Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1354 E. 2018/538 K. 10.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2016/1354 Esas
KARAR NO : 2018/538

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/12/2016
KARAR TARİHİ : 10/05/2018

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı şirket vekili dava dilekçesinde özetle : müvekkilleri……… Sayılı Kanun ve ilgili mevzuat kapsamında Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun tanzim ettiği dağıtıcı lisansı kapsamında akaryakıt sektöründe faaliyet gösterdiğini, bu faaliyet çerçevesinde bizzat belirlediği noktalarda kendi marka ve logosu altında … standartlarının kurulacak kurulu akaryakıt istasyonlarında akarkayıt … satı faaliyetini gerçekleştirdiğini, davalı tarafından müvekkil şirkete keşide edilen Isparta ……. Noterliğinin 21/11/2016 tarih .. yevmiye sayılı ihtarnamesi ile haksız gereçeler öne sürerek taraflar arasında akdedilen bayilik sözleşmesi süresinden önce tek taraflı olarak sonlandırıldığını, anılan ihtarnamenin müvekkil şirkete 23/11/2016 tarihinde tebliğ edildiğini, davalarının kabulü ile sözleşmeden ve kanundan kaynaklanan her türlü zarar ziyanın temini hakları ile fazlaya ilişkin tüm talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla bayilik sözleşmesinin başlangıçtarihi olan 31/12/2015 tarihinden bayilik sözleşmesinin davalı tarafça tektarflı olarak haksız surette feshedildiği 21/11/2016 tarihine kadar ki dönem yönünden 10.000,00 TL cezai şart alacakları ile sözleşmenin sona erdiği 21/11/2016 tarihinden sözleşmenin devamı halinde sona ereceği 31/12/2020 tarihine kadar ki dönem yönünden şimdilik 16.000,00 TL kar mahrumiyeti alacaklarının taraflar arasındaki bayilik sözleşmesine bağlı olarak aylık %7 akdi faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkil bayi ile davacı firma arasında imzalanan 31/12/2015 tarihli ….bayilik sözleşmesinin feshinin haksız oludğu akabinde cezai şart ve kar mahkumiyeti iddiası ile açılan davayı reddettiklerini, davacı firma ile müvekkilarasında 31/12/2015 tarihli imzalanan ….. Bayilik Sözleşmesi hükümlerine vesözleşmeye ekli imzalananAsgari MalAlım Taahhütnamesine göre müvekkil davacı firmadan akaryakıt ve petrol ürünleri almayı taahhüt ettiğini, kyalnız davacı firma 5015 Sayılı Petrol Piyasası Kanunu ve ilgili sözleşme uyarınca bu ürünleri gönderme zorunluluğu olduğu halde göndermediğini , bu nedenle davacı firmaya müvekkil tarafından Isparta …… Noterliğinin 7820 yevmiye numaralı ve 08/11/2016 tarihli ihtarı ile satışa sunulacak akaryakıt ve petrol ürünlerini ivedilikle akaryakıt istasyonuna gönderilmesi istenildiğni, ilgili ihtardan önceki 40 gün boyunca müvekkilin depolarının boş kaldığını akaryakıt ve petrol ürünlerini davac…….. firmasından temin edemediğini, bu ihtara herhangi bir cevap verilmediğini, üründe gönderilemdiğini, bu sebeplerle müvekkilin ticari kayıplar yaşadığını davacının firma petrol ve akaryakıt ürünlerini göndermediği gibi 11/11/2016 tarihinde de istasyonlu bayilik sözleşmesi uyarınca 31/12/2015 tarihli protokolle davacı firmaya verilen 100.000,00 TL lik teminat mektubuna davacı firmanın paraya çevirdiğini ve haksız bir şekilde tahsil ettiğini, davacının dağıtıcı olarak ürün sağlama yükümlülüğünü yerine getirmediğini, açıklamış oldukları nedenlerle davanın reddi ile birlikte yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
Dava ;Bayilik sözleşmesinden kaynaklanan cezai şart ve kar mahrumiyetine yönelik alacak davasıdır.
