Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/55 E. 2018/231 K. 06.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2016/55 Esas
KARAR NO : 2018/231

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 06/03/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ……. A.Ş nin 1871 yılında …….. kurulan ve halen sigorta borekerliği alanında Dünya nın 100 den fazla ülkesinde 25,000 TL den fazla çalışanı ile faaliyet gösteren …………. şirketler grubunun Türkiyede halen ………… Ankara , İzmir, bursa, Gaziantep ve Adana’da ………..ve risk danışmanlığı faaliyetine devam ettiğini, mahkemenin malumu olacağı üzere sigorta ……… şirketlerinin en büyük ve önemli varlıklarının portföylerinde bulundurdukları müşteriler ve bu müşterilerin iş hacimleri olduğunu, müşterilerin şirketin genel müdürlğüü 199-2015 yılları arasında ayın zamanda yönetim kurulu üyeliği görevi de bulunan dava dışı …………… tarafından ifa edildiğini, dava tarihinden geriye doğru son bir aylık süreçte davalı gibi müvekkillerin kurumsam müşteriler departmanında ve diğer bölümlerde görevli yaklaşık 30 çalışanı hiçbir neden göstermeksizin ve ihbar sürelerine de riayet etmeksizin müvekkillerinden ayrıldığını yapılan araştırmada davalı ile birlikte bu kişilerin de …………. A.ş çatısı altında çalışmaya başladıklarını öğrendiklerini, davalının ve ayartılan diğer çalışanların ……………………. Katında herhangi bir resmiyeti bulunmayan bir ofiste çalışmaya başladıklarının öğrenilmesi üzerine HMK 400 vd. Maddeleri uyarınca delil tespiti talebinde bulunulduğunu, davalının son brüt maaşının 10.000,00 TL olduğunu, izah ettikleri nedenlerle belirsiz alacak mahiyetinde olmak üzere ödenmesi gereken cezai şart tutarından şimdilik 10.000,00 TL lik kısmının, dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alıraka müvekkillerine ödenmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafından açılan davanın haksız ve mesnetsiz olduğunu, dava ile müvekkili davalının akdi rekabet yasağı yükümlülüğünün ihlal edildiğinden ve müvekkil davalının son bir yıllık brüt ücreti tutarında cezai şart ödemesi gerektiğinden bahisle, belirsiz alacak mahiyetinde olmak üzere ödenmesi gereken cezai şart tutarından şimdilik 10.000,00 TL lik kısmın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müvekkil davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava edildiğini, tespit dosyasında düzenlenen keşif tutanağının da davacının mesnetsiz iddialarına dayanak yapılmasının mümkün olmadığını, öncelikle davacının tespit talebinin yalnızca bazı kişilerin fiilen çalışıp çalışmadıklarının belirlenmesi bakımından kısmen kabul edildiğini, sair taleplerinin ise reddedildiğini, arz ettikleri nedenlerle uyuşmazlığı çözümü bakımından görevli mahkemelerin iş mahkemelir olduğundan mahkemenin görevli mahkeme sıfatını haiz olmadığından işbu davanın öncelikle HMK m. 115/2 uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, davacı tarafın var olduğunu iddia ettiği alacağının miktarını belirleyebildiği halde HMK m. 107 hükmü uyarınca belirsiz alacak davası açılması mümkün olmadığından HMK 115. Maddesi çerçevesinde işbu haksız ve mesnetsiz davalının iş sözleşmesinde yer alan rekabet yasağı düzenlemesi TBK m. 445 hükmü uyarınca yer, zaman, konu sınırlaması bakımından geçersiz olduğundan ve davacı tarafa herhangi bir karşı edim yüklenmeksizin tek taraflı olarak sadece müvekkil davalı işçi aleyhine konulan cezai şart içerdiğinden, davacı taleplerinin bu nedenle de külliyen reddine, haksız, hukuki mesnetten yoksun ve kötü niyetli olarak ikame edilen davanın reddine, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
Dava : TBK 444 maddesi uyarınca Rekabet yasağına aykırılıktan kaynaklanan cezai şart tahsili istemesine ilişkin Tazminat davasıdır.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava yazılı yargılama usulüne tabii olup, usulünce taraf teşkili sağlanmış , dilekçeler aşaması tamamlanmış , HMK 140 maddesi uyarınca ön inceleme duruşmalı yapılıp uyuşmazlıklar tesbit edildikten sonra tahkikat aşamasında deliller toplanıp, taraflara arasında yapılan sözleşme ve uyuşmazlık konusu hakkında teknik bilirkişiye yerinde inceleme yetkisi verilerek dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, tahkikat sonlandırılarak HMK 186 maddesi uyarınca sözlü yargılama yapılarak dava sonuçlandırılmıştır.
