Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/441 E. 2020/538 K. 20.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/441 Esas
KARAR NO: 2020/538
DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/04/2016
KARAR TARİHİ : 20/10/2020
DAVA :
Davacı vekili Mahkememize sunduğu —— havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin kurulduğu günden bu yana tıbbı cihaz, medikal ekipman ve non-medikal ürün grupları başta olmak üzere hastane ekipmanlarının satışı ve teknik servis hizmeti alanlarında ülke genelinde faaliyet gösterdiğini, davalı—- tarihinde teknik servis sorumlusu olarak işe alındığını, ilk kez bu alanda faaliyet gösteren bir firma ile çalışacağı gözetilerek, kendisi ile uzun yıllar çalışılacağı konusunda anlaşıldığını, yurt içi ve yurt dışında son derece özel eğitimler almasının sağlandığını, bu eğitimler için hiçbir ücret talep edilmediğini ve tüm masraflarının müvekkili tarafından karşılandığını,—– sürede üretim bilgileri, yurt dışı tedarikçi bilgileri, ürünlerin alış bedelleri, ithalat maliyetleri, personel maliyetleri, müşteri bilgileri, ürün gamları, ürünleri kullanan müşteri portföyü bilgilerini müvekkili şirketteki iş ilişkisi sırasında temin ettiğini, müvekkilinin zengin müşteri portföyü ve geniz pazarlama alana sayesinde, sektör dahilinde bilgi ve tecrübesini artırdığını, müvekkili tarafından aldırılan eğitimler ve verilen görevler ile mesleki birikimini oluşturduğunu,—-tarihinde artık tıbbi cihaz sektöründe çalışmak istemediğini, bu alanda mutlu olmadığını belirterek daha eğlenceli olduğunu belirttiği turizm sektöründe çalışmak istediğini belirttiğini ve istifa ettiğini,—– ticari sırlarına yakinen vakıf olduğundan kendisi ile gizlilik ve rekabet yasağı anlaşması imzalandığını, anlaşma ile—– şirketin faaliyet gösterdiği alanda faaliyet göstermeyeceğini, şirketin ürün ve hizmetleri ile ilgili bilgileri, özellikle şirkete ait belge, broşür, veri, doküman, katalog ve benzeri herhangi bir kaynağı şirket dışına hiçbir koşulda çıkarmayacağını, çalıştığı süre boyunca öğrendiği bayi, müşteri veya şirketin işbirliği içerisinde olduğu üçüncü şahıs durumundaki gerçek ve tüzel kişilerin bilgi ve faaliyetlerini gizli tutacağını, bu bilgileri kullanarak bizzat kendisine veya üçüncü bir kişiye menfaat sağlamayacağını taahhüt ettiğini, —- istifası sonrası kısa bir süre beyan ettiği turizm sektöründe çalıştığını, bu çalışmaları sırasında zaman zaman müvekkili şirkete de uçak bileti alımları ve seyahat organizasyonları konusunda hizmet verdiğini,—turizm sektöründeki faaliyetinin kısa sürdüğünü, müvekkilinin uzun yıllar süren emek ve çaba ile elde ettiğ—– kullanarak cihaz alım satımı ve Müvekkili şirketin kurulduğu günden bu yana tıbbı cihaz, medikal ekipman ve —– ürün grupları başta olmak üzere hastane ekipmanlarının satışı ve teknik servis hizmeti alanlarında ülke genelinde faaliyet gösterdiğini, davalı— tarihinde teknik servis sorumlusu olarak işe alındığını, ilk kez bu alanda faaliyet gösteren bir firma ile çalışacağı gözetilerek, kendisi ile uzun yıllar çalışılacağı konusunda anlaşıldığını, yurt içi ve yurt dışında son derece özel eğitimler almasının sağlandığını, bu eğitimler için hiçbir ücret talep edilmediğini ve tüm masraflarının müvekkili tarafından karşılandığını, —– sürede üretim bilgileri, yurt dışı tedarikçi bilgileri, ürünlerin alış bedelleri, ithalat maliyetleri, personel maliyetleri, müşteri bilgileri, ürün gamları, ürünleri kullanan müşteri portföyü bilgilerini müvekkili şirketteki iş ilişkisi sırasında temin ettiğini, müvekkilinin zengin müşteri portföyü ve geniz pazarlama alana sayesinde, sektör dahilinde bilgi ve tecrübesini artırdığını, müvekkili tarafından aldırılan eğitimler ve verilen görevler ile mesleki birikimini oluşturduğunu,—– tarihinde artık tıbbi cihaz sektöründe çalışmak istemediğini, bu alanda mutlu olmadığını belirterek daha eğlenceli olduğunu belirttiği turizm sektöründe çalışmak istediğini belirttiğini ve istifa ettiğini—– ticari sırlarına yakinen vakıf olduğundan kendisi ile gizlilik ve rekabet yasağı anlaşması imzalandığını, anlaşma ile —– faaliyet gösterdiği