İNCELEME VE GEREKÇE
Dava yazılı yargılama usulüne tabii olup, usulünce taraf teşkili sağlanmış , dilekçeler aşaması tamamlanmış , HMK 140 maddesi uyarınca ön inceleme duruşmalı yapılıp uyuşmazlıklar tesbit edildikten sonra tahkikat aşamasında deliller toplanıp ticari defterler ve dosya üzerinden teknik bilirkişi aracılığı ile bilirkişi incelemesi yaptırılarak tahkikat sonlandırılıp, HMK 186 maddesi uyarınca sözlü yargılama yapılarak dava sonuçlandırılmıştır.
Davacının dağıtım şirketi davalının bayi olarak imzalamış olduğu 31/12/2015 tarihinde yürürlüğe giren bayilik sözleşmesinin; 45. Maddesinde bayinin sözleşme hükümlerine aykırı davranması halinde davacı şirketin sözleşmeyi tek başına fesh edebileceği feshin yetkisini kullanmak yerine bayiyi süre vererek sözleşme şartına uyması için yazıla olarak ihtar edebileceği, mal teslimiyatını dilediği kadar durdurabileceği, bayiden uyulmayan her husus ve tekrarlanan her fiil için sözleşme veya ek protokolde belirlenen esaslara göre cezai şart kabul edilebileceği sözleşme veya petrol piyasası mevzuatına aykırı davranışından dolayı kendisinin veya müşterisinin herhangi bir zarar görmesi halinde zarar ziyanın tazmini talep edilebileceği Fesih Başlıklı 46. Maddesinde ise sözleşmenin hükümlerine ve maddede belirlenen şartlara aykırı davranılması halinde davacı dağıtıcı firmanın sözleşmenin feshi ve bayilik ilişkisinin sona erdiği, 47. Maddesinde feshin sonuçları düzenlendiği, Cezai Şart Başlıklı 48. Maddesinde bayinin sözleşme hükümlerine veya sözleşmeye ek olarak imzalanan sözleşme veya taahütlere aykırı davranması sebebiyle sözleşmenin davacı dağıtıcı tarafından feshi halinde veya bayinin dağıtıcının rıza ve muvafakatını almaksızın sözleşmeyi tek taraflı fesh etmesi halinde cezai şart ihtarnamesi keşide edilmesine ve mahkeme kararı gerek olmaksızın bayinin ilk yazılı talep üzerine cezai şartı dağıtıcı davacı şirkete ödemeyi kabul ve taahhüt ettiği, teminat başlıklı 49. Maddesinde bayinin dağıtıcı ile yapacağı alışveriş ve bu sözleşme nedeniyle doğmuş ve doğacak borçlarının teminatı ve/veya karşılığı olmak üzere dağıtıcının istediği teminatı vermek zorunda olduğu husus düzenlendiği görülmüştür.
31/12/2015 tarihli bayilik sözleşmesinin eki niteliğinde imzalanan protokolün 4. Maddesinde tarafların çalışma şartları ile davalının davacıya 100.000 TL tutarlı kesin banka teminatı mektubu vermeyi taahhüt ettiği anlaşılmıştır.
Asgari mal alım taahhütname başlıklı 04/01/2016 tarihli davalı tarafından imzalanan taahhütnamenin 31/12/2015 tarihli bayilik sözleşmesinin ayrılmaz bir parçası olduğu ve davalının davacı dağıtıcıdan almayı taahhüt ettiği ürünlerin cinsi ve miktarının düzenlendiği anlaşılmıştır.
23/12/2015 tarihli garantör taahhütnamesinden davalı …’ın davacı şirket ile dava dışı …… arasında imzalanan bayilik sözleşmesi, taahhütname, protokol ve sair sözleşmeler nedeniyle dava dışı şirkete TBK 128.mad gereğince garantör olduğu görülmüştür.
