Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/475 E. 2021/127 K. 11.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/475 Esas
KARAR NO: 2021/127
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 20/04/2016
KARAR TARİHİ : 11/02/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı —- şirketi tarafından—– bulunan —plakalı araç,———- yaya olan müvekkillere çarptığını, meydana gelen kazada müvekkillerin yaralandığını, bu davada—- yapılan keşif sonucunda alınan raporda, — plaka sayılı araç sürücüsü olan —— %100 kusurlu bulunduğunu, müvekkillerin herhangi bir kusuru bulunmadığını, kaza dolayısıyla müvekkillerimiz ——- tedavi gördüğünü, müvekkilin vücudunda kaza dolayısıyla müvekkil ——–ayağında kırık, platin var, hareket kısıtlığı bulunmakta ve desteksiz yürüyemediğini, müvekkil ———- ise kaza neticesinde boynu kırılmış boynunda hareket kısıtlığı bulunmakta ve kollarında ciddi güç kaybı ve uzun süre ayakta duramadığını, müvekkillerin vücut fonksiyonları kaybı ve buna bağlı olarak meslekte kazanma gücü kaybı ile efor kaybı meydana geldiğini, ayrıca kazazede davacı müvekkilin, —- kaza anında —– yaşında ve fabrika da tekstil işçisi olara çalışmakta ve çalıştığı işinde ayağının büyük önem arz ettiğini, kaza sonucu ayağında ciddi yaralanma sonucu uzman olduğu işinde devam edemediğini, Müvekkil —- ise kaza anında ise —- yaşında olduğunu, kaza öncesi inşaat işçisi olarak çalıştığını, müvekkiller adına vekaleten, davalı şirketten——– kapsamında poliçe ve mevzuattan kaynaklanan limitler dahilinde sorumluluğu oranında tahsil edilerek ödenmesi için iş bu davayı açma zorunluluğumuz hasıl olduğunu ve davanın kabulüne karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle motorlu araç kazalarından doğan maddi tazminat taleplerine ilişkin olarak zamanaşımı konusu———— düzenlenmiş olup, anılan madde de motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrar denilmek suretiyle bu durumun açıklığa kavuşturulduğunu, net bir şekilde görüldüğü üzere, dava konusu trafik kazası anılan zamanaşımı süreleri geçtikten çok sonra açılmış olduğundan zamanaşımı itirazlarımız doğrultusunda davanın reddi gerekeceğini, müvekkill şirketin, ——— mesuliyet sigortaları’nın genel prensibi uyarınca, sigortalısının kusuru ile 3. şahıslara verdiği zararı, poliçe teminat limiti ile sınırlı olmak üzere tazmin etmekle mükellef olduğunu, ancak yerleşik —- gereği, davaya konu kazaya ilişkin ceza yargılamasında alınan kusur raporunun huzurda görülen davada yapılacak kusur tespitine dayanak teşkil etmesi mümkün olmadığını, bu kapsamda, kusur oranlarının tespiti için hem ——— hem de karayolları genel müdürlüğü fen heyeti’nden seçilecek kusur konusunda uzman bilirkişi heyetinden rapor alınması zorunluluk arz ettiğini, kabul anlamına gelmemekle beraber, bir an için davanın haklı olduğu varsayılsa bile, müvekkil şirket’in faizden sorumluluğunun sınırlı olduğunu, davacı taraf, huzurundaki dava öncesinde kazaya ilişkin müvekkil Şirket’e hiçbir bildirimde bulunmadığını ve üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediğini, bu sebeple, huzurundaki davanın açılmasına sebebiyet vermemiş olduğundan aleyhe faiz, yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiğini, davanın kabulü anlamına gelmemek kaydıyla, aleyhe hüküm kurulması halinde müvekkil Şirket dava tarihinden itibaren ve ancak yasal faizle sınırlı olarak sorumlu tutulabileceğini, tüm bu sebeplerle davanın reddini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde meydana gelen kaza nedeniyle kusur ve maluliyet oranları ile davalının zararı tazmin yükümlüsü olup olmadığı noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, geçici ve daimi iş göremezlik tazminatı (maddi tazminat) davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: Haksız fiil sorumluluğuna ilişkin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (TBK)’nun 49. Maddesindeki “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.
Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” şeklindeki düzenlemedir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Davacı —– tarihli duruşmada —– yönünden sigorta şirketi ile sulh olunduğu yönünde beyanda bulunmuş, sulh olunduğuna ilişkin ibraname dosyaya sunulmuştur.
İbranamenin incelenmesinde tarafların yargılama giderleri ve vekalet ücreti talebinde bulunmadığı anlaşılmış olup, —– yönünden yapılan sulh nedeniyle yargılamaya —-yönünden devam edilmiştir.
Celp ve tetkik olunan — incelenmesinde; — davalı sigorta şirketine —— tarihleri arasında sigortalandığı görülmüştür.
Celp ve tetkik olunan —–sayılı dosyasından verilen —–sayılı kararın incelenmesinde dava konusu kaza nedeniyle yapılan yargılama sonucu kazanın meydana geldiği yerde yapılan keşif sonucu kusur bilirkişi raporu alındığı, kazaya sebebiyet veren sürücünün —— olarak araç kullandığının tespit edildiği, ayrıca seyir halinde iken hızını gerekli şartlara uygunluğu sağlamadığı, kazanın meydana gelmesinde tam ve asli kusurlu olduğu, kazanın meydana geldiği yerde bulunan ——- plakalı araç sürücüsünün herhangi bir kusurunun bulunmadığı gibi işbu araçtan inerek yaya kaldırımına geçmek isteyen müştekilerin ——– herhangi bir kusurunun bulunmadığı yönünde rapor alındığı ve yargılama sonucu sanık —- cezalandırılmasına karar verildiği, verilen kararın ———- tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
———-nolu maluliyet raporuna göre; davacılardan —- tarihinde geçirdiği araç dışı trafik kazasına bağlı yaralanması sebebiyle———- gücü ve meslekte kazanma gücü kaybı tespit işlemlerinin yapıldığı, hükümleri kapsamında maluliyetine neden olacak düzeyde araz bırakmadığından maluliyet oranı tayinine mahal olmadığı, iyileşme süresinin —— kadar uzayabileceği yönünde rapor düzenlenmiştir.
Davacı vekili tarafından davacı ——— alınan engelli sağlık kurulu raporunu dosyaya sunduğu, incelenmesinde davacının kaza nedeniyle engel oranının —- olduğu yönünde rapor düzenlendiği, raporda maluliyetin hangi yönetmeliğe göre alındığının belirtilmediği görülmüştür.
Mahkememizce —– alınan rapor ile davacının sunmuş olduğu rapor arasındaki çelişkinin giderilmesi yönünden —– rapor alınmasına karar verilmiş olup, —– tarihli cevabında —- tarafından düzenlenen ——— tarihli raporun çalışma gücü ve meslekte kazanma gücü kaybı oranı tespit işlemleri yönetmeliği çerçevesinde değerlendirilmesi ile düzenlenmiş olduğunu, davacı vekilinin itirazlarının ——— görev tanımlarını yapan ——— kanununun ilgili maddelerine uyar şekilde —— kurulunca değerlendirme gerektirecek ölçütleri karşılamadığı, bu nedenle özürlülük kavramı ile meslekte kazanma gücü kaybı, çalışma gücü kaybı kavramlarının farklı kavramlar olduğu, farklı fizik ve yönetmeliklerin farklı bölümlerinde değerlendirildiği, aralarında bağlantı bulunmadığı, aralarında çelişkiden bahsedilemeyeceği yönünde rapor düzenlenmiştir.
Mahkememizce alınan maluliyet raporunun kaza tarihinde yürürlükte olan yönetmeliğe uygun düzenlendiği, davacı tarafından dosyaya sunulan engelli sağlık kurulu raporunda hangi yönetmeliğin uygulandığının sabit olmadığı ve—— gelen cevabi yazıda raporlar arasında çelişki olmadığı anlaşılmakla davacı—— geçici iş göremezlik zararının tespiti yönünden aktüer bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiştir.
