Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2016/417 Esas
KARAR NO: 2020/33 Karar
DAVA : Menfi Tespit (Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/04/2016
KARAR TARİHİ: 14/01/2020
DAVA:Davacı vekili mahkememize sunduğu —— tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin —-yılları arasında dava dışı ————-firmasının ortağı olduğunu ve —- yılında ayrıldığını, müvekkilinin ortağı olduğu dava dışı firma lehine firmanın yetkilisi ——tarafından —- yılından beri çeşitli krediler çekildiğini, müvekkilinin——— yıllarında davalı banka ile genel kredi sözleşmelerini kefil olarak imzaladığını, en son imzaladığı —— tarihli sözleşmeye göre müvekkilinin kefaletinin ——– ile sınırlı olduğunu, daha sonra dava dışı şirket yetkilileri ———– tarafından yeni sözleşmeler imzalanarak —— yıllarında yeni krediler çekildiğini, TBK ve TTK nun değişmesi sebebiyle —— yılında yeni sözleşmeler yapıldığını, müvekkilinin imzası bulunmamasına rağmen davalı banka tarafından müvekkili aleyhine — İcra Müdürlüğü’nün — Esas sayılı takip dosyası ile icra takibi başlatıldığını, Yargıtay — Hukuk Dairesi’nin ——— Karar sayılı emsal kararma göre “… davacıların sorumluluklarının aynı sözleşmeye dayanılarak yeni bir kredi kullandırılması halinde devam edecekken davacıların kefil olmadığı yeni bir sözleşme düzenlenerek kredi kullandırıldığı, bu sebeple davacıların takibe konu borçtan sorumlu tutulamayacakları, davacıların yeni tarihli sözleşmelere dayanılarak kredilerden sorumlu tutulmalarının dayanaksız olduğundan davalı bankaya borçlu olmadıklarının tespitine” yönelik açıklamaların bulunduğunu, ayrıca dava dışı firmanın kredi tüm kredi borçlarının—- yılında ödenerek hesap bakiyesinin sıfırlandığını, sonrasında —yılında tekrar kredi çekildiğini, söz konusu borcun firmanın ödeyemediği bu krediden kaynaklandığını, söz konusu ——–. İcra Müdürlüğü’nün —– Esas sayılı takip dosyası ile takibe konulan borcun firmanın —— yılında çektiği ve ödeyemediği borç olduğunu, müvekkilinin sözleşmeyi imza ettiği tarihte — de evli olduğunu ve bu konuda eşinin rızasının bulunmadığını, söz konusu takip borcunun sebebinin —Noterliği’nin —– yevmiye numaralı ihtarnamesinden de anlaşılacağı üzere — kredi kartı borcu ile —– şirketin —- borcundan kaynaklandığını, müvekkilinin — yılında ——- kefil olduğunu, oysa ki kredi kartı için yapılan sözleşmede imzasının bulunmadığını, davalı banka tarafından böyle bir borcun müvekkilden haksız olarak talep edildiğini, nitekim bu konuda Yargıtay —Hukuk Dairesi’nin ——– Karar sayılı emsal kararına göre “ …Davacı kefilin kefil olarak imzalamadığı sözleşmelerden doğan borçtan sorumlu tutulması doğru olmadığını, her ne kadar mahkemece genel kredi sözleşmesinin 41.1 maddesi hükmüne dayanılarak yazılı şekilde hüküm kurulmuşsa da anılan sözleşme hükmü davacıyı imzası bulunmayan sözleşmeler nedeniyle sorumluluk altına sokacak biçimde yorumlanamaz.” şeklinde açıklandığını, bu nedenle müvekkilinin haksız ve hukuka aykırı olarak borçtan sorumlu tutulmasının yasaya uygun olmadığını, ayrıca müvekkilinin imzaladığı sözleşme incelendiğinde müvekkilinin kendisi tarafından el yazısı ile müteselsil kefil yazılmadığının görüleceğini, bu nedenle kefalet sözleşmesinin Borçlar Kanunun 583. Maddesi gereğince şekil şartına aykırı olduğunu, yukarıda arz ve izah edilen sebeplerle; fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla takibin durdurulmasına veya teminatsız olarak vezneye yatan paranın davalıya ödenmemesi için ihtiyati tedbir kararına, müvekkilinin ——— tarihindeki ve bu tarihten önceki yıllarda yapılmış olan tüm kredi sözleşmelerindeki kefilliğinin sona erdiğinin tespiti ile müvekkili aleyhine başlatılan —- İcra Müdürlüğü’nün —– Esas sayılı takibinin iptaline, davacı hakkında % 20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili mahkememize sunduğu cevap konulu beyan dilekçesinde özetle; Müvekkili banka ile dava dışı ——– firması arasında ——– imzalandığını ve davacının bu sözleşmeyi müşterek müteselsil kefil olarak imzaladığını, bu sözleşmeye istinaden dava dışı firmaya—- şirket kredi kartı kullandırıldığını, ancak bu borçların ödenmemesi üzerine dava dışı asıl şirket ve kefillere —- Noterliği’nin ——– yevmiye numaralı ihtarnamesi ile borcun ödenmesinin talep edildiğini, ancak bu ihtarnameye muhataplarca itirazda bulunulmadığı gibi ödeme de yapılmadığını, bunun üzerine —–İcra Müdürlüğü’nün ———-esas sayılı takip dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davacı tarafın kefaletinin şirket ortaklığından değil dava dışı şirkete müşterek müteselsil kefil olmasından kaynaklandığını, bu nedenle şirket ortaklığından ayrılmış olmasının kefilliğinin sona erdirmediğini, davacı tarafın sözleşmeden kaynaklanan borcun ödenmiş olduğunu iddia etmiş olmasına katılmalarının mümkün olmadığını, zira ———-niteliği gereği sözleşmede belirlenen limite kadar şirkete nakdi ve gayri nakdi krediler kullandırılmasını sağlanmakta olduğunu, bu doğrultuda davacının beyanının aksine bir dönem sıfırlansa dahi sözleşme ve kefalet geçerliliğim sürdürdüğünü, bu nedenle davacı tarafın sözleşmede yer alan kefaletinin devam ettiğini, bu konunun davalı banka kayıtlarının incelenmesi ile ortaya çıkacağını, işbu nedenle haksız davanın reddinin gerektiğini beyan etmiş, haksız davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
——–İcra Dairesi’nin —- Esas sayılı takip dosyası,
——-CBS’nin —- Soruşturma sayılı dosyası sureti,
—-Noterliği’nin —- tarih ve —– yevmiye numaralı ihtarnamesine ait tebliğ mazbatası onaylı sureti,
————– kredi sözleşmeleri
-Banka ve Sigorta Uzmanı bilirkişinin mahkememize sunduğu —— tarihli bilirkişi raporu,
-Bankacı bilirkişi mahkememize sunduğu—– tarihli bilirkişi raporu,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT:
Dava, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır.