Isparta ……… Noterliğinin 08/11/2016 tarihli … yevmiye nolu ihtarnamesi ile davacı davalıya akaryakıt bayilik sözleşmesi uyarınca sözleşmede belirtilen şart ve zamanlarda dağıtıcı firma olarak akaryakıt temini ve ikmali yasal zorunluluğu olduğu halde 40 gündür satışa konu akaryakıt ve petrol ürünlerinin temin ve ikmalinin sağlanmadığı ve ayrıca…….l firmasının davacıya olan borcundan dolayı ürün teslimatı yapılmadığını şifaen öğrendiğini adı geçen firmanın borcu ile ilgili herhangi bir fiili hukuki ve mali irtibatının bulunmadığını sözleşmeden doğan hükümlülüklerle yerine getirilmesini akaryakıt ve petrol ürününün temininin sağlanması aksi halde sözleşme hükümlerinin yerine getirilmemesi ve maddi ve manevi zararının giderilmesi için EPDK ve yargı nezdinde yasal yollara başvuracağını ihtar ettiği anlaşılmıştır
Isparta …… Noterliğinin 21/11/2016 tarihli 09235 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davalı davacıya 53 gündür dağıtıcı firmanın akaryakıt ve petrol ürünü ikmalinin yapılmadığı bu nedenle sözleşmeden doğan hükümlülüklerini yerine getirmediğini ve ayrıca verilen teminatı da haksız şekilde bozdurduğunu belirterek sözleşmeyi haksız sebeple fesh ettiği ihtar etmiş, ihtarname davacıya 23/11/2016 tarihinde tebliğ edilmiştir.
UYUŞMAZLIK ; Taraflar arasında 31/12/2015 tarihleri arasında imzalanan bayilik sözleşmesinin davalı tarafından haksız olarak fesh edilip edilmediği ile davacının bu sözleşme uyarınca davalının sözleşmenin devam edeceğini taahhüt ettiği dönem için kar mahrumiyeti zararı bulunup bulunmadığı ile bu döneme ilişkin kar mahrumiyeti ile cezai şart talep edip edemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
Tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi yönünden uyuşmazılk konusu hakkında dosya üzerinden bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir.
Taraflar tacir olup, uyuşmazlığın çözümü için ticari defterlerinin incelenmesi gerekli olup, delil olarak da ticari defterlere dayanıldığından , TTK 83-85 maddesi ve HMK nun 222 maddesi uyarınca tarafların ticari defterlerin de incelenmesine karar verilmiştir.
Davacı şirketin ikametgahı Mersin Asliye Ticaret Mahkemesi ne talimat yazılarak davacı şirketin ticari defterleri üzerinde inceleme yaptırılmış talimat mahkemesinde sunulan 20/10/2017 tarihli havale tarihli bilirkişi raporunda , davacının 2015,2016 yılı ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin TTK hükümlerine uygun olarak tutulduğu ve sahibi lehine delil niteliği taşıdığını , davacı ticari defterlerine göre davalının 01/01/2016-21/10/2016 tarihine kadar en son 20/09/2016 tarihinde 1.968 litre olmak üzere toplam 47.017 litre benzin aldığı , yine en son 20/09/2016 tarihinde 8.792 litre olmak üzere toplam 286.704 litre motorin aldığı, davacı ticari defterlerine göre madeni yağ alımının olmadığını sözleşmenin başlangıç tarihinden fesih tarihine kadar dönemi için motorin ve benzin yönünden toplam davacının 100.600,50 TL , sözleşmenin feshinden sözleşmenin sona erme tarihine kadar olan dönem için toplam 616.027,40 TL eksik ürün miktarı ve davacının mahrum kaldığı kar (cezai şart) zararı oluştuğunu, hesaplanan cezai şart ve kar mahrumiyeti tutarının davalının mahfına sebep olup olmayacağı hususunun davalı ticari defterlerinin incelenmesi mümkün olmadığından tesbit edilemediğini bildirmiştir.
