Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/201 E. 2018/86 K. 25.01.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİKARAR

ESAS NO : 2016/201 Esas
KARAR NO : 2018/86

DAVA : Menfi Tespit (Ticari Nitelikteki Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 25/01/2018

DAVA :
Davacı vekili Mahkememize sunduğu……. havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; Müvekkillerinin, ortak ve yönetici oldukları ……. ile ……. teminatı kapsamında davalıya 50.000 TL meblağlı ve hatırlanmayan muhtelif tarih ve meblağlı kambiyo senetlerini, keşideci ve/veya kefil sıfatıyla tanzim ve imza ederek verdiklerini, ………, ……… tarihinde tasfiyeye girdiğini ve 10.12.2013 tarihli tasfiye sonu beyanı, Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinin,…… tarih ………. sayılı nüshasında yayınlandığını, ………. tarihinde tasfiyeye girdiğini ve …….. tarihli tasfiye sonu beyanı, ……..tarih ……. sayılı nüshasında yayınlandığını, davalının, herhangi bir alacağı olmamasına rağmen nezdinde bulunan teminat senetlerini iade etmediğini beyan ederek, avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin altında hukuki yardımda bulunulması mümkün olmadığından, HMK 329. Madde uyarınca davalının, en geç ilk duruşmaya kadar davayı kabul etmemesi durumunda yargı giderlerine ilave olarak, müvekkilinin tarafına ödeyeceği ücretin bir kısmı olan asgari ücret tarifesine göre belirlenecek miktarının da, davalı tarafından davacıya ödemesine mahkum edilmesine karar verilmesini, davalı nezdinde bulunan 50.000 TL meblağlı teminat senedi ile varsa diğer teminat senetlerinin iptali ile taraflarına iadesine, davalıya borçlu bulunmadığının tespitine, davalının HMK 329. Maddesi kapsamında ayrıca vekalet ücretine mahkumiyetine, yargı giderlerinin davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili Mahkememize sunduğu 28/12/2016 havale tarihli cevaba cevap dilekçesinde özetle: Davalı vekili tarafından dosyaya sunulan cevap dilekçesinin, yasal cevap süresi geçtikten sonra ibraz edildiğini, süresinde ibraz edilmeyen cevap dilekçesini ve davalı delillerini kabul etmediğini, davalı banka nezdinde, icra takibine konu olan senet dışında dava dilekçesinde belirtilen başkaca senetler de mevcut olduğunu bunun davalı vekili tarafından zımnen ikrar edildiğini, ancak ibraz/iade edilmeyen çek yaprakları nedeniyle bloke yapılmadığını, gayri nakdi riskin devam ettiği hususunda beyanda bulunulmuş ise de dava dışı ………. tasfiye edildiğini, davalı bankanın ilgili şirketlerin tasfiyesi aşamasında herhangi bir hak alacak iddiasıyla tasfiye memurluklarına müracaatta bulunmadığını, bu nedenlerle davalı iddialarının, gerçekle ilgisi bulunmadığını, davanın kabulüne karar verilmesini verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili….. havale tarihli esas hakkındaki beyanında; Müvekkillerinin davalı bankaya gerek çek riski kapsamında gerekse senetler kapsamında herhangi bir borcu olmadığını, bu hususa ilişkin ıslah dilekçesi sunduklarını beyanla bu doğrultuda davanın kabulü ile müvekkillerinin davalıya herhangi bir şekilde borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili Mahkememize sunduğu …….. havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: Müvekkili bankaya borçlu bulunan davacılar ve ……. şirketi hakkında banka tarafından nakdi kredi borçları sebebiyle, İstanbul ..