Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/538 E. 2019/966 K. 15.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2016/538 Esas
KARAR NO: 2019/966
DAVA : Sigorta (Hayat Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 04/05/2016
KARAR TARİHİ : 15/10/2019
DAVA:
Davacı vekili Mahkememize sunduğu ——- havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; Müvekkillerinin babası ———- tarihinde ani kalp durması nedeni ile vefat ettiğini, murisin vefat tarihinden önce ————— şubesinden kullandığı krediye istinaden davalı —- ————-yapıldığını, müvekkillerinin vefat tazminatı ödenmesi için davalı sigorta şirketince müracaat edildiğini, ancak davalı şirketçe poliçe tanziminden önce ————– kanseri hastalığının olduğunu poliçe öncesi gerçekleşmiş rizikoların teminat altına alınmasının mümkün olmadığı gerekçesi ile talebin ret edildiğini, müvekkillerinden … tarafından————–tarihinde, ————- ödeme yapıldığını, ölümün kolon kanseri nedeni ile meydana gelmediğini, ani kalp durması nedeni ile meydana geldiğini, TTK 1439. Maddesine beyan yükümlülüğüne aykırı davranışı sonucu sigortacının bilmediği husus ile rizikonun gerçekleşmesi arasında illiyet bağı arandığını, beyan yükümlülüğünün ihlalinde sigorta ettirenin kast derecesinde kusuru bulunmadığını belirterek, ——– TL’nin temerrüt tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili Mahkememize sunduğu ——– havale tarihli cevaba cevap dilekçesinde özetle: dava dilekçesini tekrarla davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili ———-tarihli duruşmada/esas hakkındaki beyanında; Davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili Mahkememize sunduğu ——— havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: ————— bu nedenle davacıların aktif dava ehliyetinin bulunmadığını, davacıların murisi ———– poliçe başlangıç tarihinden önce kolon kanseri hastalığının mevcut bulunduğunu, ancak———- tarafından bu hastalığının poliçe düzenlenirken beyan etmeden katılım formunu imzaladığını sigortalının şirket tarafından değerlendirilmek üzere rahatsızlığını önceden beyan etmesi gerektiğini, TTK 1435. Maddede belirtilen bildirim yükümlülüğüne uymadığını, ———maddesinde beyan yükümlülüğünün düzenlendiğini C.2. 2.1 maddesi gereğince sigorta ettirenin sözleşme yapılması sırasında kendisince bilinen ve sigortacının sözleşmeyi yapmamasını ve daha ağır şartlarla yapmasını gerektirecek bütün hususları bildirme yükümlülüğüne olduğunu, bu yükümlülüğün ihlali halinde sigortacının durumu öğrendiği tarihten itibaren bir ay içinde sözleşmeden cayabileceğini, müvekkil şirketinde tazminat talebini ret ederek sözleşmeden cayma hakkını kullandığını beyan yükümlülüğünün ihlali ile gerçekleşen riziko arasında illiyet bağı bulunduğunu müvekkil şirketçe yaptırılan hekim araştırma raporunda, sigortalıda kalp çevresinde sıvı birikmesi meydana geldiği, bunun sonucunda nefes darlığı oluştuğu, kalp durmasına bir çok şeyin sebebiyet verebileceği bu sebebin kanser kaynaklı olabileceği hususlarının yer aldığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili ———– tarihli duruşmada/esas hakkındaki beyanında; Davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Uyuşmazlık Konusu: Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde Davacıların murisinin sigorta poliçesinin düzenlenmesinden önce mevcut olan kolon kanseri hastalığını davalı sigortaya bildirmemesinin beyan hükümlülüğüne aykırılık teşkil edip etmediği, sigortalının ihbar yükümlülüğünü yerine getirmemesi nedeniyle sigortanın sözleşmeden cayma hakkının bulunup bulunmadığı ile, murisin ani kalp durması neticesinde vefatının poliçe kapsamında ödeme yapılmasını gerektirir bir durum olup olmadığı noktasındadır.
DELİLLER :
-Sigortalısı ————- Poliçe sureti,
———— Hastanesi cevabi yazısı,
————— sureti,
————- Bakım Epikriz Formu,
————tarihli bilirkişi heyeti raporunda özetle; Ölüm ile kolon tümörünün sonucu olarak ortaya çıkan tablo arasında bir sebep sonuç ilişkisi mevcut olduğunu aralarında illiyet bağ olduğunu, illiyet bağının varlığı nedeni ile meydana gelen olayın poliçe teminat kapsamı dışında kaldığını beyan ve rapor etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Dava, ———–poliçesinden kaynaklanan vefat tazminatı bedelinin ödenmesi talepli tazminat davasıdır.