Aktüer bilirkişiden alınan —- tarihli raporda özetle; davacı——- inşaat işçisi olduğu, inşaatlarda çalışarak kazancını sağladığı, dosyada mevcut sosyo ekonomik durum araştırma tutanağına göre davacının işsiz olduğu, alınan maluliyet raporuna göre işbu kaza nedeniyle davacının— göremezlik süresi boyunca maddi zararının — olduğu, ancak sigortalı araç sürücüsü ———- tarafından davacı — hesabına —olmak üzere toplam — ödeme yapıldığının ——-sayılı dosyasının içeriğinden anlaşıldığı, yapılan bu ödemeler düşüldükten sonra davacının — aylık geçici iş göremezlik sebebiyle nihai ve gerçek zararının —- olduğu yönünde rapor tanzim edilmiş ve rapor usulüne uygun olarak taraflara tebliğ edilmiştir.
Davacı vekili aktüer raporu doğrultusunda —-geçici iş göremezlik talebini ——— olarak ıslah etmiş olup, ıslah dilekçesi usulüne uygun olarak davalıya tebliğ edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler(TBK m. 51).
Maddi Tazminat
Haksız fiil sonucunda ölüm gerçekleşmemişse 6098 sayılı TBK’nın 54. Maddesine göre; tedavi giderleri, kazanç kaybı, çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar, ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar bedensel zararlar olarak kabul edilir.
Aynı Kanunun tazminatın belirlenmesine ilişkin 55/1. Maddesine göre ise; bedensel zararlar, Borçlar Kanunu hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanır. Kısmen veya tamamen rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri ile ifa amacını taşımayan ödemeler, bu tür zararların belirlenmesinde gözetilemez; zarar veya tazminattan indirilemez. Hesaplanan tazminat, miktar esas alınarak hakkaniyet düşüncesi ile artırılamaz veya azaltılamaz.
Manevi Tazminat
Türk Borçlar Kanunu’nun 56/1-2. Maddesine göre, Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.
UYGULANACAK MEVZUAT
Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır(KTK m. 90).
14/05/2015 tarih ve 29355 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’na, 2/02/2016 Tarih ve 29612 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yayım tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarında Değişiklik Yapılmasına Dair Genel Şartlar’ın 4. Maddesi ile eklenen ve —— tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe gireceği düzenlenen “genel şartların uygulanacağı sözleşmeler” başlıklı C.11. Maddesi “Bu Genel Şartlar yürürlük tarihinden sonra akdedilmiş sözleşmelere uygulanır.” şeklindedir.
Yeni genel şartlar C.11 maddesine göre genel şartlar yürürlük tarihi olan —— tarihinden sonra akdedilmiş sözleşmelere uygulanacaktır. Bunun doğal sonucu olarak artık eski genel şartların yeni genel şartların yürürlük tarihinden sonra düzenlenen poliçelerde uygulanma imkanı bulunmamaktadır——
Kaza tarihinin ve sigorta poliçe tarihinin genel şartlarının yürürlüğe girdiği —– tarihinden önce olması dikkate alındığında eldeki davada —- tarihinden önce yürürlükte bulunan———- uyarınca değerlendirme yapılarak hüküm kurulması gerekir.
SORUMLULUK VE SİGORTA TEMİNATI
Müteselsil Sorumluluk
TBK’nın 61. Maddesine göre; birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır.
Aynı şekilde 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu(KTK)’nıun 88. Maddesine göre de Bir motorlu aracın katıldığı bir kazada, bir üçüncü kişinin uğradığı zarardan dolayı, birden fazla kişi tazminatla yükümlü bulunuyorsa, bunlar müteselsil olarak sorumlu tutulur.
Sigortanın Sorumluluğu
Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.(KTK Madde 97)
Sigorta şirketinin sorumluluğu, kaza tarihinde geçerli olan poliçe limitlerle sınırlıdır.(KTK Madde:93)
Sigorta sözleşmesinden veya sigorta sözleşmesine ilişkin kanun hükümlerinden doğan ve tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran haller zarar görene karşı ileri sürülemez(KTK Madde:95/1).
