Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/486 E. 2019/70 K. 29.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2016/486 Esas
KARAR NO : 2019/70

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/04/2016
KARAR TARİHİ : 29/01/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacnın —————–Bölgesi ———— adresindeki şirket merkezinde kurulu üretim tesislerinde kağıt mamuller, deterjan ve temizlik ürünleri ile kişisel bakım malulları üretim yapan, ürettiği ürünleri sahip olduğu ———. Markaları ile piyasada pazarlayan sektörünün lider ve öncü firmalarından biri olduğunu, davalı şirketin davacı şirketin ürettiği ürünlerden satın alma talebinde bulunması ve satış koşullarında mutabık kalınması üzerine davacı şirketin 2011 yılına ait cari hesap ekstresinden de anlaşılacağını ve 03/11/2011 gününden itibaren davalı şirkete ürün satışına başlandığını, davalı şirketin davacı şirketten sürekli ürün satın ve teslim almasına rağmen borçlarını ödeme konusnuda sürekli problemler çıkarması ve keyfi borç ötelemeleri yapması üzerine, 2016 yılına ait cari hesap ekstresinden anlaşılacağını, davacı şirketin 05/01/2016 tarihinden itibaren davalı şirkete ürün sevkiyatı yapmadığını, ve cari alacağının ödenmesini istediğini, ancak davalı şirketin tüm girişimlerine rağmen bu borcunu ödenmediğini, dava tarihi itibariyle davalı şirketten 74.505,46 TL tutarında alacağının bulunduğunu, davacı şirket ile davalı şirketin ticari defter ve kayıtları incelendiğinde davacı şirketin, davalı şirkketen 74.505,45 TL alacağı olduğunun açıkça ortaya çıkacağını, davacı şirketin dava tarihi itibariyle davalı şirketten olan 74.505,46 TL tutarında alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini mahkememizden talep ve dava etmiştir .
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı şirketin kendi nezdinde cari hesap ekstresini açıkça yanlış tutuyor olmasına ve tarafların yetkili personellerince bu durumun bilinci içinde bir cari hesap mutabakatı arayışı sürüyor olmasına rağmen kötü niyetli olarak ardı ardına takiplerin başladığını, davalı şirketce kendisine vadesinde ödemeler yapılıyor olmasına rağmen ayrıca icra takipleri başlatarak bu dosyalara ödemeler yapılmasına neden olmak suretiyle mutabakatsızlığı içinden çıkılmaz hale getirdiğini, davacının davalı şirket aleyhine aşağıda yer alan 3 adet icra takibi yapıldığını,
İlk olarak; Tarsus ———- İcra Müdürlüğü ——-. Sayılı dosyası ile 31.12.2015 tarihinde 42.370,90.-TL’lik alacak için takip başlatılmış, Müvekkil Şirket tarafından takibe kısmi itiraz ile ödeme yapıldığını,
Ardından; İstanbul Anadolu —————-. İcra Müdürlüğü ———-. Sayılı dosyası ile ——— tarihinde önceki takiple kısmi olarak itiraz edilen ve aynı hukuki sebepten kaynaklı 18.657,23.-TL’lik alacak için ikinci kez takip başlatılmış, Müvekkil Şirket tarafından bu takibe de kısmi itiraz ile ödeme yapıldığını,
Son olarak İstanbul Anadolu —–. İcra Müdürlüğü’nün —. Sayılı dosyası ile yine 22.01.2016 tarihinde —– alacağın tahsili amacıyla takip başlatılmış, ödeme emrinin tebellüğ edildiği 28.01.2016 tarihi itibariyle Davacının Müvekkil Şirket nezdinde hiçbir alacağı bulunmadığı için takibe itiraz edildiğini,
Davacının müvekkili şirket ile yapmış olduğu sözleşmedeki vade ve diğer koşullara uymayarak, keyfi şekilde art arda icra takipleri başlatıldığını, son iki icra takibinin başlatılma tarihleri dahi aynı olup davacının cari hesaplarını sağlıklı bir şekilde tutmadığını, davacı ile müvekkil Şirket’in ticari ilişkisi 2013 tarihli Sözleşme zemininde yıllarca devam ettiğini, müvekkili Şirketin bu Sözleşmedeki hak ve yükümlülüklerine göre hareket ettiğini, taraflar arasındaki ticari ilişkinin bir tarafın mal aldığı diğer tarafın da mal sattığı basit bir ilişki olmaktan öte, perakendecilik sektöründe tüm firmaların çalıştığı şekilde ciro primi, ————- bütçesi, reklam bedeli gibi davacıyı da mali borç altına sokan kalemler içerdiğini, bu kalemler yüzdesel kondisyonlar olarak anılmakta, tarafların mutabık kaldığı yüzdeler ve bütçeler üzerinden yıllık ciro üzerinden hesaplanan tutarların davacıya fatura edildiğini, anılan sözleşmede yer alan kondisyonlara ilişkin tarafların bu bedeller bakımından mutabık kaldığını, basiretli bir tacir olan davacının, sözleşmeye göre kesilip itiraz etmediği faturalara ilişkin miktarların mahsubunu ileriki aşamalarda kabul etmemesi ve alacak talebinde bulunmasının kötü niyetli olduğunu, tüm bu sebeplerle davacının geçersiz, haksız ve hukuken korunması mümkün olmayan taleplerinin reddini talep etmiştir.
