilgili olanlardan doğan hak ve alacaklar ile borç ve yükümlülükler kurulan perakende satış şirketine ait olacağına. Aynı ilke, bölünmenin gerçekleştiği tarihten sonra açılacak dava / icra dosyaları için de geçerli olacağına.davaya konu hukuki ilişiki bakımından tüm hak – alacak, borç – yükümlülüğün müvekkil davalı şirket üzerinde bulunmadığına. Davayı kabul anlamına gelmemek üzere, iş bu davanın konusunu oluşturan, genel olarak davacı şirkete düzenlenen ve tahsil edilen fatura kalemlerinin iade işleminin şirketlerince yapılmasının, bu bedellerin müvekkil şirketten talep edilmesinin TTK’ nun yukarıda belirtilen hükümleri dikkate alındığında HUKUKEN MÜMKÜN OLMADIĞINI, yukarıda da belirtildiği üzere “davacının iadesini talep ettiği fatura kalemlerinin müvekkil şirket tarafından tahsil edilmediğini, müvekkilin ticari defterlerinin de bu hususu doğruladığını belirtmiştir. Perakende satış lisansı sahibi dağıtım şirketlerinin tarifeleri uygulayıp uygulamama ve bu bedelleri tahsil edip etmeme gibi bir tercih hakkının bulunmadığını. Yukarıda ayrıntılı olarak açıklanan; mevzuattan kaynaklanan ayrıştırma ve TTK anlamında Kısmi Bölünme sebebiyle müvekkil şirketin davanın tarafı olmadığının kabulüne PASİF HUSUMET YOKLUĞUNDAN DAVANIN REDDİNE.EPDK kararları iptal edilmeksizin ve tüm taraflar bakımından bağlayıcılığını korurken ve bu kararlara uyulması zorunlu iken tahsil edilen bedellerin hukuka uygun olduğuna ilişkin birçok yargı kararı bulunmasına rağmen, aksi yöndeki mevzuat hilafına verilen YHGK kararının Yargıtay Kanunu 45. Maddesi gereğince mahkemeyi bağlayıcı olmadığının kabulüne, davaya konu fatura kalemleri EPDK kararları doğrultusunda tahsil edildiğinden davanın REDDİNE, Davacı taleplerinin EPDK kararlarının İPTALİ ile mümkün olacağının, davanın müvekkil şirkete değil EPDK ‘ na karşı İdare Mahkemelerinde ikame edilmesi gerektiğinin kabulüne, davanın yukarıda belirtilen Yargıtay kararı doğrultusunda müvekkil şirket açısından Pasif Husumet Yokluğu Sebebiyle REDDİNE,Tahakkuk ve tahsil edildikleri tarih bakımından yürürlükte bulunan EPDK Kararlarına ve mevzuata uygun fatura kalemlerinin tahsilinin, ilgili EPDK kararı iptal edilmeksizin iade edilmesinin hukuken mümkün olmadığının kabulü ile DAVANIN REDDİNE,Davacı tarafın basiretli bir tacir olarak EPDK ‘ ca belirlenen bedelleri de ödeme yükümlülüğü altında bulunduğu, sözleşme gereği kendisine tebliğ olunan elektrik faturalarını ticari defterlerine işlemiş ve herhangi bir itiraz / kayıt olmaksızın ödemiş olması karşısında, fatura içeriklerinin kabul edilmiş olduğunun kabulüne davanın REDDİNE, Huzurdaki davadaki davacı talepleri bakımından HMK md. 107 kapsamında objektif bir belirsizliğin söz konusu olmadığının, huzurdaki davanın Belirsiz alacak davası olarak ikame edilmesinin mümkün olmadığının kabulüne, davanın Hukuki Yarar Yokluğu Sebebiyle REDDİNE, Davacı tarafın delillerinin taraflarına tebliğ edilmediğini, delillere karşı delil ve ek delil sunma hakkı saklı kalmak üzere delil listelerinin kabulune. Yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava; Dava, hukuki niteliği itibariyle; elektrik abonesi olan davacıdan kayıp -kaçak, dağıtım bedeli, perakende satış hizmet bedeli, iletim bedeli, adı altında tahsil edilen bedellerin davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava yazılı yargılama usulüne tabii olup, usulünce taraf teşkili sağlanmış , dilekçeler aşaması tamamlanmış , HMK 140 maddesi uyarınca ön inceleme duruşmalı yapılıp uyuşmazlıklar tesbit edildikten tahkikat sonlandırılarak HMK 186 maddesi uyarınca sözlü yargılama yapılarak dava sonuçlandırılmıştır.
Davacı vekili 10/04/2018 tarihli duruşmada davalı kurum tarafından yapılan hesaplamaların tarifeye aykırılığı yönünde bir itirazlarının bulunmadığını beyan etmiştir.
Kayıp kaçak, dağıtım ve iletim bedeli, sayaç okuma ve perakende satış hizmet bedeli ile ilgili olarak Yargıtay Hukuk Genel Kurulu ve Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nce verilen kararlar ile bu bedellerin mevcut mevzuat kapsamında abonelerden tahsilinin hukuka uygun olmadığı kabul edilmiştir.