Davalı şirketin ikametgahı Isparta Asliye Ticaret Mahkemesi ne talimat yazılarak davacı şirketin ticari defterleri üzerinde inceleme yaptırılmış talimat mahkemesinde sunulan 08/08/2017 tarihli havale tarihli bilirkişi raporunda , davalının 2015,2016 yılı ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin TTK hükümlerine uygun olarak yapıldığı ticari defterlerine göre davalının davacıdan 63,60 metreküp benzin aldığını, sözleşmeye göre taahhüt ettiği miktarın 75 metreküp olduğunu yine davalının 347,91 metreküp motorin aldığını , sözleşmeye göre taahhüt ettiği miktarın 1.425 metreküp olduğunu, madeni yağ alımı olmadığını, davalının defterlerinden alış satış ve giderlerin ortaklara borç … hesabında takip yani tek hesapta takip edildiğini, açık hesapların ayrı ayrı hesaplarda takip edilmesi gerektiğini, davalı defterlerinin bilgi isteyenlerin bilgilendirebilecek nitelikte olmadığını, bu nedenle usulüne uygun tutulmadığını 20/09/2016 tarihinden sonra davacıdan mal alışının bulunmadığını mal alışına ilişkin faturanın davalının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu cari hesap yönünden davalı defterlerinin usulüne uygun tutulmadığı ve borç alacak tesbitinin yapılamadığı alışlar yönünden davalı defterlerin birbirini doğruladığı ve bu yönden sahibi lehine delil teşkil edeceğini belirlemiştir .
Tarafların ticari defterleri üzerinde talimat mahkemesi ile yapılan incelemelerin mali müşavir bilirkişi yönünden değerlendirilmesi uyuşmazlık konusu hakkında dosya üzerinden yapılan bilirkişi incelemesi neticesinde bilirkişi heyeti tarafından 02/01/2018 tarihinde sunulan raporda;taraflar arasında imzalanan akaryakıt bayi sözleşmesi uyarınca ticari ilişkinin 31/12/2015 tarihinde başladığı , 31/12/2016 tarihinin yevmiye kapanış maddesine göre 11/12/2016 dönemi otomosyon bedeli açıklaması ile kesilen 850,00TL fatura bedelinden dolayı davacının alacaklı olduğunun görüldüğü , 24/10/2016 tarihinde davacının davalıdan 11.669,82 TL alacaklı olduğunu 11/11/2016 tarihinde dava dışı……… davalının …. olduğu şirketin davacıya olan 59.502,80 TL borcun davalının borcuna aktarıldığı , bu aktarım sonrasında davacının davalıdan 71.597,62 TL alacaklı hale geldiği davacının davalıdan aldığı 100.000 TL bedelli… Teminat mektubunu nakde çevirdiği ve bu tahsilat sonrasında davacının 28.402,38 TL davalıya borçlu hale geldiği davacının 17/11/2016 tarihinde cezai şart kar mahrumiyeti açıklamalı …. nolu 28.402,38 TL bedelli faturayı kestiği ve bu şekilde hesabını sıfırladığı davacının 28/11/2016 tarihinde ve 20/12/2016 tarihinde 425,00’er TL bedelli 2 adet otomosyon bedel açıklaması ile davalıya fatura kestiğini, davalının ticari defterlerini usulüne uygun tutulmadığını, …. düzenlenen rapora davacının itirazının bulunmadığı, taraflar arasında imzalanan bayilik sözleşmesi uyarınca davacı tarafın davalı bayisine akaryakıt ürünlerini temin ve teslim etmek, davalının ise bu ürünlerin bedelinin davacıya ödeme edimini üstlendiği, davalı bayinin davacıya karşı asgari alım taahhüdünde bulunduğu, davalının alımlarının belli bir miktara ulaşmaması halinde cezai şart ödemesinin öngörüldüğünü, davalının davacıya 40 gün süre ile akaryakıt ikmali sağlanmadığını bildirildiği, 08/11/2016 tarihinden sonra 11/11/2016 tarihinde davacının davalı tarafından verilen teminat mektubunu paraya çevirdiği, teminat mektubunun davalı bayinin doğmuş ve doğacak tüm borçlarının temini için düzenlendiği, davacının 21/11/2016 tarihli noter ihtarnamesi ile akaryakıt sevkiyatının sağlanmaması ve teminat mektubunun paraya çevrilmesi sebebi ile 31/12/2015 tarihli bayilik sözleşmesinin fesh edildiği, davalı 08/11/2016 tarihli ihtarname ile mal sevkiyatını talep etmesine rağmen davacının