Davacı şirketin ve davalının daha sonra çalışmaya başladığı dava dışı …………. nin dosyaya celp edilen ticaret sicil dosyalarında her iki şirketin faaliyet alanının sigortacılık alanında benzer mahiyette olduğu anlaşılmıştır.
İstanbul ………… ATM nin 2015/1404 değişik iş sayılı dosyası uyaptan celp edilmiş yapılan incelemede mahkemece davacının dava dışı ….ı ………… A.Ş ) de belgelerin ve yazışmaların tesbiti talebinin reddine karar verildiği ancak çalışanların belirlenmesi yönünden mahalinde keşif yapılmasına karar verildiği , yapılan keşif neticesinde , hazır bulunanların isimlerini zapta geçirildiği ancak davalının bu isimler arasında yer almadığı görülmüştür.
Davalının ………… dan hizmet döküm cetveli celp edilmiş , yapılan incelemede …………. tarihleri arasında davacı şirkette çalıştığı dava dışı ……… nezdinde ise 28/08/2015 sonrasında sigorta hizmetlerinin bildirildiği anlaşılmıştır .
Davacı vekili tarafından dosyaya ibraz edilen taraflarca imzalanmış tarihsiz hizmet sözleşmesinin iş verene ait sırların korunması ve cezai şart başlıklı 7. Maddesinde çalışanın iş veren nezdindeki istihdamı boyunca ve iş veren nezdindeki istihdamının herhangi bir sebeple sona ermesine mütakiben kısmen yada tamamen nezaret edilen Grup şirket müşterilerine veya müşteri adaylarına çalışanın istihdamının sona ermesinden evvel 2 sene içerisinde iş veren ve ………. şirketlerinin müşterisi olmuş ve çalışandan doğrudan hizmet almış veya çalışan tarafından hizmet verilmesine veya teklifte bulunulmasına doğrudan yada dolaylı olarak kısmen yada tamamen nezaret edilmiş eski müşterilere çalışanın iş veren nezdinde istihdamı boyunca iş verenin yürütmüş olduğu faaliyetlerin benzeri bir iş teklif etmeyecek veya bu tür bir faaliyet alanına ilişkin hizmetleri yürütmeyeceği , yürütülmesine nezaret etmeyeceği iş bu maddeye davranışların tesbiti halinde fazlaya dair haklar saklı tutulmak kaydıyla çalışanın 1 yıllık brüt ücreti tutarında cezai şart ödemeyi kabul ve taahhüt ettiği düzenlenmiştir.
04/08/2015 tarihli davacı şirkete hitaben davalı tarafından imzalanan dilekçe ile davacının …….. tarihi itibari ile 15 yıllık sigortalık süresi ve 3.600 prim ödeme günü sayısını tamamladığını belirterek …………. sayılı iş kanunun 14 maddesinin 1. Fıkrası gereğince , kıdem tazminatı tarafına ödenmesi suretiyle iş akdini sonlandırdığı anlaşılmıştır.
Duruşmada dinlenen davacı tanıkları beyanlarında özetle; davalının davacı şirkette grup müdürü olarak çalıştığını, işten kendi isteği ile ayrıldığını, hali hazırda ………. adında ………….. şirketinde aynı işi yaptığını, davacının işten ayrılmadan önce son ziyaretlerini yaptığını, ekip halinde yedi kişinin işten ayrıldığını, bu ayrılan yedi kişinin davalı ile birlikte ……… adında şirkette çalışmaya başladığını davalı … işten ayrılan yedi kişinin, yedi kişilik gruba bağlı olarak çalışan müşterilerin süresi dolduktan sonra dava dışı, davalının çalıştığı şirkete geçtiğini, davacı şirketten altı yedi kurumsal müşterinin ayrıldığını ve davacının müşteri prim bilgileri ve komisyon bilgileri gibi gizli bilgilere haiz olduğunu bildirmiştir. Davalı tanıkları ise; davalının kendi isteği ile davacı iş yerinden ayrıldığını, davacı iş yerinde müşteri yönetmeni olarak çalıştığını, davacı işten ayrıldıktan sonra yeni başladığı iş yerinde bir elin parmağını geçmeyecek kadar müşterinin davalının yeni çalıştığı şirkete geçtiğini, bu müşterilerin de davalının davacı şirkete kazandırdığı müşteriler olduğunu, davacının işten ayrılırken gizli bilgileri götürmesinin mümkün olmadığını beyan etmişlerdir.