İcra Müdürlüğü ……… sayılı dosyasından 27.500,00 TL bedelli asıl alacak için 19.04.2010 tarihli 130.000,00 YTL bedelli senedin icraya konulduğunu, bu dosyanın tahsilatla kapandığını; 23.06.2011 tarihinde borçlu tarafından 1.115,40 TL tahsil harcı ödenmek sureti ile dosya infaz edildiğini, ….. tarihli 130.000,00 TL bedelli senet aslının hala icra kasasında bulunduğunu, borçlu tarafından tahsil edilerek infaz olan dosyadan dilediği zaman senet aslı iade alınabilecekken bu zamana kadar teslim alınmadığını, İş bu davanın açılmasında müvekkilinin bir kusuru bulunmadığı gibi kötüniyetinin de olmadığını, ayrıca müvekkili bankaya davacıların kefil olduğu……… ‘nin 5.920 TL çek riski bulunduğunu, bu konuda müvekkili bankaya karşı sorumluluklarının devam ettiğini, çekler bankaya iade edilmediğini, nakit blokesi yapılmadığını, hali hazırda gayri nakdi risklerinin devam ettiğini beyanla, süresinde olmayan davanın reddine, Yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı yana yüklenmesine, Karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili Mahkememize sunduğu 18/01/2017 havale tarihli ikinci(2.) cevap dilekçesinde özetle: cevap dilekçesini tekrarla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili 25/01/2018 havale tarihli esas hakkındaki beyanında;önceki beyanlarını tekrarla, ıslah beyanlarını kabul etmediklerini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde davacıların ortağı olduğu şirketlerin borçları nedeni ile davalı bankaya verilen teminat senetlerinin şirketlerin tasfiye ve terkin edilmesine rağmen banka tarafından davacılara iade edilip edilmediği noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, kambiyo senedinden dolayı borçlu olmadığının tespiti(menfi tespit) davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: Menfi tespit davasını düzenleyen 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 72/1. Maddesindeki ” Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER :
Davacıların ortağı olduğu …….in 31/12/2013 tarihinde ………’nin 06/01/2012 tarihinde tasfiye sonu terkin işleminin yapıldığı ticaret sicil kayıtlarından anlaşılmıştır.
Bankacı bilirkişi 12/04/2017 Havale tarihli raporunda özetle; dava dışı ……….’nin inceleme günü olan 07/04/2017 tarihi itibari ile nakit kredi riskinin olmadığı ancak 6.520,00 TL gayrinakit riskinin bulunduğunu, yine davacılar vekilinin bankada teminat çeki ve teminat senedi bulunduğu yönündeki itirazının değerlendirilmesi için banka kayıtları üzerinde yapılan incelemede dava dışı asıl borçlu…….nin kredisinin teminatı olarak verildiği iddia edilen çek ve senedin banka kayıtlarında olmadığı banka yetkilileri tarafından imzalı kaşeli olarak bu tespiti yazılı olarak dosyaya sunduklarını, taraflar arasında 27/07/2007 tarihinde 96.970 TL limitli …….. istinaden dava dışı ……i nakit kredi kullandırımlarında bulunduğunu ve…….. nolu çek hesabının açılarak bu hesaptan dava dışı asıl borçluya 6 adet çek yaprağının davalıya imza karşılığı çek makbuzu ile teslim edildiğini, davalı bankanın 22/02/2016 dava tarihi itibariyle dava dışı asıl borçlu ………… Nezdinde veya tedavülde bulunan veya davalı bankaya iade etmemiş olduğu tespit edilen çek adedinin 8 olarak tespit edildiğini, bu çeklerin seri numaralarının, …… nolu hesaptan ……ve…… çek nolu çekler olduğunu, çekle ödemelerin düzenlenmesi ve çek hamillerinin korunması hakkında kanunda değişiklik yapılmasına ilişkin kanunu madde 10 – Muhatap banka, süresinde ibraz edilen çekin karşılığının bulunmaması halinde her çek yaprağı için …. Liraya kadar kısmen karşılığının bulunması halinde ise bu miktarı her çek yaprağı için …. Liraya tamamlayacak biçimde ödeme yapmakla yükümlüdür, bu hususun, hesap sahibi ile muhatap banka arasında çek defterinin teslimi sırasında yapılmış olan dönülemeyecek bir gayri nakdi kredi sözleşmesi hükmünde olduğunu, eski çek kanununu 10. Maddesine göre çek yaprak bedelinin muhatap banka tarafından hamile ödenmesinin hukuki niteliği, çek defterinin muhatap bankadan talep edilmesi ile akdedilen ve dönülmeyecek olan bir sözleşme niteliğinde olduğundan banka ödemiş olduğu çek yaprak bedeli için hesap sahibine rücu hakkını bu sözleşme ile saklı tuttuğundan, davacıların kefaletlerinden dolayı her bir çek yaprağının banka sorumluluk bedeli ödenmesi halinde davalı bankaya sorumlulukları olduğunu, davalı bankanın ……… kayıtları