mal sevkiyatına başlamadığı, davalının 21/11/2016 tarihli bayilik sözleşmesinin feshinin haklı bir fesih olduğu, bu nedenle davacının kar kaybı ve cezai şart talep edemeyeceği, yine davalı bayinin dayandığı ikinci fesih nedeninin teminat mektubunun haksız olarak tazmin edildiği hususuna yönelik olduğunu, davalının davacıya dava dışı … için vermiş olduğu garantörlük sözleşmesinin geçerli olduğu, ancak davacının bu taahhüt nedeniyle davalıdan talepte bulunabilmesi için dava dışı üçüncü kişiye karşı kesinleşmiş bir alacak hakkının bulunması gerektiğini, davacının dava dışı 3.kişide olduğunu iddia ettiği cari hesap ve cezai şart alacaklarının kesinleşmiş bir alacak niteliğinde olmadığını, 3.kişide bulunduğu iddia edilen alacaklar kesinleşmiş olsa dahi davacının verdiği teminat mektubunun 23/12/2015 tarihli garanti taahhüdünden doğan borcun temini için değil davacı ile aralarında imzalanan bayilik sözleşmesinden doğan tüm borçlarını taahhüt etmek için verildiğini, borcun kapsamı hakkında tereddüt duyulduğunda borçlu lehine dar yorum yapılması gerektiğini, bayilik sözleşmesinin davalı tarafından ihlalinin söz konusu olmamasına rağmen davacının bu tartışmalı alacağı için davalının teminat mektubunu paraya çevirmesinin haksız olduğunu, bu fesih sebebi nedeniyle de davalının haklı olduğunu, davalının bayilik sözleşmesini feshi haklı sebebe dayanması nedeniyle davacının herhangi bir kar mahrumiyeti ve cezai şart talebinde bulunamayacağını bildirmiştir.
Mahkememizce bilirkişi raporu denetlenerek dosya içeriğine, denetime ve hüküm kurmaya elverişli kabul edilmiştir.
TBK 112. Maddesi uyarınca borç hiç veya gereği gibi ifa edilmezse borçlu kendisine hiçbir kusuru yüklenemeyeceği ispat etmedikçe alacaklının bundan doğan zararlarını gidermekle yükümlüdür.
TBK’nın 112. Ve devamı Maddesine göre; alacaklının, borçludan borcun hiç veya gereği gibi ifa edilmemesi nedeniyle tazminat isteyebilmesi için, bu yüzden bir zarara uğramış olması gerekir. Sözleşmeden kaynaklanan zarar müspet (olumlu) zarar olacağı gibi, menfi zarar da olabilir.
Borç, bir sözleşme ilişkisinden yüklenilen edimlerle sınırlı değildir; bu edimlerin yerine getirilmemesinden veya sözleşme dışı haksız eylemden doğan tazminat alacağı da borç kavramı içindedir.
Müspet zarar; Borçlu edayı gereği gibi ve vaktinde yerine getirseydi alacaklının mameleki ne durumda olacak idiyse, bu durumla eylemli durum arasındaki farktır. Diğer bir anlatımla, müspet zarar, sözleşmenin hiç veya gereği gibi yerine getirilmemesinden doğan zarardır. Kuşkusuz kâr mahrumiyetini de içine alır.Borcun yerine getirilmesinin kusurla olanaksız hale gelmesinde, temerrüde düşen borçludan, gecikmiş ifa ile birlikte gecikme dolayısıyla tazminat istenmesinde, yahut borçlunun temerrüdü halinde ifadan vazgeçilip, ifa yerine tazminat istenmesinde ve sözleşmenin olumlu biçimde ihlalinde, müspet zararın giderimi söz konusu olur (………………. vd.).
TBK 179 maddesi uyarınca ;
Bir sözleşmenin hiç ve gereği gibi ifa edilmemesi durumu için bir ceza kararlaştırılmışsa aksi sözleşmeden anlaşılmadıkça alacaklı , ya borcun yada cezanın ifasını isteyebilir
Ceza borcun belirlenen zaman veya yerde ifa edilmemesi durumu için kararlaştırılmışsa alacaklı hakkından açıkca feragat etmiş veya ifayı çekincesiz olarak kabul etmiş olmadıkça asıl borçla birlikte cezanın ifasını da isteyebilir. Bu hükme göre borçlunun borca aykırı davranması halinde alacaklı hem aynen ifayı hemde kararlaştırılan cezanın ödenmesini talep edebilmesi için alacaklının borcun ifasını ceza koşulu alacağını saklı tutarak kabul etmesi gerekmekte olup, ifanın ceza koşulu alacağını saklı tutmadan kabul edilmesi halinde alacaklı ceza koşulu talep etme hakkını kayıp edecektir.