Mahkememizde açılan davadan sonra 17/06/2016 tarihinde 29745 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı Kanun’un 17. Maddesinin 1,3 ve 4. Fıkraları ile 6. Fıkrasının (a.ç.d.f) bentleri değiştirilmiş, aynı maddeye eklenen 10. bent ile “Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda Tüketici Hakem Heyetleri ile Mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır.” hükmü getirilmiştir.
6719 sayılı Kanun’un 26. Maddesi ile 6446 sayılı yasaya eklenen Geçici 20. Maddesinde ise “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17. Madde hükümleri uygulanır.” hükmü düzenlenmiştir. Söz konusu maddeye göre Tüketici Hakem Heyetlerinin ve Mahkemelerin bu konuda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkisi sadece dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp kaçak bedellerinin kurumun bu konuda düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlanmıştır. Kanunun yürürlüğünden önce mahkememizde açılan işbu davada davacı yanın tahsilatların EPDK’nın düzenleyici işlemlerine aykırı olduğu yönünde bir iddiası bulunmayıp, yapılan tahsilatların haksız ve hukuka aykırı olduğu iddiası ile davalıdan tahsili istenmiş, EPDK’nın düzenleyici işlemlerine aykırı şekilde işlem yapıldığı yönünde bir itizarız olmadığını bildirmiştir.
HMK 331 maddesi hükmü uyarınca davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hallerde Hakim davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hüküm eder.
Bir davanın yargılaması sürerken yürürlüğe giren yeni bir Kanun yada Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı ile davanın konusuz kalması mümkündür. Bu durumda mahkemece davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmektedir. Mahkememizde açılan davanın yargılaması sırasında 17/06/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6719 sayılı Yasa ile 6446 sayılı Yasa’ya getirilen yeni düzenlemeler uyarınca dava konusuz kalmıştır. Yürürlüğe giren yeni yasa nedeni ile konusuz kalan davada yeni yasanın yürürlüğe girmemiş olması halinde davanın açıldığı tarih itibariyle haklı olan ve kendisini vekille temsil ettiren davacı lehine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesi gereklidir. Mahkememizde açılan davanın tarihi itibariyle gerek Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, gerekse Yargıtay 3 Hukuk Dairesi kararları ile davacının bu davayı açmakta haklı olduğu sabittir. Dava açıldığı anda haklı durumda olan tarafın yargılama sırasında oluşan yasa değişikliği sonucu haksız duruma düşmesi halinde yargılama giderlerinden ve dolayısıyla karşı tarafın vekalet ücretinden sorumlu kılınması da mümkün değildir.
Açıklanan nedenlerle (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 18/11/2009 günlü ve 2009/18 – 421 Esas – 2009/526 Karar sayılı ilamı ile, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi’nin 05/05/2017 tarih, 2017/452 Esas- 394 Karar sayılı karar, Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 2017/2534 Esas 3956 Karar sayılı 28.03.2017 tarihli kararı ile onanan Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesinin 2016/21 Esas – 21 Karar sayılı 07/12/2016 tarihli kararı da nazara alınarak ) konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davanın açıldığı tarih itibariyle dava açmakta haklı olan davacının yargılama sırasında yapmış olduğu yargılama giderlerinin davalıdan tahsili ile davacı lehine maktu vekalet ücreti takdireni dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-6719 sayılı kanunun 21. Maddesi ile 6446 Sayılı Elektirik Piyasası Kanunu’nun 17. Maddesine eklenen 10. Fıkra hükmü ve 6719 Kanunu’nun 26. Maddesi ile 6446 Sayılı Elektrik Piyasası KAnunu’na eklenen geçici 20. Maddesi hükümlerine istinaden davanın konusuz kalması nedeniyle DAVANIN ESASI HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2- Karar tarihinde yürürlükte olan Harçlar Kanunu ‘na göre alınması gerekli 35,90 TL ilam harcından peşin alınan 51,24 TL harcın mahsubu ile bakiye 15,34 TL karar ve ilam harcını davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı taraf kendini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan ……’ye göre 2,180,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya yada ahzu kabza yetkisi olan vekiline verilmesine,
4-Davacı tarafça yapılan 183,40 TL tebligat zarf giderinin davalıdan alınarak davacıya yada ahzu kabza yetkisi olan vekiline verilmesine,
5-Davacı tarafça dava açılırken yatırılması gerekli 35,90 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya yada ahzu kabza yetkisi olan vekiline verilmesine,
6-HMK 120 maddesi gereğince davacı tarafça yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştikten sonra ve istem halinde HMK 333 maddesi gereğince davacıya ya da ahzu kabza yetkili vekillerine iadesine
Karar verildi.
Davacı ve davalı ………. vekilinin yüzüne karşı, diğer davalı vekilinin yokluğunda, HMK 345 Maddesi uyarınca gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren yasal 2 haftalık süre içerisinde İstanbul BAM’a İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı …..