Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/312 E. 2018/683 K. 01.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2016/312 Esas
KARAR NO : 2018/683

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/03/2016
KARAR TARİHİ : 01/05/2018

DAVA :
Davacı vekili Mahkememize sunduğu 17/03/2016 havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin davalı şirkete ait emtiaları uluslararası taşımasını çeşitli zamanlarda üstlenildiğini, verilen taşıma işlemi karşılığında 14.07.2015 tarihli 9.309.61 TL bedelli navlun faturası düzenlendiğini, ticari ilişki nedeniyle cari hesabında 7.248.24 TL alacaklı olduğunu, davalının bakiyeyi ödemekten imtina ettiğini tahsili amacıyla İstanbul Anadolu ……… İcra Md. 2016/1633 E. dosyasında icra takibi başlatıldığı yetkiye ve borca itiraz edildiğini, itirazın reddi takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili Mahkememize sunduğu 15/06/2016 havale tarihli cevaba cevap dilekçesinde özetle: İcra takibinin dayanağının, fatura ve cari hesap ekstresi olduğunu, para borcunun TBK 89. Maddesi uyarınca alacaklının ikametgahında ödenmesi gerektiğini, davalının icra müdürlüğünün ve mahkemenin yetkisine yönelik itirazının haksız ve mesnetsiz olması nedeni ile reddi gerektiğini, davalı tarafından …. olarak dosyaya sunulan mail yazışmalarının tercümesinin de sunulması gerektiğini, dava konusu taşıma emtianın uluslararası taşıması olup, Anayasamızın ve CMR 1. Madde gereği usulüne uygun şekilde onaylanıp yürürlüğe giren CMR konvansiyonunun kanun hükmünde sayılmakla somut ihtilafa uygulanması gerektiğini, davalının söz konusu taşımacılık işlemine binaen düzenlenen navlun faturasının, cari hesap ilişkisi içerisinde mahsup edildiği yönündeki savunmasının herhangi bir dayanağı bulunmadığını, huzurdaki davanın müvekkilinin haklı navlun ücreti alacağının tahsiline yönelik olduğunu, davalı şirket tarafında da kabul edildiğini, ancak davalı şirket tarafından ayrı bir dava konusu olan faturanın müvekkili şirketin haklı navlun alacağının mahsup etmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalının müvekkili şirketin emtiaları geç teslim ettiğine dair herhangi bir delil de sunmadığını beyanla, itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 31/05/2018 tarihli duruşmada/esas hakkındaki beyanında; Davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili Mahkememize sunduğu 28/04/2016 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: Dava ve takiplerde Bursa İcra Md.lükleri ve Mahkemelerinin yetkili olduğunu ve bu nedenle yetki itirazında bulunduklarını, müvekkili davalının imal etmiş olduğu metal ürünlerin ….. müşterisine teslimi konusunda anlaştığını, ürünün teslim şekli çıkış ve teslim tarihi navlun ücreti karşılıklı olarak yazışmalarda sabit olduğunu, ürünün teslim edileceği tarih olarak anlaşmayla kararlaştırılan 24.07.2015 tarihinde yapılmadığını, taahhüt tarihinden 4 gün sonra teslim edildiğini, söz konusu ürün süresinde müşteriye ulaştırılamaması nedeniyle müşterisi geç teslimden kaynaklı zararların tarafına fatura edileceğini bildirildiğini, davacının 20.07.2015 de teslim edemedikleri ürünü bu kere 23.07.2015 de teslim edeceğini belirttiğini,……. müşterinin hem gecikmeden dolayı hem de montaj için bekletilen personel giderlerinden dolayı müvekkiline 2.190 Euro tutarlı gecikme maliyet faturası düzenlediği ve cari alacağından düşüldüğünü, bu durumun davacıya 11.08.2015 tarihli ihtarda belirtildiğini ve zarar yansıtma faturası da gönderildiğini, müvekkili davalının davacıya 21.08.2015 tarihli ve 7.248.24 TL gecikme kaynaklı yansıtma fatura tutarının davacının cari hesabından düşüleceği belirtildiğini, faturanın taraflarına iade edildiğini, davacının kendi kusurundan kaynaklı uğramış olduğu zararı tazmin etme zorunluluğu olduğunu beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili ikinci(2.) cevap dilekçesi sunmamıştır.
Davalı vekili hüküm duruşmasına katılmamıştır.
