Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/50 E. 2020/665 K. 02.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/50
KARAR NO : 2020/665
ASIL VE BİRLEŞEN DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
ASIL ve BİRLEŞEN DAVA TARİHİ: 15/01/2016 – 14/12/2016
KARAR TARİHİ : 02/12/2020
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
ASIL DAVADA :
Davacılar vekili —– tevzi tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin murisi —- günü —- plaklı —- Üzerinden—- istikametine seyrederken —- altına geldiğinde aynı köprü altında par halinde bulunan — plakalı sayılı çekiciye bağlı bulunan—- plakalı dorseye çarparak ve bunun sonucunda olay yerinde hayatını kaybettiğini, olayın oluşumunda köprü altında park halinde bulunan çekicinin şoförü davalı ——park yasağı ihlali yaptığını, davalı——kaza mahalli yere, gidiş istikametine göre —– geride park etmek yasak levhası bulunmasına rağmen, park etme kurallarına uymayıp kazaya sebebiyet verdiğini, kazaya sebebiyet veren —- sevk ve idaresindeki aracın davalılardan——– tescilli ve davalılardan —–tarafından sigortalı olduğunu, yine kazaya karışan müvekkili davacıların murisinin kullandığı —- plakalı—- davalılardan —–tarafından sigortalı bulunduğunu, zarardan dolayı tüm davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarını, kaza nedeniyle davalı—— başvuru yapıldığını ancak herhangi bir yanıt verilmediğini, davalı —– başvuru yapıldığını, uzun bir süre sonra bir kısım ödeme yapıldığını, ancak yapılan hesaplamaların gerçeği yansıtmadığını, bakiye tazminat alacağı için iş bu davayı açtıklarını, kazadan önce müteveffanın —– çalışmakta olduğunu ve——- maaş almakta olduğunu, ayrıca kazadan da anlaşılacağı üzere müteveffanın ek iş olarak taksicilik yapmakta ve aylık ortalama —— arası gelirinin bulunduğunu, kaza nedeniyle mirasçı davacıların tarifi mümkün olmayan acı ve elem duyduklarını, çekilen acı ve elemi azaltmak bakımından davacılara bir kısım manevi tazminatın ödenmesi gerektiğini belirterek HMK 107 maddesine göre belirsiz alacak davası olarak açtıkları iş bu davada fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere davacı eş —- davacı çocuklar —– olmak üzere toplam —–destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen, yine davacı eş —- çocuklar — her biri için —- olmak üzere toplam —- manevi tazminatın olay tarihinden itibaren ticari avans faizi ile birlikte ——– müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı ——— havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; bahsi geçen —- plakalı aracın müvekkili şirkete —- tarihleri arasında geçerli olmak üzere —- olduğunu, kişi başı poliçe teminat limitinin — sınırlı olduğunu, —– tarihli —— talebin yerinde ve poliçe limiti kapsamında olmadığını,—— tarihinde meydana gelen kazanın sigortalı araç sürücüsü müteveffanın kusuru ile meydana geldiğini, bu nedenle poliçe genel şartları gereği teminat dışı kalan davacı taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ——-havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; kazaya karıştığı iddia edilen — plakalı aracın müvekkili şirket tarafından—- nolu — sigortalandığını, davacıya —– ödeme yapıldığını, müvekkilinin sorumluluğunun sona erdiğini ve davacı zararının karşılandığını, bu nedenle davanın reddinin gerektiğini, eldeki davada öncelikle müvekkili şirket tarafından yapılan ödemenin ödeme tarihindeki verilere göre yeterli olup olmadığının tespitinin gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemek kaydı ile müvekkili şirketin sorumluluğunun poliçedeki limitler ve sigortalı araca atfedilebilecek kusur ile sınırlı olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı —— havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin —-plaka sayılı çekici ve bu çekiciye bağlı —-plaka sayılı yarı — maliki olduğunu, araçların ise davalılardan —- sevk ve idaresinde olduğunu, — sıralarında davacıların murisi sürücü —- idaresindeki — plaka sayılı araç, park halinde bulunan—–plaka sayılı araca arkadan çarpması sonucunda ölümlü trafik kazası meydana geldiğini, ——— kullandığını, kanında alkol tespit edildiğini, yol durumu ve kaza mahalli, aracın