Tarafların iddia ve savunlarının değerlendirilmesi yönünden dosya üzerinden bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişi……… tarihli raporunu dosyaya sunmuştur.
Sunulan rapor uyarınca; davalının davacı iş yerinde ………………tarihleri arasında çalıştığı çalışma süresinin uzunluğuna göre, davacı iş yerindeki müşteri çevresi ve yaptığı işler hakkında ticari sır kapsamında bilgilerine nüfus edebilme imkanına sahip olduğu, davacının iş akdi sona erdikten sonra çalışmaya başladığı dava dışı şirketin faaliyet ve iş konularının aynı olduğu her iki şirketin aynı bölgede faaliyet gösterdiği, davalı işçinin davacı şirkette çalışırken sahip olduğu iş sırlarını kullanabilme ihtimalinin mevcut olduğu, müşteri bilgileri ve müşteri portföylerinin şirketler arasında geçişte önemli zarar doğrumasına neden olabilceğini, rekabet yasağı hükmünün süre ve konu yönünden geçerli olduğunu, rekabet yasağı hükmünün Türkiye ve davacı şirket ve grup şirketlerin faaliyette olduğu tüm dünya ülkelerini kapsadığını belirtilmesinin yer yönünden hükmün geçersizliğinin düşündürdüğünü ancak çalışılan yeni iş yeri ile davacı şirketin aynı yerde aynı dar alanda faaliyet gösterdiği hususu nazara alındığında yer yönünden geçerlilik hususunun mahkemenin taktirinde olduğu belirtilerek davalının………… dönemi itibari ile aylık brüt 10.000,00 TL gelir üzerinden bir yıllık brüt ücreti tutarının 120.000,00 TL olduğunu TBK 182/3 maddesi uyarınca fahiş görülen ceza koşulunun indirim hususunun mahkemenin takdirinde olduğunu bildirmiştir.
TBK 444. Maddesi uyarınca: ” Fiil ehliyetine sahip olan işçi, işverene karşı, sözleşmenin sona ermesinden sonra herhangi bir biçimde onunla rekabet etmekten, özellikle kendi hesabına rakip bir işletme açmaktan, başka bir rakip işletmede çalışmaktan veya bunların dışında, rakip işletmeyle başka türden bir menfaat ilişkisine girişmekten kaçınmayı yazılı olarak üstlenebilir. Rekabet yasağı kaydı, ancak hizmet ilişkisi işçiye müşteri çevresi veya üretim sırları ya da işverenin yaptığı işler hakkında bilgi edinme imkânı sağlıyorsa ve aynı zamanda bu bilgilerin kullanılması, işverenin önemli bir zararına sebep olacak nitelikteyse geçerlidir.”
TBK 445. Maddesi uyarınca: ” Rekabet yasağı, işçinin ekonomik geleceğini hakkaniyete aykırı olarak tehlikeye düşürecek biçimde yer, zaman ve işlerin türü bakımından uygun olmayan sınırlamalar içeremez ve süresi, özel durum ve koşullar dışında iki yılı aşamaz. Hâkim, aşırı nitelikteki rekabet yasağını, bütün durum ve koşulları serbestçe değerlendirmek ve işverenin üstlenmiş olabileceği karşı edimi de hakkaniyete uygun biçimde göz önünde tutmak suretiyle, kapsamı veya süresi bakımından sınırlayabilir.”