MALULİYET/İŞ GÖREMEZLİK ORANININ TESPİTİ
Maluliyet/iş göremezlik/çalışma gücü kaybı oranının, kazalının şikayetleri dikkate alınarak trafik kazası-haksız fiilin gerçekleştiği tarihe göre ——- tarihleri arasında ise ———- tarihinden sonra ise Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliğine uygun olarak düzenlenmesi gerekir———-
——– tarihinde yürürlüğe giren———sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yayım tarihinde yürürlüğe giren ——– eklenen düzenlemeye göre bedeni zararlardan sürekli sakatlık tazminatına esas sağlık kurulu raporunun ———- çerçevesinde düzenlenmesi gereklidir.
Buna göre trafik kazası-haksız fiilin gerçekleştiği tarih itibariyle Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği [bu yönetmelikte düzenleme bulunmayan hususlar yönünden Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği]’in uygulanması gereklidir.
TEMERRÜT VE FAİZ
Sigortacılar, hak sahibinin zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarıyla belirlenen belgeleri, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar.(KTK Madde 99)
3095 sayılı yasanın 2. Maddesine göre; Bir miktar paranın ödenmesinde temerrüde düşen borçlu, sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça, geçmiş günler için aynı Kanunun 1. maddesinde belirlenen orana göre(yasal faiz) temerrüt faizi ödemeye mecburdur.
————-değiştirilmiş, buna göre “trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın ——— tarafından karşılanacağı”, Yasanın geçici 1. maddesi ile de “Bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin—— tarafından karşılanacağı, sözkonusu sağlık hizmet bedelleri için bu Kanun’un 59. maddesine göre belirlenen tutarın %20’sinden fazla olmamak üzere belirlenecek tutarın üç yıl süreyle ayrıca aktarılmasıyla anılan dönem için ilgili sigorta şirketleri ve ——- yükümlülüklerinin sona ereceği,” öngörülmüştür. Sigorta şirketi, motorlu aracın işletilmesinden kaynaklanan kaza nedeniyle zarar görenlerin tedavisi için ödenen giderleri zorunlu olarak teminat altına alır. Sigorta şirketinin, işleten ve sürücünün yasadan ve sözleşmeden doğan bu yükümlülüğü, 6111 sayılı Yasa ile getirilen düzenleme ile sona erdirilmiş bulunmaktadır. 2918 sayılı Yasa’nın 98. maddesinde belirtilen tedavi giderleri yönünden sorumluluğun dava dışı —— geçmiştir.
Somut olayda, uyuşmazlık hakem heyeti ve itiraz hakem heyeti tarafından geçici işgöremezlik tazminatından—— sorumlu olduğu kabul edilmiş ise de, yukarı da açıklandığı üzere geçici işgöremezlik talepleri yönünden sigorta şirketlerinin sorumluluğu devam ettiğinden davacının talep ettiği geçici işgöremezlik dönemi için karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma sonucu hüküm kurulması doğru görülmemiştir.———
Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, Türk Milleti adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. m.141); toplanan/sunulan deliller, Nüfus Kaydı,Trafik Kazası Tespit Tutanağı, SGK Kayıtları, Araç Tescil Bilgileri, Sigorta Poliçesi ve Hasar Dosyası, Kusur Tespiti Raporu, Hastane Belgeleri, Maluliyet Raporu, Ceza/Soruşturma Dosyası, Sosyal ve Ekonomik Durum Araştırması, Hesap/Aktüer Raporu, Islah/Talep Arttırım, iddia ve beyanlar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; —- tarihinde sürücüsü dava dışı ————– istikametine seyir halinde iken direksiyon hakimiyetine kaybederek davacılar —-çarpması sonucu meydana gelen kazada davacıların yaralandığı ve dava konusu kaza nedeniyle ——– sayılı dosyasından yapılan keşif sonrası hazırlanan rapora göre kazanın meydana gelmesinde—- plakalı araç sürücüsünün —- promil alkollü olduğu ve kazanın meydana gelmesinde asli ve tam kusurlu olduğu, kaza sırasında —— inen ve yaya kaldırımına geçmek isteyen davacıların kazanın meydana gelmesinde bir kusurunun bulunmadığı, — plakalı aracın davalı sigorta şirketine ——– olduğu ve yapılan ceza yargılaması sonrası araç sürücüsü —— hakkında verilen kararın kesinleştiği anlaşılmakla mahkememizce