alanda faaliyet göstermeyeceğini, şirketin ürün ve hizmetleri ile ilgili bilgileri, özellikle şirkete ait belge, broşür, veri, doküman, katalog ve benzeri herhangi bir kaynağı şirket dışına hiçbir koşulda çıkarmayacağını, çalıştığı süre boyunca öğrendiği bayi, müşteri veya şirketin işbirliği içerisinde olduğu üçüncü şahıs durumundaki gerçek ve tüzel kişilerin bilgi ve faaliyetlerini gizli tutacağını, bu bilgileri kullanarak bizzat kendisine veya üçüncü bir kişiye menfaat sağlamayacağını taahhüt ettiğini, —- istifası sonrası kısa bir süre beyan ettiği turizm sektöründe çalıştığını, bu çalışmaları sırasında zaman zaman müvekkili şirkete de uçak bileti alımları ve seyahat organizasyonları konusunda hizmet verdiğini,—- sektöründeki faaliyetinin kısa sürdüğünü, müvekkilinin uzun yıllar süren emek ve çaba ile elde ettiği ——sırları kullanarak cihaz alım satımı ve çalışılması yönünde telkinlerde bulunmaya kadar vardığını, davalıların haksız rekabet teşkil eden fiilleri sebebiyle müvekkilinin ciddi ölçüde zarara uğradığını, arz ve izah edilen nedenlerle davalılar tarafından icra edilen fiillerin haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, davalıların haksız rekabet teşkil eden fiillerinin yasaklanmasına, müvekkili şirketin faaliyetlerini kötüleyen ve teknik servis biriminin kapatıldığı yönünde beyanda bulunan davalıların, müvekkilimizin temsilciliğini yürüttüğü firmalar ve hizmet verdiği kurumlar nezdindeki yanlış ve yanıltıcı beyanlarının düzeltilmesine, müvekkili şirketin uğradığı zarara karşılık olarak, fazlasına ilişkin her türlü hakları saklı kalmak ve harca esas olmak üzere (belirsiz alacak davası) şimdilik —– davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile müvekkiline ödenmesine, müvekkili firmanın ticari itibarına verilen zarar dolayısıyla uğranılan manevi zarara karşılık olarak—– davalılardan alınarak müvekkiline ödenmesine, kötü niyetle aleyhine dava açılmasına sebebiyet veren davalıların HMK m.329 uyarınca disiplin para cezası ödemeye mahkum edilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili davalı —- havale tarihli cevaba cevap dilekçesinde özetle; davalı—etmeden üç ay kadar önce, şehir dışı işlerde çalışma talebini müvekkili ile paylaştığını ve talebinde bir sakınca görülmediğinden isteği doğrultusunda şehir dışı hastane ve kurum ziyaretlerinde bulunduğunu, davalı —- ziyaretleri sonrasında ziyaret edilen hastane ve kurumlardan gelen arıza bildirimlerinin azalmasının, davalının bildirimde dahi bulunmaksızın işi terk ederek davalı —olduğu şirkette çalışmaya başlamasının tüm olay öyküsünü gözler önüne serdiğini, tüm bu hususların müvekkilinin araştırma yapmaya sevk eden hususlar olduğunu, bu hususların gerçekliğinin ilgili hastane ve kurum yetkilileri ile yapılan görüşmeler ile ortaya çıktığını,—– şehir dışına çıkma isteğini paylaşmasının ardından gitti hastanelerde görevliler ile iletişime geçtiğini, bir süre sonra bildirimde dahi bulunmadan işi terk ederek davalı şirkette çalışma başladığını, davalı şirket çalışanı olarak iletişime geçtiği hastane ve kurum yetkilileri nezdinde müvekkili şirketi kötülediğini ve müvekkilinin teknik servis biriminin kapatıldığı yönünde yanlış ve yanıltıcı beyanlarda bulunduğunu, davalı —- haksız rekabet fiilleri ile ilgili dava dilekçesindeki açıklamalara yanıt vermediğini, haksız rekabet teşkil eden fiiller ile ilgili hiçbir açıklamada bulunmadığını, —- herkesin kolayca ulaşabileceğini iddia ettiği hastane ve kurum sayısının —–civarı olduğunu, üstelik bu verilerin hastanelerin isim ve telefon numaralarından ibaret olmadığını, hastane ve kurumların ilgili birimleri ve birimlerin iletişim bilgilerinin, hizmet verilen hastane ve kurumlara teslim edilen ürün listesi, ihtiyaç listesi ve gelecekteki muhtemel talepleri gibi, ancak bu sektörde uzun yıllar faaliyet gösteren firmaların sahip olacağı —— ticari sırlarında ele geçirildiğini, arz ve izah edilen ve sayın mahkemece resen değerlendirilecek nedenlerle davalılar tarafından icra edilen fiillerin haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, davalıların haksız rekabet teşkil eden fiillerinin yasaklanmasına, müvekkili şirketin faaliyetlerini kötüleyen ve teknik servis biriminin kapatıldığı yönünde beyanda bulunan davalıların, müvekkilimizin temsilciliğini yürüttüğü firmalar ve hizmet verdiği kurumlar nezdindeki yanlış ve yanıltıcı beyanlarının düzeltilmesine, müvekkili şirketin uğradığı zarara karşılık olarak, fazlasına ilişkin her türlü hakları saklı kalmak ve harca esas olmak üzere (belirsiz alacak davası) şimdilik — davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile müvekkiline ödenmesine, müvekkili firmanın ticari itibarına verilen zarar dolayısıyla uğranılan manevi zarara karşılık olarak——davalılardan alınarak müvekkiline ödenmesine, kötü niyetle aleyhine dava açılmasına sebebiyet veren davalıların HMK m.329 uyarınca disiplin para cezası ödemeye mahkum edilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili davalı —– havale tarihli cevaba cevap dilekçesinde özetle; davalının daha önce çalıştığını belirttiği firmanın göz cihazları için teknik servis hizmeti verdiğini, yani oradaki görevinin müvekkili şirketin faaliyet alanı ile hiçbir şekilde örtüşmediğini, davalının işe giriş tarihi itibariyle daha önce bu alanda çalışmamış ve yatırım yapılarak yetiştirilmek üzere alınmış bir çalışan olduğunu ve faaliyet gösterilen alanda yetişmesinin, müvekkili şirketin aldırdığı eğitimler, verdiği görevler ve ulaşmasına imkan tanıdığı bilgi, ticari sır ve—— ile mümkün olduğunu, bu —– ticari sırlar ile, ürünün müvekkili şirkete ne kadara mal olduğunu ve hangi teklifin verilebileceğini bilerek aynı ihalelere teklif vermekte, aynı alanda bir şirket kurup faaliyet gösterebildiğini, davalıların cevap dilekçesinde —– servis sorumlusu olduğunu, şirketin üretim bilgileri, yurtdışı tedarikçi bilgileri, ürünlerin alış ve satış bedelleri, ithalat maliyetleri, personel maliyetleri, müşteri bilgileri, ürün gamları ve müşteri portföyü bilgileri hakkında bilgisi bulunmadığı, bulunmasının da mümkün olmadığı iddiasında olduğunu, şirketin üretim yapmaması dolayısıyla üretim bilgilerinden söz edilemeyeceğinin ileri sürüldüğünü, davalının belirttiği aksine,—-hastane ve kurumların yanı sıra, müvekkili şirketin münhasır bayiliğini yürüttüğü ve ürün tedarik edilen firmalar ile doğrudan iletişim kurma imkanı tanıdığını, davalının, arıza veren ürünlerin satın alınması sürecinde yurtdışındaki üretici/satıcı firma yetkilileri ile bizzat irtibata geçmiş ve iletişimi şahsen kurduğunu, davalıya yurtiçinde olduğu gibi, yurtdışındaki üretici/satıcı firma yetkilileri ile şahsen iletişim kurma imkanı tanındığını gösterir yazışmaların ekte sunulduğunu, davalıların dilekçesinde asla gerçeği yansıtmayacak şekilde müvekkilinin sürekli batık bir firma olduğunun iddia edilmesinin davalılarca irade edilen kötü niyeti ve huzurdaki davadaki haklılıklarını ispat ettiğini, davalıların, bu beyanlarının müvekkilinin hizmet verdiği hastane ve kurumla nezdinde de ifade etmiş ve müvekkili şirketin teknik servis biriminin kapatıldığı yönünde beyanda bulunarak yanlış ve yanıltıcı bilgiler verdiklerini ve haksız şekilde müvekkili şirketi kötülediklerini, müvekkili şirketin faaliyetlerini başarıyla sürdürdüğünü ve teknik servis hizmetinin müvekkilinin en temel kazanç kaynağı olduğunu, huzurdaki davanın ikame edilmesinin başlıca gerekçelerinden birinin de bu husus olduğunu, davalıların müvekkilinin iş ilişkisi içerisinde bulunduğu hastane, kurum ve firmalar nezdindeki yanlış, yanıltıcı ve kötüleyici beyanlarının yasaklanmasına, müvekkili şirketin uğradığı zarara karşılık olarak, fazlasına ilişkin her türlü hakları saklı kalmak ve harca esas olmak üzere (belirsiz alacak davası) şimdilik —– davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile müvekkiline ödenmesine, müvekkili firmanın ticari itibarına verilen zarar dolayısıyla uğranılan manevi zarara karşılık olarak —– davalılardan alınarak müvekkiline ödenmesine, kötü niyetle aleyhine dava açılmasına sebebiyet veren davalıların HMK m.329 uyarınca disiplin para cezası ödemeye mahkum edilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı mazeret dilekçesi sunarak hüküm duruşmasına katılmamıştır.
SAVUNMA :
Davalı —- vekili mahkememize sunduğu — havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacı yanın dava dilekçesinde ütopik olarak iddia ettiği gibi diğer —- birlik olarak, plan yaparak davacı şirketin ticari ve üretim sırlarını kullanarak haksız kazanç elde etme ve bu sırları 3.kişilere satma gibi bir amacı olduğundan işten ayrılmadığını, her işçinin yaşadığı problemlerden biri olan işverenin maaşını ödememesi ve iş tanımına uygun çalıştırılmaması, mesai saatleri dışında çalıştırılıp hiçbir şekilde emeğinin karşılığının ödenmemesi sonucunda müvekkilinin işi bıraktığını, müvekkilinin iş tanımı dolayısıyla ziyaret ettiği kurumlarda şirketin iletişim bilgilerini vermemesinin gayet doğal olduğunu, çünkü davacı şirketin zaten kendisine iş ile ilgili durumlarda kullanması için hat tahsis ettiğini, cep telefonunun cihaz olarak zaten müvekkiline ait olduğunu, cihazın müvekkiline ait olduğu hususunda o dönem müvekkilinin müdürü olarak görev yapan —– şahitlik yapacağını, haksız rekabet ile ilgili olan maddelerde müşteri bilgilerinden kastın müşterilerin ad soyadları, adres ve telefon numaraları, yapılan alışverişin cins ve miktarları olduğunu, müvekkili şirketin ve davacı şirketin hizmet verdiği müşteri portföyü zaten — çapında toplamında yaklaşık olarak —- tane devlet hastanesi olduğunu, bu hastanelerin telefon, adres, satın alma, pazarlama veya teknik servis ile ilgili görüşülecek kişilerle ilgili bilgilerinin herkesin erişebileceği bilgiler olduğunu, herkesin istediğinde biraz ön araştırmayla erişebileceği bilgilerin ticari sırdan sayılamayacağından davacı şirketin mesnetsiz iddialarını müvekkili adına kabul etmediklerini, —— ayrıldıktan sonra azalan teknik servis talepleri ile ilgili telefon ve e-maillerin müvekkillerinin bir planı ve kötü niyetli olarak düşünmenin çok farazi olduğunu, hiçbir şekilde taraflarınca kabul edilemeyeceğini, davacı şirkete karşı azalan teknik servis taleplerinin ve telefonlarının bu şirketin piyasaya iyi hizmet verememesinden, gelen talepleri gereği gibi karşılayamamasından kaynaklı olabileceğinin göz ardı edilemeyeceğini, davalı müvekkilinin diğer davalı müvekkili ile birlikte —- adı hastanelere birlikte gitmediğini, hatta diğer müvekkili — sadece — hastanesine gittiğini,—- sadece —–gittiğini, bu hastanelerde de davacı şirketin iddia ettiği gibi, teknik servis biriminin kapatıldığına ilişkin yanlış beyan, kötüleme vs. yanıltıcı beyanlarda bulunmadığını, bahsi geçen hastanelerin portföyünün birer devlet kurumu olduğunu, devlet kurumunda çalışan devlet memurlarının söz konusu kötülemelerle inisiyatif kullanarak işi bir firmadan alıp diğer firmaya vermelerinin mesnetsiz olduğunu, arz ve izah olunan nedenlerle davacının haksız ve mesnetsiz olarak açtığı davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı — hüküm duruşmasına katılmamıştır.