hızı, kazayı önlemek için fren tedbirine dahi başvurulmamış olması ve olayın meydana gelişi nazara alındığında maktul —- dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranarak kazaya asli ve tek kusurlu olarak sebebiyet verdiğini, olay sebebi ile ——yapıldığını, soruşturma dosyasından alınan ——tarihli bilirkişi raporu ile müvekkil çalışanının tali kusurlu olarak değerlendirildiğini, bilirkişi raporuna itiraz ettiklerini, kazanın meydana gelmesinde diğer davalı müvekkil çalışanın bir kusuru bulunmadığı park yasağının ihlali ile çarpma arasında bir illiyet bağının kurulamayacağı çarpmanın münhasır davacılar murisinin kusuru sebebi ile meydana geldiği, park yasağının ihlalinin ancak idari para cezasını gerektirdiğini, müvekkilin çalışanı diğer davalının meydana gelen kazada kusuru bulunmadığını, davacı tarafın maktulün iki işte çalıştığı beyanının ispattan yoksun olduğunu, maktulün gelirinin tespiti ise iş bu davanın konusu olmayıp aynı zamanda tanık beyanı ile de ispat edilemeyeceğini, destekten yoksun kalma tazminatının hesaplanmasında maktulün aylık gelirinin asgari ücretten hesaplanması gerektiğini, talep edilen tazminat bedelinin fahiş tutarda olduğunu, takdir edilecek tazminat miktarının olayı özlenir hale getirmeyecek tutarda olması, zenginlik sağlayacak bir yekûn teşkil etmemesi gerektiğini, hesaplamaya ilişkin, maddi unsurların, tarafların kusur durumlarının, sorumluluğa ilişkin temel hukuk ilke ve esaslarını irdelemenin yanında tarafların, sosyal ve ekonomik koşullarını hep birden değerlendirmek gerektiğini, manevi tazminatın, hiç bir zaman zenginleştirme aracı olmadığı ve özendirici nitelik göstermemesi gereği göz ardı edilmemeli ve tazminatın bir tarafın zararını karşılarken, diğer tarafın, ekonomik veya ticari hayattan silinmesini gerektirecek boyutlara ulaşmasının önlenmesi gerekliliğinin göz önünde tutulması gerektiğini, olay tarihinden itibaren faiz talep edilmesinin mümkün olmadığını, davayı kabul anlamına gelmemekle tazminata hükmedilmesi halinde, kaza nedeniyle müvekkiller temerrüde düşürülmediğinden ve zararın miktarının ne kadar olduğunun tespiti gerektiğinden, olay tarihinden itibaren değil dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerektiğini, beyanla davanın reddini talep etmiştir.
BİRLEŞEN DAVADA :
Davacılar vekili —- tevzi tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkilleri davacıların evlatları —- sıralarında —- plakalı —– İstikametine seyrederken —- altına geldiğinde aynı — park halinde bulunan—- plakalı çekiciye bağlı bulunan —– plakalı ——çarparak olay yerinde hayatını kaybettiğini, olayın oluşumunda köprü altında park halinde bulunan çekicinin şoförü davalı —- park yasağını ihlal ettiğini, davalı —– kaza mahalli yere, gidiş istikametine göre —– geride park etmek yasak levhası bulunmasına rağmen, park etme kurallarına uymayıp kazaya sebebiyet verdiğini, kazaya sebebiyet veren —-sevk ve idaresindeki aracın davalılardan —- tescilli ve davalılardan ———– tarafından sigortalı olduğunu, yine kazaya karışan müvekkili davacıların murisinin kullandığı —- plakalı ticari aracın da davalılardan—-tarafından sigortalı bulunduğunu, zarardan dolayı tüm davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarını, kaza nedeniyle davalı —- başvuru yapıldığını ancak herhangi bir yanıt verilmediğini, davalı —- başvuru yapıldığını, müteveffanın dava dışı eşi ve çocukları tarafından iş bu davanın davalılara karşı ———— sayılı dosyası ile maddi ve manevi tazminat talepli dava açıldığını ve davanın halen devam etmekte olduğunu, taraflar arasındaki benzerlik ve dava konularının aynı haksız fiilden kaynaklı maddi ve manevi tazminat talepli olmaları nedeniyle davaların birleştirilmesinin gerektiğini, kazadan önce müteveffanın —– çalışmakta olduğunu ve —- maaş almakta olduğunu, ayrıca kazadan da anlaşılacağı üzere müteveffanın ek iş olarak taksicilik yapmakta olduğunu ve aylık ortalama ——arası gelirinin bulunduğunu, kaza nedeniyle davacıların müteveffanın desteğinden yoksun kaldıklarını, çocuklarının gelirinden başka geliri olmayan müvekkili davacıların evlerinin geçimini sağlayan sürekli ve düzenli katkıyı, desteği veren desteğin kaybedilmesiyle bir başına kaldıklarını, tarifi mümkün olmayan acı ve elem duyduklarını, çekilen acı ve elemi azaltmak bakımından davacılara bir kısım manevi tazminatın ödenmesi gerektiğini belirterek HMK 107 maddesine göre belirsiz alacak davası olarak açtıkları iş bu davada fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere davacı baba —- davacı anne —- olmak üzere toplam —– destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen, yine davacı anne —- davacı baba — olmak üzere toplam —- manevi tazminatın olay tarihinden itibaren ticari avans faizi ile birlikte —-davalı —-müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı —- havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; kazaya karıştığı iddia edilen —-plakalı aracın müvekkili şirket tarafından ——sigortalandığını, davacıya —— ödeme yapıldığını, müvekkilinin sorumluluğunun sona erdiğini ve davacı zararının karşılandığını, bu nedenle davanın reddinin gerektiğini, eldeki davada öncelikle müvekkili şirket tarafından yapılan ödemenin ödeme tarihindeki verilere göre yeterli olup olmadığının tespitinin gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemek kaydı ile müvekkili şirketin sorumluluğunun poliçedeki limitler ve sigortalı araca atfedilebilecek kusur ile sınırlı olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı—– havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin —-plaka sayılı çekici ve bu çekiciye bağlı —- plaka sayılı yarı römorkun maliki olduğunu, araçların ise davalılardan —- sevk ve idaresinde olduğunu, —- sıralarında davacıların murisi sürücü — sevk ve idaresindeki —- plaka sayılı araç, park halinde bulunan —– plaka sayılı araca arkadan çarpması sonucunda ölümlü trafik kazası meydana geldiğini, maktul —— kullandığını, kanında alkol tespit edildiğini, yol durumu ve kaza mahalli, aracın hızı, kazayı önlemek için fren tedbirine dahi başvurulmamış olması ve olayın meydana gelişi nazara alındığında maktul —— dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranarak kazaya asli ve tek kusurlu olarak sebebiyet verdiğini, olay sebebi ile ——yapıldığını, soruşturma dosyasından alınan —– tarihli bilirkişi raporu ile müvekkil çalışanının tali kusurlu olarak değerlendirildiğini, bilirkişi raporuna itiraz ettiklerini, kazanın meydana gelmesinde diğer davalı müvekkil çalışanın bir kusuru bulunmadığı park yasağının ihlali ile çarpma arasında bir illiyet bağının kurulamayacağı çarpmanın münhasır davacılar murisinin kusuru sebebi ile meydana geldiği, park yasağının ihlalinin ancak idari para cezasını gerektirdiğini, müvekkilin çalışanı diğer davalının meydana gelen kazada kusuru bulunmadığını, davacı tarafın maktulün iki işte çalıştığı beyanının ispattan yoksun olduğunu, maktulün gelirinin tespiti ise iş bu davanın konusu olmayıp aynı zamanda tanık beyanı ile de ispat edilemeyeceğini, destekten yoksun kalma tazminatının hesaplanmasında maktulün aylık gelirinin asgari ücretten hesaplanması gerektiğini, talep edilen tazminat bedelinin fahiş tutarda olduğunu, takdir edilecek tazminat miktarının olayı özlenir hale getirmeyecek tutarda olması, zenginlik sağlayacak bir yekûn teşkil etmemesi gerektiğini, hesaplamaya ilişkin, maddi unsurların, tarafların kusur durumlarının, sorumluluğa ilişkin temel hukuk ilke ve esaslarını irdelemenin yanında tarafların, sosyal ve ekonomik koşullarını hep birden değerlendirmek gerektiğini, manevi tazminatın, hiç bir zaman zenginleştirme aracı olmadığı ve özendirici nitelik göstermemesi gereği göz ardı edilmemeli ve tazminatın bir tarafın zararını karşılarken, diğer tarafın, ekonomik veya ticari hayattan silinmesini gerektirecek boyutlara ulaşmasının önlenmesi gerekliliğinin göz önünde tutulması gerektiğini, olay tarihinden itibaren faiz talep edilmesinin mümkün olmadığını, davayı kabul anlamına gelmemekle tazminata hükmedilmesi halinde, kaza nedeniyle müvekkiller temerrüde düşürülmediğinden ve zararın miktarının ne kadar olduğunun tespiti gerektiğinden, olay tarihinden itibaren değil dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerektiğini, beyanla davanın reddini talep etmiştir.
