Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/333 E. 2018/92 K. 25.01.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİKARAR

ESAS NO : 2016/333 Esas
KARAR NO : 2018/92

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 25/01/2018

DAVA :
Davacı vekili Mahkememize sunduğu 25/03/2016 havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalının arasında süregelen hizmet ilişkisi soncu davalının bakiye 19.865,30 TL borcu bulunduğunu, sözlü görüşmeler neticesinde davlının borcunun 1.500,00 TL’sini ödediğini, davalı ile yapılan 31/12/2015 tarihli yıl sonu hesap mutabakatında 18.365,30 TL borç bakiyesi olduğuna dair mutabakat onayı alındığını, borcun ödenmemesi üzerine İstanbul Anadolu …… İcra müdürlüğünün ……… e sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını ve davalılara ödeme emri gönderildiğini davalının borca kötü niyetli olarak itiraz ettiğini beyan ederek, itirazın iptaline, takibin devamına asıl alacağın %20 sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 25/01/2018 tarihli esas hakkındaki beyanında; Yazılı beyanlarını ve dava dilekçesini tekrarla, talebe konu faturalardaki mal ve hizmet davalı tarafa teslim edilmiştir, buna ilişkin kargo teslim tutanakları mevcuttur, talebimizde olduğu gibi davamızın tümden kabulüne talep ediyoruz, mahkeme aksi kanatte ise davalının ticari defterlerine göre 13.645,30 TL üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ediyoruz, şeklinde beyanda bulunmuştur.
SAVUNMA :
Davalı vekili Mahkememize sunduğu 22/12/2016 havale tarihli beyan dilekçesinde özetle: Taraflar arasında var olan ve hizmet ilişkisine dayanan alacak verece meselesinin hem davacının üstlendiği işi %100 bitirmemiş olması, hem de müvekil ile davacı arasında yaşanan bir takım iletişim problemleri nedeni ile çözüme kavuşturulmadığını, davacını bilgisayar sistemine girmek üzere kendisine teslim edilen müştere porföyünü, internet tasarım çalışmalarını, internet şifrelerini müvekkiline teslim edilmememsi nedeni ile sisteme girilemediğini, şirket bilgisayarları üzerinden e-ticaret yapılamadığını, merkez ve şubelerde kullanılacak görsel reklam işinin gerçekleştirilememesi nedeni davacıya hizmet bedelinin ödenmediğini beyan ederek, davanın reddine, davacının %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili 25/01/2018 tarihli esas hakkındaki beyanında; Bilirkişi raporuna karşı itirazlarımızı aynen tekrar ediyoruz, cari hesap mutabakatını kabul etmiyoruz buna ilişkin daha önce beyanda bulunmuştuk, defterlerimizde yer almayan faturayı da borcumuz kabul ederek bilirkişi hesaplama yapmış, davacı taraf faturaya konu işleri tamamlamamıştır, davanın reddine karar verilsin şeklinde beyanda bulunmuştur.
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde cari hesap ilişkisi nedeniyle davacının alacaklı olup olmadığı noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: İtirazın iptalini düzenleyen …… sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 67/1. Maddesindeki “……. talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER :
Celp ve tetkik edilen İstanbul Anadolu ……. İcra Müdürlüğü’nün …….. Esas sayılı dosyasında; davacı takip alacaklısı tarafından 17/02/2016 tarihli takip talebi ile davalı takip borçlusu hakkında ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin davalı takip borçlusuna 23/02/2016 Tarihinde tebliği üzerine davalı takip borçlusunun süresi içerisinde, borca ve ferilerine karşı itiraz ettiği ve bunun üzerine takibin durduğu, itiraz dilekçesinin ve/veya takibin durdurulmasına ilişkin kararın davacı takip alacaklısına tebliğ edilmediği, eldeki davanın 1(bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
31/12/2015 tarihli cari hesap mutabakatı incelendiğinde, 31/12/2015 tarihi itibariyle 18.365,30 TL borç bakiyesi yönünden mutabık olunduğuna ilişkin ……….ile kaşelenerek imzalandığı anlaşılmıştır.