Davalılar —- vekili mahkememize sunduğu— havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin——bölümünü bitirdiğini ve ——-alanında yüksek lisans yaptığını bu üniversiteye girişinde —- zamanda——iyi nitelikte bir referans aldığını, ayrıca müvekkilinin bu alanla ilgili iyi eğitiminin yanında davacı şirketten önce benzer alanda faaliyet gösteren————- çalıştığını, kısaca davacı şirketin müvekkilini sıfırdan alıp yetiştirmediğini, müvekkilinin zaten almış olduğu ve daha önceki çalışma hayatının bu alan üzerine olduğunu, davacı şirketin üretim üzerine kurulmuş bir şirket olmadığını, müvekkilinin teknik servis müdürü olarak görev yaptığını, müvekkilinin sadece satılan ürünlerde herhangi bir arıza durumunda teknik servis hizmeti vermek, bu işi organize etmek ve bakım yapmak, elemanlar yaptırmakla mükellef olduğunu, aynı şeklide müvekkilinin ürünlerin alış bedellerini üstüne üstlük personel faaliyetlerini de bilebilmesinin mümkün olmadığını, bahsedilen bilgilerin her birinin, satış, pazarlama, insan kaynakları, muhasebe, üretim vs. alanlarını kapsadığını, şirket nezdinde çalışıp bu bilgilerin hepsine sahip olabilecek bir iş vasfının olmadığını, müvekkilinin sadece teknik servisten sorumlu olduğunu, kamu hastanelerinin isim soyadları, adres ve telefon numaralarının herkesin ulaşabileceği bilgiler olduğunu, hastanelerin yapacakları alışverişin cins ve unsurları bakımında ise şunu belirtmek gerekir ki bahsedilen müşteri portföyünü oluşturan kamu hastaneleri hastane için gereken ihtiyaçlarını zaten halka açık olarak yayınladığını, firmaların bu ihtiyaçlar için teklif verdiklerini ve hastanelerin kendisine en uygun firmayı belirterek ihtiyaçlarını kimden alacaklarını seçtiklerini, kısacası basit manada ihale usulünün işlediğini, şu anda bir kamu hastanesinin ne gibi bir ihtiyacı var bu bilgiye——erişilebileceğini, herkesin istediğinde biraz ön araştırmayla erişebileceği bilgilerin ticari sırdan sayılamayacağından davacı şirketin mesnetsiz iddialarını kabul etmediklerini, davacı yanın iddia ettiği gibi kötüleme, yanlış beyan vs. ile satın almada bulunan kamu görevlisinin tek başına inisiyatif kullanarak çalışacağı firmayı bırakmasının söz konusu olmadığını, davacı şirket eğer iş hacminde bir küçülme, iş alımında bir düşüş yaşamış ise bunların müvekkilinden kaynaklı olmadığını, piyasaya yeterince iyi hizmet verememesinden kaynaklı olduğunu, ——- sattığı tıbbı malzemelere teknik servis hizmetini vermediğinden hastane malzemelerinin davacı şirketin hizmet vermemesinden dolayı depoya çürümeye bırakmak zorunda kaldığını, davacı şirketin işlerindeki düşüşü müvekkiline değil kendi iş hizmet kalitesine bağlaması gerektiğini, müvekkilinin hiçbir şekilde davacı şirketin mesleki alanına tecavüz ederek haksız kazanç sağlamadığını, bu tip altı boş iddiaların sadece davacı şirketin batık olan şirketlerini kurtarmak amacıyla tazminattan yarar sağlama amacından başka bir şey olmadığını, arz ve izah olunan nedenlerle davacının haksız ve mesnetsiz olarak açtığı davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar —- mahkememize sunduğu — havale tarihli ikinci(2.) cevap dilekçesinde özetle; cevap dilekçesini tekrarla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar —- tarihli duruşmada/esas hakkındaki beyanında; önceki beyanlarını tekrarla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde davalı —- davacı ile aynı faaliyet alanında daha önce çalıştığı davacı şirket ile benzer faaliyet alanında şirket kurup rekabet yasal sözleşmesine aykırı davranıp davranmadığı ve davacı şirket çalışanlarının davacı şirketten ayrılmalarını sağlayarak kendi şirketinde istihdam edip etmediği, bu nedenle davacı şirketin zarar görüp görmediği noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, haksız rekabetin önlenmesi ve buna bağlı maddi ve manevi tazminat davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: Haksız rekabeti düzenleyen 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu(TTK)’nun 56. Maddesindeki “Haksız rekabet sebebiyle müşterileri, kredisi, meslekî itibarı, ticari faaliyetleri veya diğer ekonomik menfaatleri zarar gören veya böyle bir tehlikeyle karşılaşabilecek olan kimse;