Davalı —– tarihli cevap dilekçesinde özetle; bahsi geçen — plakalı aracın müvekkili şirkete —- tarihleri arasında geçerli olmak üzere —nolu —- olduğunu, kişi başı poliçe teminat limitinin—– sınırlı olduğunu, ——-talebin yerinde ve poliçe limiti kapsamında olmadığını, ——- tarihinde meydana gelen kazanın sigortalı araç sürücüsü müteveffanın kusuru ile meydana geldiğini, bu nedenle poliçe genel şartları gereği teminat dışı kalan davacı taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacılar vekili —– havale tarihli ıslah/talep artırım dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde — talep ettikleri —- arttırılmasıyla, toplam — destekten yoksun kalma tazminatının —- kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte —– alınarak müvekkile verilmesine,
—- için talep ettitmedi — arttırılmasıyla toplam — destekten yoksun kalma tazminatının —-kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte —- alınarak müvekkile verilmesine, dava dilekçesinde —- talep ettikleri —- arttırılmasıyla toplam — destekten yoksun kalma tazminatının — kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte — alınarak müvekkile verilmesine, birleşen davanın dava dilekçesinde — talep ettiğimiz — —- arttırılmasıyla —- yönünden— yönünden — sınırlı olmak üzere toplam —destekten yoksun kalma tazminatının —- tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte tahsiline, birleşen davanın dava dilekçesinde — talep ettiğimiz —- arttırılmasıyla ————- sınırlı olmak üzere toplam —- destekten yoksun kalma tazminatının —- kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte tahsiline, müvekkil—– müvekkil —-müvekkil —-Müvekkil — için —-müvekkil —- manevi tazminatın davalı—-Davalı —–müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacılar vekili —–havale tarihli beyan dilekçesinde özetle; dava dosyası davalılarından—– tarafından bilirkişi raporunda tespit edilen ve ıslah dilekçelerinde talep edilen miktarın müvekkillerine ödendiğini, davalı —- yönünden herhangi bir talep ve alacaklarının kalmadığını, ayrıca davalı —– yönünden yargılama gideri ve vekalet ücreti talebi olmayıp, beyanlarımız doğrultusunda karar verilmesini talep ettiklerini, diğer davalılar ——— açısından tüm taleplerimiz devam ettiğini, —- haricindeki diğer davalılar yönünden ıslah dilekçemiz doğrultusunda davalarının kabulüne karar verilmesini, birleşen davanın davada ————-kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte tahsiline, müvekkil ——müvekkil —- müvekkil —- müvekkil —- ve müvekkil —- manevi tazminatın —- kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalı —— müştereken ve müteselsilen tahsiline. yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılar ———- bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde davaya konu trafik kazası nedeniyle kusur ve asıl ve birleşen davacıların desteklerini kaybedip kaybetmedikleri ile davalı tarafın zararı tazmin yükümlüsü olup olmadığı noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, destekten yoksun kalma tazminatı(maddi tazminat) ve manevi tazminat davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: Haksız fiil sorumluluğuna ilişkin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (TBK)’nun 49. Maddesindeki “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.
Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” şeklindeki düzenlemedir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Celp ve tetkik olunan —- tarihli ölümlü/yaralanmalı trafik kazası tespit tutanağına göre; —- sevk ve idaresindeki —- plakalı aracın —-istikametinden gelip —- istikametine seyir halinde iken ——– geldiği anda park halinde bulunan ——-plakalı çekiciye kendi aracının ön kısımları ile diğer aracın sol arka demirlik kısımlarına çarpması neticesinde ölümlü ve maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiği anlaşılmıştır.
Dosyada mübrez —- tarihinde davalı —— tarafından tanzim edilen ——incelendiğinde; poliçenin — tarihleri arasında geçerli olduğu, sigortalısının —– aracın —- kullanım şekil —- plakalı araç ve poliçe limitinin ise kişi başına—– sınırlı olduğu anlaşılmıştır.
Dosyada mübrez —-tarihinde davalı—- tarafından tanzim edilen ———–arasında geçerli olduğu, sigortalısının —- sigortalanan aracın ——— plakalı araç ve poliçe limitinin ise kişi başına —–sınırlı olduğu anlaşılmıştır.
Celp ve tetkik olunan tescil bilgileri incelendiğinde; kaza tarihi itibariyle —- plakalı ve—-plakalı araçların —- adına; —- plakalı aracın ise —–adına kayıtlı olduğu anlaşılmıştır.
——— sayılı KUSUR raporuna göre; müteveffa sürüc—- %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu, davalı —– kusursuz olduğu rapor edilmiştir.
Makine Mühendisi bilirkişi heyetinin — havale tarihli raporunda özetle; davacıların murisi —– sürücüsü—– hatalı sevk ve idaresindeki kazanın oluşumunda birinci derecede ve takdiren % 90 (yüzde doksan) oranında etkili olduğu, davalı sürücü —–davranışının ikinci derecede ve takdiren % 10 (yüzde on) oranında etkili olduğu rapor edilmiştir.
Aktüerya bilirkişisinin —- tarihli ek raporunda özetle;
-Davalı —- % 10 sorumluluğuna göre davacı —– cenaze ve defin gideri sebebiyle maddi zararının —-
-Davalı —- % 10 sorumluluğuna göre hak sahibi davacı eş —–destekten yoksun kalma sebebiyle nihai ve gerçek maddi zararının kalmadığı, hak sahibi davacı oğlu —– destekten yoksun kalma zararının kalmadığı, hak sahibi davacı oğlu —- destekten yoksun kalma zararının kalmadığı, hak sahibi davacı baba —-destekten yoksun kalma zararının — hak sahibi davacı anne —– destekten yoksun kalma zararının — olmak üzere toplam — olduğu,
-Davalı —-% 90 kusur sorumluluğuna göre davacı hak sahibi davacı eş —- destekten yoksun kalma sebebiyle nihai ve gerçek maddi zararının — hak sahibi davacı oğlu—- destekten yoksun kalma zararının —- hak sahibi davacı oğlu —- destekten yoksun kalma zararının —-, hak sahibi davacı baba —- destekten yoksun kalma zararının —hak sahibi davacı anne —- destekten yoksun kalma zararının — olmak üzere toplam ——- olduğu rapor edilmiştir.
Kusur ve aktüer raporları taraflara tebliğ edilmiştir.
Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler(TBK m. 51).
Maddi Tazminat
Haksız fiil sonucunda ölüm gerçekleşmişse; cenaze giderleri, ölüm hemen gerçekleşmemişse tedavi giderleri ile çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar, ölenin desteğinden yoksun kalan kişilerin bu sebeple uğradıkları kayıplar uğranılan zararlar olarak kabul edilir.(TBK Madde: 53)
Destekten yoksun kalma zararları, Borçlar Kanunu hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanır. Kısmen veya tamamen rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri ile ifa amacını taşımayan ödemeler, bu tür zararların belirlenmesinde gözetilemez; zarar veya tazminattan indirilemez. Hesaplanan tazminat, miktar esas alınarak hakkaniyet düşüncesi ile artırılamaz veya azaltılamaz.(TBK Madde: 55/1)
Manevi Tazminat
Ölüm hâlinde, ölenin yakınlarına manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.(TBK Madde: 56/2)
UYGULANACAK MEVZUAT
—– kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır(KTK m. 90).
