Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/214 E. 2018/410 K. 10.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2016/214 Esas
KARAR NO : 2018/410

DAVA :Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 10/04/2018

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle ; davanın belirsiz alacak advası olarak açıldığnıın alacak miktarının tam olarak hesap edilmesinin müvekkili tarafından mümkün olmadığının ancak davalı tarafından sunulacak delillere göre yapılacak bilirikşi incelemesinden sonra aalcak miktarının tespit edilebileceğini, bu nedenle bu davanın 6100 Sayılı Yasanın 107. Maddesinde düzenlenen Belirsiz Alacak Davası şeklinde açıldığını, müvekkilinin …. Ankara adresinde işçi sendikası vakfı olarak faaliyetlerine devam ettiğini, müvekkilinden kayıp kaçak bedeli altında yasalara aykırı olarak fazladan ücret tahsil edildiğini, 01/03/2006 tarihinden dava tarihine kadar olan dönem için başka bir ifade ile dava tarihinden itibaren geriye doğru 10 yıllık dönem için taraflarındca tam ve net olarak miktarı tespit edilemeyen toplam miktardan şimdilik 10.000,00 TL sinin davalıdan her birinin ödeme tarihlerinden itibaren hesaplanacak ticari avans faizi ile birlikte müvekkile ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde özetle ; Davacı olarak gösterilen ……….İktisade İşletmesinin tüzel kişilinin olmadığını bunun doğul sonucu olarak davada taraf olma ehliyetinden de yoksun olduğunu, her şeyden önce tarafın ehliyeti bulunmamasının sonucu olarak davanın dava şartı eksikliği nedeniyle reddinin gerektiğini , davanın taraf sıfatı yokluğu nedeniyle reddine, davanın iddia edilen alacak miktarını belirlemek mümkün iken belirsiz alacak davası olarak açılmış olması sonucu hukuki yarar yokluğu sebebiyle reddine, davanın yargı yolununu caiz olmaması sebebiyle reddine, dava konusu bedellerin zaman aşımına uğramış olması sebebiyle reddine, usule ve esasa ilişkin diğer açıklamalar doğrultusunda huzurdaki davanın usuldlen ve esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yüklenmesine karar vekilmesini talep ettiği görülmüştür.
Dava ; Dava, hukuki niteliği itibariyle; elektrik abonesi olan davacıdan kayıp -kaçak, dağıtım bedeli, perakende satış hizmet bedeli, iletim bedeli, adı altında tahsil edilen bedellerin davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava yazılı yargılama usulüne tabii olup, usulünce taraf teşkili sağlanmış , dilekçeler aşaması tamamlanmış , HMK 140 maddesi uyarınca ön inceleme duruşmalı yapılıp uyuşmazlıklar tesbit edildikten tahkikat sonlandırılarak HMK 186 maddesi uyarınca sözlü yargılama yapılarak dava sonuçlandırılmıştır.
Uyuşmazlık ;Taraflar arasında imzalanan …….. Sözleşmesi uyarınca, 01/03/2006 tarihinden dava tarihine kadar davalının davacıdan kayıp kaçak bedeli ,iletim bedeli dağıtım bedeli ,sayaç okuma bedeli ve perakende satış hizmet bedeli adı altında tahsil edilen bedellerin sözleşmeye uygun olup olmadığı ve davacının bu bedellerinin iadesini talep edip edemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
Davacı vekili 14/03/2017 tarihli duruşmada dava dilekçesini ve yazılı beyanlarının tekrar ettiklerini beyan etmiştir.
Davalı vekili 14/03/2017 tarihli duruşmada cevap dilekçesini ve yazılı beyanlarının tekrar ettiklerini beyan etmiştir.
Kayıp kaçak, dağıtım ve iletim bedeli, sayaç okuma ve perakende satış hizmet bedeli ile ilgili olarak Yargıtay Hukuk Genel Kurulu ve Yargıtay …. Hukuk Dairesi’nce verilen kararlar ile bu bedellerin mevcut mevzuat kapsamında abonelerden tahsilinin hukuka uygun olmadığı kabul edilmiştir.
Mahkememizde açılan davadan sonra 17/06/2016 tarihinde 29745 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı Kanun’un 17. Maddesinin 1,3 ve 4. Fıkraları ile 6. Fıkrasının (a.ç.d.f) bentleri değiştirilmiş, aynı maddeye eklenen 10. bent ile “Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda Tüketici Hakem Heyetleri ile Mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır.” hükmü getirilmiştir.