a) Fiilin haksız olup olmadığının tespitini,
b) Haksız rekabetin men’ini,
c) Haksız rekabetin sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, haksız rekabet yanlış veya yanıltıcı beyanlarla yapılmışsa bu beyanların düzeltilmesini ve tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise, haksız rekabetin işlenmesinde etkili olan araçların ve malların imhasını,
d) Kusur varsa zarar ve zıyanın tazminini,
e) Türk Borçlar Kanununun 58 inci maddesinde öngörülen şartların(Kişilik hakkının zedelenmesinden zarar gören, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat adı altında bir miktar para ödenmesini isteyebilir. Hâkim, bu tazminatın ödenmesi yerine, diğer bir giderim biçimi kararlaştırabilir veya bu tazminata ekleyebilir; özellikle saldırıyı kınayan bir karar verebilir ve bu kararın yayımlanmasına hükmedebilir.) varlığında manevi tazminat verilmesini,
isteyebilir. Davacı lehine ve (d) bendi hükmünce tazminat olarak hâkim, haksız rekabet sonucunda davalının elde etmesi mümkün görülen menfaatin karşılığına da karar verebilir. ” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER :
Davacı tanığı —- mahkemesince alınan — tarihli beyanında; “Ben ——sorumlusu olarak çalışmaktayım. Hastane bir takım şirketlerden —- satın almaktadır. Satın aldıktan sonra bakım için yine şirketten elemanlar gelmektedir. Bizim birimden de bir tane elemanı müşahide için bulundurmaktayız. Gelip bakımını yaparlar bizde gözlem yaparız. En sonunda raporu imzalayıp satın almaya göndeririz. Bizim yaptığımız iş sadece satın alınan cihaz ve onun bakımı ile ilgili gözetmenliktir. Biz hastanenin hangi şirketle sözleşme imzaladığını bilmeyiz. Benim tanık olarak yazılmamın sebebi söz konusu teslim tutanağında adımın geçmesinden dolayıdır, diye düşünüyorum. Benim olaya ilişkin olarak bilgi ve görgüm bundan ibarettir, tanıklık ücreti talebim yoktur.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacı tanığı —- mahkemesince alınan —- tarihli beyanında; ” ben kompozit projesi teknik servis elemanı olarak çalışıyorum, .—- teknik servis sorumlumuz —- teknik servis elemanı idi, ben —– çalışıyoru, şirketin merkezi İstanbul’dur, ben işimle ilgili çalıştığın kompozit firmasının servis hizmeti için —- gittiğimde bizim firmanın battığını, sattığımız ürünlerin hizmet servisinin —–şirketi tarafından yapılacağını bana söylediler, bu bilgiyi nerden aldıklarını bilmiyorum, ancak doğru bilgiler değildir, firma halen ayaktadır, çalıyoruz, benim duyduklarım davalı gerçek kişilerle değil sadece firmanın adını duydum, bana kişilerin isimlerini değil sadece firmanın ismini söylediler, bilgim bundan ibarettir,” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacı tanığı —- tarihli duruşmadaki beyanında; “Ben davacı şirkette —– yılından beri teknik servis bölümünde çalışıyorum, Davalı —- şirkette yaklaşık olarak —- yılında teknik servis müdürü olarak çalışmaya başladı ve 1 yıl çalıştıktan sonra işten ayrıldı, ancak neden işten ayrıldığını bilmiyorum, davalı —- yılından beri teknik servis bölümünde çalışmaya başlamıştı, davalı —- ayrılıp kendi şirketini kurduktan sonra —- şirketine geçti,davacı şirket daha önce bizim müşterimiz olan ve bizim hizmet verdiğimiz yerlere iş yapmaya ve hizmet vermeye başladılar—– şirketin bilgilerini zaten biliyorlardı, ürünlerimizin ve hizmetlerimizin fiyatlarını biliyorlardı bu nendenle hizmet alan kurumlara buna göre daha az fiyat teklif ettiklerini düşünüyorum, davalılar ——— firmasından eğitim aldılar bu eğitimin masraflarını da davacı firma karşıladı, eğitim ameliyat masasının bakım ve onarnımı üzerineydi, davalı taraf şirket açtıktan sonra davacının işlerinde azalma oldu, proje bazlı çalışıldığı için bizim fiyat ve teklif verdiğimiz kurumlar davalı tarafın şirketi ile çalışmaya