—————- itibaren geçerli olmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe gireceği düzenlenen —————– tarihinden sonra akdedilmiş sözleşmelere uygulanır.” şeklindedir.
Yeni genel şartlar C.11 maddesine göre genel şartlar yürürlük tarihi olan ——- tarihinden sonra akdedilmiş sözleşmelere uygulanacaktır. Bunun doğal sonucu olarak artık eski genel şartların yeni genel şartların yürürlük tarihinden sonra düzenlenen poliçelerde uygulanma imkanı bulunmamaktadır——-
Kaza tarihinin ve sigorta poliçe tarihinin genel şartlarının yürürlüğe girdiği —- tarihinden sonra olması dikkate alındığında, açılan davalar —- tarihinde yürürlüğe giren ——yapılarak hüküm kurulması gerekir——-
SORUMLULUK VE SİGORTA TEMİNATI
Müteselsil Sorumluluk
TBK’nın 61. Maddesine göre; birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır.
Aynı şekilde 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu(KTK)’nıun 88. Maddesine göre de bir motorlu aracın katıldığı bir kazada, bir üçüncü kişinin uğradığı zarardan dolayı, birden fazla kişi tazminatla yükümlü bulunuyorsa, bunlar müteselsil olarak sorumlu tutulur.
Araç Malikinin Sorumluluğu
2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu(KTK)’nıun 85. Maddesi; “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” şeklindedir. Ancak, işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bir bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın, kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulur. Sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi, kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilir.(KTK Madde 86)
İşleten; araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehni gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır.(KTK Madde 3)
Sigortanın Sorumluluğu
Zarar görenin,———- öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.(KTK Madde 97)
Sigorta şirketinin sorumluluğu, kaza tarihinde geçerli olan poliçe limitlerle sınırlıdır.(KTK Madde:93)
Sigorta sözleşmesinden veya sigorta sözleşmesine ilişkin kanun hükümlerinden doğan ve tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran haller zarar görene karşı ileri sürülemez(KTK Madde:95/1).
Davacı tarafın, ölenin salt mirasçısı sıfatıyla değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla dava açtıklarına, ölüm nedeniyle doğrudan davacılar üzerinde doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki kusurun davacılara yansıtılamayacağına; dolayısıyla araç sürücüsünün veya işletenin tam kusurlu olmaları halinde, desteğinden yoksun kalan davacıları etkilemeyeceğine; 2918 sayılı ————— göre, aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı davalı sigorta şirketi, işletenin üçüncü kişilere verdiği zararları teminat altına aldığına ve olayda işleten veya sürücü tam kusurlu olsalar bile, destekten yoksun kalan davacılar da zarar gören üçüncü kişi konumunda bulunduğundan, davalı sigorta şirketinin sorumlu olacağına karar vermek gerekir.—————–
TEMERRÜT VE FAİZ
Sürücü ve araç maliki, haksız fiilin işlendiği tarihte temerrüde düşmüş olur.(TBK Madde: 117/2)
Sigortacılar, hak sahibinin ———- şartlarıyla belirlenen belgeleri, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar.(KTK Madde 99)
Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, Türk Milleti adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. m.141); toplanan/sunulan deliller,————-iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; davacıların murisi —-sevk ve idaresinde olup, —- tarihinde —– istikametinden —- istikametine davalı—–sigorta poliçesi ile sigortalı olan dava dışı —- plaka sayılı ——–davalı sürücü —- sevk ve idaresinde olup, davalı—– maliki olduğu, davalı —- poliçesi ile sigortalı bulunan ve park halindeki —- plaka sayılı —- model çekici ve bu çekiciye ait —– plakalı yarı ——– çarpması suretiyle meydana gelen trafik kazasında asıl ve birleşen davacıların murisi —– olay yerinde vefat ettiği, kazanın meydana gelmesinde davalı sürücü davalı sürücü —– % 10 oranında, müteveffa sürücünün ise %90 oranında kusurlu oldukları, davacı —- müteveffa/desteğin