—— İcra Dairesi’nin —– Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; ödeme emrinin borçlu ——–tarihinde tebliğ edildiği, borçlu tarafın ödeme emrine süresi geçtikten sonra ——- tarihinde süresinde itiraz etmiş ise de bu borçlu yönünden takibin kesinleştiği anlaşılmıştır.
Banka ve Sigorta Uzmanı bilirkişi mahkememize sunduğu —– tarihli raporunda özetle; Dava dosyası içerisinde toplanan tüm deliller, ——kredilerin tutarına ilişkin ekstreler, takip bedelleri ve diğer tüm dosya içeriğine gerekse emsal Yargıtay —– Hukuk Dairesi Emsal Kararları ve diğer yasal nedenler gereğince, davalı bankanın asıl borçlunun yanında, davacı olan müşterek borçlu ve müteselsil kefili, kefalet limitleri ile sınırlı olmak kaydıyla dava ve takip hakkının bulunduğunu, davacı ile gerek dava dışı şirketin gerekse diğer kefillerin ödemediği ——— anapara borç tutarını, müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla çerçeve niteliğinde ve süresiz olarak imzalamış olduğunu ve kefalet limiti başlangıçta belirlenen sözleşme uyarınca faiz ve fer’ileri ile birlikte ödemesinin gerektiğini beyan etmiş, takdiri mahkemeye bırakmıştır.
Bankacı bilirkişi mahkememize sunduğu —- tarihli raporunda özetle; Dava dışı asıl borçlu ile davalı kefilin temerrüt tarihlerinin aynı olması nedeniyle davalı bankanın dava dışı asıl borçlu ve kefilden tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile takip tarihi itibarı ile toplamda ——- asıl alacaklı olduğunun hesaplandığını, takip tarihinden başlamak üzere ——– asıl alacak tamamen ödeninceye kadar yıllık % 30.24 oranında temerrüt faizi ve bu faiz üzerinden % 5 gider vergisinin davalıdan istenilebileccğini, tarafların masraf, vekalet ücreti ve benzen diğer taleplerinin değerlendirilmesinin mahkemenin takdirleri içinde kaldığını, huzurdaki davanın menfi tespit davası olması nedeniyle, dava tarihine kadar yapılan hesaplamaya göre davalı bankanın davacı kefilden, takip tarihi itibari ile asıl alacağın ——(Dava) —— itibari ile—— olmak üzere toplam —– alacaklı olduğunu beyan etmiş, takdiri mahkemeye bırakmıştır.
Dosyada mevcut tüm delillerin incelenerek değerlendirilmesinde; Hükme esas olarak alınan bilirkişi raporları dayanak yapılarak; Davacının ——–İcra Dairesi’nin —– Esas sayılı takip asıl borçlusu tasfiye ——– ortağı iken ——— yıllarında davalı banka ile müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile kredi sözleşmeleri imzaladığı, ayrıca çeşitli kredilerin kullandırılması amacı ile çerçeve niteliğinde süresiz ve bankacılık hizmetleri sözleşmesinin ayrılmaz bir parçası şeklinde genel nakdi ve gayri nakdi kredi sözleşmeleri imzaladığı, davalı banka müzekkere cevabından ——–. adına ——– yıllarına ait genel kredi sözleşmelerinin mevcut olduğu, ———yıllarına ait düzenlenmiş herhangi bir genel kredi sözleşmesi bulunmadığı, —– yılına ait düzenlenmiş genel kredi sözleşmesinde ise davacının müşterek borçlu veya müteselsil kefil olarak imzasının bulunmadığı, mahkememizce aldırılan bilirkişi raporlarına göre takibe konu alacakların dava dışı asıl borçluya—– yıllarında açılan kredilerden kaynaklandığı, davalı bankanın takip tarihi itibari ile davacı kefilden ——- asıl alacak, ——– olmak üzere toplam ——— alacaklı olduğu anlaşılmakla davacının davasının reddine dair karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Başlangıçta peşin olarak alınan 581,53 TL harcın alınması gerekli olan 54,40 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 527,13 TL’nin karar kesinleştiğinde ve istem halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafın yargılama sırasında yapmış olduğu masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 4.086,22 TL avukatlık ücretinin davacı taraftan alınarak davalıya verilmesine,
5-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile— Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/01/2020