Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1329 E. 2018/521 K. 10.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİKARAR

ESAS NO : 2016/1329
KARAR NO : 2018/521

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/12/2016
KARAR TARİHİ : 10/05/2018
DAVA :
Davacı vekili Mahkememize sunduğu 13/12/2016 havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; 26/12/2015 günü müvekkili şirkete ait ….. plakalı aracın nakliyesinin yapılacağı 27.848,38 TL tutarındaki dava konusu malzeme ile şoför…… tarafından kamera ile izlenebilen bir yer olan evin önüne parkedildiğini, şirket araçlarının her türlü zarara karşı davalı sigorta şirketine ……… nolu sigorta poliçesi ile sigortalandığını, aracın 26/12/2015 tarihinde şoförün evinin önünde sabaha karşı kilidi açılarak soyulduğunu, araç içindeki malların bir kısmı olan ……… değerindeki 41 koli eşyanın çalındığını, aynı gün durumun polise intikal ettirildiğini, sigortaya müracaat sonucu alınan 29/03/2016 tarih ve ……… sayılı yazı cevap ile “konaklama halinde nakliyatın yapıldığı vasıtanın emniyetli ve daimi gözetim altında bulunan kontrollü bir park alanına park edilmesi ve aracın kısa süreli terk edilmesinden önce araç sorumlusunun herhangi bir hırsızlığı önlemek açısından gereken tüm emniyet tedbirlerini almamış olması nedeniyle meydana gelebilecek olan hırsızlık hasarları teminat haricidir” özel istisna şartına istinaden herhangi bir tazminat ödemesi yapılmayacağının bildirildiğini, sigorta şirketinin red yazısının yerinde olmadığını, aracın şoförün evinin önüne park edildiğini, emniyetli ve gözetim altında bulunduğunu, malların hepsinin değil bir kısmının çalındığını, aracın aynı zamanda kameralarla gözlenen bir yerde bulunduğunu, sigorta şirketinin cevabının ödeme yapmama odaklı olduğunu, hasar bedeli olan 27.848,38 TL olarak mal sahibi ………..e 20/07/2016 tarihinde ödeme yapıldığını, beyanla 27.848,38 TL’nin hasar talep tarihi olan 26/12/2015 tarihinden itibaren avans faizi ile davalıdan tahsilin talep ve dava etmiştir.
Cevap dilekçesi davacı tarafa tebliğ edilmiş, ancak cevaba cevap dilekçesi sunulmamıştır.
Davacı vekili 10/05/2018 tarihli karar celsesindeki esas hakkındaki beyanında; önceki beyanlarını tekrarla davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili Mahkememize sunduğu 24/01/2017 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: davayı kabul anlamına gelmemek kaydı ile poliçesin 5. Sayfasında “Temita giren her bir hırsızlık hasarında/olayında 5.000,00 TL tenzili muafiyet uygulanacaktır.” özel şartının bulunduğunu, mahkemece uyuşmazlık konusu hasarın poliçe teminatı kapsamında kalması halinde değerlendirilmesi halinde hasar miktarından 5.000,00 TL muafiyet uygulanması gerektiğini, davacı tarafından satıcısının muhtelif emtiaların taşıma işini………… plakalı kamyonetin üstlendiği, müvekkili şirkete yapılan 05/10/2016 tarihli başvuru sonucu yapılan incelemede taşımayı yapan ….. plakalı aracın kamuya açık bir alanda park halinde bırakıldığının tespit edildiğini, poliçenin 9. Sayfasında yer alan özel şart uyarınca aracın korunaklı (etrafı çevrilmiş, kameralı, ışıklandırılmış park alanları vb) haricinde kamuya açık bir sokakta park edilmiş olması nedeniyle gerçekleşmiş olan hasarın tazmini için yapılan başvurunun reddedildiğini, dava dışı araç sürücüsünün kamyoneti evinin önünde, alalede bir sokağa park etmiş olması nedeniyle poliçede belirtilen emniyetli ve daimi gözetim altında bulunan kontrollü bir park alanını kabul edilmesinin mümkün olmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili 10/05/2018 tarihli karar celsesindeki esas hakkındaki beyanında; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde 26/12/2015 tarihinde davacı tarafın çalışanı tarafından evinin önüne parkedilen kargo aracının kilidinin kırılarak hırsızlanması sonucu oluşan zararın davalı sigorta şirketinin sigorta teminatında kalıp kalmadığı, sürücünün aracı terkederken gerekli tedbirleri alıp almadığı noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği; Riskin gerçekleşmesi iddiası nedeniyle sigorta bedelinin (maddi tazminat) tahsili, davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi; 6102 sayılı TTK’nın 1473/1. maddesindeki “Sigortacı sorumluluk sigortası ile, sözleşmede aksine hüküm yoksa, sigortalının sözleşmede öngörülen ve zarar daha sonra doğsa bile, sigorta süresi içinde gerçekleşen bir olaydan kaynaklanan sorumluluğu nedeniyle zarar görene, sigorta sözleşmesinde öngörülen miktara kadar tazminat öder.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER
Dosyaya celbedilen, 28/12/2015 tanzim tarihli ……….. tarafından tanzim edilen………. Poliçesi incelendiğinde; poliçenin ….. tarihleri arasında geçerli olduğu, sigortalısının …………… Taşımacılık…Tic. A.Ş., olduğu anlaşılmıştır.
23/03/2016 tarihli………… Kesin Ekspertiz Raporuna göre, hasar nedeni park halindeki nakliye aracından hırsızlık olan olaya ilişkin hasar tutarının ……… ….), olduğu ve rücu imkanının bulunmadığı raporlanmıştır.
……………. Bilirkişi mahkememize sunduğu 12/03/2018 havale tarihli raporunda özetle; 26/12/2015 tarihide davacı tarafın çalışanı tarafından evinin önüne park edilen kargo aracının kilidinin kırılarak hırsızlanması sonucu oluşan zararın sürücünün aracı terk ederken gerekli tedbirleri almamasından, pervasızca hareket etmesinden kaynaklandığı, taşıyıcının bu zarardan TTK 886 md. gereği sınırsız sorumlu olduğu, kural olarak pervasızlıkla oluşan zararın karayolu taşımacılık sorumluluk sigortası kapsamında olduğu, ancak sigorta sözleşmesi ile bu zararların da sigorta güvencesi dışına çıkarılmasına izin verildiği, sigorta poliçesinin taraflarının tacir olduğu, sigortacı ile taşıyıcı arasında sigorta poliçesinde yer alan açık hüküm karşısında meydana gelen zarar ve davacının katlandığı zararın davalı sigorta şirketinin sigorta teminatında kalmadığını, alternatif olarak sigorta poliçesinde konaklamada – gecelik beklemede gösterilmesi gereken özene ilişkin bir düzenleme olmasaydı, davacının sürücüsünün kasten zarar vermediği de gözetilerek 27.848,38 TL taşıma kaynaklı ödediği tazminattan 5.000,00 TL muafiyet düşülerek 22.848,38 TL tazminatı davalıdan talep edebileceğini beyan ve rapor etmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, Türk Milleti adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. m.141); toplanan deliller, sigorta poliçesi, hasar dosyası, ekspertiz raporu, ifade tutanakları, ödeme dekontu, fatura, araç tescil belgesi, bilirkişi raporu, iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı adına tescilli olan………. plakalı kargo arabasının yine davacı çalışanı tarafından 25/12/2015 günü saat 22:00 sıralarında davacı çalışanının kendi evinin önüne parkettiği, aracın 26/12/2015 günü saat 08:30 sıralarında arka kapak asma kilidi kırılmak suretiyle hırsızlandığının anlaşıldığı, araçta bulunan kargo taşımasına ilişkin ürünler ile ilgili olarak ………..’ye 27.848,38 TL ‘nin davacı tarafından ödendiği, davacı tarafça ödeme yapıldıktan sonra tarafı olduğu, ………… Sigorta