üzerinde inceleme de davacının dava konusu ettiği …… ticaret sicil numarasına kayıtlı ……..adlı bir müşterilerinin bulunmadığını Rapor etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, Türk Milleti adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. m.141); toplanan deliller, ticaret sicil kayıtları, bilirkişi raporu, banka kayıtları, iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; davacılar her ne kadar dava dilekçesinde 50.000,00 TL meblağlı teminat ile varsa diğer teminat senetlerinin iptalini istemişler ise de senetlerin niteliklerinin somutlaştırılmadığı, yaptırılan bilirkişi incelemesine göre de, davalı banka nezdinde herhangi bir senedin tespit edilemediği, davalı bankanın da kabulünde olduğu üzere, İstanbul Anadolu 2. İcra müdürlüğünün ……… esas sayılı dosyası üzerinden ………. Tarafından borçlular ……… hakkında 27.500,00 TL alacağa istinaden, 19/04/2010 vade tarihli 130.000,00 TL bedelli bonoya istinaden takibe geçildiği ve takibin tahsilat ile kapandığı, davalı vekilince de verilen 06/12/2016 tarihli beyan dilekçesinde de bahsi geçen takip dosyasının infaz edildiğini ve 19/04/2010 vade tarihli 130.000,00 TL vade tarihli senedin hala icra kasasında bulunduğunun beyan edildiği, davacı takip borçluları tarafından tahsilat ile sonuçlanan icra takibi sonunda icra kasasında bulunan 130.000,00 TL’lik bononun icra kasasından alınmasına herhangi bir engel bulunmadığı, kaldı ki dava değerinin 50.000,00 TL’lik senede ilişkin olduğu, bu nedenle senedin iadesine ilişkin davada güncel bir hukuki yararın bulunmadığı, davacı vekili 17/02/2017 tarihli açıklama dilekçesi ile her ne kadar davalı vekilinin beyanlarına istinaden davalı bankaya borçlu olunmadığına ve başkaca kambiyo senedi bulunmadığına karar verilmesi talep edilmiş ise de bu hususta güncel bir hukuki yararın olmaması nedeni ile talebin yerinde olmadığı, yine davacı vekilince sunulan 25/05/2017 havale tarihli dilekçede teminat senedi nedeni ile borçlu olmadıklarının tespiti ve çalınan boş çek koçanları ve yaprakları nedeni ile davalı bankaya blokaj teminat çek riski veya sair adlar altında, herhangi bir borç bulunmadığının tespiti, davacıların elinde bulunmayan ve bankaya da ibraz edilmeyen çeklerin iptali, söz konusu çekler nedeni ile çek riski ve sair ad altında herhangi bir borç bulunmadığının tespiti ve davalı bankanın karşılıksız çek iddiası ile davacılar hakkında tuttuğu olumsuz sicillerin terkini ve bu konuda BDDK’ya yazı yazılmasına karar verilmesi istenmiş ise de, alınan bilirkişi raporuna göre davalı bankanın halen 8 adet çek için çek zorunlu karşılık bedeli nedeni ile riskinin devam ediyor olması ve banka sorumluluğunun 5941 sayılı yasanını geçici 3/4. Maddesi uyarınca 30/06/2018 tarihine kadar devam edecek olması nedeni ile tüm taleplerin yerinde olmadığı, gerek davalı bankaya teminat senedi teslim edildiğine dair herhangi bir kayıt ve belge bulunmaması gerekse davalı bankanın halen çek riskinin devam ediyor olması nedeni ile davanın yerinde olmadığı sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak Davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Başlangıçta peşin olarak alınan 29,20 TL harcın işin hitamında alınması gerekli olan harçtan mahsubu ile bakiye 6,70 TL karar ve ilam harcının davacılardan alınarak hazineye irat kaydına,
3- Davacı tarafın yargılama sırasında yapmış olduğu masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
4- Davanın maktu harç ödenerek harçlandırılmış olması nazara alınarak davalı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden yargılama sırasında yürürlükte olan 2.180,00 TL’nin davacı taraftan alınarak davalıya verilmesine,
5-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi uyarınca, artan gider avansının davacıya iadesine,
Dair, hazır olan taraf vekilinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.