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilafsız olan cari hesap ilişkisi uyarınca davalı tarafından ödenmeyen muaccel cari hesap borcunun bulunup bulunmadığını, dava değeri kadar davacının davalıdan fatura ve cari hesaba dayalı olarak alacaklı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, ticari satımdan kaynaklı alacak davasıdır.
İNCELEME VE GEREKÇE
Mahkememizce davacının 2013-2016 yıllarına ilişkin tüm yasal defter ve dayanakları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılması için Adana Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılmış olup, talimat mahkemesince alınan 16/11/2017 tarihli mali müşavir bilirkişi raporundan özetle; davacı şirketin ———— defterlerinin usulüne uygun tutulduğu ve birbirlerini teyit ettiğini, taraflar arasında cari açık hesap ilişkisinin olduğunu, ve cari hesaptan kaynaklanan borç alacak durumunun incelenmesinde davacı tarafından davalıya yapılan KDV dahil satışlar toplamının 2013 yılı için 153.866,05 TL, 2014 yılı için 298.469,80 TL 2015 yılı için 182.934,92 TL ve 2016 yılı için 6.942,82 TL olduğu, davacı tarafından davalıya düzenlenen satış faturalarının davacı tarafından yevmiye defter kayıtlarına 600-satışlar, 391-hesaplanacak KDV hesabı alacaklandırılmak, 120.10.10.21011——– Hesabı borçlandırılmak suretiyle usulüne uygun olarak kaydedilmiş olduğunu, davacı şirketin dava tarihi itibariyle defter kayıtlarında davalı şirketten, 74.505,46 TL alacaklı olduğuna dair kayıt yapılmış olduğunu, ancak davalı şirket tarafında, 07/04/2016 tarihinden sonra, davacı şirkete genel toplamı, 59,97 TL olan 5 adet faturanın düzenlenmiş olduğu ve davacı şirket tarafından bu tutarın 74.505,46 TLden mahsubu ile sonuç olarak davacı şirketin 31/12/2016 tarihli kapanış kaydında, davalı şirketten 74.445,49 TL alacaklı olduğu yönünde kayıt yapıldığı yönünden rapor tanzim edilmiş rapor usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir. davalı
Mahkememizce yargılama sırasında davalı şirket hakkında İstanbul Anadolu —————–. Asliye Ticaret Mahkemesinin — Esas sayılı dosyasında 27/01/2017 tarihinde iflasın açılmasına karar verildiği, mahkememizce verilen ara karar uyarınca davacının iflas masasına başvuru yaptığı ve başvuru hakkındaki kararından sonra davaya kayıt kabul davası olarak devam edilip edilmeyeceği hususunda beyanda bulunulacağının bildirildiği, daha sonra davalı şirket hakkında verilen iflas kararının İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi —————– Hukuk mahkemesinin 28/02/2018 tarih, —-Esas ve — Karar nolu ilamıyla iflas kararının kaldırılmasına karar verildiği, mahkememizce yargılamaya devam olunduğu 17/09/2018 günü —- yılları arası tüm yasal defterler üzerinde bilirkişi incelemesi yapılması konusunda ara karar oluşturulduğu, ara karara ait duruşma zaptının davalı tarafa 16/08/2018 tarihinde tebliğ edildiği ancak inceleme günü tarafların gelmediği ve bu konuda tutanak tutulduğu, ancak tebligatın davalının iflas etmiş olması nedeniyle iflas masası vekiline tebliğ edildiği, iflas masası tarafından tebligatın davalı hakkında verilen iflas kararının kaldırılması nedeniyle mahkememize iade edildiği anlaşılmakla 03/07/2018 tarihli inceleme kararının verildiği duruşma zaptı davalı şirkete tekrar tebliğ edildiği,
Celp ve tetkik olunan davalının ————- Dairesinden alınma BA formlarının incelenmesinde davacının davasına konu ettiği 165.374,08 TL bakiye dayanak faturaların davalı tarafından maliyeye ——— formu ile beyan edildiği anlaşılmıştır.
Davacı tarafından dosyaya sunulan evrak teslim formlarının incelenmesinde davacı tarafından düzenlenen faturaların davalıya teslim edildiği, davalı şirket çalışanlarının isim ve imzalarının olduğu tetkik edildi.