———– şubesi müzekkere cevabına istinaden davacılar murisi ———-kullanmış olduğu kredi sözleşmesi ve eklerini göndermiştir.
———– yazılan müzekkere cevabı yazısı ile ———– ait tedavi evrakları gönderilmiştir.
———– müzekkere cevabı ile ———– ait tedavi evrakları gönderilmiştir.
———– tarihli Kalp ve Damar cerrahi uzmanı ve sigorta uzmanından oluşan bilirkişi heyeti raporunda özetle dosyadaki tıbbi belge ve epikrizlerin incelenmesi sonucunda sigorta tarihinden önce kolon kanseri tanısı konularak ————– tarihinde ameliyat edilen hastanın ameliyat sonrasında kemoterapi gördüğü, ortaya çıkan dispne ve perikardialeffüzyon’a bağlı tamponad, kolon tümörüne bağlı metastaz sonucu gelişebilecek bir komplikasyon olup büyük olasılıkla bu nedenle kardiakarrest gelişmiş ve exitus meydana geldiği ölüm ile kolon tümörünün sonucu olarak ortaya çıkan tablo arasında sebep sonuç ilişkisi mevcut olup aralarında illiyet bağı olduğu, illiyet bağının varlığı nedeni ile meydana gelen olayın poliçe teminat kapsamı dışında kaldığı rapor edilmiştir.
Dosyada mevcut tüm delillerin incelenerek değerlendirilmesinde; hükme esas alınan ———— tarihli bilirkişi heyeti raporu dayanak yapılarak davacıların murisi ——-davalı sigorta şirketine ——— tarihli hayat sigortası yaptırdığı, poliçe düzenlenirken sigortalı ——- kanser hastalığının bulunmadığını, düzenli bir tedavi veya kontrole ihtiyaç olan bir sağlık probleminin olmadığını beyan ederek hayat sigortalısı katılım beyan formunu imzaladığı, TTK 1435. Maddesinde sözleşmenin yapılması sırasında beyan yükümlülüğüne yer verildiği, beyan yükümlülüğü sigorta ettiren yönünden kanundan doğan bir borç olduğu, hayat sigortaları genel şartları C.2-2 maddesinde de sigorta sözleşmesinin yapılması sırasında da kendisince bilinen ve sigortacının sözleşmeyi yapmamasını veya daha ağır şartlarda yapmasını gerektirecek bütün hallerin bildirmek ile yükümlü olduğu, davacıların murisi ———- sigortalı katılım beyan formunu kanser olmadığını beyan ederek imzaladığı, taraflar arasındaki hukuki ihtilafın poliçenin düzenlenmesi sırasında sigortalının kanser hastası olup olmadığı, bunu kasten gizleyip gizlemediği, dolayısı ile ihbar yükümlülüğüne aykırı davranıp davranmadığıdır, şayet sigortalı tarafından var olan hastalık kasten bildirilmemiş ise sigortacının sözleşmeden cayma hakkı söz konusu olup, ihbar yükümlülüğüne aykırı davranışın gerçekleşebilmesi için bildirilmeyen rahatsızlık ile riziko (ölüm) arasında illiyetin mevcut olması gerektiği, sigorta uzmanı bilirkişi tarafından beyan edildikten sonra doktor bilirkişi tarafından düzenlenen teknik tıbbi inceleme sonucunda sigorta tarihinden önce kolon kanseri tanısı konularak————— tarihinde ameliyat edilen hastanın ameliyat sonrasında kemoterapi gördüğü, ortaya çıkan dispne ve perikardialeffüzyon’a bağlı tamponad, kolon tümörüne bağlı metastaz sonucu gelişebilecek bir komplikasyon olup büyük olasılıkla bu nedenle kardiakarrest gelişmiş ve ——–meydana geldiği ölüm ile kolon tümörünün sonucu olarak ortaya çıkan tablo arasında sebep sonuç ilişkisi mevcut olup aralarında illiyet bağı olduğu, illiyet bağının varlığı nedeni ile meydana gelen ölüm olayın poliçe teminat kapsamı dışında kaldığı anlaşılmakla, davacının davasının reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Başlangıçta peşin olarak alınan 324,71 TL harcın alınması gerekli olan 44,4 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 280,31 TL’nin karar kesinleştiğinde ve istem halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafın yargılama sırasında yapmış olduğu masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, davalı tarafından yargılama sırasında yapılan posta ve tebligat gideri 50 TL’nin davacı taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine,
4-Davalı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 2.725,00 TL avukatlık ücretinin davacı taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile ———– Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 15/10/2019