6719 sayılı Kanun’un 26. Maddesi ile 6446 sayılı yasaya eklenen Geçici 20. Maddesinde ise “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17. Madde hükümleri uygulanır.” hükmü düzenlenmiştir. Söz konusu maddeye göre Tüketici Hakem Heyetlerinin ve Mahkemelerin bu konuda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkisi sadece dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp kaçak bedellerinin kurumun bu konuda düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlanmıştır. Kanunun yürürlüğünden önce mahkememizde açılan işbu davada davacı yanın tahsilatların EPDK’nın düzenleyici işlemlerine aykırı olduğu yönünde bir iddiası bulunmayıp, yapılan tahsilatların haksız ve hukuka aykırı olduğu iddiası ile davalıdan tahsili istenmiş, EPDK’nın düzenleyici işlemlerine aykırı şekilde işlem yapıldığı yönünde bir itizarız olmadığını bildirmiştir.
HMK 331 maddesi hükmü uyarınca davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hallerde Hakim davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hüküm eder.
Bir davanın yargılaması sürerken yürürlüğe giren yeni bir Kanun yada Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı ile davanın konusuz kalması mümkündür. Bu durumda mahkemece davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmektedir. Mahkememizde açılan davanın yargılaması sırasında 17/06/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6719 sayılı Yasa ile 6446 sayılı Yasa’ya getirilen yeni düzenlemeler uyarınca dava konusuz kalmıştır. Yürürlüğe giren yeni yasa nedeni ile konusuz kalan davada yeni yasanın yürürlüğe girmemiş olması halinde davanın açıldığı tarih itibariyle haklı olan ve kendisini vekille temsil ettiren davacı lehine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesi gereklidir. Mahkememizde açılan davanın tarihi itibariyle gerek Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, gerekse Yargıtay … Hukuk Dairesi kararları ile davacının bu davayı açmakta haklı olduğu sabittir. Dava açıldığı anda haklı durumda olan tarafın yargılama sırasında oluşan yasa değişikliği sonucu haksız duruma düşmesi halinde yargılama giderlerinden ve dolayısıyla karşı tarafın vekalet ücretinden sorumlu kılınması da mümkün değildir.
Açıklanan nedenlerle (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 18/11/2009 günlü ve 2009/18 – 421 Esas – 2009/526 Karar sayılı ilamı ile, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi’nin 05/05/2017 tarih, 2017/452 Esas- 394 Karar sayılı karar, Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 2017/2534 Esas 3956 Karar sayılı 28.03.2017 tarihli kararı ile onanan Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ……. Hukuk Dairesinin 2016/21 Esas – 21 Karar sayılı 07/12/2016 tarihli kararı da nazara alınarak ) konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davanın açıldığı tarih itibariyle dava açmakta haklı olan davacının yargılama sırasında yapmış olduğu yargılama giderlerinin davalıdan tahsili ile davacı lehine maktu vekalet ücreti takdireni dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-6719 sayılı kanunun 21. Maddesi ile 6446 Sayılı Elektirik Piyasası Kanunu’nun 17. Maddesine eklenen 10. Fıkra hükmü ve 6719 Kanunu’nun 26. Maddesi ile 6446 Sayılı Elektrik Piyasası KAnunu’na eklenen geçici 20. Maddesi hükümlerine istinaden davanın konusuz kalması nedeniyle DAVANIN ESASI HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2- Karar tarihinde yürürlükte olan Harçlar Kanunu ‘na göre alınması gerekli 35,90 TL ilam harcından dava açılırken yatırılan 170,78 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 134,88 TL ilam harcının davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı taraf kendini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan …Ü.T.’ye göre 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya yada ahzu kabza yetkisi olan vekiline verilmesine,
4-Davacı tarafça yapılan 167,40 TL tebligat zarf giderinin davalıdan alınarak davacıya yada ahzu kabza yetkisi olan vekiline verilmesine,
5-Davacı tarafça yatırılan 170,78 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya yada ahzu kabza yetkisi olan vekiline verilmesine,
6-HMK 120 maddesi gereğince davacı tarafça yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştikten sonra ve istem halinde HMK 333 maddesi gereğince davacıya ya da ahzu kabza yetkili vekillerine iadesine,
Karar verildi.
Tarafların yokluğunda, HMK 345 Maddesi uyarınca gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren yasal 2 haftalık süre içerisinde İstanbul BAM’a İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.