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde davalıya verilen taşıma hizmeti nedeniyle kesilen navlun ücretinin ödenip ödenmediği, taşınan emtianın alıcısına geç teslim edilip edilmediği, bu nedenle yansıtma bedeli talep edilip edilemeyeceği noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, verilen taşıma hizmeti nedeni ile navlun alacağının tahsili davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: TBK’nın 850/2 maddesindeki “Taşıyıcı, taşıma sözleşmesiyle eşyayı varma yerine götürmeyi ve orada gönderilene teslim etmeyi veya yolcuyu varma yerine ulaştırmayı; buna karşılık, eşya taşımada gönderen ve yolcu taşımada yolcu, taşıyıcıya, taşıma ücretini ödemeyi borçlanır.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER :
Celp ve tetkik edilen İstanbul Anadolu …….. İcra Müdürlüğü’nün 2016/1633 Esas sayılı dosyasında; davacı takip alacaklısı tarafından 25/01/2016 tarihli takip talebi ile davalı takip borçlusu hakkında ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin davalı takip borçlusuna tebliği üzerine davalı takip borçlusunun süresi içerisinde, borca ve ferilerine karşı itiraz ettiği ve bunun üzerine takibin durduğu, itiraz dilekçesinin ve/veya takibin durdurulmasına ilişkin kararın davacı takip alacaklısına tebliğ edilmediği, eldeki davanın 1(bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı vekilince dosyaya sunulan 14/07/2015 tarihli faturalar incelendiğinde, davalıya yönelik olarak 3.150 EURO’nun 1 Euro karşılığı 2.9554 üzerinden 9.309,51 TL bedelli olarak düzenlendiği ve açık fatura niteliğinde olduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekilince dosyaya sunulan 21/08/2015 tarihli faturalar incelendiğinde, davacıya yönelik olarak gecikmeden kaynaklı maliyet yansıtma açıklaması ile 2.190 EURO’nun 1 Euro karşılığı 3,3097 üzerinden 7.248,24 TL bedelli olarak düzenlendiği ve açık fatura niteliğinde olduğu anlaşılmıştır.
Taşıma uzmanı bilirkişi 01/02/2018 tarihli raporunda özetle; Davalıya ait yükün ……… taşınması işinde, nihai varma yerinde yük alıcısına teslimde davacı taşıyıcının makul süreyi aşan gecikmesi bulunduğunu, geç teslim nedeninden, yük ilgisi alıcının ve dolayısıyla göndereni davalının uğradığı zararın CMR m. 19 ve 23/5 hükümleri kapsamında giderilmesi gerekeceğini, davacının söz konusu taşımaya ilişkin navlun alacağının davalı tarafından ödenmeyerek cari hesabından tenzili yerinde ve kurallara uygun olduğunu, bu nedenlere dayalı olarak davalının davacıya herhangi bir navlun ücreti ödemekle yükümlü olmadığı beyan ve rapor etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, Türk Milleti adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. m.141); toplanan/sunulan deliller, ticaret sicil kayıtları, E-posta yazışmaları, fatura, yansıtma faturası, gümrük müdürlüğü kayıtları, CMR belgesi, takip dosyası, bilirkişi raporu, iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı/takip alacaklısının davalı/takip borçlusu hakkında faturaya dayalı olarak takip başlattığı, davalı/takip borçlusunun tebliğ edilen ödeme emri üzerine takibe borca ve fer’ileri yönünden süresinde itiraz ettiği ve takibin durduğu, eldeki itirazın iptali davasının süresinde açıldığı, davalıya ait emtianın davacı nakliyeci firma tarafından ……..ülkesindeki alıcıya teslimi hususunda anlaşma yapıldığı, davaya konu taşımanın CMR belgesine göre 10/07/2015 24/07/2015 tarihleri arasında yapıldığı, davacı taşıyıcının davalı gönderici firmaya 14/07/2015 tarihli navlun faturasını kestiği, davalının ise 21/08/2015 tarihli yansıtma faturasını kestiği, taşıma ve navlun ücreti konusunda taraflar arasında ihtilaf bulunmadığı, ihtilafın geç teslim ve geç teslimin davacıya bildirilip bildirilmediği temelinde yansıtma faturasından kaynaklandığı, bilirkişi raporuna göre taşıma güzergahı ve taşıma için tercih edilen metod nazara alındığında, taşımanın makul süreden fazla sürdüğünün tespit edildiği, yapılan e-mail yazışmalarına göre davacı taşıyıcıya teslimdeki gecikmenin bildirildiği, bu nedenle CMR konvansiyonun 30/3 maddesinin uygulanma olanağı bulunmadığı, davalının yansıtma faturasına esas zararlarını kadri maruf olduğu, bu yöndeki bilirkişi raporunun somut olaya uygun denetime elverişli ve gerekçeli olması nedeni ile hükme esas alındığı, davalının yansıtma faturasında fatura tarihinden bir gün öncesi olan 20/08/2015 tarihli kura göre 2190 Euro’yu TL’ye çevirdiği, buna göre 2.190 Euro’nun fatura tarihi itibari ile 7.248,24 TL olduğu, davacının da takip talebinde 7.248,24 TL cari hesap alacağı talep ettiği, davalı takip borçlusunun yansıtma faturası kesmesinin haklı ve yerinde olması nedeni ile davacı takip alacaklısının takibe konu ettiği alacağının bulunmadığı, bu nedenle davalı takip borçlusunun icra takibine itirazının haklı ve yerinde olduğu, buna karşın davacının takibinde kötü niyetli olduğu ispatlanamadığından, davalı lehine kötü niyet tazminatı şartlarının oluşmadığı sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak davanın reddin karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalı vekilinin şartlar oluşmayan kötü niyet tazminatının REDDİNE,
3- Başlangıçta peşin olarak alınan 87,55 TL karar ve ilam harcının işin hitamında ödenmesi gereken 35,9 TL harçtan fazla olduğu anlaşıldığından 492 sayılı harçlar kanunun 31. maddesi gereğince fazla alınan 51,65 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istem halinde davacıya ödenmesine,
4-Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan ……. uyarınca 2.180,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6- Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi uyarınca, artan gider avansının davacıya; artan delil avansının davalıya iadesine,
7- Karar kesinleştiğinde, İstanbul Anadolu ………. İcra Müdürlüğünün 2016/1633 E sayılı dosyasının merciine iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.