Poliçesi kapsamında zararın tazmini için sigortacısı olan davalı sigorta şirketine başvurduğu, ancak davalı sigorta şirketinin meydana gelen hırsızlık hadisesinin teminat dışı olduğu gerekçesi ile tazminat talebinin reddedildiği, mahkememizce alınan bilirkişi raporunda aynı mahiyette olduğu, her ne kadar davacı vekilince davacı şirketin şoförü ………n kapalı kasa aracına herzaman ki yere 25/12/2015 günü evinin önüne parkettiğini, sürücünün aracı evinin önüne parkederek gerekli özeni gösterdiğini, aracın kapılarının özel güvenlikli kilitlerle kilitli olup, her türlü tedbirin alındığını, parkedilen yerin sokak olup, tenha ve tek bir aracın parkettiği yer olmadığını, pervasız bir hareketten söz edilmesinin mümkün olmadığını, sigorta teminatı için aracın kontrollü bir park alanına parkedilmesinin yeterli olduğunu, aracın bırakıldığı yerin kamera ile görüntülenen bir yer olduğunu ve hasarın teminat kapsamında kaldığını iddia etmiş ise de, davacı vekilince bahsedilen kamera kayıtlarına göre aracın 26/12/2015 tarihinde saat 07:33 sıralarında sokakta bina önünde park halinde olduğu esnada hırsızlandığı, taraflar arasındaki sigorta poliçesinin istisnalar başlıklı bölününde, konaklama halinde nakliyatın yapıldığı vasıtanın emniyetli ve daimi gözetim altında bulunan kontrollü bir park alanına parkedilmesi ve aracın kısa süreli terkedilmesinden önce araç sorumlusunun herhangi bir hırsızlığı önlemek açısından gereken tüm emniyet tedbirlerinin alınmamış olması nedeniyle meydana gelebilecek olan hırsızlık hasarlarının teminat harici bırakıldığı, davacının şoförü ……..in ilk ifadesinde aracı evinin önüne parkettiğini ve kamera kaydı olmadığını, sonraki ifadesinde ise kamera kaydını tespit ederek dosyaya sunduğunu beyan etmiş olması karşısında araç şoförünün parkettiği yol kenarının kamera ile kayda alındığını bilmediğinin anlaşıldığı, bu nedenle park alanının daimi gözetim altında bulundurulduğunun kabulünün mümkün olmadığı, ayrıca somut olayda kısa süreli bir terk durumunun söz konusu olmayıp davacı şoförünün ifadesine göre ……. günü saat . ile …….. günü saat 08:30 arasında parketme durumunun söz konusu olduğu, buna göre parkedilen alanın poliçeye göre devamlı gözetim altında tutulan kontrollü bir park alanı olması gerektiği, hırsızlığa konu aracın bir kamera tarafından görüntülenmiş olmasının gözetim şartını yerine getirmeye yetmediği, zira bahsi geçen kameranın sırf park eden araçları izlemek için tahsis edilmediği gibi anlık olarak da izlenmediğinin anlaşıldığı, parkedilen yerin bu tür araçların parkedilmesine ayrılan uygun bir yer olmadığı da nazara alındığında hasarın poliçe teminatı kapsamında yer almadığı, tüm bu nedenlerle davacının iddialarına itibar olunamayacağı, sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis etmek gerekmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2- Başlangıçta peşin olarak alınan 475,59 TL karar ve ilam harcının işin hitamında ödenmesi gereken 35,90 TL harçtan fazla olduğu anlaşıldığından 492 sayılı harçlar kanunun 31. maddesi gereğince fazla alınan 439,69 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istem halinde davacıya ödenmesine,
3-Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
4- Davalı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan…… uyarınca 3.341,81 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5- Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi uyarınca, artan gider avansının davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.