eşi,—-çocukları, birleşen davacı —- babası, —- annesi olduğu, yargılama sırasında asıl ve birleşen davalı ——tarafından mahkememizce hükme esas alınan tazminat ve uzman aktüerya bilirkişi raporunun dördüncü sayfasında c bendinde yapılan hesaplama ile —- asıl ve birleşen davacılara % 90 kusur oranına isabet eden toplam —– tazminat sorumluluğunu ödemekle yerine getirdiği bildirilerek taraflarca düzenlenen —- tarihli protokolün sunulduğu, dolayısıyla —– yönünden asıl davada ve birleşen davada konu kalmadığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığı, asıl davada davalı —– tarafından da asıl davacı —— bu dava açılmadan önce yapılan ödemeler esas alınan aktüerya raporunun düzenlendiği tarih itibariyle yasal asgari ücret artış verilerine göre güncellenmesi sonucunda asıl davacılara % 10 kusur oranı sorumluluğuna göre yapması gereken bir ödemenin kalmadığı, birleşen davacılar yönünden davacı baba için —- davacı anne için ——-destekten yoksun kalması nedeniyle tazminat talep edebilecekleri, asıl ve birleşen davacıların desteklerini kaybetmiş olmanın verdiği üzüntü, duyulan acı, elem ve ızdırap ile desteğe hısımlık ve yakınlık derecesi, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, ihlal edilen şahsi hakkın niteliği, olayın oluş şekli, zararın ağırlık derecesi, kusur durumu nazara alınarak hakkaniyet ilkesi gereğince davacı taraf lehine uygun bir miktar manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği, kask takılmaması, alkollü sürücünün aracına binme, istiap haddinin aşılması, hatır taşıması gibi kazanın meydana gelmesinde değil ve fakat zarara etkili olan müterafik kusur indirimi nedeni bulunmadığı,———- sayılı ve daha bir çok içtihadı nazara alınarak maddi, manevi tazminat alacağına avans faizi uygulanması gerektiği, davalı sürücü ve işleten araç maliki yönünden temerrüdün haksız fiil tarihi itibariyle gerçekleştiği, birleşen davalı —– yönünden temerrüdün eksik ödeme yapıldığı —– tarihi itibariyle gerçekleştiği kabul edilmesi gerektiği ————– sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak aşağıdaki şekilde hüküm tesis etmek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
A-Mahkememizin —- sayılı ASIL DAVADA;
1- Davalı —— yönünden Maddi Tazminat istemine ilişkin davanın REDDİNE,
2-Diğer davalılar yönünden maddi tazminat istemine ilişkin davanın konusu kalmadığından KARAR VERİLMESiNE YER OLMADIĞINA,
3-Manevi tazminat istemine ilişkin davanın KISMEN KABULÜ ile;
Davacı —– Manevi Tazminatın,
Davacı —- Manevi Tazminatın,
Davacı —– Manevi Tazminatın olay tarihi —- tarihinden itibaren işleyecek değişir oranlı avans faizi ile birlikte davalılar——- davalı ——- müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara ödenmesine,
4-Fazlaya ilişkin manevi tazminat isteminin REDDİNE,
5-Başlangıçta peşin olarak alınan 392,79 TL harç ile ıslah sonrası alınan 953,00 TL harcın, alınması gerekli olan 1.366,20 TL harçtan mahsubu ile bakiye 20,41 TL karar ve ilam harcının davalılar —– davalı ———- müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafın davalılar —- davalı—- yönünden yapmış olduğu 29,20 TL başvuru harcı, 678,30 TL tebligat ve müzekkere gideri, 314,50 TL ATK Kusur Fatura bedeli ile 1.800,00 TL bilirkişi ücretleri olmak üzere toplam 2.822,00 yargılama masrafının, davacılar davasında kısmen haklı çıktığından dava konusunun toplam değerinin kabulle sonuçlanan kısma oranı sonucu bulunan 162,92 TL ‘ye, peşin harç 392,79 TL ve ıslah harcı 953,00 TL ile birlikte eklenerek sonuç olarak 1.508,71 TL’nin davalı —- davalı —— müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, bakiye 2.659,08 TL’ lik kısmın davacılar üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı tarafın davalı —–yönünden yapmış olduğu 149,50 TL tebligat ve müzekkere gideri ile davalı ——yönünden yapmış olduğu 151,00 TL tebligat ve müzekkere gideri yargılama masrafının kendi üzerlerinde bırakılmasına,
7-Maddi Tazminat davası yönünden davalı —– tarafından vekalet ücreti talep edilmediğinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