Alacaklı ifaya eklenen ceza koşulu alacağını kayıp etmemesi için bu hakkını saklı tuttuğunu en geç ifa anına kadar açıkça ortaya koyması gerekir.
Alacaklı taraf bu iradesini açıklamadığı takdirde ceza koşulu talep edebilme hakkını kayıp eder ceza koşulu alacağa bağlı ( fer’i ) nitelikte bir alacak olduğundan ifa ile birlikte TBK 131 maddesi gereğince son bulur. (……….Sayfa 808-809 )
Dosyanın bir bütün olarak değerlendirilmesi neticesinde; taraflar arasında 31/12/2015 tarihinde akaryakıt bayilik sözleşmesi imzalandığı, bu bayilik sözleşmesi uyarınca ticari ilişkinin başlandığı, 08/11/2016 tarihinde davalı bayinin 40 gündür akaryakıt ikmalinin yapılmadığını belirterek, akaryakıt ikmalinin yapılması talebinde bulunduktan sonra, davacının 11/11/2016 tarihinde davalının garantör olduğu dava dışı …….’nden olan alacağını davacının borcuna aktararak bu aktarım sonrasında davalının bayilik sözleşmesi uyarınca vermiş olduğu 100.000,00TL bedelli ….. teminat mektubunu 11/11/2016 tarihinde nakde çevirdiği, davacı davalının taraflar arasında imzalanan bayilik sözleşmesine aykırı davranışı nedeniyle bayilik sözleşmesini fesh ettiği veya davalıya mal sevkiyatını durdurduğu hususunu dosya kapsamındaki delillerle ispatlayamadığından, yaklaşık 53 gün boyunca davacının 5015 Sayılı …. Kanunu’na göre bayiye mal sevkiyatı yapmaması nedeniyle davalının bayilik sözleşmesinin 21/11/2016 tarihinde feshinin haklı sebebe dayandığı, ayrıca davalının davacıya dava dışı …… …… için yapmış olduğu garantörlük sözleşmesi geçerli ise de davacının bu taahhüt nedeniyle davalıdan talepte bulunabilmesi için dava dışı üçüncü kişiye karşı kesinleşmiş bir alacak hakkının bulunması gerektiği, davacının dava dışı 3.kişide olduğunu iddia ettiği cari hesap ve cezai şart alacaklarının kesinleşmiş bir alacak niteliğinde olmadığı, 3.kişide bulunduğu iddia edilen alacaklar kesinleşmiş olsa dahi davalı tarafından davacıya verilen 100.000,00TL bedelli … teminat mektubunun 23/12/2015 tarihli garanti taahhüdünden doğan borcun temini için verilmediği, davalının taraflar arasında imzalanan bayilik sözleşmesinden doğmuş ve doğacak tüm borçlarının temini için düzenlendiği, bu nedenle bayilik sözleşmesi davalı tarafından ihlal edilmediği halde, davacının bu tartışmalı alacağı için davalının teminat mektubunu paraya çevirmesinin de haksız olduğu ve davalı tarafından bayilik sözleşmesinin haklı sebeplerle fesh edildiği ve böylelikle davacının davalıdan kar mahrumiyeti ve cezai şart talep edemeyeceği kanaatine varılarak davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- DAVANIN REDDİNE,
2- Dava açılırken davacı tarafından peşin olarak alınan 444,02 TL harçtan alınması gerekli olan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 408,12 TL karar ve ilam harcının karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iade edilmesine ,
3-Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan ……. Uyarınca 3.120,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı tarafça yatırılan 250,00 TL ‘lik gider avansından kullanılan 100,30 TL ‘lik masrafın davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6- Bakiye gider avansının HMK 333. Maddesi uyarınca karar kesinleştikten sonra talep halinde taraflara iadesine,
Karar verildi.
Davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda, Gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren HMK 345 maddesi uyarınca yasal iki haftalık süre içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu usulen anlatıldı..