ceza davasında yapılan keşif sonrası alınan kusur raporu bulunduğundan ve işbu kusur raporuna istinaden verilen kararın kesinleştiği anlaşılmakla mahkememizce usul ekonomisi gereği yeniden kusur raporu alınmamış olup, davacıların maluliyetinin tespiti yönünden —- maluliyet raporu alınmış olup davacılardan—- oranının % 18 olduğu, davacı —– kaza nedeniyle maluliyetinin oluşmadığı, geçici iş göremezlik süresinin ise kaza tarihinden itibaren — aya kadar uzayabileceği yönünde rapor düzenlendiği, davacı vekili ile davalının —- yönünden sulh oldukları ve sulhe ilişkin ibranameyi dosyaya sundukları anlaşılmakla yargılamaya —- yönünden devam edilmiş olup, alınan aktüer bilirkişi raporuna göre —– kaza nedeniyle geçici iş göremezlik zararının toplam—- olduğu, ancak ceza yargılaması sırasında davalıya sigortalı araç sürücüsü —– tarafından davacıya toplam —- ödeme yapıldığı, yapılan ödeme sonrası davacının geçici iş göremezlik zararının ———– olduğu hesap edilmiştir.
Davacı vekili her ne kadar ——- alınan maluliyet raporuna davacının ——-alınan engelli sağlık raporuna göre maluliyetinin —— olduğunu ve iki rapor arasındaki çelişkinin giderilmesi yönünden ——— rapor alınmasını talep etmiş ise de hükme esas alınan maluliyet raporunun kaza tarihindeki yönetmeliğe uygun olarak düzenlendiği, davacı tarafından dosyaya sunulan engelli sağlık kurulu raporunda ise hangi yönetmeliğin uygulandığının belli olmadığı gibi ————- cevaba göre raporlar arasında çelişki olmadığı bildirilmiş olup, davacının maluliyet raporuna ilişkin itirazlarının yerinde olmadığı, davalı vekili her ne kadar geçici iş göremezlik zararından sorumlu olmadığını iddia etmiş ise de yukarıda belirtilen——- ilamına göre geçici iş göremezlik zararından davalı sigorta şirketinin geçici iş göremezlik zararına ilişkin sorumluluğunun poliçe kapsamında devam ettiği sonuç ve vicdani kanaatine varılarak davanın ——–yönünden sulh nedeniyle konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, ———- yönünden ise kısmen kabulü kısmen reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda belirtildiği gibi;
1-Davanın —— yönünden sulh nedeniyle KONUSUZ KALAN DAVANIN ESASI HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Davanın —– yönünden KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE,
3—– geçici iş göremezlik tazminatının dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4- Başlangıçta peşin olarak alınan 136,62 TL harcın alınması gerekli olan 59,30 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 77,32 TL’nin karar kesinleştiğinde ve istem halinde davacı ——- iadesine,
5- Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu posta ve tebligat gideri 463,30 TL, bilirkişi ücreti 750,00 TL, ——— fatura bedeli 1.366,50 TL, olmak üzere toplam 2.579,8 TL yargılama masrafının, davacı davasında kısmen haklı çıktığından dava konusunun toplam değerinin kabulle sonuçlanan kısma oranı sonucu bulunan 25,79 TL yargılama masrafına, 59,30 TL harç eklenerek sonuç olarak 85,09 TL’nin davalı taraftan alınarak davacı —— verilmesine, dava konusunun toplam değerinin redle sonuçlanan kısma oranı sonucu bulunan 2.554,01 TL yargılama masrafının davacı —üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı —— yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 402,99 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak bu davacıya verilmesine,
7-Davalı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T ‘nin 13/3 maddesi uyarınca 402,99 TL avukatlık ücretinin davacı —–alınarak davalıya verilmesine,
8—-yönünden yapılan giderlerin davacı üzerine bırakılmasına,
9———–yönünden tarafların aralarında yapmış oldukları sulh anlaşmasına göre yargılama gideri ve vekalet ücreti konusunda karar verilmesine yer olmadığına,
10-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının davacıya iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile ——–Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.11/02/2021