başladılar, —– gibi sağlık kuruluşlarından davalı tarafın davacı tarafın artık teknik servis bölümünü kapattığı şeklinde, bu kuruluşların biyomedikal bölümünde muhatap olduğumuz kişiler tarafından davacı şirkete dönüşler olduğu hatta —–davacı şirket bünyesinde çalıştığı zamanlarda sorunlar ile ilgili olarak hastaneyi ziyaret etmemesine rağmen davalı şirket bünyesine geçtikten sonra sık sık hastaneye geldiği söylendi, tanıklık ücreti istemiyorum” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacı tanığı —– tarihli duruşmadaki beyanında; “Ben davacı şirkette tam hatırlayamamak ile birlikte —– ayları arasında çalıştım benim görevim hastanelerden aradıklarında arıza kaydı oluşturarak ilgili servise yönlendirmesini yapıyordum ben davalılar —- benim çalıştığım dönemde davalılar davacı şirkette çalışmıyorlardı, ben saha elemanı olmadığım için hizmet verilen hastanelerin davacı şirketin teknik servis bölümünü kapattığı yönünde bir dönüşü olup olmadığını aradan geçen zaman da nazara alındığında hatırlamıyorum, tanıklık ücreti istemiyorum” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacı tanığı —- tarihli duruşmadaki beyanında; “Ben her iki medikal şirketine de üretici olarak malzeme satıyordum, davalılar—- hangi dönemlerde davacı şirkette çalıştıklarını bilmiyorum, ben davacı şirkete malzeme satarken davacının başka bir yetkilisi—- muhatap oluyordum, davalı—- hangi tarihte şirket kurduğunu da bilmiyorum, davalı — ziyaretinde davacı şirketin —- bir ameliyat masası tamirat ihalesini bitiremediğini söyledi ben de bu hastaneye malzeme satıyor olmamdan dolayı bu işin bitmediğini biliyorum, bahsi geçen metni ben imzasız olarak teslim etmiştim, —- bana beyanı bu şekildedir, tanıklık ücreti istemiyorum” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Bilirkişi heyeti mahkememize sunduğu — tarihli raporunda özetle; davalı —-, rekabet yasağı sözleşmesine aykırı davranışta bulunduğu kanaatine ulaşılmıştır. Ne var ki, davacı dosyaya defter ve belge ibraz etmediğinden, defterlerde karşılıklı müşteri kontrolü yapılamadığı için, davacının zarara uğradığına dair somut belge/bulguya ulaşılamamış ve olası tazminat miktarı somutlaştırılamadığı, davalılardan —-, haksız rekabet teşkil eden bir fiil işlemediği, davalılardan —-davacı aleyhine “kötüleme suretiyle haksız rekabet” teşkil eden davranışta bulunduğu, ancak davacı dosyaya defter ve belge ibraz etmediğinden, defterlerde karşılıklı müşteri kontrolü yapılamadığı için, davacının zarara uğradığına dair somut belge/bulguya ulaşılamamış ve olası tazminat miktarı somutlaştırılamadığı, davacının TTK m.54 vd. düzenlenen haksız rekabet hükümleri gereği manevi tazminat talep etmesinin şartlarının … bakımından gerçekleştiği, davacının kişilik haklarını zedeleyecek nitelikte hukuka aykırı fiilin ispatlanamamış olması sebebiyle diğer davalılar bakımından ise gerçekleşmediğini beyan ve rapor etmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.(TTK madde: 54/2)
Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, Türk Milleti adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. m.141); toplanan/sunulan deliller, ticaret sicil kayıtları,——- cevabı, delil dilekçesi, tanık beyanları, iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; davalı —- davacı şirkette —– tarihleri arasında çalıştığı, davacı şirketle rekabet yasağı sözleşmesi imzaladığı, davacı şirketten ayrıldıktan — gün sonra diğer davalı ——kurduğu, davalı —– kurduğu bu şirketin davacı şirket ile aynı alanda faaliyet gösterdiği, davacı ile davalı … arasında akdedilen rekabet yasağı sözleşmesinde zaman ve yer sınırı bulunmamakta ise de her iki şirketinde İstanbul ilinde faaliyet göstermesi ve davalının davacı şirketten ayrılmasından 16 ay 1 gün sonra davalı ——- kurması nedeniyle davacı ile yapmış olduğu rekabet yasağı sözleşmesini işten ayrılmasından sonra rekabet etmemesi gereken makul süreden önce davacı ile aynı alanda faaliyet göstermeye başlayarak rekabet yasağı sözleşmesini