Mahkememizce 07/06/2018 tarihli ön inceleme duruşmasında tarafların ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesine karar verilmiş ve ara karar duruşmada hazır bulunan davacı ve davalı vekiline ihtarat yapılmış, defter inceleme gününden davalının haberdar olduğu halde ticari defterlerini bilirkişi incelemesine sunulmak üzere sunmadığı, davacı tarafın ticari defterlerini sunduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce bir mali müşavir aracılığıyla bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş, bilirkişi ——— havale tarihli raporunda özetle, davacı şirketin ibraz ettiği 2016/2017 yıllarına ilişkin ticari defterlerinin noter onamaları ile yevmiye defterlerinin noter kapanış onamalarının süreleri içinde yaptırmış olduğunu, defterlerin usulüne uygun olduğu ve birbirini teyit ettiğini, davacı şirketin ticari defterlerinde davalı şirket ile olan ticari ilişkisinin davacının davalıya kestiği ——— tarihli fatura ile başladığı, davacının davalıya kestiği faturalar ve davalının ——— faturası ve —- çek ile ödemeleri sonrasında davacının ————— tarihli ———- nolu yevmiye kapanış maddesine göre davacının davalıdan ————alacaklı olarak 2017 yılına devir ettiği, 2017 yılına ait açık hesap ekstresine göre- davacının davalıya kestiği faturalar ve davalının faturaları ve çek ödemeleri sonrasında davacının ——– takip tarihinde davalıdan —————- alacaklı olarak 2018 yılına devrettiği, davalıya ait———– formlarının incelenmesinde; dava konusu faturaların davalı tarafından maliyeye beyan edildiği, davacının kestiği faturaların BS formu ile maliyeye beyan edildiği, davacının takip tarihi itibariyle faize yönelik talebinin % 9,75 avans faizi olduğu, davacının asıl alacağına takip tarihinden itibaren % 9,75 ve değişen oranlarda kademeli olarak avans faizi yürütebileceği yönünde rapor tanzim edilmiştir.
Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, Türk Milleti adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. m.141); toplanan/sunulan deliller, bilirkişi raporu, iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı ile davalı arasında 2013 yılından başlayan bir ticari ilişki olduğu, davacının davalıya mal tedarik ettiği, karşılığında fatura düzenlendiği ve talimat yoluyla alınan bilirkişi raporuna göre de usulüne uygun olarak tutulan davacının ticari defterlerinde 74.445,49 TL olarak alacaklı olarak gözüktüğü, davalı tarafın cevap dilekçesinde; davacının cari hesap ekstrelerini yanlış tuttuğunu davacı şirketçe kendisine vadesinde ödemeler yapmış olduğunu, davacı şirketin sözleşmedeki vade ve diğer koşullara uymayarak icra takipleri ve huzurdaki davayı açtığını, taraflara arasında 2013 tarihli sözleşme olduğunu ve anılan sözleşmede taraflar vade konusunda ödeme vadesini 100 gün olarak belirlediklerini, faturanın davalı şirkete ulaşmadan vadenin başlayamayacağını, bu nedenle davanın ulaşmadığını beyan etmiş ise de alınan bilirkişi raporunda dosyaya sunulan faturalar ve cari hesapların incelenmesinde, dava konusu alacağa ait faturaların vadelerinin sözleşmede belirtilen 100 günlük vadenin dolduğu, davacının vadesi gelmeden dava açıldığı yönündeki beyanı ve ödeme yapıldığına veya borçlu olmadığına ilişkin bir iddiasının da bulunmadığı, davacı tarafından davalı şirket çalışanına gönderilen maillerde 227 güne ulaşmış ödenmemiş faturaların mevcut olduğunun ve ödeme talebinde bulunulduğunun görüldüğü anlaşılmakla davacının huzurdaki davada bilirkişi raporuyla hesap edilen 74.445,49 TL davalıdan muaccel alacağının olduğu, ve tarafların tacir olması nedeniyle davacının talebi gibi ticari faiz uygulanması gerektiği sonuç ve kanaatine varılmakla bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda belirtildiği gibi;
1-1.Davanın KISMEN KABULÜ ile; 74.445,49 TL nin dava tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Başlangıçta peşin olarak alınan 1272,37 TL harcın alınması gerekli olan 5.085,37 TL harçtan mahsubu ile bakiye 3.813,00 TL karar ve ilam harcının davalı taraftan alınarak hazineye irat kaydına,
3- Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu posta ve tebligat gideri 321,5 TL, bilirkişi ücreti 500 TL, olmak üzere toplam 821,5 TL yargılama masrafının, davacı davasında kısmen haklı çıktığından dava konusunun toplam değerinin kabulle sonuçlanan kısma oranı sonucu bulunan 820,83 TL yargılama masrafına, peşin harç 1.272,37 TL, eklenerek sonuç olarak 2.093,20 TL’nin davalı taraftan alınarak davacıya verilmesine, dava konusunun toplam değerinin redle sonuçlanan kısma oranı sonucu bulunan 0,66 TL yargılama masrafının davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan————uyarınca 8.539,00 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan —————-uyarınca 59,97 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının davacıya iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı..