Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/462 E. 2019/580 K. 18.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2016/462
KARAR NO: 2019/580
DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
ASIL VE KARŞI DAVA TARİHLERİ: 18/04/2016 – 02/06/2016
KARAR TARİHİ: 18/06/2019ö
DAVA :
Davacı vekili Mahkememize sunduğu 18/04/2016 havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; davalı —— 20/01/2011 tarihinde ön protokol, 15/03/2011 tarihinde de Akaryakıt Bayilik Sözleşmesi ile davalıya 5 yıllık bayilik hakkı tesis edildiğini, davalının 20/01/2011 tarihli taahhütname gereğince sözleşme süresince içerisinde 1200 m3 beyaz ürün (benzin ve mazot), 1 ton madeni yağı davacı şirketten alıp satmayı taahhüt ettiğini, bu taahhütün yerine getirilmemesi durumunda her bir yılda eksik alınan ürün bedelinin son cari fiyatı üzerinden hesaplanacak tutarın %5 ‘ inin şirkete cezai şart olarak ödeneceğini, ödenmemesi halinde teminatlardan tahsil edileceğinin kabul ve taahhüt edildiğini, davalı …’in de protokol, sözleşme ve taahhütnameyi imzalayarak bayinin müşterek ve müteselsil kefili olduğunu ve bu nedenle taahhütname ve asıl sözleşmeden doğan ceza ve tazminatlardan müşterek ve müteselsil sorumlu olduğunu, davalı tarafın taahhütlerini yerine getirmemesinden dolayı şirketin zarara uğradığını beyanla——- tarihinden—— tarihine kadar olan dönem için şimdilik ——- TL’lik kısmın taraflar arasındaki bayilik sözleşmesi ve satış taahhütnamesine bağlı olarak aylık %5 akdi faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili Mahkememize sunduğu 14/07/2016 havale tarihli cevaba cevap ile karşı davaya cevap dilekçesinde özetle: cezai şart alacağının müvekkili şirket tarafından hesaplanabilir nitelikte olduğu, belirsiz alacak veya kısmi dava açılamayacağına ilişkin dava şartı itirazının yerinde olmadığını, sözleşmenin bitimine yakın ihtarname gönderilmesinin kötü niyet olarak akdedilmesinin hukuki dayanağının olmadığını, taraflar arasında imzalanan bayilik sözleşmesi ve taahhütname ile kararlaştırılan cezai şartın ifaya eklenen bir cezai şart olmayıp niteliği itibariyle cezai şart olduğunu, müvekkilinin tarafların daha önceden kararlaştırdıkları tazminatı talep ettiğini, davalıların emsal olarak gösterdiği içtihatların iddialarını desteklemediğini, karşı dava yönünden davalıların bahsettiği soruşturma dosyasında kovuşturmaya yer olmadığı kararı verildiği ve kararın kesinleştiğini, bunun dosyaya delil olarak ibraz edilmesinin kötü niyeti ortaya koyan bir tavır olduğunu, davalı/karşı davacının 11/03/2016 tarihinde şirket hesaplarına bir ödeme yaptığı iddiasının doğru olduğunu, bayi tarafından yapılan her ödemenin bir ürün bedeli faturası karşılığı olmak zorunda olduğunun iddia edilemeyeceğini, davalı tarafın müvekkili şirkete bayilik sözleşmesi ve mal alım taahhütnamesinden kaynaklanan muaccel hale gelmiş cezai şart ve kar mahrumiyeti borçları bulunduğunu, müvekkili hesaplarına intikal eden 21.500,00 TL tutarındaki ödemenin davalı/karşı davacının cezai şart borçlarına mahsup edilmiş ve bu hususta 08/04/2016 tarihli 323808 seri nolu faturanın keşide edildiğini, kayıtların ticari defter ve kayıtlarda mevcut olduğunu beyanla asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmesini talepmiştir.
Davacı/karşı davalı vekili 18/06/2019 tarihli duruşmada/esas hakkındaki beyanında; önceki beyanlarını tekrarla tüm dönemler itibariyle talepleri doğrultusunda davalarının kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA/KARŞI DAVA :
Davalı vekili Mahkememize sunduğu 02/06/2016 havale tarihli cevap-karşı dava dilekçesinde özetle: davacı tarafça keşide edilen ——. Noterliğinin ——– tarih ve ——– yevmiye kayıtlı ihtarnamesinde belirtilen ——– TL cezai şart alacağının dava sırasında —- TL olarak talep edilmesinin iyi niyetli bağdaşmadığını, davacı şirketin harcının ——- TL üzerinden tamamlatılması gerektiği, müvekkili şirket ile davacı şirket arasında 15/03/2011 tarihinde başlayan akaryakıt bayilik ilişkisinin 15/03/2016 tarihinde müvekkili şirketin başka bir dağıtım şirketi ile çalışacağı gerekçesiyle feshedildiğini, davacı sözleşme süresi içerisinde cezai şart alacağı için herhangi bir talepde bulunmadığını, müvekkili şirket tarafından 10/03/2016 tarihinde gönderilen fesihnamenin davacı şirkete tebliğinden sonra cezai şart talebinde bulunduğunu, cezai şart talebinin sözleşmenin sona ermesine dört gün gibi bir süre kala gerçekleşmesinin davacının kötü niyetli olarak hareket ettiğinin kanıtı olduğunu, yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre dönemsel ifa içeren sözleşmelerde cezai şartın kararlaştırılması halinde dönem sonunda çekincesiz ifaya devam edilmesinin cezai şarttan vazgeçildiği sonucunu doğurmakta olduğunu, cezai şart talebinin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu belirtmiş olup, müvekkili şirket ile davacı şirket arasındaki akaryakit bayilik sözleşmesi gereğince,davacı şirketin sözleşmenin sona erdiği 15/03/2016 tarihine kadar akaryakıt tedarik yükümlülüğünün bulunduğunu, 11/03/2016 taihinde şirket yetkilisi … ‘in oğlu ———vasıtasıyla ——– plakalı araç ile Sultanköy ‘de bulunan tesisten motorin almak için davacı şirketin irtibat bürosuna başvuruda bulunarak sipariş verildiğini, irtibat bürosunda bulunan —— isimli görevlinin siparişin onaylanması için kredi kartı ile ödeme yapılması gerektiğini söylemesi üzerine şirkete ait ——- ait kredi kartı ile öncelikle 20.000,00 TL ödeme yapıldığını, siparişin ——- tarafından onaylanması için 500,00 TL daha ödenmesi gerektiğinin söylenmesi üzerine aynı kredi kartından 500,00 TL daha ödeme yapıldığını, müvekkili şirket yetkilisinin ödemenin rızası dışında yapıldığı iddiası ile J——– şikayette bulunduğunu, aynı gün müvekkili … ‘in oğlunun da yaşadığı olayla ilgili ifade verdiğini, sonuç alınamadığını, müvekkili şirket tarafından ürün almak için davacı şirkete 21.500,00 TL ödeme yapılmasına rağmen davacı şirketin ürünü vermeyerek sözleşmeye aykırı davrandığını, davacı defter ve kayıtlarında 11/03/2016 tarihli ve herhangi bir mal ve hizmet satıldığına dair müvekkiline bir fatura tebliğ edilmediğini, bu nedenle müvekkilinin davacı şirketten 21.500,00 TL alacağının bulunduğunu, alacağın iadesi için ——– Noterliği ‘nin ——— yevmiye nolu ihtarnamesini gönderildiğini ancak bedel iadesinin yap-ılmadığını beyanla davacı şirket tarafından açılan davanın reddine, karşı davalarının kabulü ile —- TL’nin ———- tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davacı şirketten tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı/karşı davacı vekili Mahkememize sunduğu 21/06/2019 havale tarihli ikinci(2.) cevap dilekçesinde özetle: ihtarnamede 538.848,47 TL olarak talep edilen cezai şart alacağının dava sırasında- TL olarak talep edilmesinin iyi niyetle bağdaşmadığını, bu nedenle ——- TL üzerinden harcın tamamlatılmasının gerektiğin—–i, sözleşme süresi içerisinde cezai şart alacağı ile ilgili bir talepde bulunulmadığını, müvekkili şirketin davacı şirketten ——- TL alacağı bulunduğunu, kredi kartından çekim yapıldığı tarihe ait bir cezai şart talebi olmadığı gibi faturalanmış bir cezai şartında mevcut olmadığını, mevzuata göre kesinleşmiş bir fatura alacağının bulunmadığını beyanla davacı şirket tarafından açılan davanın reddine, karşı davalarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı/karşı davacı vekili 18/06/2019 tarihli duruşmada/esas hakkındaki beyanında; önceki beyan ve itirazlarını tekrarla bilirkişiden ek rapor alınmasını, asıl davanın reddini, karşı davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde taraflar arasındaki bayilik sözleşmesi nedeniyle davalının her bir alımını taahhüt ettiği miktarda alım yapıp yapmadığı, ayrıca davacının davalıya ihtirazi kayıt ileri sürmeden ürün vermeye devam etmesi nedeniyle sözleşmede kararlaştırıla cezai şartın şartlarının oluşup oluşmadığı, ayrıca davacıya yapılan 21.500,00 TL ödemenin cezai şarta mahsup edilip edilemeyeceği noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Asıl Dava, cezai şart alacağının tahsili; karşı dava, avans olarak verilen paranın istirdatı, davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: Asıl dava yönünden Türk Borçlar Kanunu(TBK)’nun 179/1maddesindeki; “Bir sözleşmenin hiç veya gereği gibi ifa edilmemesi durumu için bir ceza kararlaştırılmışsa, aksi sözleşmeden anlaşılmadıkça alacaklı, ya borcun ya da cezanın ifasını isteyebilir.” şeklindeki; karşı dava yönünden Türk Borçlar Kanunu(TBK)’nun 77/1maddesindeki; “Haklı bir sebep olmaksızın, bir başkasının malvarlığından veya emeğinden zenginleşen, bu zenginleşmeyi geri vermekle yükümlüdür.” şeklindeki düzenlemelerdir.
DELİLLER :
Dosyaya sunulan 20/01/2011 tarihli Tahhütname incelendiğinde, taahhüt verenin ———- bayinin müşterek müteselsil kefilinin … olduğu, taahhütnamenin 3 ‘üncü maddesine göre cezai şart miktarının intifa süresi olan 5 yıl için şirketten almayı taahhüt ettiği akaryakıt miktarının elde edilecek şirketin % 5 kar oranı uygulaması ile hesaplanmış yoksun kalınan kar miktarı olarak belirlendiği anlaşılmıştır.
Dosyaya sunulan —– Noterliği ‘nin- ———– yevmiye nolu ihtarname incelendiğinde, keşidecisinin ———- muhatabının ——— olduğu, ihtarname ile fazlaya ilişkin dava ve talep hakkı saklı kalmak kaydı ile ihtarın tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde bu süreyi kapsayan dönemdeki çekiş eksikliğinin tamamlanması, aksi takdirde çekiş eksikliğinin tamamlanmak suretiyle yerine getirilmemesi halinde müvekkili şirketin kar mahrumiyeti zararı bedeli olan 123.541,00 TL bedeli ihtarnamenin tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde tazmin etmeniz, aksi takdirde başkaca ihtar ve ihbara gerek kalmaksızın çekiş eksikliği nedeniyle kar mahrumiyeti ve ayrıca cezai şart alacağının tahsili için hukuki yollara başvurulacağının ihtar edildiği anlaşılmıştır.
Dosyaya sunulan —– Noterliği ‘nin ———– yevmiye nolu ihtarname incelendiğinde, keşidecisinin ——- muhatabının ——– olduğu, ihtarname ile fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile tebliğden itibaren 7 gün içerisinde tahakkuk eden toplam 538.848,47 TL cezai şart borcunun fiili ödeme tarihine kadar işleyecek aylık akdi temerrüd faizi ile birlikte ödenmesi, aksi halde protokol ve bayilik sözleşmesinde öngörülen tüm seçimlik yaptırımların uygulanabileceği, cezai şart ve cari hesap alacaklarının tahsili amacıyla tüm yasal yollara başvurulacağı, yerine getirilmeyen taahhüt ihlallerinin ve eksik alımların kabul görmediği, feshe sebebiyet verilmesi halinde hesaplanacak fesih ödcesi ve sonrası döneme ait kar mahrumiyeti ve tazminat alacağı talep ve tahsil haklarının saklı tutulduğu, alacakların tahsili amacıyla tüm teminatların nakde çevrileceği, cezai şart alacakları ile dava ve talep haklarının saklı tutulduğunun ihtar edildiği anlaşılmıştır.
Dosyaya sunulan —- Noterliği ‘nin —————- yevmiye nolu ihtarname incelendiğinde, keşidecisinin ——- muhatabının———-olduğu, ihtarname ile akaryakıt bayilik sözleşmesinin yenilenmeyeceği yönündeki irade açıklamasının hemen akabinde cezai şart talebinin iyi niyet kurallarına aykırı olduğu, 5 yıl süre ile cezai şart ödenmesi yönünden herhangi bir uyarı yapılmaksızın beşinci yıl sonunda bayilik sözleşmesinin uzatılmasına yönelik bir hak gibi talepte bulunulmasının hukuken korunmayacağı ve cezai şart talebinin yerine getirilmeyeceğinin bildirildiği anlaşılmıştır.
Dosyaya sunulan —-. Noterliği ‘nin ——– yevmiye nolu ihtarname incelendiğinde, keşidecisinin ——— muhatabının ———.olduğu, ihtarname ile 21.500,00 TL’ nin iadesinin talep edildiği anlaşılmıştır.
Dosyaya sunulan —- tarihli ——– seri nolu fatura incelendiğinde, ——- tarafından davalı ———- açıklaması ile —- TL bedelli olarak düzenlendiği anlaşılmıştır.
Tarafların ticari defterlerinin talimat yolu ile incelenmesine karar verilmiş, talimat mahkemesine ibraz edilen ticari defterler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Mali Müşavir bilirkişi 01/11/2017 havale tarihli raporunda özetle; davacı ticari defter ve kayıtlarının delil olma niteliğine haiz olduğunu, davacı ile davalı ——– firması ile 32 ‘nci maddeden oluşan 15/03/2011 tarihinde yürürlüğe girecek ve 5 yıl süreli, bayilik sözleşmesinin imza altına alındığı, sözleşme gereğince davacı firmanın davalıya akaryakıt bayiliği verdiğini, akaryakıt satışında bulunulacağının kararlaştırıldığı, sözleşmeyi davalı … ‘in müşterek ve müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığı, taahhütname gereğince davalının davacı firmadan yıllık 1.200 m3 beyaz ürün alımı taahhüt ettiği, her yıl için eksik kalan beher m3 ürün için davacı firmanın uğrayacağı kar mahrumiyeti cezai şart olarak ödemeyi kabul ve taahhüt ettiği, davalı firma tarafından ödenen —— TL’nin ödeme tarihi olan ————- tarihinde davalı firmanın davacı firmaya borcunun bulunmadığı, 08/04/2016 tarihinde davacı firma tarafından davalı firma adına ——- tarihli——–seri nolu ——- TL tutarında cezai şart faturası düzenlendiği ve kayıtlarında olduğu, davacı firmanın davalıdan tahsil ettiği ————- TL karşılığında aynı tutarlı kısmi ceza şart tutarı altında fatura düzenlendiği ve tahsil edilen bedelin davacı kayıtları itibari ile cezai şart tutarına mahsuben tahsil ettiği, dava konusu olayda kar kaybı – cezai şart tutarının talep edildiği dönem 15/03/2011 – 15/03/2016 dönemine yani 5 yıllık döneme ait tutar olduğunu, davacı tarafça, davalı tarafa eksik alım nedeniyle cezai şart talebinin yapıldığı ihtarname tarihleri ———- dönemleri için satış taahhüdüne göre alması gereken esas ürün miktarı üzerinden taahhütnamede belirlenen şirket karı esas alınarak bulunacak tutarı talep edebileceğini, —————- dönemlerinde ise davacı firma tarafından davalı firmaya eksik ürün bedeli ihtar edilmediği ve dava dosyasında mevcut evraklar mucibince herhangi bir ihtirazi kayıt koymadan mal vermeye devam ettiği için bu döneme ait cezai şart ve kar mahrumiyeti talep edilemeyeceğini, davacının talebe hakkı olduğu cezai şart/kar mahrumiyeti tutarının————dönemi için —— TL ve——– dönemi için —–TL olmak üzere ———— TL olduğunu, mahkemenin aksi kanaatte olması halinde toplam hesaplanan kar kaybı tutarının ——— TL olduğunu beyan ve rapor etmiştir.
Mali Müşavir bilirkişi —- havale tarihli raporunda özetle; davalı/karşı davacının ———— döneminde toplam—- lt (——– TL) davacı/karşı davalı firmasından motorin satın aldığını, dava dilekçesinde toplam satış miktarının 2.009.984 LT olarak verildiğini, mutabık kalınan satış listelerine göre toplam satış miktarlarında ve hesaplanan ceza tutarlarında fark olduğunu, davacı tarafın 4 yıl için hesaplama yaptığını, tespit edilen 2011-2012-2013-2014 yılları için eksik alış miktarlara göre yapılan hesaplama da ise % 5 ceza 482.856,26 TL olarak hesaplandığını, davacı tarafın 2015-2016 dönemi için talepde bulunmadığı için 2015 ve 2016 yıllarının hesaplamaya dahil edilmediğini, akdedilen ön protokol ve akaryakıt bayilik sözleşmesi ile taahhütname ile sözleşme süresi sonunda geçmiş dönemde alımı yapılamayan ve satılamayan ürün miktarı için uygulanan % 5 cezai şart hususunda takdirin mahkemede olduğunu, davalı/karşı davacının dava dilekçesinde talebi olan 21.500,00 TL ödeme ile ilgili defter belge incelemesi ve kayıtlarına göre ——- tarihinde ——-. hesabına ödeme yapıldığı ve muhasebe kaydında ise ———— borç kaydedildiğinin ve ———– TL borçlu olduğunun görüldüğünü, davacı/karşı davalı ..——— Tarafından düzenlenen ———- tarihli “X Cezai Şart (Kısmi)” açıklaması ile 323808 nolu faturanın davalı/karşı davacı———- defter ve kayıtlarında bulunmadığını beyan ve rapor etmiştir.
Ekonomist bilirkişi 25/03/2019 havale tarihli raporunda özetle; dosya kapsamı nazara alınarak cezai şart koşullarının oluştuğu, davalıya ihtar çekildiği ve ürün vermeye devam edildiği, aradan geçen sürede işletmenin kısa vadeli borçlarını ödeme kapasitesinin azaldığı, işletmenin finansal riskinin geçen zaman içinde arttığı, işletmede 2012-2016 yılları arasında faaliyet zararı oluştuğu, işletmenin varlık toplamı içindeki yabancı kaynaklar toplamı payının sürekli arttığı, yapılan analizler ışığında zor durumda bulunan davalı şirketin söz konusu ceza faturasını ödemesinin şirketin ekonomik yönden mahvına sebep olabileceği, bu nedenle şirketin finansal durumu, ödeme gücü ve kabiliyeti yönünden cezai şartın indirilmesi için koşulların teşekkül ettiğini beyan ve rapor etmiştir.
Bilirkişi raporları taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, Türk Milleti adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. m.141), toplanan/sunulan deliller, ticaret sicil kayıtları, fatura, bayilik sözleşmesi, taahhütname, ihtarnameler, bilirkişi raporları, iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; taraf şirketler arasında —— tarihinde ön protokol ve ———– tarihleri arasında geçerli olmak üzere akaryakıt bayiliği sözleşmesi imzalandığı, ayrıca yine taraflar arasında 20/01/2011 tarihinde çeşitli ceza koşulu düzenlemelerini ihtiva eden taahhütnamenin imzalandığı, sözleşmenin süresi sonunda 15/03/2016 tarihinde sona erdiği, eldeki asıl davanın davalı tarafça taahhüt edilen ürünün alınmaması nedenine dayalı cezai şart alacağının tahsili istemiyle açıldığı, davacı ile davalı bayi arasında düzenlenen taahhütname başlıklı sözleşme asgari alım taahhüdüne ilişkin olup, bu sözleşmelere göre kar mahrumiyeti (cezai şart) istenilebilmesi için taahhüdünün ihlal edildiği dönemden sonra ihtirazi kayıt konulması ve bundan sonra mal verilmeye devam olunmasının gerektiği, somut olayda davacı ihtirazi kayıt koymadan mal vermeye devam ettiğinden dava konusu dönem için ceza-i şart talep etmesinin mümkün olmadığı ————————- tarihli bayilik sözleşmesine istinaden ilk sözleşme periyodu ———- tarihinde tamamlanmış olmasına rağmen, bu ilk periyod tamamlandıktan sonra her hangi bir ihitirazi kayıt konulmadan veya ihtar çekilmeden davalı şirkete ürün verilmeye devam edildiği, her ne kadar davacı tarafça ——– tarihinde davalı tarafa—–. Noterliği’nin ——–yevmiye nolu ihtarnamesi keşide edilmiş ise de, bu ihtarnamenin ilk periyodun tamamlandığı —— tarihinden yaklaşık üç ay sonra çekilmiş olması ve arada geçen süre içerisinde davalı şirkete ürün verilmeye devam