ihlal ettiği ve her iki şirketinde aynı şehirde bulunması nedeniyle rekabet yasağı sözleşmesinde yer ve zaman sınırlaması yapılmaması nedeniyle sözleşmenin geçersizliğinin ileri sürülmesinin TMK 2. Maddesi uyarınca mümkün olmadığı ancak davacı tarafça haksız rekabet nedeniyle bir zarara uğradığını ispata yarar herhangi bir belge sunulamadığı, davacı tarafından davalı … ve diğer davalı ——-Hastanesinin ziyaret edilerek, davacı şirketin kötülendiği, teknik servis biriminin kapatıldığı yönünde beyanda bulunulduğu ispat edilmiş ise de davalı —-davacı çalışanı —- beyanından başka iddiayı ispata yarar bir delil sunulamadığı ve bu iddianın kanıtlanamadığı, davalı —– ise her ne kadar bilirkişi raporunda — davacı şirkete hitaben yazdığı belge ve —— soruşturma sayılı dosyasında alınan ifade dayanak yapılarak …’ın eyleminin kötüleme suretiyle haksız rekabet teşkil ettiği yönünde görüş bildirilmiş ise de; —-tarihli belgede ” … bizi ziyaret ettiği sırada —- teknik servis bölümünüzün kapatıldığını ima etmiştir.” ifadesinin yazılı olduğu, —– tarafından alınan ifadesinde ise,” Kompozit firması benden bilgi yazısı istedi, ben de bilgisayarda yazdım ve imzasız olarak firmaya verdim, yazının içeriği benim ifademdir, ancak bu yazıyı ben imzasız verdim, sonra bu yazıyı duruşma dosyasına koymuşlar ve altında bir imza vardı, soruşturma savcısı ban sorduğunda imza bana ait değildir diye ifade verdim, başka bir şey de sorulmadı…” şeklinde ifade verdiği, mahkememizce tanık olarak alınan beyanında ise; —–. beni ziyaretinde davacı şirketin—- ilinde bir ameliyat masası tamirat ihalesini bitiremediğini söyledi ben de bu hastaneye malzeme satıyor olmamdan dolayı bu işin bitmediğini biliyorum, bahsi geçen metni ben imzasız olarak teslim etmiştim…” şeklinde beyanda bulunduğu, bu ifade ve beyanlara göre — tarihli belgenin davacının isteği üzerine düzenlendiği, davalı … için açık ve somut bir isnattan bahsedilmeyip imada bulunduğunun belirtildiği, tanık olarak alınan beyanında ise —- bitirilemediğini söylediği işin kendisi tarafından da bitmediği şeklinde bilindiğini beyan ettiği, öte yandan —- tarihli belgeyi imzasız verdiğini beyan ettiği bu kapsamda—- haksız rekabet teşkil eden eylemlerinin varlığını ispata elverişli olmadığı, davacı şirketin kişilik haklarını zedeleyecek nitelikte herhangi bir eylemin varlığını kanıtlayacak delil sunulamadığı, bu kapsamda manevi tazminat talebinin şartlarının oluşmadığı, HMK 190 ve TMK 6. Maddeleri gereği ispat yükü kendisinde olan davacının davayı ispata yarar delil sunamadığı sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak haksız rekabetin tespiti ve men’ i davası ile maddi ve manevi tazminat davasının reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca peşin alınan 512,33 TL peşin harçtan alınması gerekli 54,40 TL karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 457,93 TL’nin davacı tarafa iadesine,
3-Davalılardan —– Kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden reddedilen maddi tazminat davası yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar —-verilmesine,
4-Davalılardan —– Kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden reddedilen manevi tazminat davası yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar ——- verilmesine,
5-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Yatırılan gider avansından kullanılan kısmın mahsubu ile bakiye kısmın kararın kesinleşmesi ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
Dair, Davalı —— yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile—- Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf yoluna başvuru konusu edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, istinaf yoluna başvurulmasının İİK’nın 36. maddesi saklı kalmak kaydıyla kararın icrasını durdurmayacağı, süresi içerisinde karara karşı istinaf yoluna başvurulmaması halinde hükmün kesin hüküm ve kesin delil oluşturacağı açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 20/10/2020