TBK 446. Maddesi uyarınca : ” Rekabet yasağına aykırı davranan işçi bunun sonucu olan iş verinin uyradığı bütün zararları gidermekle yükümlüdür. ”
Dosyanın bir bütün olarak değerlendirilmesi neticesinde davalının davacı iş yerinde …………… tarihleri arasında müşteri yönetmeni olarak çalıştığı, davacı iş yerinden istifa etmek suretiyle ayrıldığı ayrıldıktan 24 gün sonra davacı iş yeri ile aynı konuda faaliyet gösteren dava dışı……… şirketinde çalışmaya başladığı dinlenen tanık anlatımları ışığında davalının çalışmaya başladığı yeni iş yerine kendi edindiği portföyündeki davacı şirketin müşterilerinden geçiş olduğu, davalının davacı iş yerindeki konumu ve çalışma süresinin uzunluğuna göre, davacı iş yerindeki müşteri çevresi ve yaptığı işler hakkında ticari sır kapsamında bilgilerine nüfus edebilme imkanına sahip olduğu, davacının iş akdi sona erdikten sonra çalışmaya başladığı dava dışı şirketin faaliyet ve iş konularının davacı şirket ile aynı olması ve her iki şirketin aynı bölgede faaliyet göstermesi, davalı işçinin davacı şirkette çalışırken sahip olduğu iş sırlarını kullanabilme ihtimalinin mevcut olduğu, müşteri bilgileri ve müşteri portföylerinin şirketler arasında geçişte önemli zarar doğrumasına sebep olabilceğini, davacının bu şekilde çalışmasının taraflar arasında düzenlenen rekabet etmeme sözleşmesi ve taahhüdüne aykırı olduğu taraflar arasında imzalanan rekabet etmeme yasağını içeren sözleşme uyarınca davacının iki yıl boyunca davacı ile aynı iş kolunda faaliyet gösteren işlerle çalışmamayı taahhüt ettiği bu taahhüde aykırı davranılması halinde 10 aylık brüt maaşı kadar cezai şart ödemeyi kabul ettiği, bu nedenle rekabet yasağı hükmünün süre ve konu yönünden geçerli olduğu, her ne kadar rekabet etmemeye yönelik düzenleme yer yönünden tüm Türkiye ve davacı şirket ve grup şirketlerin faaliyette olduğu tüm dünya ülkelerini kapsaması nedeniyle coğrafi sınırlama yönünden uygun olmayan bir sınırlama ise ve ; Davacı ile davalının yeni iş yerinin aynı yerde ve aynı faaliyet alanında çalışıyor olmaları hususu da nazara alınarak TBK 445/2. Maddesi uyarınca Hakimin hakkaniyete uygun biçimde sözleşmenin kapsamı ve süresi bakımından müdahale yetkisi uyarınca coğrafi sınırlamanın İstanbul Bölgesi olarak sınırlandırıldığı kabul edilip böylelikle rekabet etmeme sözleşmesinin yer yerinden de geçerli olduğu , yine hakimin fahiş gördüğü cezai şartları indirebileceği, tek geçim kaynağı emeği ve bunun karşılığında aldığı maaşı olan işçinin rekabet etmeme taahhüdüne aykırı davranması karşılığında öngörülen 10 aylık brüt maaşına denk gelen cezai şartın fahiş olduğu, bir işçinin emekli olması halinde dahi her yıl için bir brüt maaşı kadar kıdem tazminatı alabileceği hususu da nazara alınarak iki yıllık rekabet etmeme taahhüdüne karşılık iki aylık brüt maaşının cezai şart olarak ödenmesinin hak ve rekabet kurallarına daha uygun olacağı bu nedenle davacının ihlal ettiği rekabet etmeme taahhüdü karşılığında iki aylık brüt maaşı tutarı 20.000,00 TL cezai şart ödemesi gerektiği kanaaatine varılarak talep ve bağlılık ilkesi gereğince 10.000,00 TL cezai şartin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile;
2-10.000,00 TL cezai şart bedeli zararın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte olan Harçlar Kanunu’na göre alınması gerekli 683,10 TL karar ve ilam harcından dava açılırken yatırılan 170,78 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 512,32 TL ilam harcının davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davacı taraf kendini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan A.A.Ü.T.’ye göre 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafça yapılan 750,00 TL bilirkişi ücreti, 206,20 TL tebligat ve posta gideri ile dava açılırken peşin olarak yatırılan 170,78 TL harç toplamı 1.126,98 TL yargılama masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafça tebligat ve posta gideri olarak yapılan 52,00 TL yargılama masrafının kendi üzerinde bırakılmasına,
7-HMK 120 maddesi gereğince davacı tarafça yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştikten sonra HMK 333 maddesi gereğince davacıya, artan delil avansının davalıya iadesine,
Karar verildi.
Taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren HMK 345 maddesi uyarınca yasal iki haftalık süre içerisinde İstanbul BAM ‘a istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu usulen anlatıldı