8-Maddi Tazminat davası yönünden davalı —- yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 4.080,00 TL avukatlık ücretinin davacılardan alınarak bu davalıya verilmesine,
9-Manevi tazminat davası yönünden davacılar yargılama sırasında kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca 4.080,00TL avukatlık ücretinin davalılar —— davalı —– müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine,
10-Manevi tazminat davası yönünden davalı———– yargılama sırasında kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. ‘nin 10/2 maddesi uyarınca 4.080,00TL avukatlık ücretinin davacılardan alınarak bu davalıya verilmesine,
8-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi uyarınca, artan gider avansının davacıya; artan delil avansının davalıya iadesine,
B-Mahkememizin—-sayılı dava dosyası ile birleşen —–sayılı BİRLEŞEN DAVADA;
1-Birleşen davacı —- destekten yoksun kalma tazminatının,
Birleşen davacı —- destekten yoksun kalma tazminatının davalı —– tarihinden itibaren, diğer davalılar için kaza tarihi olan—- tarihinden itibaren işleyecek değişir oranlı avans faizi ile birlikte davalılar —- davalı—-ile davalı——müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara ödenmesine,
2-Birleşen davacıların hükmolunan destekten yoksun kalma tazminatı dışındaki kısımlar yönünden davanın konusu kalmadığından davalılar————— yönünden KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
3-Manevi Tazminat istemine ilişkin BİRLEŞEN DAVANIN KISMEN KABULÜ ile;
Birleşen Davacı —– manevi tazminatın,
Birleşen Davacı —- manevi tazminatın olay tarihi —- tarihinden itibaren işleyecek değişir oranlı avans faizi ile birlikte davalılar —- davalı—–müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara ödenmesine,
4-Birleşen davada fazlaya ilişkin manevi tazminat isteminin REDDİNE,
5-Başlangıçta peşin olarak alınan 1.075,88 TL karar ve ilam harcının işin hitamında ödenmesi gereken 871,19 TL harçtan fazla olduğu anlaşıldığından 492 sayılı Harçlar Kanunun 31. maddesi gereğince fazla alınan 204,68 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istem halinde davacılara ödenmesine,
6-Davacı tarafın davalılar davalı —-davalı —- ile davalı—-yönünden yapmış olduğu — başvuru harcı, — tebligat ve müzekkere gideri olmak üzere toplam —–yargılama masrafının, davacı davasında kısmen haklı çıktığından dava konusunun toplam değerinin kabulle sonuçlanan kısma oranı sonucu bulunan 37,44 TL ‘ye peşin harç olarak mahsup edilen 871,19 TL ile birlikte eklenerek sonuç olarak 908,63 TL’nin -davalı —- sorumlu olduğu miktar 481,16 TL ile- sınırlı olmak kaydı ile davalılar ———–müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, bakiye kısmın davacılar üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı tarafın davalı —-yönünden yapmış olduğu tebligat ve müzekkere gideri 56,00 TL yargılama masrafının kendi üzerinde bırakılmasına,
8-Maddi tazminat davası yönünden davacılar yargılama sırasında kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca 4.080,00 TL avukatlık ücretinin davalılar —- davalı———— müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine,
9-Maddi Tazminat davası yönünden davalı—– tarafından vekalet ücreti talep edilmediğinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
10-Manevi tazminat davası yönünden davacılar yargılama sırasında kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca 4.080,00TL avukatlık ücretinin davalılar —– davalı—— müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine,
10-Manevi tazminat davası yönünden davalı ———–yargılama sırasında kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. ‘nin 10/2 maddesi uyarınca 4.080,00TL avukatlık ücretinin davacılardan alınarak davalı ———–verilmesine,
8-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi uyarınca, artan gider avansının davacıya; artan delil avansının davalıya iadesine,
Dair, asıl ve birleşen davacılar vekilinin yüzüne karşı, asıl ve birleşen davalılar ve vekillerinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile ——— Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.02/12/2020