edilmesi nedeniyle bu ihtarnamenin usulüne uygun olmadığı, sözleşme süresince davalı şirkete çekilen başkaca usulüne uygun bir ihtarname de bulunmadığı gibi faturalara konulmuş herhangi bir ihtirazı kayıt da yer almadığı, 5 yıllık bayilik sözleşmesinin son periyodunun ——– tarihleri arasında olduğu,—. Noterliği’nin —————- yevmiye nolu ihtarnamesinin henüz son periyod dolmadan çekildiği ve ————2015 dönemlerine ilişkin toplam ——– TL cezai şart alacağının talep edildiği, 15/03/2016 tarihi itibariyle sözleşmenin sona ermesi ile davalıya ürün verilmediği, bu nedenle son döneme ilişkin cezai şart alacağının talep edilebileceği, Mersin 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ——- Talimat sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporuna göre, son döneme ilişkin cezai şart alacağının 74.560,20TL olarak hesaplandığı, ekonomist bilirkişi tarafından hazırlanan 25/03/2019 tarihli bilirkişi raporunda cezai şartın davalı şirketin ekonomik yönden mahruma neden olacağının tespit edildiğinden cezai şart alacağından takdiren % 20 oranında indirim yapıldığı ve netice olarak davacının 59.648,16 TL cezai şart alacağının bulunduğu, bu miktardan cezai şart alacağına mahsup edildiği davacı tarafında kabulünde olan 21.500,00 TL davalı şirket alacağı tenzil edildiğinde davacının bakiye 38.148,16 TL cezai şart alacağı bulunduğu, ancak taleple bağlılık ilkesi gereği, 25.000,00 TL cezai şart alacağın hüküm altına alındığı, karşı dava yönünden talep edilen 21.500,00 TL’nin davacı tarafından cezai şart alacağına mahsup edilmesi nedeniyle davalı alacağının bulunmadığı ve bu nedenle karşı davanın yerinde olmadığı, ayrıca her ne kadar davalı … ‘in taahhütnameye müteselsil kefil olduğu beyan edilmiş ise de, taahhütnamede azami sorumluluk limiti yer almadığından davalı … ‘in kefaletinin usulüne uygun olmadığı ve dolayısıyla davalı … ‘in cezai şart alacağından dolayı herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığı, sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak davanın asıl davanın davalı … yönünden reddine, davalı ———— yönünden kabulüne; karşı davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Asıl davanın davalı … yönünden REDDİNE, davalı ———– yönünden KABULÜNE; karşı davanın REDDİNE,
2-Cezai şart alacağı olan 25.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek aylık % 5 faizi ile birlikte davalı ———- alınarak davacıya verilmesine,
3-Asıl dava yönünden; başlangıçta peşin olarak alınan 426,94 TL harcın alınması gerekli olan 1.707,75 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.280,81 TL karar ve ilam harcının davalı/karşı davacı ———- alınarak hazineye irat kaydına,
4-Karşı dava yönünden dava açılışında harç alınmadığı anlaşıldığından 44,40 TL karar ve ilam harcının davalı/karşı davacı ———- alınarak hazineye irat kaydına,
5-Asıl dava yönünden davacının yargılama sırasında yapmış olduğu peşin harç 426,94TL, posta ve tebligat gideri 305,90 TL, bilirkişi ücreti 700,00 TL, talimat masrafları 2.099,00 TL olmak üzere toplam 3.531,84 TL yargılama masrafının davalı/karşı davacı ————-‘den alınarak davacı/karşı davalıya verilmesine,
6-Asıl dava yönünden davalı——– yönünden yapılan yargılama masraflarının davacı/karşı davalı üzerinde bırakılmasına,
7-Asıl dava yönünden davacı/karşı davalı taraf yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 3.000,00 TL avukatlık ücretinin davalı/karşı davacı ———–den alınarak davacı/karşı davalıya verilmesine,
8-Asıl dava yönünden davalı ———- yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 3.000,00 TL avukatlık ücretinin davacı/karşı davalıdan alınarak davalı ———– verilmesine,
9-Karşı dava yönünden davacı/karşı davalı taraf yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 2.725,00 TL avukatlık ücretinin davalı/karşı davacı ———- alınarak davacı/karşı davalıya verilmesine,
10-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının davacı/karşı davalıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.18/06/2019