Davalı şirket yetkilisi …….. 02/03/2017 tarihli İsticvabında “Bana göstermiş olduğunuz cari hesap mutabakatı konulu …….. kaşesi üzerindeki imza bana ait değildir ancak kaşe …….’ya aittir benden başka davalı şirketi temsile yetkili kimse yoktur, bizim şirkette bu türden belgeleri ben imzalarım çalışanlarımın böyle bir belgeyi imzalaması söz konusu değildir” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Tarafların ticari defterlerinin incelenmesine karar verilmiş, inceleme gününde Mahkememize ibraz edilen ticari defterler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Mali Müşavir bilirkişi 22/05/2017 Havale tarihli raporunda özetle; davacı tarafından ibraz edilen incelenen 2015 yılı ticari defter kayıtlarına göre, davacının 31/12/2015 tarihi itibariyle davalıdan 18.365,30 TL alacaklı durumda bulunduğunu, davalı tarafından ibraz edilmekle incelenen 2015 yılı ticari defter kayıtlarına göre, davalının 31/12/2015 tarihi itibariyle davacıya 14.645,30 TL borçlu durumda bulunduğunu, davacı tarafından davalı adına düzenlenmiş 11/09/2015 tarih 52461 numaralı 4.720,00 TL tutarlı irsaliyeli faturanın kayıtlarda bulunmadığını, ancak davacı tarafından dosyaya sunulan cari hesap mutabakat yazısının davalı tarafından teyit edilmiş olduğunun dikkate alındığında söz konusu irsaliyeli faturanın davacı tarafından davalıya teslim edilmiş olması gerektiği kanaatine varıldığını, davacının ilşemiş faiz talebinin yerinde olmayacağını Rapor etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
İfa zamanı taraflarca kararlaştırılmadıkça veya hukuki ilişkinin özelliğinden anlaşılmadıkça her borç, doğumu anında muaccel olur(TBK m. 90).
Karşılıklı borç yükleyen bir sözleşmenin ifası isteminde bulunan tarafın, sözleşmenin koşullarına ve özelliklerine göre daha sonra ifa etme hakkı olmadıkça, kendi borcunu ifa etmiş ya da ifasını önermiş olması gerekir(TBK m. 97).
Muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer(TBK m. 117/1).
Borcun ifa edileceği gün, birlikte belirlenmiş veya sözleşmede saklı tutulan bir hakka dayanarak taraflardan biri usulüne uygun bir bildirimde bulunmak suretiyle belirlemişse, bu günün geçmesiyle; ( …. ) borçlu temerrüde düşmüş olur. Ancak sebepsiz zenginleşenin iyiniyetli olduğu hâllerde temerrüt için bildirim şarttır(TBK m. 117/2).
Aksine sözleşme yoksa, ticari bir borcun faizi, vadenin bitiminden ve belli bir vade yoksa ihtar gününden itibaren işlemeye başlar(TTK m. 10).
Bir miktar paranın ödenmesinde temerrüde düşen borçlu, sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça, geçmiş günler için 1 inci maddede belirlenen orana göre temerrüt faizi ödemeye mecburdur(3095 s.y. M. 2/1).
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının önceki yılın 31 Aralık günü kısa vadeli avanslar için uyguladığı faiz oranı, yukarıda açıklanan miktardan fazla ise, arada sözleşme olmasa bile ticari işlerde temerrüt faizi bu oran üzerinden istenebilir. Söz konusu avans faiz oranı, 30 Haziran günü önceki yılın 31 Aralık günü uygulanan avans faiz oranından beş puan veya daha çok farklı ise yılın ikinci yarısında bu oran geçerli olur(3095 s.y. M. 2/2).
Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, Türk Milleti adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. m.141); toplanan deliller, ticaret sicil kayıtları, takip dosyası, irsaliyeli faturalar, cari hesap dökümü, cari hesap mutabakatı, bilirkişi raporu, mail yazışmaları, iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlusu hakkında bir kısım faturalara dayalı olarak icra takibi başlatıldığı, takibe davalı takip borçlusu tarafından süresi içerisinde itiraz edilmesi üzerine takibin durduğu, eldeki davanın süresi içerisinde açıldığı, taraflar arasında ticari ilişki olduğu hususunun ihtilaf konusu olmadığı, taraflar arasındaki ihtilafın takibe konu faturalardaki hizmetin eksiksiz sunulup sunulmadığı, hususunda olduğu, dava dilekçesi ekinde dosyaya sunulan cari hesap mutabakatındaki imzanın davalı tarafça kabul edilmediği, her ne kadar dava dilekçesinin tebliğ edildiği …….. imzası ile cari hesap mutabakatındaki imza benzerlik gösterse de belge aslının mevcut olmaması nedeni ile bu hususta imza incelemesi yapılamadığı, yine mail yazışmalarının…… ile yapıldığı ancak bu mail yazışmalarının davacı vekilince ön inceleme duruşmasından sonra dosyaya sunulduğu ve delil listesi içerisinde yer almadığı, delilin sonradan sunulmasını haklı gösterecek dosyadan herhangi bir iddia ve belge bulunmadığı, bu nedenle cari hesap mutabakatı ve mail yazışmalarına itibar olunmadığı, bu kapsamda taraflar arasındaki ticari ilişkinin tespiti için ticari defterlerin incelenmesine karar verildiği, davacının ticari defterlerine göre davalıdan 18.365,30 TL alacaklı durumda bulunduğu davalının ise kendi defterlerine göre 13.645,30 TL davacıya borçlu durumda olduğu, cari hesaplar arasındaki mutabakatsızlığın 11/09/2015 tarihli 52461 nolu 4.720,00 TL bedelli faturanın davalı defterinde kayıtlı olmamasından kaynaklandığı, davacının 4.720,00 TL bedelli 11/09/2015 tarihli faturaya konu hizmeti davalı tarafa sağladığını ispatlayamadığı, her ne kadar davacı taraf 08/06/2017 tarihli celsede davalı tarafa yemin teklif etmek istediklerini beyan etmiş ise de davacının delilleri arasında yemin delilinin bulunmadığı, dava ve cevap dilekçeleri ile delil listelerinde “sair deliller, her türlü delil, ve sair deliler” gibi ibarelerine bulunması halinde tarafların yemin deliline başvurmuş sayılamayacakları ve bu kapsamda hakimin ispat yükü kendisine düşen tarafa “yemin teklifinde bulunma hakkını” hatırlatamayacağı (Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulunun 03/03/2017 tarih ……. K sayılı ilamı), davalının defterinde kayıtlı olmayan eylül ayına ilişkin faturaya konu hizmetin sunulduğu ispatlanamadığından bunun dışında kalan Ekim, Kasım ve aralık aylarına ilişkin fatura alacağı yönünden takibe yapılan itirazın haksız ve yersiz olduğu, aksine bir sözleşme olduğu veya taraflarca vade belirlendiği iddia ve ispat edilmediği gibi icra takibinden önce davalı/takip borçlusu temerrüde düşürülmediğinden takip tarihine kadar işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığı, davacının tacir olması ve taraflar arasında ticari ilişki bulunması(TTK m. 19/2) nedeniyle alacağa takip tarihinden itibaren ticari faiz(3095 sy. m. 2/2) uygulanması gerektiği, alacağın likit olması nedeni ile kabulle sonuçlanan kısım üzerinden davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi şartlarının oluştuğu(İİK m. 67/2) sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,
2-Davalı takip borçlusunun İstanbul Anadolu ……İcra müdürlüğünün ……….e sayılı dosyasına vaki itirazının 13.645,30 TL asıl alacak yönünden iptaline, alacağa takip talebinde olduğu gibi takip tarihinden itibaren ticari faiz uygulanmasına,
3-Hüküm altına alınan alacağın %20 si olan 2.728,06 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4- Başlangıçta peşin olarak alınan 325,02 TL harç ile icra dosyasına yatırılan 95,16 TL harcın, alınması gerekli olan 932,11 TL harçtan mahsubu ile bakiye 511,93 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına
5- Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu 119,9 TL tebligat ve posta gideri, 700 TL bilirkişi ücreti, olmak üzere toplam 819,9 TL yargılama masrafının davacı davasında kısmen haklı çıktığından dava konusunun toplam değerinin kabulle sonuçlanan kısma oranı sonucu bulunan 587,84 TL yargılama masrafına davacının başlangıçta yatırdığı peşin harç 325,02 TL ilave olunarak toplam 912,86 TL yargılama masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, dava konusunun toplam değerinin redle sonuçlanan kısma oranı sonucu bulunan 232,06 TL yargılama masrafının davacı üzerinde bırakılmasına,
6- Davacı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 2.180 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 2.180 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi uyarınca, artan gider avansının davacıya iadesine,
9- Karar kesinleştiğinde İstanbul Anadolu 5. İcra müdürlüğünün…….. e sayılı dosyasının mercine iadesine,
Dair, hazır olan taraf vekillerinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. .